Başlık karışık gelebilir ama peşinen söylüyorum ki burada birazdan yapacağım tespit derhal literatüre geçirilmelidir. Ve tekrar söylüyorum bu tespit yüzde 98.4 oranında doğru sonuçlar vermektedir.
Şimdi gelelim tespite.
Titreyen fotoğraf dediğimiz olgu bizim arkadaşlarımıza telefonu verip fotoğraf çekmelerini istedikten sonra kontrol ederken aradaki telefonun kayması ve titremesinden dolayı net olmayan, görüntünün bozuk çıktığı bir fotoğraf. normal bir insansanız silip geçersiniz. Ancak olay şurada başlıyor ki bu fotoğrafları alıp bunda sanatsal bir ruh varmış gibi görüp paylaşan ya da bunu paylaşınca marjinalmiş gibi hissettikleri için paylaşan, her neyse, hangi sebeple olursa olsun paylaşan kızların bakire olma olasılıkları neredeyse sıfır. Bu hesap sahiplerini takip edelim yüzde 98.4'ü en az bir kere cinsel deneyim yaşamış hesaplar. Tabii yüzde 82.1'i ise 2 ve 2'den fazla deneyimden oluşuyor. Çok garip şekilde böyle bir ilişki var bu iki olgu arasında tabii bunun sebepleri de var ancak sevgili sözlük yazarları onu paylaşacak başka zaman da var.
Böyle bir konsere gitmeleri bile adeta gelişim bozukluklarını afiş ederken üstelik bir de erkek arkadaşının omzuna çıkıp "festival kızı" gibi takılması, 01.11 itibariyle beni balkonda sigara içerken utandırmıştır.
Yok efendim covid19'u bilerek çıkartmışlar da insanlar ölsün, dünyanın fazla nüfusu azalsın diye. Ya aga dünyada en az 15 yıldır inanılmaz bir lgbt güzellemesi, normalleştirmesi yapılıyor. artık çocuklara kadar da indiler. masum ve sempatik göstermek için ellerinden geleni de yapıyorlar ve buna büyük şirketlerin hepsi de dahil. Bundan güzel nüfus azaltma politikası olur mu? zaten gençlerin marjinallik arayışı içinde olduğu, özentiliğin artık arşı geçtiği bu dönemde bence de nüfusu azaltmak için en etkili yöntem lgbtabcdefghıişjklm falan sempatikleştirmek yani.
karşıyım. Çok net. Hayatımda bunlar kadar insanı yoran, can sıkan tipler görmedim. bu amına koyduklarıma prim verenlerin de amına koyayım afedersiniz ama. Bıktım.
Ne kendisine ne çevresine ne anne babasına ne milletine hiçbir şeye faydası yoktur. Bir insan neden süslenip cafeye gidip sonra da 10 saat telefonuyla oynar ki? Ayrıca bir insan neden bir sürü insanın içinde ekrana mal mal pozlar verip bunu yaparken utanmaz ki? TC kızları, gitgide kalitesizleşiyorsunuz ve bunu size söyleyince sorgulamak yerine sadece saldırıyorsunuz.
bunların tek amacı bir şeyleri kutuplaştırmak, olur olmadık sorun yaratmak ve her seferinde şiddete başvurmak. iletişime geçilmiyor maalesef.
Ayrıca ölen kadınlarımızın bir çoğunun da dolaylı yoldan katili feminizm düşüncesidir.
Peşinen söylüyorum. Bu entry cinayeti meşru kılmak için yazılmamıştır. Pınar kardeşime Allah'tan rahmet diliyorum, ailesine Allah sabır versin. Benim amacım, cinayeti oluşturan her bir etkeni gözlemlemek ve dikkatimi çekeni burada paylaşmaktır.
Ablasının açıklamasında; Pınar'ın son 2 dersi kalmış, bitirdikten sonra bayramda memleketine dönecekmiş diyor. Burada şöyle bir çelişki var. Pandemik durumdan dolayı hiçbir okul örgün eğitim vermiyor. Peki Pınar neden Muğla'daydı? Cevap basit. Seviyordu ya o şehri. Eğlenebiliyordu. Rahattı. Tatilini yapıyordu ne güzel. Ailesi bunu bilmiyor muydu? Biliyordu. Rahatsızlar mıydı? Evet. Yapacak bir şey var mıydı? Hayır. Çünkü en küçük müdahalede ya da tavsiyede Feminizm terörünün insanlara dayattığı "siz bireysiniz, kimse size karışamaz, siz en güçlüsünüz ve en özgürsünüz" kavramlarını ailesine sunacaktı. Kızını kaybetmek istemeyen ailesi sessiz kalıyordu.
Evet bana kalırsa Pınar ve diğer bir çok kadınlarımızın cinayetinin bir sorumlusu da Feminizm terörü. Aslında yüzlerce etken sayabilirim ama artık sıkıldım yazmaktan.
insanların yapması gereken de instagramdan anmak değil. Artık ses çıkarıp türkiye'de popüler olan "serseri erkek", "zengin erkek", "güçlü, kıskanç, sert erkek" kalıplarını toprağın en dibine gömmektir. Başka çaresi yok.
