olmasını gerekendir ama tek sıkıntı silik hesabın mailini bilip şifresini bilememek ve hesabın entrylerini silmek istediğinizde bu imkansız oluyor, bu nasıl bir bugdur zall kardeş?
üstünde bulunan yazıları ya da çizgileri aşınmış, bozulmuş ya da silinmiş olan. bu mecra'da aşırıya kaçan yazılar yazan yazarlara yapılan eylem. tek sıkıntı silik hesabın mailini bilip şifresini bilememek ve hesabın entrylerini silmek istediğinizde bu imkansız oluyor, bu nasıl bir bugdur zall kardeş?
kesinlikle desteklediğim kampanya. silik yemiş bir hesabım ve pişman olduğum onlarca entry var. siyasal ve kültürel olarak ben değişsem de entrylerim hala orada. işin kötü tarafı adım soyadımla açılmış başka bir silik hesabın nickaltında benim eski nickim diye girim var. Adım soyadımla olan silik hesabın enrtylerini verdiğim bilgiller doğrultusunda sildiler sağolsunlar. ama diğer silik hesabım hala duruyor, bir türlü hatırlayamadım gerekli maili. şifreli göstermeleri bile yeter mail adresimi. şıp diye geliverir aklıma.
sayfadaki her gönderiyi, (tepkiler hariç) her yorum yazanı şikayet etmek farz. bunun gibi iğrenç insanlar, kökü kurutulasıca şerefsizler aramızda dolaşıyor ulan.
Ben öyle pek popüler dizi izlemem. izlediğim diziyi baktım herkes izliyor bırakırım. O yüzden şimdi daha izlediğim pek az kişi tarafından bilinen bir dizi önermek istiyorum "Utopia" Ahanda bu
" Anneme hep ne zaman diye sorardık o da "Daha zamanı var" derdi bilge gibi, ama bilgelikten değildi ya kömür azdı ya da odun. Bundandır ne kadar geç yakarsa o kadar tasarruf edeceğini düşünürdü annem. "
" Anneme hep ne zaman diye sorardık o da "Daha zamanı var" derdi bilge gibi, ama bilgelikten değildi ya kömür azdı ya da odun. Bundandır ne kadar geç yakarsa o kadar tasarruf edeceğini düşünürdü annem. "
bir anlık öfkeyle yazılmış sansürsüz deneme, orospu çocuğu ruhlu eski sevgilim düzenlenmiş haliyle tekrar yayında. devamını okumak isteyenler linke tık tık.
"...adına yazdığım her şiir, bir küfür gibi çarpıyor suratıma, hayalinle süslediğim her cümle ana avrat küfrediyor gibi, senin uğruna düzdüğüm latifeler sahipsiz bir piç gibi geziyor, orospu çocuğu ruhunla dolu düşüncelerimde. bizim için yaptığım her şey, bana altı yanmış ve ağır yanık kokan pilavı andırıyor, benim orospu çocuğu ruhlu eski sevgilim..."
".... O yıl olmasa da iki yıl sonra o eksik yere isminin baş harfini yazacağım biriyle tanıştım. Ben hiç böyle kaybolmamıştım her santimini ezbere bildiğim bu şehirde. Gökyüzünün bu kadar mavi olduğunu daha önce hiç farketmemiştim. Benim çayım hiç bu kadar şekerli olmamıştı. Ben hiç pazartesileri bu kadar heyecanla beklememiştim. Ben hiç ayakkabılarımın tozunu almamıştım. Bunların hepsini ben yaptım o da öyle bir iştahla yaptım ki yaptığım her şey de mutluydum. Bana bunları yaptıran kadın sonraları zamanımı değerli kıldı, pek geçmedi hayatıma ortak oldu, bir baktım sözler vermişim kimseye veremeyeceğim. Öyle anlamlı öyle anlatılmayacak kadar kifayetsiz biriydi ki. Zaten çok olmadı üç yıl sonra gitti, geldiği gibi gitti aniden. Gelişine de anlam verememiştim gidişini de.
Gittiği gün anlamıştım, denizin de kumsalın da dayımın da ne demek istediğini geç anlamıştım artık, Ben o b*ku biriyle yemiştim şimdi kimseyle yemeye midem almıyordu..."
yağmurlu bir pazartesi günüydü, o zamanlar ben ilkokul üç'e gidiyorum kız kardeşim de yeni birinci sınıfa geçmiş. kardeşim okula sabah gidiyor ben öğlen gidiyorum. bizim maddi durum o zamanlar kötü gerçi hiç iyi olmadı ki .mına koyim. babam bir kahvede çaycılık yapıyor, parasını da haftadan haftaya alıyor. tabi kış yeni yeni başlıyor, yağmurlar da bastırmaya da başlayacak o sıralar. kardeşime ve bana çizme alınması gerekiyor, çizme dediysem öyle hayal ettiğiniz gibi değil, lastik çizme. biz onu ayakkabıcıdan bile almıyorduk bakkalda satılıyordu o derece ucuz bir çizme yanlış hatırlamıyorsam üç lira falandı. babam sadece bir tane alabilmişti, bu hafta idare edin haftaya ikincisini alırım demişti. o haftada her gün yağmur yağdı ve biz iki kardeş o çizmeyi sırayla kullandık. kardeşim sabahları çizmeyle okula gidiyordu ben öğlen okula gitmem gerekenden bir saat önceden gidiyordum (kardeşim o saatte çıkıyordu okuldan) o okul yolunu o yağmurda yürüyerek yazdan kalma çarıkla gidiyordum ayağım nasıl ıslanıyordu hala unutmam ama hiç sitem etmiyordum. kardeşim beni hep okulun önünde beklerdi o çizmeleri çıkarır bana verirdi ben de çarıkları ona böyle böyle bir hafta gitti. biz yeni bir çizme beklerken babam bu hafta da idare etseniz olmaz mı biliyorsunuz durumlar sıkışık dedi biz hiç itiraz etmeden sorun değil baba zaten biz idare ediyoruz almasan da olur dedik. şimdi ben her yağmur yağdığında o günleri hatırlıyorum her yağmur yağdığında içim biraz daha burkuluyor şans ya yine yağmur yağıyor.