bir yandan her hafta camiden birilerini öteki dünyaya gönderirken, cemaate uygun yeni mübarek adamlar bulunamamsı sonucu çok kötü durumdayız. daha geçen gün ayağını burkan ahmet abi, iki hafta camilerden uzak kaldı. ama ben söyledim;
-gençleri cemaate kazandırmak lazım. onlar bizim geleceğimiz. hem imam da yaşlandı. onun yerine de genç ve yetenekli birini bulmak lazım.
dedim, kimse dinlemedi. şimdi cemaatin torunlarını yetiştiriyorum. inşallah yakın zamanda cemaate girecek duruma gelirler.
dün sahurluk hazırlarken bir yandan da sözlüğe bakıyordum tam entry girecekken zil çaldı. o yaşından utanmadan mini geceliğiyle kapıya gelen ayşe abla birlikte sahur yapmayı teklif etti. tam birşeyler hazırlamaya üşendiğim için kabul edecekken, besmele çektim ve kendime geldim.
allah razı olsun. siz yeyin. deyip kapıyı yüzüne kapattım. bu davranışımdan tahrik olmuş olacak ki dakikalarca kapıdan ayrılmayıp acayip sesler çıkardı, inledi.
-ayyhh! çok sıcak! yazında hiç oruç tutulmuyor. içim yanıyor. ha hah hah ha!
dedi. heteroseksüel bir erkek olarak bu seslerden biraz etkilenmişltim. ezan okunana kadar dimdik ayakta kaldım. ezan sesiyle biraz durulup niyet ettim. o da evine girmişti, kasap hasan'la beraber.
geçen gün otobüste yolculuk yaparken -bir yandan da zikirmatiğimle ikrimi çekiyorum, oruç da tutuyorum- (birçok işi aynı anda yapabiliyorum) gördüğüm kız.
hacı sakallı adam öksürüyor, tıksırıyor, hatta bir ara koluna yaslıyor kız hâlâ oralı olmuyor. üstelik bu durum hoşuna bile gidiyor. dayanamadım ''niye yer vermiyorsun hacı sakallıma kevaşe!'' dedim. kız ne dese beğenirsiniz?
kendi inançlarıyla dalga geçilince kızan aptaldır.
sen ona karışma, o da sana karışmasın. istediğinize inanın. ister inan, ister inkar et. bırak herkes istediğini yapsın. öyle insanları görünce dövesim geliyor!
insanı din kitabı yazmaya şevk eden durum. ama bizde nerde o zeka. insanın kendini bilmesi güzel şey. ben hz. muhammed kadar, hz. isa kadar, hzç musa kadar zeki değilim. aah! ahh! onlara zeka dağıtılırken ben nerdeymişim ki!
kızlar daha bi açılıyorlar. hiç saygıları yok. ben ki laik bir müslüman olarak kendimden utanıyorum, onların o hâllerini görünce. geçen gothic bi çocuk ''sen buralarda çok gezme hoplatırlar'' dedi. koşarak uzaklaştım, ağzımdan subhanekeyi eksik etmeyerek. koşarken zikirmatiğimi düşürmüşüm. aklıma geldikçe üzülüyorum altın kaplamalıya.
kendi çapımda minik bir iftar çadırı bile hazırladım. hazır knorr çorba falan. ama kimse gelmiyor, tek başıma açıyorum orucumu. geçen bir kadını davet ettim. ne dese beğenirsiniz?
-ayyh! pis! dindoş! git kendin ye! ıyyh! sarı zeybek! sarı zeybek! ohh!
sinirden elim ayağım boşaldı. vurdum bi tane sonra orucumu açtım. oyhşş...
tartışılmaz gerçek. yoksa bu zamana kadar bunca insanı nasıl inandırabilirdi? hatta belki bu zaman kadar ki en zeki insan. tıpkı benzer işler yapan adamlar gibi.
tebrik edilesi bi zeka. aferin.
ek:
aynı sözler isa için de, musa için de geçerlidir. imrenilecek bir zekaya sahipler hakikaten. yoksa bunca insanı nasıl yüzyıllarca inandırabilirlerdi? hepsine aferin.