az önce başıma gelendir. bilerek ya da bilmeden buzdolabı dışında kalırsa, oda sıcaklığında faaliyete geçen bakterilerin içerde bolca gaz üretmesiyle şişe ve kapak iyice şişiyor ve bomba gibi yüksek sesle patlıyor. şansıma kulaklık vardı ve herkes uyuyordu. dikkat edin kefirin soğuk zincirini bozmayın.
marka: altınkılıç kefirix çilekli.
Haziran 2022 - 31 Haziran 2023 arasını kapsayan en kritik senedir...
seçim bitene kadar öncelikle ekonomide sonra her bir şeyde kim bilir başımıza neler gelecek...
not: "31" haziran, seçimi rte kazanırsa diye bilerek yazılmıştır, ülkece 31 çekebilirler bize swh.
ekranda konuştuğunu görünce ya da saçma sapan haberlerde görünce, o an orda olup böyle elinin tersiyle ağzına bir tane patlatma isteği uyandıran ünlülerdir.
mesela benim hülya avşar, siyasilerin çoğu, nihat doğan, rasim ozan, hatta cem yılmaz.
Yekpare kocaman kocaman ormanlar yerine, tabiri caizse baklava dilimi gibi hektar hektar bölünmüş parçalı orman politikasına geçmek lazım.
Bir hektarda çıkan yangın, komşu hektara sıçramayacak şekilde ayarlanmış mesafeli dikim ve kesim politikası şart...
Gözden kaçmış, hakettiği değeri bulamamış belki de en underrated şarkılardan biri. Bir coşkun sabah bestesi, sözleri Seyhan girginer'e aitmiş. Yeni ibo Show'da keşfetmiş oldum muhteşem.
Link: https://youtu.be/vZlcTK30r8I
ingiliz tarihinde “döneminin en meşhur Türk dostu” olarak yerini almış Türkler’le ilgili eserleriyle tanınan ingiliz gazetecisi, yazar ve diplomat. 1805-1877
1831’de istanbul’a elçi tayin edilen Sir Stratfor Canning ile birlikte elçilik görevlisi olarak istanbul’a gönderildi. Ertesi yıl Londra’ya geri döndü. 1833’te ingiltere için ticarî imkânlar araştırmak üzere Doğu ülkelerine seyahate çıktı. Bütün Osmanlı ülkesini ve diğer yerleri dolaştı; ardından Osmanlı Devleti’nin ekonomik potansiyelini ortaya koyan Turkey and it’s Resources adlı eserini yayımladı (London 1833). Urquhart, Yunan bağımsızlık hareketi dolayısıyla karşılaştığı Türkler’i elçilikteki görevi ve seyahatleri esnasında daha yakından tanıma fırsatı buldu. Türkler’in islâmiyet potasında oluşturdukları medeniyete hayran kaldı ve bu arada islâmiyet’e iyice merak sardı. 1833’te yazdığı “Islâm as a Political System” başlıklı kitap hacmindeki makalesinde Hıristiyanlığın sosyal hayattaki tesiriyle islâmiyet’in bu fonksiyonunun kıyas bile kabul etmeyeceğini belirtmişti. Makalesinde ayrıca islâmiyet’in hem ruhanî hem cismanî olduğunu, âhiret hayatı ile beraber insanların dünyevî hayatını da her kademede düzenleyen bir siyasî sisteme sahip bulunduğunu ortaya koyuyordu.
1834’te istanbul’a gelen Urquhart, Mısır yönetimiyle başı dertte olan Osmanlı idaresine ingiliz ve Fransız yöneticilerinin muhalefetine rağmen destek verdi. Bunun üzerine ingiltere Dışişleri Bakanı Lord Palmerstone, bu sırada istanbul’daki ingiliz elçisi Lord Ponsonby vasıtasıyla Urquhart’ı Bâbıâli’ye sınır dışı ettirdi. Londra’ya gidince England, France, Russia and Turkey isimli kitabını yayımladı (London 1835). Bu kitabında, o günkü dünya güç dengesini değerlendirmekle beraber ingiliz idarecilerinin gafleti yüzünden Rusya’nın Osmanlı Devleti’ne, dolayısıyla Avrupa’ya hükmedeceğine işaret etti. Bu tarihten itibaren Rusya’yı sürekli bir tehlike olarak gören Urquhart, bu konuda Dışişleri Bakanı Lord Palmerstone’a söz geçiremeyeceğini anladığından 1835 yılında kurulan Portfolio adlı haftalık gazetede dış politika yazıları yazmaya başladı.
1838’de yaklaşık 1000 sayfa hacmindeki The Spirit of the East adlı iki ciltlik eserini yayımladı. Bu eser o güne kadar müslüman Doğu ve özellikle Türkler’le ilgili olarak yazılanlardan çok farklı bir özellik taşıyordu. Müellif Osmanlı Türkleri arasında ruh ve fazilet planında yaşanan bir hayattan, dürüstlükten, hoşgörüden, âdil idareden, misafirperverlikten, kadına olan saygıdan ve bütün bunlarla ilgili Batı’daki imajın yanlışlığından söz ediyordu. Onun bu eseri özellikle Avrupa’da yankılar uyandırmıştır.
