evet arkadaşlar bu artık bir gereklilik. üniter sistem çalışmaz halde. insanlar cidden derin çizgilerle ayrıldılar. benim aklımda 5 adet eyalet var.
birinci eyalet; tabi ki de kürtlerin yaşadığı güneydoğu tarafı.
ikinci eyalet; istanbul
üçüncü eyalet; kıyı ege, kıyı akdeniz ve trakya kısmı dediğimiz türkiye'Nin modern yüzü.
dördüncü eyalet; ankara ve eskişehir'in birleşmesiyle oluşan bölge.
beşinci eyaet: akp yönetiminden oldukça memnun, haritanın geriye kalan kısmı. yüz ölçümü olarak en büyük eyalet bu olacak.
işte bu şekilde bütün eyaletler iç işlerinde kendi yasalarıyla takılacaklar. kimse kimseye baskı yapmayacak. birinci eyaletteki kürt istediği gibi kürtçe konuşurken, üçüncü eyaletteki trakyalı konya zhinyetinin yobazlığını yaşamak zorunda kalmayacak. yine aynı şekilde beşinci eyaletteki muhafazakar kesim izmir'i görüp din elden gidiyor diyemeyecek. özetle; herkes yerinde mutlu olacak. bu şekilde büyük türkiye kazanacak.
bugün bir arkadaşımın dile getirdiği düşünce. biraz üstüne kafa yorunca ben de bu yoruma katılmak durumunda kaldım. akp gün itibariyle, sadece ve sadece cahil halkımın ve hırsız sevdalısı, çıkarcı, rantçı, yalaka insanların partisi olmuştur. bunun aksini iddia etmek saflıktır.
eskiden akp liberaliyle, solcusuyla, ateistiyle herkesi kucaklayabilmişti. ama yeni akp artık sadece ve sadece cahil halkımın ve hırsızların partisidir. bunu eski bir akp'li olarak söylüyorum.
takriben 30 mart 2014 seçimlerine 10 gün kala gelecek ve bazılarını hocanın elini eteğini öptürecek konuma getirecek vuruş. bekleyin hırsızlar, çok az kaldı.
tahminlerime göre maksimum 30 gün içerisinde gerçekleşecek eylem. rte'nin açık açık yolsuzluk yaptığını belgeleyecek resmi mahkeme kayıtları yakında internet ortamlarında boy gösterecekmiş. internet yasasını bütün itirazlara rağmen hemen meclisten geçirmek istemelerinin nedeni de buydu sanırım. ama bence korkunun ecele faydası yok. sonun başlangıcındayız.
bazı arkadaşlar nereden duydun mübarek diyorlar. kaynak haramzadeler isimli twitter hesabıdır.
cemaati üzmüştür. bakın rte gülen cemaatine "darbeci, çete" filan diyor. yahu bu adamlar darbeci ve çete ise neden yargılamıyorsun bu çeteyi? çünkü yalan konuşuyorsun, elinde tek bir kanıt dahi yok.
"inlerine kadar gireceğiz, inlerine!!!" dedikten sonra mübarek başbakanımız recep tayyip erdoğan'ın cemaate verdiği ayardır. bakın yakında görün bu cemaat tayfası başbakanımızın önünde el pençe divan duracaklar. fena tırstılar çünkü.
fethullah hoca efendimizi yıllardır tanırım. hatta elini öpmeyi bile başarmıştım öğrencilik yıllarımda. neyse. hoca efendimiz çok sabırlı bir insandır. ondaki sabır tabir-i caizse peygamber sabrı gibidir. ama gelin görün ki bu mübarek adamın bile sabrını bitirdiler. ne gariptir ki bunu yapan eski öğrencisi rte ve onun ekibi oldu. hoca efendi sonunda bedduasını etti ve beklemeye koyuldu. açık söyleyeyim ben hoca efendi'nin bedduasının tutmadığını görmedim. o beddua er ya da geç tutar ve o evlere er ya da geç ateşler salınır. bekleyin görün.
sanırım 3 cami bile yaptırsalar kolay kolay altından kalkamazlar. islam dini kimseye birilerini yakın diye emir filan vermemiştir. salak saçma, ne idüğü belirsiz hadisleri okuyup da islam dini'ni saptırmayın. peygamber efendimiz bile "kalbini açıp baktın mı? onun kafir olduğunu nereden biliyorsun?" demiştir. böyle bir din nasıl olur da insanları diri diri yakmayı hoş görebilir? bu tür olayları savunanlar din ile alakası olmayan din tüccarlarıdır. lütfen islam'ı yanlış tanımayın.
gözümde pul kadar değeri kalmamıştır. yazık ettin kendine. sen bu kadar güce sahip ol, sırf buradan hala mağduriyet çıkartırım diye gerekli düzenlemeleri yapma, sonra da geç karşımıza ağlamaya devam et. böyle bir dünya var yaaa.
her açıklamasıyla daha da perçinlenen durum. evet kimse kusura bakmasın recep tayyip erdoğan demokrasiyi bilmiyor. veya biliyor ama işine gelmediği için böyle davranıyor, ama kesin olan bir şey varsa o da rte ve demokrasi birbirine çok uzak kavramlar.
