tesl
0 (düz adam)
yedinci nesil yazar 1 takipçi 0 ulupuan
entryleri
oylamalar
medya
takip

    ayıkken bir şey yazamamak

    1.
  1. Bazı insanların aklı ayıkken hıç calışmaz.
    illaki iki tek atacak.
    Ancak ondan sonra kan beynıne gıdıp düşümmeye başlar.
    o da düşüne bilirse tabi...
    0 ...
  2. nil ve tuna

    1.
  3. Bir yanımda nil,
    Bir yanımda tuna,
    Divaneyim,
    Dilbesteyi,

    Zamana yorgun düşmüş,
    Bir ihtiyar toprağım,
    Nerde bizanz,
    Nerde osmanlı,
    Nerde tarihe yön verdiğini sananlar
    Hepsi gitti.
    Göç etti ,
    Yalnız bıraktılar,
    Bir zamanlar beni paylaşamayanlar.

    Anadolu bende,
    Mezopotamya bende,
    Mısır bende,
    Dünyanın gözü bende,

    Ben hancıyım insanlar yolcu,
    Gelenimde cok gidenimde...
    0 ...
  4. insanlıktan çıkılan an

    1.
  5. O anda insanın yaptığı hal ve hareketlerin
    insanlıkla bağdaşlaştırılamaması durumudur.

    örnek: 'ilk defa cıplak bır kadın goren adamın düştüğü hal'.
    1 ...
  6. hatıra bırakılan şeyler

    1.
  7. Genelde geride kalanın
    baktıkça gideni hatırladığı türden eşyalardır.

    Yada manevi bır hıste olabilir

    'Gözlerin, bir içim suda hatıradır bizanstan bana'.
    0 ...
  8. boşmuş

    1.
  9. seni sevmem ne boş işmiş.
    senın için kurduğum butun ruyalar,
    sana soylediğim bütün sözler,
    seni sevmek için o kadar uğraşmam,
    kapında yatmalarım,
    üzerine toz kondurmayışlarım,
    seni el üstünde tutmam,
    boşmuş kocaman bir boş,
    her şeyden önce sen kocaman bir boşsun...
    0 ...
  10. anlaşamamak

    1.
  11. ANLAŞAMAMAK

    Biz insnlar sevgi konusunda bir çok olayı yanlış anlamakta üstümüze yoktur. illaki deveyi pire yapıp, küçük sorunlardan büyük sorunlar oluşturmaya çalışacağız. Yani kapıyı açaçak anağtar olacağımıza kapıyı kilitleyen anahtar konumuna gelip duruyoruz.
    Halbüki sevginin fedakarlık istediğini hep ama hep göz ardı ediyoruz. Birine karşı sevgin kuçükte olsa ona yakınlaşman için önce senin bir fedakarlık Ya da halk arasındaki tabiri ile kıyak geçmen gerekir. Zira yolun sonuna varmak için yol tepmek gerek. Ama bizdeki genel zihniyet “önce o yapsın” ya da “önce o başlasın” şeklinde oluyor. Kendimizden taviz vermeyi hep red ediyoruz. Hal bu iken de tabiki karşdaki ile anlaşmak Ya da bir anlaşma içerisine girmek pek mümkün olmuyor.
    Biz şunu hep atlayan bir insan topluluğuyuz. Karşın daki ile anlaşamasanda onu sevebilirsin.sevmek için anlaşmak şart değil, ama anlaşarak sevginin boyutu du, tadıda, şeklide değişir. Alt kattaki komşunu sevmeden anlaşa bilirsin, sen onu rahatsız etmez sin oda seni etmez olay biter. Ya peki evde yapılan tatlıdan bir tabak götürsen yok deyip çevireçek mi,”ki tatlıya kımse kolay kolay yok demez ” tabiki değil hatta daha sonra karşılık bile geleçekti. Bu küçük bir sevginin kıvılcım halinde başlaması demektir.
    işte insan her şeyi gurura vurduğu için yapmaktan kacınıyor. Ama istisnai durumlarda vardır. Mesela erkek bir kızı cok sever ama bir türlü karşılık bulamaz, onun onu sevmemesine rağmen bende artık seni sevmiyorum diyemiyor. Çünkü kendini koşullandırmıştır. Vaz geçmek istemez ondaki sevgi mutasyona uğramıştır. işte karşılıksız bir sevgi!!!
    zaten ne diyor şair ;
    “sevgi anlaşmak degildir,
    bedelsizde sevilir
    kücük anlar için omürler bile verilir”


