internet sitelerinden alışveriş yapma hatasında bulunacak arkadaşlara iki çift sözüm var; 21.12.2018 günü sipariş ettiğim iki adet kahve fincanını 29.12.2018 tarihi olmuş halen elime ulaştıramamış firmadır.
edit: ürün elime ulaştı, internet sitesinde gösterilen resimlerle alakası olmayan boyanmadan önce tozu alınmamış tozun üzerine boya atılmış gibi görünüyor. siteye yorum olarak yazdım, onaylanmadan silineceği aşikar.
insanları sağdan soldan transfer etmeye çalışan, 300, bilemedin 500, hadi yine bilemedin 545 tl verilerek elde edilen, belli bir kodlayanı olmayan, mobil görünümden haberi olmayanların sözlüğü.
kanguru yayınları ile edebiyat dünyasıyla buluşan idil tütüncü ilk kitabı olan kelebek uçuşu’nda, kadın-erkek ilişkilerini emek, özgürlük ve aşk üçgeninde değerlendiriyor.
şiirsel diliyle dikkat çeken öyküler, sırası ile kelebek uçuşu, haysiyet devri, gelin, vurgun, kırmızı bisiklet, kayıp çiçekler şehri ve bir garip hayalet isimlileriyle kitapta yer alıyor.
kelebek uçuşu’ndaki öykülerde; özgürlüğü ellerinden alınan bir kadının verdiği kanat çırpış mücadelesinden, bir şehirler arası otobüs terminalinde kendisiyle yüzleşmek zorunda kalan umarsız bir adama, hayallerini unutarak bir başka dünyaya adım atan bir çocuk gelinden, ege’nin küçük bir ilçesinin zeytin tarlalarında yaşanan sıcak bir işbirliğine, ateş ejderhasıyla kıyasıya savaşan bir çocuktan, çiçeklerin diliyle aşkını sunmuş bir kadının sevgilisine duyduğu özleme ve soma maden kazasında yitirilen 301 kahraman madenciye ithafen kaleme alınan, geride kalan bir eşin hayat sorgulaması konularına yer veriliyor.
çizer ve yazar kadrosu ağırlıklı olarak karabük üniversitesi öğrencilerinden oluşan mizah ve sanat dergisidir. güncel siyaseti konu edinen karikatürleri çok şükeladır.
Kesilmesi ile alakalı şartların oluşup oluşmaması bir yana, burda aslında bir ironi vardır. Burda kurban kesen insan zekası derken kasabı işaret ettiklerini zannediyorum. Zira bunu söyleyen kişi kurban kesemediğinden dolayı, eziklik hissediyor olmalı ki, tüm kasapları aşağılayıcı bir üslup ile imalı bir başlık açmış. Zira insanlar ekmek keser gibi her gün kurban kesmezler. Ayrıca hayvan severlerin kurban diye tabir ettikleri kurban bayramın Da kesilen keçi, koç,koyun, dana, inek, güve normal gün de yedikleri et ile aynıdır ve allah yolunda yani tekbir ve bismillah diyip kesilen her helal kılınmış hayvana kurban denir. Yani yurdumun cahil insanı zannediyor ki sadece allah yolunda kurban, kurban bayramında kesiliyor. Kurban bayramında kesilen kurbanın amacı fakirlere dağıtmaktır. Merak ediyorum bu hayvansever kardeşlerim kaç kere ceplerinden en düşük 1 milyar para çıkarıp hayır yapmışlardır. Hayır yapmıyorsun barı hayra vesile olmak için salyası akan çeneni kapat.
Çoğunluğu birebir sözlükten kovulmuş yazarların oluşturduğu, karı kız tavlamanın yolu sözlük açmaktan geçer düşüncesi ile kurulmuş hiçbir emek harcanmadan para ile satın alınarak kurulan ve bir kaç ay için kapanıp gidecek olan sözlükümsü.
