kendisini bugün selamün kavlen karakolu oyununda izlediğim oyuncu. yakından daha bir afet-i devran, havalı, beğenildiğinin farkında olan kişi. yalnız boyu 2.11 değil belki 1.85 ancadır. oyun sırasında sahne gereceği aramızdaki mesafe 30 cm'e inmiştir. o anda eli ayağı titretendir. o tiyatronun kapısında yatar kalkarım artık.
psikolojik temelinde "buranın hakimi benim" imajı vermeye çalışandır. elif şafak şemspare kitabında bu konuya değinmiştir. öyle ki yemek yenildiğinde bile erkekler kollarını masanın üstünde genişçe tutup o sofrada bir egemenlik kurmaya çalışırlar.
çok şaşılmaması gereken hadise. çünkü üniversite bir kerhane, fuckbuddy bulma yeri ya da seks okulu değil. hayatta öncelikleri farklı olan her birey başarabilir bu hadiseyi. asıl cinselliği odak noktası hale getiren bazı erkek güruhları 'üniversiteyi bakir bitiren erkek' olgusuna şaşırmalılar. okuyan her kız kevaşe değil farkına varın artık.
sana çok imreniyorum. bu kadar güçlü nasıl olabiliyorsun? bıkmadan, usanmadan çocukların, eşin için uğraşıyorsun. 21 yaşındaki çocuğunun 'canım şunu çekti' lafıyla bile markete gidip o ne istiyorsa alıyorsun yaşına bakmadan. sabah 6 da kalkan çocuğun kahvaltısında sıcak börek yesin diye 5te uyanabiliyorsun. hastalık dinlemeden dimdik ayaktasın. seni üzüyorum,bağırıyorum bazen. ama sadece sen olursun benim yanımda ne olursa olsun diye düşündüğümden inan. asla senin gibi iyi olamayacağım biliyorum. umarım senden önce ölürüm. bilirsin bencilimdir ben. sensizliğe dayanamam.
değerini geç anladığım sanatçıdır. murathan mungan öncesi albümlerinde çok arabesk bulup, konserlerinde kendini jiletleyen insanları gördükçe soğutmuştur zamanında. ama öyle bir albüm yapmıştır ki affet, bir ömür yetmez, nilüfer bu şarkılarıyla yeri apayrıdır. mekanı cennet olsun. değerini geç anladım, affetsin beni.
kendisi şevkat yerimdar olarak gelse bile kabulüm olacak oyuncudur. umut dünyasında yaşatandır. ayrıca youtube'da izlediğim bir programda boyunun 2.11 olduğunu söylemiştir. duvar gibi adam, al koy evine öyle güzeldir. eğer bir gün bu entryi okursa bu şarkı onun için
kendisine en güzel erkek ismini seçen transseksüeldir. ayşe arman'la olan röportajında benim hayatım, benim seçimim, benim cinsel organım… bimseyi ilgilendirmez. kimseye laf düşmez. böyle düşünüyorum dedikten sonra bize de denilecek bir şey kalmıyor sanırım.
hiçbir yeni yıldan olmadığı gibi bu yıldan da ümidi olmayan benimdir. takvim denen şey insanların uydurması olan bir icatken neden medet umayım ki? olsaydı zaten 21 yılda bir şeyler olurdu böyle saçmasapan, lanet olası gitmezdi.
umutla beklemeyin. oldum olası doğum günlerinden, yılbaşlarından nefret etmişimdir zaten. olmayacak şeyler için insanların bünyelerinde umut kırıntısı doğururlar. hiçbir şeyin değişeceği yok. iyi yıllar da desem nafile herşey aynı işte.
75lik karadut şarabını, üstüne rakı ve portakalı karıştırmanın sonucu yeni yıla girdiğini bile farkemeden geçen anlar. ardından da istifra geldi zaten.
yeni yılın büyük bir olaymış gibi her yerde kutlanması. ne olacak, ne değişecek sanki? insanları boşu boşuna yeni yıl yeni umutlar palavralarına inandırmanın amacı ne? mümkünse 30 aralıktan 1 ocağa geçiş yapma şansı verilsin.
hepsi aynı fabrikadan çıkmış gibi olmalarıdır. görünüşleri dışında pek bir olayları yoktur. bunun farkındalığına varan herkeste yaşanabilecek durumdur.
biscolata erkekleri devriminin yılbaşında bizlere hediyesidir. bir devrimdir; çünkü her reklamda, her alanda metalaştırılan kadına karşı atılmış bir düşüncedir. kadınları değil, erkekleri cinsel obje olarak kullanmışlardır. ne olursa olsun yaratıcılarının akıllarına sağlık. yoksa hiçbiri çekici değildir gözümde, fikir harika.
sol framedeki açılan saçma sapan abazan başlıkları kadınlar açtığı için(!) haklı olan değerlendirme. sözlüğün yüzde 70'i olan erkek kitlesinin her birini birer spinoza, birer schopenhauer, paul auster olduğunu zanneden insan beyanatı.
s8e12 ile ağlatan dizidir. tabi let your heart hold fast şarkısının katkısı da bunda büyüktür. ama bu diziyi izleyip de onlarınki gibi bir arkadaşlığa, hayata özenmeyen var mıdır diye düşündürür. gerçek dünyadan uzaklaşmak için en mükemmel yöntem bu diziyi izlemek sanırım.