    karşılıksız sevgilerle....
    0 ...
  12. sevgiliye giden yol

    1.
  13. Sevgiliye yaklaşmak

    insan yapısı gereği, segiyle yoğrulmuş bir varlıktır. Ademden ta günümüze kadar. Sevgi olmadan insanın hatta insanlığın bir manası yoktur. Ama kendi sevginede hükmetmen gerek, yoksa sende aldananlardan olursun ki günümüzde herkes bir şeylerin ardına takılıpda aldanmıyor mu?
    Biz insanların amacı idaal sevgiyi bulmak olmalı. Mecnu'nun bulduğu sevgi ile eşdeğer bir sevgi olmalı bu . Mecazen leylalara aşık olcaksın ama manen melekler kıskanacak seni ya da melekleri kıskandırmalısın sevginle. Mecnun'da öyle yapmadı mı? Önce leylayı gördü “tamam” dedi “işte sevdiğim kız bu”, ama bütün çabalarına rağmen kavuşamayınca leylanın ötesine geçmeye başladı. Artık leylanın vucuduna değil ruhunu sevmeye başladı. Onu aramak içinde önce dağlaravurdu kendini orda bulamayıncada yönünü çöle çevirdi. Divane oldu da dolaşıp durdu. Sonunda anladıkı leylaya kavuşamayacakonu saklı olduğu vücuttan cıkarıp hayaline yerleştirdi.böylece aralarında hiç kimse kalmamış oldu. Leyla ile manen baş başa kalınca anladı ki aslında aradığı o değilmiş artık ondan öte bir şeye inanıyordu ve seviyordu. Ve şimdi oldu sevdiğimi buldum deyip sevinmiş durmuş.
    Herkes ferhata dağı deldirenin şirin olduğunu zanneder. Bılmezler ama dğı deldiren ferhatı allaha olan inancı, allaha olan aşkıdır.

    Düşünce göklerinin baş konağı sevgidir sevgi;
    Gençlik destanının baş yaprağı sevgidir sevgi;
    Ey sevginin sırlarından habersiz yaşayanlar,
    Bilin ki tüm varlığın baş kaynağı sevgidir sevgi.
    {Ömer hayyam}

    içinde sevgi kalmayanın yüreği sızlamaz. Ebu cehil'e dönerlerde döndüklerinden haberleri olmaz. Kimiside kerem gibi sevgisi uğruna 32 dişini birden çektirir de gıhı çıkmaz. Oda yetmez gönlündeki aşkla yanar küle döner. Küle dönünce tamam der şimdi oldu istediğim buymuş meğer der. O zaman huzura erer.
    Şimdi söyle ey gaflet içinde yatan yüreğim, sen sev diğin için neyi göze alabildinde neler yaptın ki sevgiliyi istiyorsun. Küçük aşklar peşinde koşturup duruyorsun da asıl aşk sahibini görmezden geliyorsun...
    unutma; “aşkı cüz'iye talip olan, aşkı küllü'yi bulamaz”.
    0 ...
  14. kuyunu hikayasi

    1.
  15. KUYUNUN HiKAYESi (harut ve marut)

    Çölle ilgili her hikaye gibi bu hikayede kuyuyla başlıyordu.
    su, çölün kıymetlisiydi ve kuyu suyu bağrında taşıyordu. su arayana yusuf veriyordu bazende, yahut olumun eşiğindekine hayat...
    ihtiyar adam kuyuya yaklaşırken yusuf bulmayı beklemıyordu elbet ama onu çölün en bilinmez köşesine atan kum fırtınasından sonra kuyuda hıç olmazsa
    bir damla umut bulabilirdi.
    ama bunun yerine bir hikaye buldu. yeryuzunde yaşamın başlamasıyla başlayan, bitmesiyle bitecek olan bır hıkaye.
    titreyen elleriyle kuyununağzını kapayan buyukce taşı kaldırmaya çalışırken taşın üzerindekı kadim zamanlaraait yazıyı gordü. birden ürktü,kalbinin sıkıştığını hısettı,'bir kuyunu ağzı neden kitabeyle kapatılır ki' diye düşundu.sonra halıne gulup soylenmeye başlandı: uçsuz bucaksız çölün günlerce suren kum fırtınalarının ve susuzluğun durduramadığı ihtiyar kalbimi bir kör kuyu durduracaktı az daha.
    üç gün önce kervanı basan haramılerden kacıp çölün derinliklerine doğru atıyla doludizgin giderkenilk kez kalbini teklediğini hisetmişti. iki gün suren kum fırtınasının ardından ölüme bukadar yaklaşmışken bu kuyu bir umut gibi karşısında duruyordu.
    ihtiyar, titreyen dudaklarıyla allah'ın adını andıktan sonra tüm gücüyle kapağı acmak için yüklendi. son gucunu son umudu için harcadığının farkındaydı. ve kuyunun ağzını kapayan taş yavaş yavaş hareket etmeye başladığında ihtiyarın gözlerının içi gülüyordu. daha bir kuvvetle zorladığı kapağı yarıya kadar actığında ise bir gariplik hisetti. kuyunun karanlığı içinda bir kıpırdanma vardı. daha iyi grebilmek için biraz eğildi gözleri karanlığa alışmaya başladığında kuyunun dibine doğru uzanan iki halat gördü. halatların uçunda ayaklarından baş aşağı asılmış iki kışı duruyordu. gözlerıne inanamadı... kuyuda asılı duranların hareket ettiğini gördüğünde artık ayakları onu taşımaz oldu. korkuyla yere yığılırken kalp atışları iyice zayıflamıştı. kumların üzerinde boylu boyunca uzanırken bu kumların mezarı olcağını anlamıştı.son bir gayretle kelime-i şahadet getirirken, kuyudakiler 'muhammedun resulullah' kelamını duyduklarında irkildiler... ayaklarından asılı biri diğerine 'duydun mu' dedi heyecanla 'son peygamberin ismini soyledi.'
    'evet' dedi diğeri, gözlerinin içi gülüyordu:
    'demek ki kıyamet yakın ve cezamızın bitmesine az kaldı'...
    0 ...
  16. sevgiliye mesaj

