Türk bestekar güftekar ve tambur sanatçısı.*
ilk müzik eğitimini babasından aldı. Besteciliğe on iki yaşında başladı. Gitar, piyano ve tambur çalabilmekteydi. Bir süre istanbul Radyosu'nda tambur çaldı. Operet bestecisi olan ağabeyi Muhlis Sabahattin Ezgi'nin eserlerini çaldı ve yine ona ait bazı eserleri taş plaklara okudu.
Genellikle tango, vals, operet ve şarkı formlarında eserler besteledi. Ağabeyinin ölümünün ardından eserleri yayınlanmaya başladı. Geleneksel kalıp ve üsluptan farklı olan bu tarzı nedeniyle birçok eleştiri aldı. Zamanında tango şarkılarının kraliçesi olarak isimlendirildi.
Bazı kaynaklara göre 500den, bazı kaynaklara göre de 1000den fazla eser bestelediği tahmin ediliyor. Ancak, ölürken tüm eserlerinin yakılmasını vasiyet ettiği için bunların yaklaşık yüz tanesinin notası bugüne ulaşabildi.
Bazı eserleri:
Gül dalında öten bülbülün olsam
Ruhumda neşe hayale daldım
Gül olsam ya sümbül olsam
Hüsranla gönül hep inler
2008 yılında akustik müzikten çıkardığı albümün adı: Günaydın Sevgiliye.
Yorum olarak, genel manada, bir trt ses sanatçısının olması gerektiği gibi.
Yani başka bir trt ses sanatçısı da bir albüm yapsaydı, bu albüme benzerdi.
Fakat burada bir aşağılama söz konusu değil. Elbette yetenekli, elbette başarılı.
sadece diğer ses sanatçıları arasında çok sivriliyor* diyemeyiz.
Unkapanında servisi gayet yavaş olup etleri çok lezzetli olan bir kebapçı. çevrede pek çok kebapçı dükkanlarda sinek avlarken, orada mutlaka fazlasıyla müşteri vardır. Kendi icatları olan sur kebabı vardır. Tavsiye edilesidir. Saç tava yaparlar, o da tavsiye edilesidir.
Kendi icatları olan sur tatlısı vardır. Bir kalıp sabun büyüklüğünde dondurmanın etrafına, irmikten yaptıkları sıcak hamurumsuyu sarıp getirirler, lezzetlidir.
Tatlı dahil her şey ortadan yenilir. Aksini istemek saçmadır. Fiyatları, koyduğu ete göre ucuzdur bile. Fakat çok et koyarlar orası ayrı.
Oraya gidip de lahmacun yemek abestir.
Kartvizitteki, yahut dükkanın önündeki kocaman tabeladaki karpuzun içine girmiş çocuk başgarson mehmet ustadır. Mehmet usta oralardayken, aa çocuğa bak karpuza girmiş derseniz, hemen işi gücü bırakır, koşa koşa gelir, gururlu bir şekilde, oradaki çocuk benim der.
Sonuç olarak sözlükçülerin seveceği bir yerdir.
Tanım: Yüksek mevkilere gelme yeteneğine sahip olabilen fakat insani değerlerden yoksun olan adam.
Kendisine "sen adam olmazsın" diyen babasını, paşa olduğunda ayağına çağıran adamdır. Sonra babasına, "sen bana adam olamazsın dedin ama bak paşa oldum." demiştir. Babası ise, "paşa olmuşsun ama adam olamamışsın, babanı ayağına çağırıyorsun." demiştir.