O değil de ihl sözlük kaç isim altında toplanmış böyle. Adamlar yıllardır değişik isimler altında sözlük açıp kapattı, bir tane webmaster bulup kendi sitesini yaptıramadı. Verdiğiniz domain, hosting ve Hazır site parasıyla alemin en kral sözlüğünü yapardınız.
bursa'da faaliyet gösteren artı sanat eğitim ve kültür derneği'nin kursiyer ve eğitmenleri tarafından yapılan sanat eserlerinin sanatseverlerle buluşacağı sergi organizasyonunun adıdır.
tamamen gönüllülük esasıyla, kendi imkan ve çabalarıyla açılan dernekte ebru, resim ve fotoğrafçılık kurslarındaki öğrencilerin eserleri sergilenecektir. sergi 28 eylül 4 ekim tarihleri arasında bursa ördekli kültür merkezinde sanatseverlerle buluşacaktır. sergi açılışı 28 eylül cumartesi akşam saat 18:00'da olacaktır.
Bir TÜRK olarak Kürtlere soruyorum; ''Kürtler bu ülkeye ne vermiştir ?'' Kürtlerin, Türkiye'ye bugüne kadar ne katkıları olmuştur? Sosyal, bilimsel ve sanatsal anlamda yaşamımıza neler katmışlardır? Kendilerini etnik kökenlerini ön plana çıkararak tanımlayan ve kendilerine verilmiş en büyük hak olan ''BU GÜZEL ÜLKENiN, TÜRKiYE'NiN VATANDAŞI OLMAK HAKKINI'' bir kenara iterek, etnik köken üzerinden ırkçılık yapmayı tercih eden bu kitle, bu ülkeye ne vermiştir ve bu sapkın anlayışla ne verebilir?
Kürtlere soruyorum; neden terör sizde, beşik kertmesi sizde, kız çocuklarını başlık parası âdetiyle adeta bir eşya gibi alıp-satmak âdeti sizde, her türlü yasadışı işin altından çoğunlukla Kürtler çıkmakta, kapkaç sizde, gasp sizde, ''NAMUS CiNAYETLERi'' sizde, kaçakçılık sizde, uyuştur ucu ticareti sizde, bu ülkenin vatandaşı olmayı sindirememek hastalığı sizde, vur-kır-gasp et anlayışı sizde, ÖZELEŞTiRi yapmamak sizde, nedensiz aşağılık kompleksi sizde, başına kuş pislese devleti ve diğer insanları suçlamak sizde, her şeyi devletten beklemek sizde, asimile edildiği yalanını söyleyip, 21. yüzyıl Türkiyesi'nde tek kelime Türkçe bilmeyen milyonlarca insan sizde, emperyalist devletlerin size sahte bir mazi yapıştırması neticesinde Anadolu'da hiçbir zaman var olmayan, sözde gasp edilmiş hayali bir anavatanınız olduğu yalanını yaymak yine sizde.
Bu ülkeye hiçbir şey vermeden, kaba kuvvet ve Vandalizmle, terör ile toprak gasp etmeye çalışma ahlaksızlığı sizde, diyalogu ve insani ilişkileri es geçip, yakıp yıkarak bu ülkeyi bölmeye çalışmak sizde, Avrupa'ya gidip Türkiye Cumhuriyeti ve onun şanlı ordusu Türk Silahlı Kuvvetleri hakkında her türlü asılsız yalanları söylemek, bana işkence yaptılar, baskı yaptılar, dilimizi konuşamıyoruz, fırsat eşitliği yok gibi mesnetsiz yalanları söyleyerek siyasi mülteci statüsüyle o Avrupa ülkelerine kapağı atmak, bir parazit gibi yaşayıp oralarda da suç işlemek sizde, sizlerde....
Avrupa'da Türkiye'yi şikâyet etmek söz konusu olunca ''ben Kürdüm'' demek, ama cebinde Türkiye Cumhuriyeti kimliği ile Avrupa ülkelerinden herhangi birinde suçüstü yakalandığınızda ''ben Türküm'' demek üçkâğıtçılığı sizde, çapulcu terör örgütüne her türlü desteği verip, demokrasi ve insan haklarından bahsetmek, ''şiddeti kınıyorum'' demek sizde, bu yalanları söyleyip bizleri de enayi zannedip, aptal yerine koymaya çalışmak terbiyesizliği ve alçaklığı sizde, bu ülkede yaşayan onlarca farklı etnik kökenden milyonlarca insan, etnik kökenleriyle ilgili en ufak bir sıkıntı çekmezken, özgürce siyaset yapabilirken, milletvekili ve hatta Başbakan bile olabilirken, verdiğimiz Kurtuluş Savaşı mücadelesi sonucu elde edilmiş Cumhuriyetimizin kazanımlarını içlerine sindiremeyen sömürgeci, etnik soykırımcı, emperyalist devletlerin maşası ve tetikçisi olmak düzenbazlığı NEDEN hep sizde? Lütfen bu sorulara yanıt verin, tabii verebilirseniz. ..
