15 Mart 2012 perşembe günü Genco Erkal, "nereye gidiyoruz ?" oyunu ile Boğaziçi Üniversitesi Garanti Kültür Merkezi'ndeydi. açıkçası yaşına rağmen performansı harikaydı. neden böyle söylüyorum hemen açıklayayım. sahnede tek başınasınız, bütün oyun boyunca oradan oraya koşuyor, tahta köprülerin üzerinde dolaşıyorsunuz ve oyunun hiçbir şaşırma duraksama yapmıyorsunuz. bu oyundan sonra söyleyebileceğim tek şey; gidin Genco Erkal'ı seyredin ve hayran kalın. o gerçekten büyük bir usta.
uzun zamandır gitmek istediğim geçen hafta şans eseri denk getirebildiğim ve gidip hayran kaldığım güzelim tiyatro eseri. bu arada şunu da belirtmek gerekir ki sadece levent üzümcü değil diğer oyuncuların performansları da gayet iyiydi ki oyunun yıldızı sahnedeki aynalardı. oyunu izlerken sıkılır gibi olsanız da o aynalar tam zamanında devreye giriyor ve bir anda sizi oyunun içine alıyor. hani eğer tiyatroya biraz bile ilginiz varsa ben tavsiye ederim gidin izleyin.
zorunlu tanım : "44. bölümüyle unutulmazlara girmeyi başarabilen bir fenomen Behzat amirimin dizisi." Cumartesi anneleri vardı ki onlar için pazartesi de yoktu salı da. Yoktu tüm günler,çocukları gibi... bugünkü bölümüyle çaycısından ışıkçısına herkersi alnından öpüyorum inanılmaz bir dizi izlettiler bize. ha bu arada bandista da cuk oturmuş tebrikler amirim.
albert camus nun bu kitabı yazdıktan bir yıl sonra nobel edebiyat ödülüne layık görülmesinin rastlantı ya da tesadüf olmadığını düşündüğüm albert camus nun harika kitabının ismidir "düşüş" .
Run Like Hell Pink Floyd'un "The Wall" albümünden bir şarkı ve albümün üçüncü single'ıdır. Şarkı "The Wall" albümündeki üç Waters / Gilmour şarkısından biridir. bu şarkı, ana kahraman Pink'in gördüğü bir halisünasyonda kendisini bir faşist lider olarak konser salonunda hayranlarına seslenmesini ve azınlıklara aldırmasını anlatmaktadır. *
yılın bu zamanı giderek sıcaktan piştiğim, istanbul kadar güzeldir diye gidip büyük hayal kırıklığıyla döndüğüm, yunanistan'ın başkenti. siz siz olun beklentilerinizi küçük tutun atina ile ilgili.son olarak hard rock cafe güzeldi ona laf yok.
6. nesil 8gb olanını daha 2 gün önce teknosa dan 299 TL'ye aldığım çok küçük ama çok kullanışlı bir apple harikası. ses kalitesi, dokunmatiği her şeyiyle verdiğim paraya değdiğini düşünüyorum.
bu soğuk kış akşamında müzik ilahlarından biri de bırakıp gitti şu berbat dünyayı. şuanda eminim ki göçüp gittiği bu dünyadan daha güzel bir yerlerdedir. özleyeceğiz efendim kendisini umarım gittiği o yerin tadını çıkarmaya başlamıştır. *
türkiye'nin gelmiş geçmiş en güzel, en iddaalı müzik gruplarındandır bence redd. önce sadece dinlemekle yetindik sonra da twitter çıktı başımıza takip ettik, tanıdık. benden söylemesi bu adamlar harbiden sağlamlar, iyiler ve bu işi kesinlikle biliyorlar. **
şişirilmiş balon tabirinin tam olarak uyduğu gruplardandır.
ayrıca anlamadığım tek bir şey var bu ülkeye metallica geldi, rammstein geldi, hepsini bırak santana ile eric clapton geldi bunları abartmadılar bu grubu abartmak neden?
hani son bir soru daha soruyorum burdan abartanlara; david gilmour ile roger waters bir şekilde sahneye beraber çıkıp çalsalar bu ülkede aferdersiniz ama o zaman götünüzü vermeniz gerek aşağısı kurtarmaz valla. *
bugün 11. yıl dönümü ve bence o anı tam da orada yaşayanların acıları hala taze. bence 17 ağustos '99 u unutmamak gerekiyor. o günkü dramı ve sonrasındaki göz yaşını. belki de en önemlisi o gece oradakilerin yalnızlığını ve ne kadar kötüdür ki acizliklerini hep hatırlamak gerek.
ayrıca son olarak orada birileri zamanında çok büyük hata yapmıştı ve ne yazık ki o insanların çoğu o hatalar yüzünden öldüler ve yine ne yazıktır ki bence o insanlar hala aynı hatayı yapıyor. **
megadeth'i megadeth yapan şarkılardandır. ayrıca 2010 istanbul Sonisphere Festivalinde de çalınmış ve seyircinin de "megadeth" "megadeth" diye bağırmasıyla bizi bizden almıştır dave mustaine.*
dünyanın en güzel ikililerindendir. inanılmaz bir tat verir insana. özellikle geç saatlere kadar devam ederseniz masa da bir de hoş muhabbet bir dostunuz varsa işte o an, o zevk bağımlılık yapabilir.