çıktıktan sonra insanı bitik bir hale getiren durumdur. genelde eve girerken bokun uca dayandığı anlardan sonra olur. o yetiştirme telaşının verdiği yorgunluğun üstüne bir de sıçarkenki çaba insanı hepten bitirir.
büyük sıçarken de bu durum yaşanabilir. her tuvalete sıçamam diyenler yaşar genelde bunu. dışarıda veya başkasının evinde gitmez, eve gelmeyi bekler. hatta bu bazen günler sürecek olsa bile. eve geldiğinde ise olacakları tahmin edersiniz.
isveç'te gerçekleşmiş bilimsel bir olaydır efenim. 100 yıldır, bilimsel olarak imkansız bir üretimmiş bu. bugün gerçekleşmiştir buna karşın. aha da haber: http://www.ntvmsnbc.com/id/25459118/
sonra diyorlar ki allah'ı bilimsel olarak kanıtlayın. bilime güvenen var mı?
yıllarca hes karşıtı gösteriler yapıldı. konuşmalar yapıldı. organizasyonlar düzenlendi. her yol denendi hes denen illetin doğu karadeniz bölgesine büyük zararlar vereceğini insanlara anlatmak ve onları vazgeçirmek için. o kibir bataklığı içinde çırpınan yöneticilerin umrunda bile olmadı ama bunlar.
derelerimiz günlük ihtiyaçlar için heba ediliyor. bu nasıl bir bencilliktir? evet, siz belki en fazla 50 yıl daha yaşayacaksınız bu dünyada. ama hiç bir şey size bu doğayı mahvetme yetkisini vermez! binlerce yıl gelen bu güzelliği nasıl bir gözü dönmüşlükle perişan hale getirebiliyorsunuz. yahu insanın aklı almıyor!
salarha deresi üzerindeki hes, denemek için üretime geçti ve sadece bir kaç saatte suyu çekildi. insanın ağlayası geliyor. utanmazlar! balıklar ölecek o derede. bataklık olacak oralar. niye? sizin kokuşmuş kibriniz yüzünden. "dedim, yapacağım" zihniyetiniz yüzünden.
kurutun bütün dereleri. dökün hepsine betonlarınızı. her yere bina yapın. kaç neslin çocukluğunda kendi elleriyle taş koyup set göller yapıp yüzdüğü, teyzelerin çamaşır yıkadığı, gençlerin balık tuttuğu dereleri yok edin! o insanların torunları da size oy versin işte.
başbakana yalakalık olsun diye toplanıp kendi kararıyla üniversitenin ismini "recep tayyip erdoğan üniversitesi" yapan kurulun yapmasına şaşırmadığım eylem.