Bu memlekete bugüne kadar ne verdiniz de, ne istiyorsunuz? Eğitim diyorsunuz; öğretmen öldüren terör örgütünün katillerini ve elebaşını lider, siyasi irade kabul ediyorsunuz. Dilimizi konuşamıyoruz diyorsunuz; o halde bugüne kadar Türkiye'nin çeşitli kentlerinde açılmış ''Kürtçe Kursları'' sözde dil öğrenmeye susamış sizlerin ilgisizliği sonucunda neden kapandı? Siyasi platformda temsil hakkı diyorsunuz; siyasetinizi etnik ırkçılığa ve bölücülüğe dayalı söylemler, eylemler ve politikalar üzerine kuruyorsunuz. Yarattığınız terörden 30 bin insan can veriyor....
En ufak bir özeleştiri, en ufak bir günah çıkarma yapmıyorsunuz. Sizlerin canı can da, bu ülkeyi ve içinde yaşayan masum insanları terörden korumak için hayatını hiçe sayıp şehit olan ana kuzularının, evlatlarımızın canı patlıcan mı? istanbul ' da sokaktaki vatandaşlara saldırmak, Molotof kokteyli atmak, otobüs yakmak, polise ve sade vatandaşlara, kadınlara, ufacık çocuklara ''kaldırım taşları'' atıp kafalarını yarmak neyin protestosu? Hangi köhne düşüncenin, hangi barbar anlayışın dışavurumu? Bugüne kadar hangi ''Kürt kökenli'' Türk vatandaşına; hop! Sen Kürtsün şu şehre giremezsin, şu işi yapamazsın, şu mesleği icra edemezsin denmiş veya denmekte? Bu ülkenin en çok para kazanan insanları çoğunlukla Kürt kökenli şarkıcılar, eğlence yeri sahipleri, işadamları, ticaret erbabı, turistik otel sahipleri, eğlence dünyasında; tv'de, gazinolarda iş yapan isimler (ibrahim Tatlıses, Özcan Deniz, Ceylan, Yılmaz Erdoğan vs.) değil mi? Hani ne oldu ''fırsat eşitsizliği yalanınıza?'' işin doğrusu, sizin sorununuz bu ülkeyi terör ile, vurarak, kırarak bölmek! Bir oldu-bitti yaratarak bu güzelim memleketi parçalamaktır. Bu kadar basit.
Şu çıplak gerçeği artık ilkokula giden küçücük çocuklar bile anlayabilmektedirler. ''KÜRT'' kökenli vatandaşlarımız, eğer bunca kan ve gözyaşı dökülmesine sebep olan bu BÖLÜCÜ IRKÇI TERÖRiSTLERi hala destekliyorlarsa, KUSURU DEVLETTE DEĞiL, KENDiLERiNDE ARAMALIDIRLAR! Meydanlarda eller hep zafer işareti, ellerde 30 bin insanımızın katili kanlı terör örgütü PKK'nın afişleri, terörist başı Apo'nun posterleri, yakarız-yıkarız tehditleri ve herkesin malumu ülkemizdeki büyük kentlerde meydana gelen şu terör olayları...
Çapulcu terör örgütünün hazırladığı ''Şemdinli fiyaskosundan'' sonra, ellerine para vererek sokaklara salıp polisimize, güvenlik güçlerimize, halkımıza taş ve Molotof kokteyli attırdığı küçücük çocuklar... Çocuğunu terör örgütünün militan olarak kullanmasına müsaade ediyorsan, bu kaos ve terör yöntemlerinden medet umuyorsan ve bu yolla bu ülkeyi böleriz, sözde ülkemizi de kurarız diye düşünüyorsan, canın yandığında veya meydanlara saldığın, yak-yık-kır-dök evladım dediğin çocuğunu kendi ellerinle ateşe attığında da bunu devlete fatura edemezsin. Hak isteyen, hukuk isteyen önce bu ülkenin bütünlüğüne, bu ülkenin insanlarına, toplum kurallarına SAYGI gösterecek. Ülkesine katkıda bulunacak. iNSAN gibi davranacak, yakmayacak, yıkmayacak.
