kasım aylarında değeri artan bir şarkı. giden sevgilinin ardından dinleniyorsa ve bir yandan da kasım yağmurları dökülüyorsa gökyüzünden, slash'in attığı sololar kalbinize kazınır; bir daha silinmez.
kelimelerin kifayetsiz kalacağı bir şarkı. zira bu şarkıyı herhangi bir kelimeyle tanımlamak imkansızdır, ancak içindeki ölümcül gitar melodileri tanımlayabilir etkileyiciliğini.
uçurumun kıyısına gelenlerin şarkısı. o kadar depresiftir ki o ana kadar mutlu olan bir bünyeyi bile anında kendi tarafına çekebilir. zaten, "life has betrayed me once again" diye başlayan bir şarkının ne kadar iç açıcı olması beklenebilir ki?
sarhoş eden şarkı. girişinden sözlerine kadar olan yerdeki melodiler insanı duvardan duvara vurur, sözlerinin başladığı kısımdan sonrası ise yere çakıldığınızı hissettirir.
insanın başına gelebilecek en rezil olaylardan bir tanesi. özellikle sabahları dolmuşla ya da otobüsle bir yere giderken mutlaka ineceğiniz durağa yaklaştığınız anlarda ortaya çıkar.
(bkz: murphy yasaları)
pantolon cebine rotring koymak. dalgınlık değil de bilinçli bir şekilde yapılsa da büyük bir aptallıktır. sipsivri ucuyla potansiyel bir cinayet silahı olan rotring'i cebe koymak nihayetinde cebin delinmesiyle sonuçlanacaktır.
bazı bünyelerde nefreti emen bazılarında ise nefreti ikiye katlayan oldukça gaz bir slayer şarkısı. sonlara doğru dave lombardo'nun yaptığı atraksiyonlar dinlenesidir.
bir yandan istiklal marşı'nı tersten okuyup bir yandan tahtaya yazarak ders anlatıp bir yandan da tek başına tango yapabiliyorsa değerinin bilinmesi gereken fizikçidir.
şüphesiz ki sadece "salak" rolü yaparak bu kadar ilgi göreceğini kendisi de tahmin etmemiştir. dikkat ederseniz rol yaptığından bahsederek ılımlı yaklaşıyorum zira kendisinin bazı hareketlerini bilinçsizce yapması imkansız gibi geliyor bana.her hâlükarda türk halkının gözünde bir fenomen olmayı başarmıştır kendisi.
+ gece tam uykuya dalacakken hoplayarak uyandığınızda,
+ karşıdan karşıya geçecekken acaba gelen araba var mı diye yol kenarına park etmiş aracın önünden kafanızı uzattığınızda saçlarınıza teğet geçen otobüsle yüzleştiğinizde,
+ bir noktaya dalmış bir şekilde otururken yalnız olduğunuzdan emin olduğunuz odanızın içinde gözünüzün kenarından geçen gölgeyi gördüğünüz anda,
+ şerefsiz arkadaşınızın deniz kenarında yürürken "hoop! tutmasaydım düşüyordun!" şakasını yaptığında,
+ tam evden çıkarken anahtarı unuttuğunuzu hissedip panikle cepleriniz yoklarken parmağınızın anahtara değdiği anda,
ota boka aferin verme sanatıdır. küçük başarılarla sağda solda hava atan insanlara ya da kıçından öyküleme yapan burnu havada tiplere karşı kullanıldığında oldukça işe yarar. fakat aşırı kullanıldığında kullanan kişiyi iğrenç espriler yapmaya çalışan ezik birisi haline sokabilir. o yüzden yerinde ve ustaca kullanılmalıdır. bu alanda başarılı kişilere bir örnek erdener abi'dir.
misal:
+ abi işte adamın üstüne bi' yürüdüm arkasına bile bakmadan kaçtı gitti.
- aferin.