1847’de girdiği parlamentoda 1852 yılına kadar milletvekilliği süresince Türkler’in menfaatlerini savunan Urquhart, 1850’de Pillars of Hercules adlı kitabını yayımladı, bunun büyük bir bölümünü “Turkish Bath”a (Türk hamamı) ayırdı. Avrupalılar’ın temiz olmadıklarını söyleyen yazar onların Türkler gibi temizlikle ilgili kurumlardan da yoksun bulunduğunu belirtti. Kitap Avrupa’da ve özellikle ingiltere’de “Turkish Bath Movement” isimli bir kampanyanın başlatılmasına yol açtı. Bu kampanyaya her kesimden insan katıldı. Başta Londra olmak üzere ingiltere’nin birçok şehrinde Türk hamamları inşa edildi. Birçok belediye başkanı Sultan Abdülaziz’e mektup yazarak hamam inşası konusunda uzman istedi. “Turkish Bath” 1856’da Londra’da kitap şeklinde basıldı.
Urquhart, Kırım savaşının ardından Avrupalı devletlerin Osmanlı sultanına yayımlattıkları Islahat Fermanı’nın haksız bir baskının sonucunda ortaya çıktığını ve bu fermanın hıristiyanları müslümanlardan daha ayrıcalıklı duruma getirdiğini ileri sürdü. 1856 yılında Foreign Affairs Committee isimli bir cemiyet kurdu. Bu cemiyetin başlıca amacı Avrupa’nın el birliğiyle reform, ıslahat gibi bahanelerle düzenini bozduğu Osmanlı Devleti’nin milletlerarası alanda haklarını savunmak ve Rusya’nın bu devlet üzerindeki emelleri konusunda resmî makamları uyarmaktı. Free Press bu cemiyetin yayın organı olarak 1855’te yayımlanmaya başlandı.
Ayrıca Batılılar’ın Osmanlı ülkesinde yaptırmaya çalıştığı reformlar, dış borçlar ve Rus tehlikesi gibi konularda Sultan Abdülaziz, Fuad Paşa ve diğer Osmanlı yöneticilerine yazdığı mektupları burada yayımladı. Özellikle Osmanlılar’ın Avrupalılar’dan aldığı borçların onları batıracağı, dış borç alınmasına son verilmesi, mevcut borçların faizlerinin silinmesi için çalışmaları gerektiğine dair New Castle Foreign Affairs Committee’nin başkanı Mr. Crawshay’a yazdığı iki uzun mektup hem Diplomatic Review’da yayımlandı, hem de 1867-1876 yılları arasında yurda dönüşüne kadar yakın irtibatta bulunduğu Ali Suâvi tarafından Türkçe’ye tercüme edilerek 1875’te Paris’te kitapçık halinde basıldı.
David Urquhart, Mustafa Fâzıl Paşa’nın Sultan Abdülaziz’e 1867’de Avrupa’dan gönderdiği mektuba sert tepki gösterdi. Onun mektupta en çok tepki gösterdiği husus sultana paşa tarafından teklif edilen laikliktir (Diplomatic Review, April 3, 1867 s. 53-54). 1866 yılında başlayan Girit isyanı esnasında Fuad Paşa’ya yazdığı mektupta Hz. Peygamber’in, “Ne zulmediniz ne de kendinize zulmettiriniz” hadisiyle söze başlar ve Osmanlı yönetiminin isyancılara ve kışkırtıcı yabancılara karşı takındığı yumuşak tavrı tenkit eder (Diplomatic Review, [April 7. 1869], s. 60-62). 1875’te Bulgar isyanı ve ardından Hersek’te çıkan ayaklanmalar üzerine Montrö’de rahatsızlığına rağmen hanımı ile beraber kaleme aldıkları yazılarla Osmanlılar’ı savunmayı sürdüren Urquhart, gerek eserlerinde gerekse makalelerinde Osmanlı ülkesinde ezilen sınıfın hıristiyanlar değil müslümanlar olduğunu ileri sürdü. Şark meselesinin Rusya tarafından ortaya atılmış suni bir iddia mahiyeti taşıdığını, yalnız Rusya’nın emellerine hizmet ettiğini ısrarla vurguladı. Sultana yazdığı mektuplarda Osmanlılar için tek çözümün bütün dış müdahaleleri reddedip kendine güvenmek ve şer‘î yönetimden ayrılmamak olduğunu ifade etti. Hatta 1876’da Butler Johnstone vasıtasıyla sultana ulaştırılmak üzere yirmi bir Foreign Affairs Committee başkanının imzaladığı bir mektupta, “Sizin selâmetiniz ancak size Kur’ân-ı Kerîm’le indirilen hükümlere tamamen bağlı kalmanızdadır” deniyordu.
Rahatsızlığından dolayı 1864 yılından itibaren isviçre’de Montrö’de oturan ve zaman zaman ingiltere’ye giden Urquhart 1877’de Napoli’de öldü, cenazesi Montrö’de toprağa verildi. Urquhart, ingiliz tarihinde “döneminin en meşhur Türk dostu” ifadesiyle yerini almıştır.
Millî mücadele yıllarında canla başla Kuvayı milliye ve Ankara'nın yanında olan şehid Bilecik müftüsü dür. Allah rahmet eylesin. Mezarı Bilecik merkeze bağlı, deresakarı köyündedir.
Ekrem imamoğlu nun seçmen kitlesine bir güzel yedirdiği güya icraatlarıdır.
akp nin yaptığı yapacağı ihaleleri şovla iptal edip kendi ahbaplarına iteliyor.
En son atık su projesini iptal etti, halbuki kendi seçim vaatlerinde var. Her iddiasına varım ki çok yakında kendisi apar topar başka bir ihale ile ahbap birine cukka.