Geb aynı zamanda toprak tanrısı olarak kabul edilir. Bazı kaynaklarda Ra'nın eşi olduğu söylenir. Ra göklere çekildiği zaman oda kendini yer altına saklamıştır.
Etimolojide g ve k geçişleri olur. Ankara angara gibi. Geb, gebe, kap, gap, kab gerisini aklı olan tamamlar.
sonu -istle biten bi bokun içinde değilim. ateistliğin savunucusu yayıcısı da değilim. kimseye bir şeyi kabul ettirme çabasında değilim. kendi halimde ateyim.
hristiyanlığın sosyal hayata pratiğe yönelik tavsiyeleri yoktur. tek iddiası bana inanın kurtulursun, "salvation" kurtuluştur. gerisi uydurmadır. tarihe bakın hristiyanlıktan önce birçok destanda masalda tanrının oğlu olduğu söylenen yarı tanrı yarı insan masal kahramanları vardır.
3 arkadaş biri vanlı, biri adanalı biri ben güvercin besliyoruz damda. bir gün bir bakıyoruz harçlıklarımızla büyüttüğümüz kümes patlamış bir tane bırakmamış ibneler. olayın kederinden bakkaldan ucuz şarap almış damda boş kümese bakıp bakıp içiyoruz. adanalı su gibi kafaya dikiyor şarabı. lan dur yapma etme diyoruz "bana koymaz" diyor. sonra bıçak çekip o enverin anasını bellemeye gidicem tutmayın diye bağırıyor, sakinleştirip oturtuyoruz. sürekli aynı sahne tekrarlanıyor. sonunda biz de yılıp kendi haline bırakıyoruz. izmirin sıcağında şarap etkisinde ter içindeyiz. adanalı sonunda beton üstünde sızıp kalıyor. bir müddet sonra birden mahallenin sütçüsünün eşeği anırıyor. adanalı betondan doğrulup ezan allah şefaturallah gibi bir şeyler söylüyor. ben üzüntüyü unutup gülmekten beton üstünde kıvranmaya başlıyorum.
halka cennetin akılsal mutluluk olduğunu filozofların bir araya gelip mutlu mutlu tartışacaklarını söylersen; halk der ki ben ne yapacam böyle dini "huri yok mu? huri" ahmet arslan.
utnapiştim, tanrılar insanlara ceza vermeyi tartışırken kulağını duvara dayar ve onları dinler. tanrılardan bazıları itiraz etse de insanlığa bir felaket salmaya karar verirler. bunu duyan utnapiştim halkını uyarır. gemi yapmamız lazım seller bizi yutacak ama kimseyi inandıramaz. ona inananlarla bir gemi yapar ve inanlarla birlikte kurtulur.
buzdolabından önce ciğer gibi sakatatlar fakir yiyeceğiydi bir an önce elden çıkartılırdı kokuşmasın diye. şehirlerde canlı hayvan pazarları vardı. o olmasa milyonluk şehirler hayaldi.