Ve kızlarımız, club'da locaya oturup snap atıcam, üstü açık arabayla gezicem, en kral mekanlara gidicem diye yavşak yavşak insanlara artık YÜZ VERMEYiN,iNANMAYIN,iLiŞKi KURMAYIN.
Cinayet dünyanın en başından beri vardı. Hiçbir şey cinayeti durdurmaz. Halihazırda katil eğitilemez. Mağdur olarak sizlere tavsiyelerde bulunuyoruz. Yeter artık dinleyin!
1 tane bile istisna göremezsiniz. en babacanı, en ılımlısına bile sadece lgbt'yi desteklemediğinizi söylerseniz size demediğini bırakmaz. türlü türlü hakaret işitirsiniz ama aynı zamanda da sizden saygı beklerler. Bunlara hak falan yok. Özgürlük alanıma girmedikleri sürece saygım var ancak en küçük ihlalde saygı da biter. Yeter artık. feministlere gelince anlatmama gerek var mı bilmiyorum ama kendilerince karşı olan tarafa kullandıkları tüm hakaretlerin, yakıştırmaların hepsini eksiksiz biçimde yapıyorlar zaten.
Genelde konu hakkında fikri olmayan ya da olan fikrini kelimelerle ifade etmekten aciz kişilerin kullandığı popüler cümle. Bu cümleyi duyduğunuz anda sessizce kalkın ve bir daha o kişiyle görüşmemek üzere hayatınıza devam edin.
Instagram'da son günlerde konu ile hiçbir alakası olmayan "Turkish Dictionary" adlı hesap bu tarz paylaşımlar yapmakta ve aksi olan tüm yorum sahiplerini birer birer engellemektedirler. işin garip tarafı konu bakımından hiçbir alakası olmayan bu sayfanın hangi amaçla bunu paylaştığıdır. Takipçi kasmak ise tüm amaç gerçekten hoş değil. Diğer türlü ise zaten yoruma gerek yok.
Bu kişi benim. Olmuyor bir türlü gurur, onur falan hiçbiriyle de alakası yok. Canımı da verecek kadar seviyorum. Ama gösteremiyorum, söyleyemiyorum. Onları sevmediğimden şüpheleniyorlar, yine söyleyemiyorum. Bu durum bitiriyor beni, canım sıkılıyor günlerce ama yapamıyorum. Bir kavga oluyor ağzıma geleni sayıyorum ama bir tane bile sevgi sözcüğü söyleyemiyorum. Dışarıda çok konuşkan bir insan olmama rağmen evde çok az konuşuyorum mesela. Buraya yazıyorum ki bir gün ölürsem arkadaşlarım bu entryi onlara göstersinler diye yoksa ben bu sevgiyi gösteremiyorum. Bunu göstermek için ölmeye değer mi bilemiyorum ama bunu düşünüyorum.
ben neden bu olaya ayar oluyorum bilmiyorum. özellikle twitter'da fenomen olmanın birinci kuralı "twitterda fenomen olmanin birinci kurali" yazmak. ya da "napiyosun, disari cikalim mi" gibi gündelik cümleler kurmak.
Sanki böyle yazınca cool gözüktüklerini falan sanıyorlarmış.
Erdemli'de bile milyonfest diye bir bok var. Erdemli ya. Turizmin 0'ın altında -24 olduğu yer. Şirketler çok memnun tabii çünkü bir sahne kurup sanatçı getiriyor ve binlerce andaval karı kız düşürücem ayağına girişine 100 ile 200 lira arası para veriyor. Bakın tamam konserlere değebilir bu para ama ulan kimse müzik dinlemeye gitmiyor ki. Erkekler içelim sevişelim kafasında. Kızlar beni siken yok mu kafasında. Bu festivaller zaten son 3 4 senedir türk gençliğine dayatılan yaşam statüsünün en büyük parçası. Gençlik tamamen alkol, seks odaklı. Anası ölse aynı anda instagramdan bir kız yazsa cenazeye gitmeyecek tipler oluşmaya başladı. kısacası fest diyip geçmemek gerekiyor altında o kadar çok şey barındırıyor ki.
sıkıntı yaratan bir durum şahsımca. sıkıntımız, derdimiz oluyor hep aynı parçalar. e sıkıldık. müslüm baba gitti gideli kimse çalışmıyor. Özleniyorsun baba.
Bugün itibariyle Adanaspor'un başına gelmiş Hırvat teknik direktör. Daha önce Dinamo Zagreb, maribor gibi takımları çalıştırdı. Neden yeni bir Löw yaratmayalım ki.
Yüzde 94'ü falan istiklal de 20 kişilik grubuyla takılır net. Ayrıca bu grubun içindeki erkek tiplerini özetlersek ; 1 kıvırcık bonus erkek, 1 küpeli erkek bankodur.
27 mayıs 2012 kasımpaşa 3 adanaspor 2. Bu maçın sadece özetini lütfen izle. Bu maçtan önce yapılanları konuşulanları oku. Geçen sene adana demirspor'a yapılanları oku. Lig üzerinde belki pek etkileri yok ama adana takımları ve adana şehri arasında çok etkisi var.