eski entrylere göz gezdirirken fark ettiğim yazarlardır.
eski yazılara bakınca, nerede yemeyip içmeyip erkeklere laf sokmuş kadın yazar varsa, istisnasız hepsinin profiline girince yazan yazı "Böyle bir kullanıcı bulunamadı." yazısıdır.
tamam, sözlük boka bağlamış bir ortam olsa da yine de arada 1-2 istisna kalmış olurdu, hepsinin silik olmasının sebebi benim en çok merak ettiğim konu esasında.
ben aslında kendilerine adeta bir at edasıyla binecek jokey bulduklarını ve erkeklere bok attıkları günleri unuttuklarını düşünmekteyim.
hazırlık maçlarından anladığımız kadarıyla beşiktaş galatasaray'a göre daha hazır görünmektedir.
normal şartlar altında beşiktaş kupayı alır gibi duruyor.
tff yönetimi değişmeseydi tıpkı geçen sezon 25 temmuzda yaptıkları gibi bu maçı ileri bir tarihe alırlardı ancak galatasaray büyükekşi'nin gitmesiyle bu sene çok kan kaybetti.
bjk 2-0 gibi bir skorla alır diye düşünüyorum. atv yayınlayacakmış.
kısaca biz kevaşe bir camiayız orospu çocukluğu yapmak bizim için meşrudur, doğal halimizdir anlamına gelen açıklamadır.
sebebi ise daha üç gün önce yaptığı açılamayla saha içinde kalmaya çalışarak insanları germeme çağrısı yapan camianın aynı camia olması kaynaklıdır.
derinlemesine sebebine inildiğinde ise yanağını sıktıran kaşar kızın ben orospu değilim ellettim ama henüz vermemiştim açıklaması olarak yorumladım ben.
yıllardır arkasında durduğum 1999 model tespitimdir.
inançlı arkadaşlarımla olan konuşmalarımda "keşke senin gibi olsaydım" dedikleri konular genelde umursamazlığım üzerine oluyor.
mesela soruyorlar ki, zorda kaldığında, ölüm vb anlarda neye sığınıyorsun?
ben de diyorum ki neye sığınayım? hayat dediğin böyle diye realist bakarım ve o an neyin yapılmasının en mantıklı olduğunu düşünür ve ona göre hareket ederim.
insanların hep sığınacak bir liman aramaları manevi boşlukları olduğu anlamına geliyor bence. ben zorda kalınca neye sığınayım amk zekâma güvenirim.
mal bir aciz gibi başkalarının ya da olduğunu düşündüğüm başka varlıkların beni o durumdan çıkarmasını bekleyemem.
çocukluğumun geçtiği antalya'da kıskandığım piçtir.
ulan ibnetor, hadi game boy var havanı atıyorsun da, biz hayatımızda toplasan 3-5 farklı markada pil görmüşüz ya da görmemişiz, çocuğun oyunu kesilmesin diye yedek doldurulabilir piller ve pil şarj cihazı vardı ya lan? sene 1990-95 arasıdır maksimum.
hayır işin kötü tarafı annesi hademe babası şöför falan oluyordu bu piçlerin. avrupada kaldırım yalayıp burada hava atmaları kendi mallıklarıydı.
dediğim gibi olay yerinde el yazısı ile tutanak tutulur, sonra da karargaha dönünce dijitalleşir, el ile yazılan tutanak ilgili yere yazılan resmi yazının ekine diğer gerekli olabilecek evraklarla birlikte koyulur.
yanlış anlamadıysam yoğun kar yağışı sonrası aktrollerin ibb aleyhinde çığırtkanlık yaptığını görüyorum.
o zaman biraz gerçeklerden bahsedelim.
işim gereği sürekli seyahat ediyorum, normalde istanbul bostancı’da yaşıyorum. şansıma bu hafta gebze organize sanayi bölgesinde dünya çapında bir fabrikada işim var.
dün sabah saatlerinde evimden çıkıp arabamla normal bir şekilde fabrikaya girdim, ancak öğlen 11:30 ‘a kadar çalışma yapamadım.
çünkü fabrika personelinin yarısından fazlası çalışmaya gelemedi, söylediklerine göre servisler mahallelerine girememiş temizleme yapılmadığı için. gelemeyen tüm personel gebze, çayırova ya da kocaeli ilinin diğer akp’li belediyelerinin bulundukları yerler.
istanbul tarafından tüm personel eksiksiz bir şekilde tam zamanında fabrikaya gelebiliyorken, 5 dakika mesafede yaşayan insanlar işlerine gidemediler.
baktım burada aktroller garip garip konuşmaya başlamışlar ama gerçek öyle değil.
ben chp’li de değilim akp’li de. ancak ibb’ye bu kadar saldıran bir güruh var, bu vatandaşlar da akp’li düpedüz. önce kendi kapılarının önünü temizlemeliler bence, son yıllarda belediyecilikte akp bu kadar sıçıp batırdığı için zaten seçimlerde tokadı yemiş durumda.
dürüst olun, yavşak satılık olmayın.
gerçi akp’li dediğin zaten dürüst değildir ama yine de düzgün insan olmaya çalışın biraz bence, çünkü görünen o ki akp gidici. sonra başkalarını yalamak zor olmasın, yavaş yavaş düzeltin bu işleri…
fenerbahçe'nin prensipte anlaştığı 1998 doğumlu futbolcu.
1.70 boyundaki uruguaylı futbolcu forvet ve hücum kanatlarında oynamaktadır. benim anladığım kadarıyla doğrudan santrafor olarak değil forvet kanadında kullanılmak üzere yapılan bir transfer, tabi yanılıyor da olabilirim ancak boyu santrafor olarak kısa bence.
anne tarafından ermeni olan rossi'nin italyan pasaportu da bulunmaktadır.
piyasa değeri gün itibari ile 18 milyon eur seviyesindedir.
1.93 m boyunun yanına 3.44 m smaç yüksekliği ile birlikte kendisindeki siyahi kuvveti de üzerine eklenince durdurulması çok zor bir oyuncu haline gelmektedir.
bizim ebrar'ımız 1.96 boyunda olmasına rağmen 3.21 m smaç yüksekliğine çıkabilmektedir.
yıllardır neden başlığını açmadığıma anlam veremediğim, 1991-1993 yılları arasını aktif geçirmiş alman trance topluluğudur.
1993 yılında çıkardıkları cafe del mar isimli çalışmasıyla piyasayı sallamış ve muhtemelen son 30 yılın en iyi 20-30 trance şarkılarından birine imza atmış durumdadırlar.
yaptıkları cafe del mar şarkısı yüzlerce belki de binlerce dj tarafından remixlenmiş, günümüzde hala remixlenmekte, gelecekte de remixlenecektir.
tüm evreni mucizelerle, mükemmel uyumla, altın oranlarla yarattığı iddia edilen bana göre olmayan varlığın, bir insan kabul sistemi olan matematik bilgisidir.
nisa suresinde görüldüğü üzere oldukça zayıftır, günümüzde ilkokul çocuklarının sular seller gibi bildiği dört işlemi dahi bilmediğinden ötürü miras paylaşımını düzgün yaptıramamıştır.