Kendimden yola çıkarak anlatacağım, ama diğer 94’lülerin de kendinde birşeyler bulacağı konudur.
Millet serserilik itlik peşinde koşarken ben emek verip 4 sene üni. okudum. Medya dünyasında potansiyel işsizsiniz diye hocalarımın bile umudumuzu kırmasına rağmen pes etmedim. Bu sektörde iş hayatına atılmak için gece gündüz kendimi geliştirip düzenimi yeni yeni oturttum. Tam gaza basıp mesleğimde zirveleri hedeflerken araya askerlik giriyor eyvallah. Vatani görevdir lafımız yok. Düzenim bozulmasın diye bedelli yapmak istiyordum. Ama adamlar bikaç ay önce benden yaş olarak 7 ay büyük oldukları için bedelliye 15 bin öderken ben niye 31500 tl ödüyorum. Bu kadar fahiş bir ücret için senelerce borç ödemem lazım. Evlilik, ev, araba planları zaten hayal. 20000 tl KYK borcuna girmiyorum bile. Biz gençliğimizi yaşayamadan ortayaş klasmanına hayvan gibi borçlu halde hızlı bir geçiş yapıyoruz. Bu şartlarda gidip paşa paşa askerliğimi de yapacağım ama olan benim gibi ülkenin parlak çocuklarına oluyor. Bu işe birisi dur demeli. Sonra diyorsunuz ki gençlerle neden anlaşamıyoruz. Acaba neden?
Geleceğin Türkiye'si keşke böyle olsa dedirten, liyakatın esas alındığı, ilgili bakanlıkta o işten en iyi anlayan isimlerin bakan olduğu ütopik Türk hükümetidir.
Bir hayalim var.
Ümit Özdağ = Cumhurbaşkanı
Meral Akşener = Aile ve sosyal politikalar bakanı
Süleyman soylu = içişleri bakanı
Ali Babacan = Ekonomi Bakanı
ibrahim Kalın = Dışişleri Bakanı
ismail Hakkı Pekin = Avrupa Birliği Bakanı
ilber Ortaylı = Milli Eğitim Bakanı
Celal Şengör = Enerji ve Tabi kaynaklar bakanı
Mesut Hakkı Caşın = Adalet Bakanı
Recep Tayyip Erdoğan = Çevre ve Şehircilik Bakanı
Fikret Orman = Gençlik ve Spor Bakanı
Osman Pamukoğlu = Milli Savunma Bakanı
iskender Pala = Kültür ve Turizm Bakanı
ibrahim Saraçoğlu = Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanı
Nasuh Mahruki = Orman ve Su işleri Bakanı
Ersan Şen = Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı
Ali Koç (?) = Gümrük ve Ticaret Bakanı
Ali Doğramacı (?) = Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanı
Ali Atıf Bir (?) = Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanı
Sinan Oğan (?) = Kalkınma Bakanı
Mehmet Öz (?) = Sağlık Bakanı
Koray Aydın (?) = Maliye Bakanı
Yedek isimler : ibrahim Altınsay, Serdar kuzuloğlu, nazlı çelik, Semih saygıner, Aziz sancar, gülse birsel, barış özcan, nuri bilge ceylan, ali türkşen, Abdullah ağar, ekmel özbay, taner yıldız, fatih altaylı, cüneyt Arkın, zülfü livaneli, üstün dökmen, recep akdağ
Doğu Anadolu seyahatim sırasında şahit olduğum gerçektir.
Özel bir iş gezisi için şehir şehir gezmek durumundaydım. Şu ana kadar Trabzon, Gümüşhane, Erzincan, Erzurum, Ardahan, Kars ve Iğdır'ı gezme fırsatı yakaladım. Hakkari'ye kadar da yolum var.
Iğdır içlerinden sivrilerek gözüme çarptı. Türkiyenin en doğusunda, kuş uçmaz kervan geçmez, karlı ve kurak bir yer olarak hayal etmiştim. Bir süre MHP ve Sinan Oğan'ın etkisinde kalmış olacak ki kent merkezlerine gerçekten hayran kaldım. Çok uzun geniş bir cadde boyunca eğlenecek, vakit geçirecek, modern ve ünlü mekanlar sıra sıra dizilmiş, lunaparkı, sineması, kafeleriyle gerçek bir şehir kimliğine bürünmüş bir şehir merkezi karşıladı bizi. iyi bir otelde konaklama fırsatı bulduk. Gerçi çalışanların sakar ve kürt olması bizi hayal kırıklığına uğratsa da ığdır şehri hakkındaki önyargılarım tamamen değişti. Kendilerine has yemek bulabileceğimiz bir yer ve iyi bir tatlıcı bulamadık. Fakat istanbul ve ankara gibi şehirlerde insanlar ne yiyorsa burada da onları bulmak mümkün.