Kısacası; TERÖRiST ile arasındaki farkı yine bizzat KENDiSi ortaya koyacak. Bu ülkenin güzel insanlarını kendisine inandıracak. Kürt toplumu yüzyıllardır kendisini sömüren, geri bıraktıran, kulun kula kulluk ettiği ''FEODAL DÜZEN'' denen ilkel sistemden ne zaman vazgeçecek? Ne zaman HANIM FERTLERiNE gereken ''ÖZGÜRLÜĞÜ'' teslim edecek? Ve neden ülkede en yüksek kadın intiharları Batman'da? Neden aile içi şiddet sorununda ve TÖRE CiNAYETi denen illette ekseriyetle Kürt kökenli insanların yaşadığı iller de başı çekmekte?
Büyük şehirlerde kapkaç ve bu tür illegal suçları işleyip, elde edilen yasadışı geliri Terör örgütüne aktarma suçu neden hep Kürt kökenli çocuk v e gençlerde görülmekte? Neden, neden, neden? Kürdüm diyen sizler, acaba bu KUSURLARINIZI hallettiniz mi ki, TÜRKLERi pervahsızca eleştiriyorsunuz? Size yer, yaşam hakkı, hak-hukuk vermekten başka ne yapmış bu ülkenin vatandaşları?
yazısını öncelikle şuraya not düşerekten; sevmiyorum kürtleri. sevmek zorunda değilim onlar da beni sevmesin.
bunun cemaatinden bir abla ile tartışıyoruz bana fetoyu savunuyor. tartışma uzun sürüyor şimdi buraya yazmaya kalksak mahkemelik oluruz.
sadece önemli bir noktayı yazmak istiyorum.
ben: bak ablacım kul hakkı yemek günah mıdır?
ablamız: gayet tabi!
ben: allah ne buyurmuş? kul hakkı ile gelme de nasıl gelirsen gel değil mi?
ablamız: elhamdülillah!
ben: kpss, polislik, ygs gibi soruları sizin cemaatinizin çaldığı haberlere çıkmıştı belgeleri ile herşey ortadaydı sonradan medya nedense sustu ya da susturuldu, sadece şunu sormak istiyorum bu haberleri hatırladın mı.
ablamız: eee evet :/
ben: haksız yere devlet kadrolarına yerleşen ya da yerleştirilen insanlar kul hakkı yemeyecekler mi? gecesini gündüzünü hiçe sayarak dersine çalışmış diğer insanların hakkına tecavüz etmeyecekler mi? emekli olana kadar aldıkları maaş haram değil mi peki?
ablamız: cihat yolunda yapılan herşey mübahtır.
ben: eyvallah.
29tl sabit ücret ödemek şartıyla 1 yıllık belirli bir dk karşılığında kampanyaya üye olmuştum. dakikaları geçtiğimde faiş oranda bindirme yaparak zaten anamı siktin. 12 ay dolmuş kampanyam bitmiş bana haber vermiyorsun ay sonu bakıyorum 230tl fatura geliyor. madem kampanya bitti neden bana bilgi mesajı yollamıyorsun? ben de ay sonu 29tl ödeyeceğim diye rahat konuşup mesajlaşıyorum.
sonrasında internetimi kapattırdım. iki gün sonra onay mesajı geliyor internetiniz kapatılmıştır ay sonuna kadar kalan internet hakkınızı kullanabilirsiniz, ay sonu internetiniz kapatılacaktır diyor mesajda. (tarifem 1gb sınırsız)
iki kez facebook'a giriyorum birkaç fotoğrafa bakıyorum hepsi bu. 6 saat sonra mesaj geliyor 50kb şartını aştığınız için 5 tl, 2 mb geçtiğiniz için de ek ücret 15 tl olarak faturalandırılmıştır diyor. benim tarifem sınırsız 1gb internet değilmiydi? 1gb aşsam bile kota aşımı olmaksızın yalnızca internetim yavaşlamayacakmıydı?
