alanya'da beş yıldızlı bir otel. denize sıfır, bayram tatili indirimi harika. bu fırsatın kaçmayacağını düşünmüştüm arkadaşımla birlikte.
ama bekar erkek misafir kabul etmiyor, çünkü diğer misafirler rahatsız olurmuş. yönetim kurulu kararları böyle imiş. yanında bayan arkadaşı ile de gitse kabul etmiyorlar. daha doğrusu bayanla erkek ayrı odalarda olursa otel yönetimi için sorun var. aynı odada kalıyorlarsa mesele değil. yani illa ki evlenmek lazım bu ülkede adam yerine konmak için.
ayıptır, hem de çok ayıp. bu ön yargı ve cinsel ayrımcılık bu memlekete özgü sadece.
feminizm savunucusu bayandır. ayrıca bayanla kadın arasındaki farkı hala insanlara açıklayamamış bir güruhtur. distribütif bir kavramdır ama taşıdıkları özellik hepsinde aynı anda gerçekleşir. bu işte mantık yoktur.
kadir özer'in en önemli kitaplarından biri. kitapların son satırları bazen çok etkileyici olabilir. kadir özer’in iletişimsizlik beceresi isimli kitabındaki bitiriş paragrafı tüylerimi diken diken ederek etkiledi beni.
-
“kanımca, iletişim insanlar arasında olması gereken, ama yeterince olmayan bir beceriler bütünü. iletişimin amacı ve sonucu çözümdür. iletişimsizliğin amacı çözüm, sonucu ise kavga ve sorundur… insanoğlunun hangisini yaptığını anlayabilmek için tarihe veya bir sabah gazeteye veya akşam bir televizyon kanalının haber bültenine bakmak herhalde yetecektir…
-
bu kitapta belki de sizinle bir iletişim fantezisi paylaştım. ama yine de, bu fanteziyi yaşamınızda bir gerçeğe dönüştürmenizi dileyerek hoş kalın diyorum. (A.K.Ö, Eylül, 1995)”
-
psikolog bir yazarın kitap boyunca tarifini yaptığı gerçekçi iletişim önerisinin bir fantezi olduğunu son satırda adeta itiraf etmesi son anda bende soğuk duş etkisi yaptı. bilimsel bir bakışla bir fantezi yazmak ne büyük bir yetenek! yoksa ironi mi desem? insanı bir kere daha tanımış oldum bu kitapla.
18:03:2016 tarihinde saat 15:20 civarında gerçekleştirilmekte olan olaydır. bağlanamıyorum, bağlansam bile arama yapılamıyor diye mesaj geliyor. aynı şekilde gmail'de de durum aynı. ikisi de gidip gidip geliyor. şu an karşılıklı yoğun bir savaş var anlaşılan.
Haber çarpıtmak amacı ile yapılan bir iştir. Taraftar toplayarak okuru reklam sayfasına yöneltmek ve para kazanmaktır amaç.
Sosyal medyanın olmadığı günlerde de buna benzer olaylar oluyordu. Bunda amaç reklam geliri değil de okuru kendi safına çekmekti. Bu yanlış hareket o devirlerde maalesef hırant dink’in ölümüne neden olmuştu. Türkiyede maalesef halen objektif habercilik yok. Sosyal medyayı bu bilinçle takip etmekte yarar var.
erkeklerde orta yaştan sonra baş gösteren çeşitli prostat hastalıklarında ultrason sonrası yapılan testtir. Genellikle önce hasta aç karna bolca su içer ve idrara sıkışır. sonra mesane dolu olduğu halde ultrasona girilir ve tüm genital bölge taranır, mesanedeki idrarın miktarı ölçülür.
sonra hasta o sıkışık halde idrar akım testine alınır ve elektronik bazı ölçüm cihazları ile donatılmış bir tür lazımlığa hacet giderir. bu esnada hastanın ne süratta rahatladığı ölçümlenerek prostatın idrar kanalına yaptığı baskıyı tespit edecek veriler toplanır.
bu iş bittikten sonra hasta tekrar ultrasona alınır ve bir de boş mesaneyle ölçüm yapılır. çünkü prostat hastalıklarında mesane tam boşalmaz. kalan miktarın bilinmesi tedavi için önemli bir veri oluşturacaktır.
ultrason sonuçlar ve idrar akım testi raporları kontrol günü doktor tarafından değerlendirilir ve hastaya gerekli tedavi önerilir. sorun ilaçla çözülemezse daha sonraki tarihlerde ameliyata baş vurulur.
önce rus uçağının düşürülmesi, sonra iki gazetecinin tutuklanması, ardından bir baro başkanının öldürülmesi ve iki polisin şehit edilmesi ile ortaya çıkan ve yeni kurulan hükumetten ne derece umutlu olabileceğimizi gösteren anti stabil durum.
küçük tuvaletini yapmak. üst düzey olduğundan emin olan insanlar tarafından kullanılır. oysa onlar da bir işçi gibi işlerler sadece ve çıkardıkları sıvının rengi de kokusu da aynıdır.
80'lı yıllarda mersinde yediğim bol acılı tantuni... ama öyle böyle değil, adam beş cin biberini satırla kıydı ve dürüme kattı da verdi. kastelli bile madur ettiği vatandaşı böyle acıtmamıştı o günlerde eminim.