Gümüşhane, Kars ve Ardahan ise hayatımda görüp görebileceğim en saçma ve gereksiz şehirler olarak gözüme çarptı.
Özellikle Kars ve Ardahan'ın çirkin yapıları, kaba insanları beni çok şaşırttı. Kars'ta arabamızı bir nalburun önüne çektiğimiz için toplanıp bağıra çağıra kavga etmeye kalktılar. Kaba cevaplar, umursamaz pis insanlar, şehir merkezinin berbat olması Kars'ı gözümde bitirmeye yetti.
Ardahan'ın şehir merkezini gezmem ise 2 dk sürdü. Tek bir cadde üzerine kurulu ve cadde üzerindeki tek eğlence yeri Googlem adında bir internet kafe. insanları Kars'a nazaran daha edepli sayılabilir. Hiçbir şekilde gelişmemiş, tam olarak kurak ve bitik bir il. Ama il olması için hiçbir sebep göremezsiniz.
Gümüşhane de bolca bürokrat yetiştiren bir memleket. Bu yüzden dağın üzerine yapabildikleri kadar çirkin toki binası yapılmış. Üniversite, hastane gibi yapıları dağ ile aynı renkte, sönük ve minicik bir şehir. Güzel bir yanı yok ve beğenmek mümkün değil.
Erzincan da güzel bir il olmasa da, şehir merkeziyle biraz durumu kurtarmış. Ayrıca seyahatim boyunca yediğim en güzel yemek erzincan döneriydi. Merkezde gezecek, yemek yiyecek bir yerler bulabilirsiniz. Üniversite kampüsleri de şehrin biraz uzağında ama çok kötü olmayan bir kampüse sahipler.
Erzurum ise benden eksi puan alan bir şehir. Gelişmişlik seviyesi Iğdır ve Erzincan'dan düşük. Şehir tüm dikkatini Kayak merkezine vermiş durumda. Şehir ve ilçeler hoşuma gitmedi. Oltu'dan tesbih aldık. Oltu taşı adlında fosilleşmiş ağaçmış. 50 liradan 3000 liraya kadar çeşit çeşit tesbih bulunuyor. Bu arada şunu anladım ki Türkiye'de oltu tesbih diye satılanların çoğu Rus Taşı olarak bilinen çakma oltu taşıymış.
Gezim devam ettikçe ben de başlığı güncelleyeceğim.
sağ kesimden gelen ailelerin okuyup komünist oldu telaşına kapılmasına sebep olan durumdur. lisede insanlara ve düşüncelere saygılı, sıradan bir türk milliyetçisiyken üniversitede okuduğum dönemin çözüm süreci denen zırvaya denk gelmesi, üniversitelerde zirve yapan pkk seviciliği ve milliyetçi olmanın suç sayıldığı bir dönem yaşamam nedeniyle zamanla koyu bir türkçü oldum. akpartiye en koyu muhalefeti yaptım. akpartili akrabalarım tarafından dinsiz komünist olarak görüldüm. mhpnin muhalefet olamamasına muhalefet ettim. ülkücü düşmanı, bahçeli düşmanı diye adım çıktı. chpnin atatürkle alakası olmadığı halde hdp ile birlikte prim yapmasına isyan ettim bu oğlanın da ne istediği belli değil dediler. hdpye ana avrat küfür edince herkesle ortak noktada buluşsak da insanlar bu ülkede türkçülüğü anlayamadığını düşünüyorum. mesela timuru, yıldırım bayezid'i yendi diye sevmemek, şah ismail'e yavuzla savaştı diye sahip çıkamamak, arakan'a filistin'e suriye'ye gözyaşı dökerken uygur türklerine, türkmendağı'na, hocalı'ya gereken duygusal bağı kuramamak beni diğer milliyetçilerden ayrı tuttu. ben bunları savunduğum için kafatasçı, faşist ilan edilsem de bu ülkede böyle bir siyasi aptallık seviyesinde türkçü olabilmek başlıbaşına gurur duyulacak bir başarıdır.