%50 oy alıyorum istediğimi yaparım, bana kimse hesap soramaz diyor.
bana gelin sandıkta hesap sorun diyor.
bana oy vermeyen benim halkım filan olamaz diyor.
bana oy vermeyen anarşisttir, komunisttir, teröristtir, çapulcudur, dinsizdir...... diyor.
karakter sınırına takıldı. zaman gazetesi yazarı a. turan alkan'ın recep tayyip erdoğan'a verdiği şahane ayardır. günlerdir oraya buraya laf yetiştiren, bağıran, çağıran recep tayyip erdoğan'a şöyle demiştir;
kulislerde duyduğum bir haber. çok yakın bir arkadaşım kulağıma fısıldadı. ak parti bundan böyle seçim döneminde makarna paket sayısını 1 arttırırken, kömür torbası sayısını da 2 arttırmıştır. seçim dönemi dışında kalan zamanda ise makarna ve kömür dağıtımı yokmuş ne yazık ki.
aman kimse duymasın, aramızda sır olarak kalsın, ama şu sözlüğün haline bakınca bile sizi provoke etmenin çocuk oyuncağından dahi kolay olduğunu söyleyebilirim. birisine atatürk'ü aşağıladılar diyeceksin, ötekine dine sövdüler diyeceksin, ötekine bunlar pkk'lı diyeceksin, diğerine siz teröristsiniz diyeceksin. filan. tamam bu iş bitmiştir, gör sen curcunayı.
birazcık size öğretilenleri bir kenarı koyup da sorgulayın şu olan biteni. birbirinizin düşüncelerini benimsemeyebilirsiniz, bu demokrasinin olması gereken kısmı zaten. ama karşındaki insanın düşüncelerine saygı duymayı bilmelisin. zordur bu ama bunu başarabiliriz. insanları dinci, laikçi, kafatasçı, terörist vs. diye yaftalamadan önce bir kez daha düşün sevgili kardeşim.
tarih dikkatli incelendiğinde göreceğimiz gerçektir. zamanın baskıcı, cuntacı insanları olam kemalistler şimdi demokraaağğğsi diye bağırıyor ya, hiç inanmayın, güç ellerine geçtiği anda sopayı basacaklar hepimize. akp ise şimdiki diktatörlüğünü tabi ki de eskinin kemalistlerinden öğrendi. ne derler bilirsiniz, zulüm gören zalim olurmuş. bunlar da böyle zalim oldular. tarih hepsini yazacak.
ben bu kemalistleri nereye şikayet etsem, ne etsem bilemedim. yahu az önce taksim'den geldim. direniş yine tam gaz devam ediyor. antikapitalist müslümanlar orada, sosyalistler orada, ülkücüler orada, bu kemalistler de orada tabii... ama bu adamlarda bir sıkıntı var. bu adamlarda idrak sorunları var. birisiyle sohbete başladım. izninizle anlatayım;
dostum dedim, tam da bu özgürlük havası yurdun dört bir köşesini sarmışken kürtlere anadilde eğitim hakkı tanınsa ne güzel olur değil mi dedim. kemalist kardeşim önce yüzüme beni küçümser gibi, itin götüne sokar gibi baktı ve "sen ne diyorsun ulan vatan haini it" dedi.. ben o cümleler karşısında ne diyeceğimi şaşırdım ve ne yazık ki sohbet ortamını annem telefon etti, babam beni çağırıyormuş kardeş deyip terk ettim.
