aydın doğan var gücü ile desteklemektedir sırf bu sebebten insanın midesi bulanıyor niye bu kadar destekliyor nerden çıktı bu vatan sevgisi diye düşünmeden edemiyor insan...
gerçekleşir ise 25. sınır ötesi operasyon olacakmış umarız diğer 24'ü gibi başarısız olmaz söylendiği gibi terörün kökünü kurutur.
çok büyük toplumsal baskı oluştu işe yarar yaramaz bilinmez ama şu bir gerçek ki herkes sınır ötesi operasyona umut bağlamış durumda hükümet için karşı koymak imkansız gibi.
çişe gitmiyoruz malesef orada bizi neyin beklediğinide bilemiyoruz kaç şehit vereceğimizi de acaba daha büyük bir oyunun içine mi çekiliyoruz diye sormadan edemiyor insan ?
aydın doğanın endişesidir, bugün eski dostu fatih altaylı'nın bir açıklamasını okudum paylaşıyım istedim;
Fatih Altaylı: Hilton arazisi kamu alanı. Düşük bir bedelle kişiye satılıyor. Sonra, arazide imar planı değişikliği yapılıyor. imar değişikliği yapılacaksa satıştan önce yapılmalı. Doğan Grubu'nda son dönemlerde çıkan Mahalle baskısı, Türkiye Malezya'ya dönecek gibi tartışmalı haberler hakkında iki karın ağrısı söz konusu. Hilton arazisi dışında birincisi ve en önemlisi, Aydın Doğan'ın Mersin'de rafineri kurmak istemesi.
türbanın siyası simge olduğu için takıldığını savunanlar için çok ama çok basit bir örnek vermek istiyorum, iddia ediliyor ki türban takanlar bunu bir siyasi akımın takipçisi olduğunu ve rejim karşıtı olduğunu belli etmek için takıyorlar. olayı tam tersinden düşünün şu anda iktidar akp ve eminim bir çok insan bundan rahatsız küçük bir kısmı ise rejimin değişeceğinden korkuyor. bu korkan (korkutulan diyim daha doğru olur) kesimden bir miktar insan seçilse ve belli bir süre türban takarsa akp'nin iktidardan ineceğini vadedelse süreyide veriyim öyle ömür boyu falan değil sadece agustos ayında olsun. acaba hanginiz dünyevi bir iş için bu kadar büyük bir fedakarlık yapar ?
ne kadar saçma ve hayalperest bir örnek diyorsunuz değil mi ? evet bu farkı savunanların argümanıda bu kadar saçma ve hayalidir. başörtüsü siyasete alet edildi halada ediliyor dersen ucundan tutabileceğin, kendine dayanak alabileceğin mantıklı bir argüman edinmiş olursun ama gidipte başını örten insanların aklını okuyup bunun niyeti başka bunun niyeti başka diye ayırırsan en hafif tabirle komik olursun veya hürriyete köşe yazarı olursun ki allah düşürmesin. *
"Burası benim bildiğim bir camia. Ayrıca benim futbola başladığım günden itibaren felsefem; yapabileceğinin en fazlasını yapıp kendi başarımı başkasının başarısızlığı üzerine kurmadan, elimizden geleni yapmaya çalışıyoruz. Ondan sonrası Allah'a kalmış. Burada başarılı olmak için bütün şartları kendi güçümüzün yettiği şekilde bir araya getirmeye çalışıyoruz. Sonuçlarını hep beraber göreceğiz. Benim antrenörlükte dördüncü senem. Bir çok antrenör buralara gelmek için 15 yıl 20 yıl bekliyor. Biz üç yılda, belki başka insanların çok çabuk dediği bir sürede buraya geldik. Beni üç yılda buraya getiren Allah, buradan da geri göndermeyecektir. Bundan adım gibi eminim."
"Ben 40 yıllık öğretim üyesiyim, çocuk değilim. Türkiye'de türbanlılar ODTÜ'ye Bilkent'e girecek kadar puan alamıyor. Bu öğrenciler, bu üniversitelere girip türbandan dolayı okullarını bırakarak başka ülkelere gitmiyorlar. Genelde bu öğrenciler Açık Öğretim'e giriyorlar. Buradaki düzgün üniversiteleri kazanıp bırakıp yurt dışına giden yok"
bu açıklamadan bir kez daha anlıyoruz ki türkiyenin çağdaşlaşmasının önündeki en büyük engel türban ve islam dır. yoksa ural bey gibi aydınlar bu zeka bu akıl ile memleketi çoktan uzaya uçurmuştu, şu yobaz müslümanlar yok mu ama...
kendisi başörtüsü ile öss yi kazanma arasındaki ilişkiyi bir açıklasada ögrensek nereyi ne kadar örtmek gerekiyor, organ organ söylerse not alalımda ezberliyelim, bir de biz erkekler ne yapıcaz ?
bu arada tüm sorunuda çözmüştür kendisi madem başörtülüler kazanamıyor yasağı kaldırın , nasıl olsa kazanamıycaklar...
trance ın ne olduğunun insanı ne kadar etkileyebileceğinin kanıtı olan, bu kadar güzel parça bir daha tek bir albümde toplanır mı sorusunu sordurtan albüm.