Vatan şaşmaz'ın filiz aker'le para ilişkisi vardı. Daha sonra aralarında duygusal ilişki oldu. Vatan şaşmaz filiz aker'i söğüşledi. Filiz aker vatan'a deli gibi aşıktı. Herşeyini satıp ona harcadı. Sonra vatan şaşmaz başkasıyla birlikte olup filiz'den uzaklaştı. Filiz hem servetini hem sevdiği adamı kaybetmenin verdiği psikolojiyle onu öldürme planı yaptı. Hapise girmek istemediği için ve bunalım yaşadığı için önce vatan'ı öldürdü daha sonra intihar etti. Bu bilgileri ilk defa benden duyuyorsunuz. CiA'ya Müge Anlı'ya filan itibar etmeyin. Bu da size kıyağım olsun. Bu konu da kapansın yeter artık.
Bu kadar sinirlenecek birşey olduğunu sanmıyorum. Ligimizde yükselen değer olarak atiba ve sivok yazıldı, Alex, şota, yattara, popescu ve mondragon'un cvsi de boştur ona bakılırsa. Adriano ne demiş birisi adam barcelonanın en iyi döneminde sol bek olarak yıllarca oynadı ve ölmeden türkiyeye geldi. Burada eleştiri yapanlar tuttuğu takımdan en az 5-6 adamı listeye dahil edecek kadar aptaldır. Üç büyüklerin yıldızları arasınsa eşitlik var ben gayet tarafsız liste hazırladım. Futbol cahilleri ne anlar
yılların fm oyuncusu ve kendi çapımda amatör bir scout olarak bu sene üç büyükler dışında anadolu takımlarında oluşan en iyi yabancılar kadrosunu kurmuş bulunmaktayım. lig tarihinin en zor ve en çok yıldız futbolcuya ev sahipliği yaptığı bu sezonun altın karması, gümüş karması ve bronz karmasını sizlere takdim ediyorum.
ALTIN KARMA
beto (göztepe)
gael clichy (başakşehir)
djourou (antalya)
kucher (kayseri)
joao pereira (trabzon)
kucka (trabzon)
badu (bursa)
jeremy menez (antalya)
samir nasri (antalya)
adebayor (başakşehir)
etoo (antalya)
GÜMÜŞ KARMA
remy riou (alanya)
aly cissokho (malatya)
mina (malatya)
chedjou (başakşehir)
sapunaru (kayseri)
scarione (göztepe)
onazi (trabzon)
elijero elia (başakşehir)
varela (kayseri)
vagner love (alanya)
gyan asamoah (kayseri)
BRONZ KARMA
sergio rochet (sivas)
elderson (sivas)
epureanu (başakşehir)
titi (bursa)
çaiçara (başakşehir)
geoffrey bia (kayseri)
sandro (antalya)
edin visca (başakşehir)
gouffran (göztepe)
arouna kone (sivas)
hugo rodallega (trabzon)
Ertuğrul Kürkçü'nün hayatına şöyle bi bakıyorum da beni bir gülme tutuyor. Kızıldere'de Mahir Çayan'ı ölüme terkedip kaçarak, daha sonra tarla faresi gibi samanlıkta yakalanarak başlayan solculuğu, bu videoda Doğu Perinçek tarafından puştluğu ortaya çıkarılarak, dün de Davutoğlu'nun "kes lan türkçe konuş" ayarıyla beraber tamamen fiyasko bir devrimci hikayesine dönüşmüş.
Bu ülkede Türk olmayıp da Nevruz kutlamak isteyen herkes potansiyel teröristtir ve gereği yapılmalıdır. Nevruz Türk'ün bayramıdır. Atamız Oğuz Kağan önderliğinde Ergenekon'dan çıkıp tarih sahnesine ilk girişimizi ve baharın gelişini temsil eder. Ne zamandan beri Mezopotamya eşşeklerinin bayramı oldu delirmemek elde değil.
kocaeli'de ailemden uzak üniversite okuyan bir türk milliyetçisiyim. akrabalarım ankarada, ailem istanbulda. hemen her gün bir orda bir burda bomba patlıyor. ailemi aramaktan, nasılsınız diye sormaktan artık çekiniyorum. biz buna muhtaç değiliz.
dünyada hiçbir örgüt yoktur ki barış istediğini, sevgi ve kardeşliğin güvercinlerini türkiyenin en hassas noktalarında koca koca bombalar patlatarak, yüzlerce insanı öldürüp daha fazlasını sakat bırakarak yaymak istesin.
barış süreci, çözüm süreci ayağına memlekete giren, dağlardan inen, hapishanelerden çıkarılan binlerce potansiyel terörist ve canlı bombanın şuan ne kadar boktan bir hamle olduğuna şahit oluyoruz. kahroluyorum. devlet de yaptığından pişman, belki de değil ama önemi yok. çok aptalca, türk'ün zekasına yakışmayacak hamleler yapılarak ülkem terör ülkesi haline getirildi.