    1.
  17. sen ve ben iki kutup gibiyiz.
    sen artı ben eksi
    sen ile aramda bir duygu var ki
    kelimelerle anlatmaya kalksak
    dünyada sayfa kalmaz.
    aradaki bağ ne yol inliyor nede zaman,
    bizim yanımızda leyla ile macnun nun la fı bile gecemez
    iki kutup gibiyiz dedim ya
    birbirimizi durmadan cekeriz ,
    yalnız hiç sana yaklaşamıyorum,
    tam busefer oldu kavuştum derken
    kendimi kilometrelerce uzağında buluyorum
    tekrar sana kavuşmak için yollar aşıp geliyorum,
    tabi aynı şeyi sende yapıyorsum
    ama bir türlü kavuşamıyoruz.
    her seferinde okyanusu gecip derede boğuluyoruz.
    merak ediyorum,
    senle ben yani biz ne zaman kavuşacağız,
    yoksa leyla ile mecnun gibi o hasretle mi
    bu dünyadan göceceğiz.....
    0 ...
  18. kuyunun hıkayesi

    1.
  19. KUYUNUN HiKAYESi (harut ve marut)
    çölle ilgili her hikaye gibi bu hikayede kuyuyla başlıyordu.
    su, çölün kıymetlisiydive kuyu suyu bağrında taşıyordu. su arayana yusuf veriyordu bazende, yahut olumun eşiğindekine hayat...
    ihtiyar adam kuyuya yaklaşırken yusuf bulmayı beklemıyordu elbet ama onu çölün en bilinmez köşesine atan kum fırtınasından sonra kuyuda hıç olmazsa
    bir damla umut bulabilirdi.
    ama bunun yerine bir hikaye buldu. yeryuzunde yaşamın başlamasıyla başlayan, bitmesiyle bitecek olan bır hıkaye.
    titreyen elleriyle kuyununağzını kapayan buyukce taşı kaldırmaya çalışırken taşın üzerindekı kadim zamanlaraait yazıyı gordü. birden ürktü,kalbinin sıkıştığını hısettı,'bir kuyunu ağzı neden kitabeyle kapatılır ki' diye düşundu.sonra halıne gulup soylenmeye başlandı: uçsuz bucaksız çölün günlerce suren kum fırtınalarının ve susuzluğun durduramadığı ihtiyar kalbimi bir kör kuyu durduracaktı az daha.
    üç gün önce kervanı basan haramılerden kacıp çölün derinliklerine doğru atıyla doludizgin giderkenilk kez kalbini teklediğini hisetmişti. iki gün suren kum fırtınasının ardından ölüme bukadar yaklaşmışken bu kuyu bir umut gibi karşısında duruyordu.
    ihtiyar, titreyen dudaklarıyla allah'ın adını andıktan sonra tüm gücüyle kapağı acmak için yüklendi. son gucunu son umudu için harcadığının farkındaydı. ve kuyunun ağzını kapayan taş yavaş yavaş hareket etmeye başladığında ihtiyarın gözlerının içi gülüyordu. daha bir kuvvetle zorladığı kapağı yarıya kadar actığında ise bir gariplik hisetti. kuyunun karanlığı içinda bir kıpırdanma vardı. daha iyi grebilmek için biraz eğildi gözleri karanlığa alışmaya başladığında kuyunun dibine doğru uzanan iki halat gördü. halatların uçunda ayaklarından baş aşağı asılmış iki kışı duruyordu. gözlerıne inanamadı... kuyuda asılı duranların hareket ettiğini gördüğünde artık ayakları onu taşımaz oldu. korkuyla yere yığılırken kalp atışları iyice zayıflamıştı. kumların üzerinde boylu boyunca uzanırken bu kumların mezarı olcağını anlamıştı.son bir gayretle kelime-i şahadet getirirken, kuyudakiler 'muhammedun resulullah' kelamını duyduklarında irkildiler... ayaklarından asılı biri diğerine 'duydun mu' dedi heyecanla 'son peygamberin ismini soyledi.'
    'evet' dedi diğeri, gözlerinin içi gülüyordu:
    'demek ki kıyamet yakın ve cezamızın bitmesine az kaldı'...
    0 ...
  20. sefil olmak

    1.
  21. bir konuda bılgisi olmayan kişinin düştüğü hal.
    0 ...
  22. © 2025 uludağ sözlük