git gide jack nicholson' a benzeyen ki artık evrimini tamamlamıştır (joker oynayabilir belgesini almıştır.) lordlar kamarasından şeffaf odaya geçmiş güneri burjuvazioğlu adını almıştır...
hiç sevmediğim herkesin televizyonlardan iyi bildiği ve fakat gerçekte kendisini tanımadığı için üzerine methiyeler düzdüğü gereksiz insan mümtaz şahıs.Allah gerçekten rahmet eylesin!
yalnız o da arkadaşı olarak kısıtlamayıp horlayan bütün insanların ya da her neyseler, acilen devlet kontrolünde toplama kamplarına alınıp topluca katledilmesi gerekir yoksa ben yapacağım, ne faşist mi? evet var mı ulan her gün üç' e kadar sinir krizleri mi geçireyim yani reflü oldum lan sinirden. bitiriyorum: horlayan herkesin solunum yollarını sikeyim.
göte giren şemsiyenin zevk çığlığıdır. son yıllarda milletçe bu çığlığı atıyoruz. bu entryi girdiğim için şu an titriyorum, şu an o kadar da geç değil silebilirim, kimse görmez, ama ne diyeyim Allah' ın bildiğini kuldan saklamak olmaz. Haydi şakirt! ohh!
bu konuda çok hassas olduğum için ikinci entrymi giriyorum! tasvip etmesem de en iyi poşetler A 101 poşetidir duyurulur. ama onlarda aynı işgüzarlığı sürdürüyor. evet ben bir poşet fetişiyim sanırım.
en uyuz olduğum işgüzar kasiyer tipi. marka vermenin sakıncası yok sanırım, 'kipa bim dia' zaten marketten çıkmadan yırtılıyor neyin tutumunu yapıyorsun arkadaş, ayrıca sana ne oluyor prim mi alıyorsun a eşşek!, sana giren çıkan ne deyip, sevgilimle her alışverişe gittiğimde inadına fazla alıp evde çöp poşeti olarak kullanıyorum. pişman değilim, kendim planladım, uyguladım.
''Gregor Samsa bir sabah bunaltıcı düşlerden uyandığında, kendini yatağında dev bir böceğe dönüşmüş olarak buldu." cümlesiyle başlayan ve daha ilk satırda okuyucuyu kitabın içine çeken ve böceğe dönüştüren muhteşem Kafka eserinin 'dönüşüm' kahramanıdır. sevgiyle anıyoruz.
Albert Camus' nun tiyatro eseridir.. çeşitli uyarlamaları vardır. Çok severim şiddetle tavsiye ederim. Caligula efendide pek sapık pek gaddar pek hastalıklı bir imparator dostumuzdur ama oldukça da zekidir. Roma imparatorluğunun 4. imparatoru olması itibariyle bu kudretini istediği gibi kullanmasıyla bilinir, bilirim yapar.
* ay koluma değdi
- bi' şey olmaz
* kaşınıyor ama
- bi' şey olmaz
* zehirlileri varmış bunların
- bi' şey olmaz
* kızardı ama
- öl a.k ben çıkıyorum. üşüdüm.
Alt- Üst Kültür akımının yayını. defi- i hacet delileri ve sakinlerinin hazırladığı yer altından hallice dergi.. onu sokaklarda arayın!
bu da alt - üst kültür manifestosu:
1- her şey önce analiz sonra protesto edilebilir.
2- dil, mekaniktir. duygu, saklı; anlatım biçimi yazarın ya da yarattığı karakterin öznelliğindendir.
3- orta yoktur. alt ve üst'ün tabakalarında verdiğimiz her sanat yapıtı aşırıcılığın resmedilişidir.
4- bu oluşum mevcut olan akımlara alternatif getirmek için değil, alternatif olarak tutulan her "şeyi" mevcut kılmak içindir.
5- yöntem olarak taşlama, alay, tahkir etme, yok sayma, tenkit, mübalağa, iç sesler, hiciv ve mizah kullanılabilir.
6- dahili olduğumuz üretim negatif sanattır. çıkış noktası olarak acı ve şekil değiştirmiş türevleri temel alınır. ancak bu, acıya hayranlık ya da acıdan beslenmek değildir. daha çok, acı, araştırılması gereken bir bilim dalıdır.
7- amaç, tuhaflığı, kasıtlı karmaşayı, gülünç deliliği, hastalığı, gözlemlenebilir saçmalığı, maruz kalınan ve uygulanan şiddeti, güleç karamsarlığı ikili ya da toplumsal ilişkilerin çeperinde göstermek; gerekirse onarmaktır.
8- güttüğümüz siyaset -izm- dışıdır; tanımlanamaz.
9- ortaya çıkarılacak her ürün topluma dair kişisel metinlerdir. sorgu ve cevapları bünyesinde barındırmasıyla fısıltılı bir sayıklama halinde bile toplumla dolayısıyla çevresiyle dolayısıyla kendisiyle diyalog içindedir.
10- sanatımızda kıyamet kopmuştur. aktarılanlar kıyamet sonrasına aittir. hissizlik de fazla duygululuk da bu tempoda akar. orta yoktur.
11- evrensel olana değil hücresel olana inanırız. tek bir hücrede olup biten her şey konumuz olma ihtimalini taşır.
12- bu kurallara uymak kesinlikle zorunlu değildir. reddetmek buradan başlasın...
nasreddin hoca bir gün kasaptan bir kilo et almış çocuğunla eve göndermiş, çocuğa
* al bu eti anana ver akşama yemek yapsın da yiyelim yoksa s* kerim ölüsünü demiş
çocuk eti alıp eve götürmüş annesine vermiş, eti alan kadın eti pişirmiş evdeki misafirlerle yemiş
akşam eve gelen hoca yemeği sorunca kadın:
* hoca hoca! eti kedi yedi demiş
hoca -mcık mı durumu anlayıp kediyi teraziye koymuş, kedi 1 kilo gelmiş
hoca:
* şimdi s* ktim belanı kadın, et 1 kiloydu bu mına koduumun kedisi de bir kilo, bu etse bizim ibne kedi nerde? yok bu kediyse gönderdiğim eti nereye ananın mına soktun? etin kilosu kaça be geçmişini siktiğimininin karısı deyip.. vermiş odunu!
!!( dikkat kadına şiddete hayır! fıkra içinde geçen hakaret ve küfürlerden kesinlikle sorumlu değilim: hepsi hocanın bok yemesi)!!