kendini güvende hisseden bir tek insan yok bu ülkede. yo hayır ben bu ülkeden siktirip gidiyorum tarzı klişe bir yazı değil bu. ben bu ülkede kalıp, bu ülkenin terörist kürtlerden, pislik suriyelilerden ve tüm medeniyetsiz ortadoğu halklarından temizlenişini görmek ve buna yardım etmek istiyorum.
okuduğum bölümde başarılıyım, öyle psikopat bir kişiliğim de yok. suriyeden ülkeme giren, ya da dağda eğitim görmüş bitli, dağlı bir kabilenin üyesi gelmiş diyor ki size katliam yapıcaz. şimdi dönüyorum bizim ordumuza. korkusuzca doğuyu birer birer temizliyor, girilmez denilen yerlere biraz gecikmeli de olsa giriyoruz. kayıp vermemizin nedeni, yaşlılar ve çocuklar ölmesin. bakın bunlar masum insanlar da değiller. kadın barikat kurulmasına, yola bomba yerleştirilmesine yardım eden bir orospu. çocuğu da orospu çocuğu. bana hümanizmle gelen herkesi sustururum. kürtler insan filan değil. ortadoğunun belki de dünyanın en gereksiz ve içlerinde en çok kin besleyen, en aşşağılık topluluğu kürtlerdir. ama bizim ordumuz orayı uçaklarla dümdüz yapmak yerine, tek tek binaları kontrol ederken mayına basıyor, sniper mermisiyle ölüyor, ya da hiç beklemediği küçük bir çocuğun kurşunuyla sırtından vuruluyor.
askerimiz görevini yapadursun, bizler ise evimizde şehit haberlerini, bombalamaları, ölüleri, ambulansları görüp içimizde kin biriktiriyoruz. eğitim olarak bir gelecek kaygım yok her türlü yolumu bulurum. ama ben bile şahsen silahlanmayı düşünmekteyim. silahlanıp okulumu, geleceğimi hiçe sayıp en azından sınıfımızdaki, okulumuzdaki kürt sempatizanlarını vurmak istiyorum. ben böyle düşünürken gözünüzde gözü dönmüş faşist bir türk ırkçısı imajı yaratabilirim. ama ben bir kürt olup tam tersini düşünseydim gözünüzde halkların kardeşliği için uğraş veren bir barış elçisi olabilirdim.
işte bu düzeni yıkmak için türk intikam tugayları kurulmalı. legal veya illegal bir şekilde herkes silahlanıp, yakın çevresindeki teröristleri temizleyip ölen her canımız için misliyle karşılık vermelidir. herkes kapısının önündeki teröristi öldürse ülkemiz ancak bu şekilde temizlenir. çünkü şerefsizler en az 10 çocuk yapıyor. yayılıyorlar virüs gibi.
Tahminlerime göre Türkiye çok yakında ansızın Suriye'ye girip Azez bölgesini ele geçirecek ve Türkmenleri oraya yerleştirip, güçlendirerek PYD ve YPGnin birleşmesini engelleyecek. Zaten bunu yapmadığımız takdirde PYD ve YPGnin birleşmesine son 40 km kaldı. iki terör örgütü birleştiği zaman güney sınırımız komple Haçlı & Siyon destekli bir Kürt hareketi olarak ciddi bir şekilde ordulaştırılacak ve Lazkiye limanından Esed'in lojistik desteğiyle ABD ve Rusya'dan gelecek Tanklar, füzeler ve uçaklarla tarihte ilk kez profesyonel bir Kürt ordusu kurulmuş olacaktır. Türkiye bu tuzağa geçen sene Kobani ve Rojavanın işidden temizlenmesi bahanesiyle kürtlere yaptığı tarihi yardım skandalıyla düşmüştür. O günlerde bu yapılanın mantık dışı olduğunu ve vatana ihanet olduğunu zaten söylemiştim. O yardımı yapmasaydık, Kobanili kürtleri kaderine terk etseydik ortadoğuda kürtler soykırıma uğrayacaktı. Şimdi ise hayatlarını kurtaran ve büyük bir tarihi hata yapan Türklere borçlarını yine bomba patlatarak ve hainlikle ödeme peşindeler. israil, Tevrat'ta vadedilmiş toprakları olarak bilinen Dicle-Fırat-Kudüs üçgenini ele geçirmeye giden yolda iŞiDi piyon olarak kullanırken, ABD kürtleri, Rusya ise Esed rejimini güçlendirip Türkiyeden toprak koparma hayaline düştü. işid israil tarafından oluşturulmuş güzel bir piyondu fakat diğerleri israil'in bu pasta hayalinden pay almak istedi o yüzden dengeler bir anda kürtler ve esed lehine değişti. Fakat yine de hiçbirşey için çok geç değil. Sınırımızdaki YPG ve PYD bölgelerini hiç durmadan topluca bombalayıp meşrumüdafaa hakkımızı kullanıp oranın esas sahibi olan Türkmenlere Türkmeneli adında bir devlet kurup güçlendirmeliyiz.