aynı gün bu kadar yazarın malezya konulu yazı yazması gerçekten ilginç. neden acaba hiç düşündünüz mü ? sizi bir şeylere ikna etmeye çalışıyor olmasınlar yok canım bende amma saçmalıyorum uyarıyor sizi onlar uyarıyor, neyse bende gördüğüm kadarıyla uyarıyımda...
edit : ulan yazılarının başlıklarıda çok güzel onlarıda yazıyım..
turkiye'ye nasıl kıydınız?.. *
melezya modeli
böyle başlar öyle biter *
bu darbe sizi de götürür *
böyle keskin bir dönüşten böyle sert bir yazıdan sonra aydın medya patronumuzun hükümetle ne tür bir çıkar ilişkisine gireceğine dikkat kesilmek lazım, ertugrul bey böyle saldırmaya başladığına göre sahibi de ısırmaya hazırlanıyordur. bakalım ne kadar büyük bir lokma koparıcak...
layo and bushwacka! rio gu33 son cd leridir. bu firma bir dj ile anlaşır ve ondan sıralamasıyla beraber bir playlist ister sonrada bilgisayar yardımı ile bu playlisti müthiş bir mix ile set haline getirir. favorim danny tenaglia ve deep dish dir.
herkesin başımıza sosyal tespit uzmanı kesilmesi. tespitçilere nacizane uyarım; her gün milyonlarca insan milyonlarca farklı duygu yaşıyor ve yine milyonlarca farklı şekilde bu duygularını dışa vuruyor, bunlardan herhangi birini seçip genelleyip tespit yaptım diye buraya yazarsan olmaz. amacın tespit yaptım kılıfı altından birilerine giydirmekse git direk küfür et amdan götten sosyal tespit yapıp sözlüğün ebesine atlama.
basın konseyi başkanlığına yakışır yazılar yazan köşe yazarı, bügünkü "görünen köy... " başlıklı yazısında milliyet gazetesinin dün yaptıgı "namaz molası" ile ilgili haberini kaynak alarak yorumlar yapmış. haber ile ilgili yorum yapmıycam dünde yapmadım çünkü ne kimsenin namaz için zorla otobüs durdurtacağını ne de namaz için verilen moladan şikayetçi olacağını düşünmüyorum. açıkçası haberin bilinçli olarak çarpıtıldığına inanıyorum ve bundan sonra her ay mutlaka böyle bir haberle karşılaşacağımızı düşünüyorum.
şimdi böyle klişe bir haber varsa elinizde köşe yazısının devamı nasıl gelmeli sizce ?
biliyorum ki herkes ( içinde bu korku olan veya olmayan herkes ) türkiyenin islami rejimlerle yönetilen, islami baskıların olduğu, özgürlüklerin kısıtlandığı bir ülkeye benzetileceğini geçiriyor içinden. doğru düşünüyorsunuz yazı böyle devam ediyor hikaye fas'a kadar uzanıyor ve sene başında bir kampüste 2 kapalı ögrenci varken sene sonunda kampüsün dörtte üçünün kapalı olduğunu yazıyor.
yazar bize ne anlattı ; ak parti iktidara geldi, müslümanlar artık gücü eline aldı hareketlenmeler başlıyor aman dikkat sonumuz kötü ! neydi bu hareketlenmeler ben sadece bu yazıya konu olanları yazıyım;
1- Şehirlerarası otobüslerde "namaz molası" taleplerinin artıyor. milliyet
2- Namaz molası taleplerinin sektörün baş ağrısı haline geldiği. Türkiye Otobüsçüler Federasyonu Başkanı Mustafa Yıldırım.
ve mustafa yıldırımın açıklaması ; Milliyet'in haberinde yer alan 'namaz molası taleplerinin sektörün baş ağrısı haline geldiğine' yönelik değerlendirmenin kendisine ait olmadığını belirten Yıldırım, konunun büyük bir sorunmuş gibi gösterilmesinin yanlış olduğunu, zaman zaman bu konuda küçük çaplı tartışmaların yaşandığını ifade etti. Yıldırım, haberde yer alan "Otobüslerde namaz molası talepleri arttı" şeklindeki cümleyle ilgili olarak, "Son zamanlarda namaz molası taleplerinde herhangi bir artış olmadı. Bu ifade doğru değil." dedi.
şimdi haberin doğruluğunu ve milliyet gazetesi tarafından yorumlanmasını yine size bırakıyorum ( istanbul müftüsüde sözlerim çarpıtıldı diyor ) amacım haber ile ugraşmak değil dediğim gibi her ay böyle bir haber bekliyorum aydın doğan dan.
sinir bozucu olan basın konseyi başkanının yalan haber olduğunu bile bile bunu yazısında kullanması ve bu olaydan yola çıkarak türkiye üzerine senaryolar kurması kendi korkularını yalanlar ile desteklemesi.
köşe yazarlığı bu kadar mı kolay, insanın kendi yaptığı mesleğe hiç mi saygı duymaz ?
bugünkü yazınızın başlığını bende aydın doğan ve piyonları için atıyorum.