arkadaş beni ne olarak gördünüz siz? sikilecek götmüyüm ben yolunacak kazmıyım! hepinizin allah belasını versin.
rehberin geç açma problemini çözmek isteyen yazarlar için tek çözüm rehbere girip, menü tuşuna bastıktan sonra hesaplarda işaretli kutucuğu kaldırdığınızda sorun çözülecektir.
numaramı kimlerden nasıl aldılar bilmiyorum ama sürekli cep telefonuma gerekli gereksiz kampanya bilgileri yolluyorlar. benim anlamadığım şu; ne altın ile nede döviz ile bir işim olmadığı halde neden bana bu bilgileri yollarlar anlamadım. evimin bahçesinden çıkardığım yirmi küp dolusu altının kokusunu aldılar sanırım.
o değilde; numaram bir kuyumcu şirketinin eline geçmiş ve sürekli kampanya mesajları geliyor. bu daha farklı amacı olan kişilerde olabilirdi. önemli olan gelen mesajlar değil numaramı kimden nasıl aldıklarıdır.
lomo'nun sprocket rocket modelini almak için retroaktif.com sitesine girdim. yanında 5 adet film 209tl ve ücretsiz kargo diyordu, neyse sipariş formunu doldurdum kredi kartı bilgileri zart zurt. derken sonra işlemi sonlandırmaya geldiğinde işleminiz tamamlanmamıştır falan gibi bi uyarı çıktı. ben de iletişim kısmındaki verilen numarayı aradım. telefondaki arkadaş gittigidiyor üzerinden satış yapalım dedi bende kabulettim. yalnız ben 200 asa kodak film istiyorum dedim, karşıdaki arkadaş 209 yerine 225 lira ödemeniz gerekiyor dedi. tamam olur aldım kabulettim dedim. cuma sabahı sipariş ettiğim ürün cumartesi öğlen sonu kargolanıyor ve pazartesi öğlen sonu elime ulaşıyor. sitede ücretsiz kargo yazıyor ama kargoyu bana ödettirdiler.
neyse uzun lafın kısası diğer fotoğraf sarf malzemesi satıcıları gibi bunlarda kazıkçı çıktı. 8tl'nin peşine düşmedim ama nekadar sözlük sitesi varsa bütün arkadaşlarıma bu durumu entry haline getirmelerini rica ettim.
bursa'da merdivenaltı tamirhanelerinin bol bulunduğu semttir. kesinlikle bu tamircilerden uzak durulması gerekmektedir, allah kimseyi bu tamircilerin eline düşürmesin. üç kuruş ucuza yaptırıcam diye bu heriflerin yalanlarını sahtekarlıklarını dinlemektense beş kuruş fazlaya yaptırın sanayi gibi yerlerde yaptırın. aracınızın sağlam parçasına bozuk diyerek sizi kazıklamaya çalışanından tutun, aracınızın sağlam olan parçasını söküp kendi araçlarına takan yada dükkanında saklayanıda vardır.
örneğin; bir otomobiliniz var ve siz bu tamircilere götürdünüz, bunlar aracınızı tamir ederken aracınızın sağlam parçalarını sökerler dükkandaki çıkma parçaları takarlar ruhunuz duymaz. tamire verdiğiniz arabanızdan cd, sakız, çikolata vs özel eşyalarınızı alırlar. uzak durun benden söylemesi. *
halkların kardeşliği diye birşey yoktur pkk sempatizanı sloganı vardır.
bu deyuslar genelde bu sloganları cahil üniversite gençliğine ya da liseli devrimciler diye nitelendirilen çoluk çocuğa söylettirirler. bazen de senin benim gibi büyük yetişkin kişilere. mesele halkların kardeşliği falan değildir, aralarına eleman kazandırmaktır. bu slogan atılırken aralarda apo posterleri çıkar, pkk bez parçası sallanır falan. yani kısacası alışılmış basitleşmiş şeyler olur. polisimiz bibergazı ve jop kullandığında ise bu slogan yerini baskılar bizi yıldıramaza bırakır. daha sonra halk bu grubun içerisine tepki gisterip taş sopa fırlattığında da halk faşist olur.
konu: ehliyet polis ve üç sarhoş. *
ehliyet geçen haftadan itibaren benim için hayatımda unutamayacağım bir espiri kaynağı olmuştur.