şimdi ben soruyorum size, yahu ülkede günlerdir özgürlük havası almış başını gitmiş. herkes birbirine karışmadan özgürce yaşamanın tadına varmış. namaz kılanlarla, komünistler yanyana eylem yapar olmuş. ama bu kemalist arkadaşlar hala bu faşizan düşüncelerden kurtulamadı gitti. kardeşim biraz aşın bunları ya, lan valla bir şey olmaz..
dünkü ihracatçılar meclisindeki konuşmasında hem gözlerinden, hem de konuşmalarından net olarak görülebilecek durum. padişah halkının bir şeylere uyandığının ve hiçbir şeyin artık eskisi gibi olmayacağının farkına vardı ki vücudunu tarif edilemez bir korku sardı. artık en ufak bir şeyde sokaklara dökülmeye hazır yüzbinlerce insan var ve bence bu bir padişahın geleceği için felaketten başka bir şey değildir. geçmiş olsun diyelim.
bu önemli bir konu. kemalistler üstün zekalarını her platformda göstermektedirler. ülkenin yaklaşık %20'lik dilimini oluşturan kemalistler dışında kalan insanlar, kemalistlerin gözüyle cahildir, hep de kömüre makarnaya oy verirler. kemalistlerin bu üstün zeka ürünü tespitlerinden çıkaracağımız çok ders vardır. kemalistler aslına bakarsanız zeki insanlardır, hiçbir üretim yapmadan eskinin getirdikleriyle 80 yıl boyunca gemilerini yürütmüşlerdir. bu kolay bir iş değildir. tabi bu arada cahil halkı çeşitli darbelerle sindirmişlerdir. ne zaman kemalistlerin çıkarları bozulmaya başlamış kemalistler yönetime el koymuştur. ama artık kemalistlerin üstün zekaları ümmetçilerin zekasına erişememektedir. ümmetçiler de kemalistlerin eskiden yaptığı gibi güçlerini okyanus ötesinden aldıkları için kemalistleri sindirmişlerdir. kemalistlerin bu yenilgiden nasıl çıkacaklarını merak ediyorum.
ümmetçi dediğimiz kısım şu gün adalet ve kalkınma partisi'nin kemik kadrolarını oluşturan kısımdır. bu insanlar sözde demokrattır. neden? örneğin baş örtüsü her yerde serbest kalmalı derken, kendi hayat tarzlarına uygun giyinmeyen insanlara pek de iyi gözle bakmazlar. ya da top sakal bırakmış, küpe takmış bir erkeğe iyi gözle bakmazlar. ya da mini etek giyen bir kıza aynı demokratlığı gösteremezler. şimdi birbirimizi kandırmanın anlamı yok. ümmetçiler için demokrasi islam'a özgürlüktür, diğer geride kalan azınlıklar için pek de özgürlükçü düşündükleri söylenemez. bakın thy'de kırmızı ruju yasakladılar. böyle bir demokratlık olabilir mi sizce? sözde demokratlığı ülkenin gerçek solcuları yemezler, bunu da ümmetçiler iyi bilmelidir.
garip halkımın başına gelen üzücü durum. baskıcı kemalistlerden kaçarken, baskıcı ümmetçilere yakalandılar. eskiden neden namaz kılıyorsun diye azarlanan halkım, şimdi neden namaz kılmıyorsun diye azarlanır oldu. iki iktidarın da ortak yönü çok. bunlardan biri de sermayenin değişmez köleleri olmalarıdır. sermaye sabit, ama onların elçileri değişken. şaka maka yine zokayı yutturdular bize..
silivri cezaevi'ndeki sezon doluluk oranları full'e yaklaşınca ortaya çıkan hadise. dikkat ederseniz sesleri pek çıkmıyor artık. sen yıllarca ülkenin kaymağını ye, ben beyaz türk'üm diye meydanlarda dolaş, dindarlara, kürtlere haksızlık et, sonra da tırsmaya başla. çok doğal bir süreç bu. insanları okuduğu kitaptan ötürü zindanlarda çürüten zihniyet de böyle değil miydi?
silivri cezaevi bu gidişle dolacak gibi, belki de doldu. yeni bir cezaevi yapılırsa darbe karşıtı bir arkadaşımın seve seve çalışırım dediği ilginç eylem. ben dedim bari karnını doyuracak kadar bir şeyler versinler, ne münasebet! dedi.
üzerinde kafa yorulması gereken bir ihtimal. var böyle bir olasılık. %15'e yakın bir partinin hiçbir plan projesinin olmaması beni böyle düşünmeye itiyor. varsa yoksa vatan-millet-sakarya edebiyatı. şimdi bu edebiyatı kusura bakmayın ama benim 6 yaşındaki yeğenim de yapabiliyor. devlet bahçeli gerçekten akp'li olmayan bir siyasetçiyse, akp'ye alternatif çözümler ve projeler üretmek zorundadır. milyonlarca insan devlet bey'e 6 yaşındaki çocuğun yaptığı muhalefeti yapsın diye oy vermiyor. hem ayrıca zaman zaman tayyip erdoğan'ın devlet bahçeli gitmesin kalsın bizim işimize yarıyor o dediğini de hatırlayın. olur mu olur..