buzdolabından önce ciğer gibi sakatatlar fakir yiyeceğiydi bir an önce elden çıkartılırdı kokuşmasın diye. şehirlerde canlı hayvan pazarları vardı. o olmasa milyonluk şehirler hayaldi.
90'lı yıllarda gözümüze sokulan ufo gerçeğinin günümüzde herkesin kıç cebinde kameralı telefon olmasına rağmen uzaylılar tarafından trip yememizle açıklanabilir. Uzaylıyla selfisi olan bir kişinin bile olmaması hayret verici.
istediklerini çirkeflikle elde edip zekaları sayesinde olduğunu sanırlar. erkeklerin zeki kadınlardan kaçtığı tezini kabul ettirmek için her ortamda lobi faaliyeti yürütürler.
kendisi bir ed stafford reis gibi gerçek bir survivor değildir. zaten kendi de programının zor durumda yapılacaklar senaryosu olduğunu dillendirmektedir. türkiye bölümünde kaçkarlara helikopterle inip peri bacalarından çıkmasından anlıyoruz senaryo olduğunu. fakat yediği iğrenç şeylerin ardından yaptığı yorumlar müthiştir.
-baş parmak kalınlığında bir ağaç kurdunu ağzından içini fışkırtarak yedikten sonraki yorumu;
"sanki bütün arkadaşlarım sümüklerini bir sosisin içine koymuşlar gibi bir tadı var"
-mağarada bulduğu bir böcek hakkında dinozorlar çağından beri yaşadığını söyledikten sonraki yorumu;
"gerçekten dinozorlar çağından kalmış bir tadı var"
itiraf edelim. kadın ya da erkek bu saatte yazan yazmayan herkes sap. sap olmasak ne işimiz var burda. sevgiliyle mekan mekan dolaşmak varken, evde sevişiyor olmak varken ya da sevgiliye kalpli öpücüklü mesajlar göndermek varken burdayız.
birine aşk olmaya yakınken dinlenecek şarkılardır. hiç eski sevgiliden söz etmez, derdi kederi bi yana koyar yeni bi aşkın kıpırtılarını taşırlar. arabada, evde her zaman ve her yerde dinlenebilirlikleri vardır. yandım öldüm bittim şeklinde sözler yazmak kolay olduğundan mıdır, nedir böyle şarkı yapmak pek kolay değil sanırım, sayıları az. binlerce mp3 arasından bunlar çıktı. ayrıca ritmik ve slow olarak ikiye ayrılırlar. benim tercihim ritmik olanlar insana neşe ve gaz veren tarafları var. efenim geçenlerde şöyle bi mp3 arşivimi karıştırıyım bu ruh haline göre bi liste oluşturayım dedim. bu konuda çıkan sonuç şöyle oldu. (ritmik olanlar)
yoktur öyle bir şey. defalarca bakılsa da aşık olunmaz. iş gereği konuşma ortamı oluşmuşsa kaynakçı nuri dayı veya atsineğiyle konuşmak gibidir, kısa sürer. göz göze değecek aga.
niye hala kaset deniyor anlamak mümkün değil. devir cd dvd devri. görüntüler sanki 90 öncesinde vhs kasede çekilmiş. 21. yüzyılın türkiye'sine yakışmayan şeyler bunlar. ben kınıyorum isteyen kına yaksın.
acun'un var mısın yok musun programını andıran yarışma programı. millet birbirine sürekli yakıcam, yakarım, yaktım gibi şeyler söylüyor. yarışmacılar arasındaki saçmalığın ötesine geçen diyaloglar oldukça ilginç izlenmiyecek yarışmalar arasında.
bir bayan yarışmacının "ömer bey açın küçük olduğunu biliyorum" demesini hayretle izledim.