üç arkadaş bursa uludağ yolunun kenarında (jandarma karakollarının yakınlarında) başladık öğlen saatlerinde içmeye, biri gelir biri gider biri korna öttürür selam verir falan filan inter milan. kafaları kurtardıktan sonra pınarbaşı tarafından kaplıkaya taraflarında da içelim dedik. neyse durduk bayinin birinde biralar kaşarlar fıstıklar derken nevaleyi hazırladık ve kaplıkaya alabalık restorantının otaraflara çektik arabayı. hahaha hihihi laylaylom derken hepimiz olduk höşmerim gibi. neyse çişim geldi indim arabadan çıkardım tam işicem, baktım etrafta binalar var ve müstakil evler falan. ulan dedim tsc ayıp olmasın alemin karısı var kızı var sen git alabalık restorantının tuvaletine işe gel. neyse sallana sallana alabalık restorantına gittim işedim ve tekrar arabaya doğru gelirken, polis aracının bizim parkettiğimiz arabaya doğru geldiğini gördüm. elimi cebime attım kredi kartım ve ehliyetim vardı ve polislerle hemen hemen aynı zamanlamada park halinde bulunan aracımıza geldim. polisin kimlik soracağını düşünerekten attım elimi cebime ve kredi kartıyla beraber ehliyeti gösterdim polise. hava karanlıktı polis nereden geliyorsunuz diye sordu. ben de uludağ yolundan jandarma arama kurtarmanın oralardan geldiğimizi söyledim. polis bir kibar konuştu bir mütevazi oldu ben de şaşırdım. altı üstü bir ehliyet gösterdim polislere, afiyet olsun komutanım dedikten sonra adamlar çekti gitti ben de sarhoş kafayla şaşırdım.
sonradan jeton düştü polisler ehliyetimi karanlıkta asker kimliği sanmış, ben de nereden geliyorsunuz deyince jandarma arama kurtarmanın orada içip buraya geldiğimizi söylemek istedim polise, polis de bizi jandarma arama kurtarma ekibi sanmış.
Çektikleri konulu fotoğrafları kendi imkanları ile bastırıp sergi açan ve bu sergiye tüm fotoğrafseverleri davet eden bir grup fotoğrafsever dostun yapmış olduğu güzide bir organizasyondur.
buyrun kim sivil kim pkk'lı kendiniz görün. (fotoğraflar herkese açıktır inceleyin)
3 yaşındaki kız çocuğunun eline verilmiş silahlı fotoğrafa iyi bakın dediğim olaydır.
inegöllüler gibi yolun ortasından yürüme diye bir laf vardır. ilçede herkes bisiklet ve motosikletlerle dolaşır. geçen kurban bayramının dördüncü günü yaylaya çıktık tereyağlı mantarlı kiremitte balık yemek için. bi köyden geçtik o köy teksas gibiymiş kan davası oluyormuş(yanımızda inegöllü arkadaş anlattı). köyün ortasında bir yol yolun adı 'izdivaç yolu' yolda koloniler halinde yürüyen kızlar ve erkekler, kenarda dolmuş cantlı doğan görünümlü bir şahin ve etrafında toplanmış 15 20 tane pehlivan tipli agalar. ellerinde tesbihler volta atıyorlar. şahinde arabesk müzik çalıyor yanlarından geçiyoruz ve istiflerini bozmuyorlar yoldan kenarı çekilmiyorlar. kornaya bassak ortalık karışacak, yanlarında 14 15 yaşlarında çocuklarda var ellerinde bira şişeleri daha tutmayı bilmiyorlar. 'bakın ben bira içiyorum' dercesine bira ellerinde sigara onakeza adeta poz veriyorlar meraklı bakışlarımıza.
yaz yaz bitmez kahvehanelerinin önü köyün orta yaşlılarıyla dolu yabancı araç görmesinler hemen bütün gözler dikiliveriyor.
kısacası; nasıl bir hayattır bu silah taşımayı marifet sanıyorlar, gösteriş meraklıları zavallılar. okuyup adam olayım demezler tek yaptıkları magandacılıktır. adam olana lafım yok o ayrı mesele hepsini aynı kefeye koymamak gerekir.