hayatta en çok kızdığım ve merak ettiğim insanlardan biridir. ya kardeşim bütün orta asya, avrasya, ortadoğu, anadolu, bizans kapına köpek olmuş, yunanı var, boşnağı var, gürcüsü var, rusu var, ukraynalısı var, sırpı var, lübnanlısı var, bulgarı var. nasıl bir yokluktur ki bula bula bir kürt kızını bulup neslimizi kürtlerle yakınlık kurmaya itecek kadar ne yaşadın be kardeşim. ah ulan be. şimdi fena mı olurdu şırnakta, hakkaride ukraynalı komşularımız olsaydı da oradan yürüseydik bu fetih işlerine. neyse sakinim be. ah ulan.
kürtleri anatomik ve tarihi bakımdan incelediğimizde, ergenliğe eşşek tecavüzüyle girip, olgunluğa ise yenge tecavüzüyle erişmeleri bilinen bir gerçek olduğundan dolayı kürtlerin yapısal özellikleri, gelenek ve görenekleri listesine tecavüz olgusunun da eklenmesi gerekmektedir. ve sizlere tavsiyem, acilen k.rtlere ü harfi vermeyi bırakmalısınız. ben de bırakıyorum.
adaylar arasında kürtler, hintliler, ezidiler, suriyeliler, iranlılar, afganlar, bedeviler, sırplar, haitililer, ermeniler ve yahudiler olsa da birinciliği bu yıl da kürtlerin kimseye kaptırmayacağı yarışmadır. bu dalda yılın en çok çıkış yapan terör örgütü ise boko haram olmalıdır. pkk ise 10 basamak birden düşerek kariyerini tamamlama noktasına geldi.
söylemeyim söylemeyim diyorum da nerede bir tecavüz haberi var orada ü harfi verilmemesi gereken topluluğa üye bir yaratık çıkıyor. ulan arkadaş sizi bu dünyaya gönderirken görev açıklaması olarak dünyaya kötülük,bölücülük ve tecavüz yayın, yayılın diye mi tembihlediler ulan. koordinat verirken türkler nerdeyse gidin onlara salça olun onlar enayidir size bakar mı denildi. ben anlamıyorum bi gidin be bu ülkeden ya. defolun gidin be. bırakın ulan yakamızı.
edit : evet tecavüz mağduruyum. size bu sözlükte yazılarımla o kadar çok tecavüz ediyorum ki artık o iğrenç topluluğunuza devamlı çaktığım için kendime kızıyorum, otomatikmen mağdur oluyorum.
artık bu savaşın, bu çatışmaların, döktüğümüz gözyaşlarının bitmesi gerekliliğidir. çözümü de aslında basittir. 1 tane ü harfi verilmeyecek yaratık için bütün şehir didik didik aranıyor, halk tarafından saklanıyorlar, bulmanın tek yolu onlardan sizin üzerinize gelecek kurşun veya atılan füzeler, patlatılan askeri araçlarımız. bence bu kadar uğraşmaya gerek yok. zaten orda yaşayanların canları beş para etmediği gibi, iğrenç, tamamen üzerimize yük olan pislik bölgeler bunlar. çözüm basit. savaş uçaklarımız, nükleer çalışmalarımız, insansız hava araçları, helikopterlerimiz, füzelerimizle doğu anadoludaki terör bölgelerini yerle bir edip haritayı tertemiz yapmak ve bölge halkını ülke dışında (tercihen:kobanide tatil fırsatı bahanesiyle) göçe zorlamaktır. daha sonra ise kalmak isteyenler olursa mevzubahis bölgeler ortaçağdaki gibi yüksek kalelerle, kat kat tel örgülerle kapatılıp içeride en pis işçiliği olan, yapılması en zor ama gerekli olan fabrikaları, işyerlerini oluşturup "çalışmazsan aç kalırsın", "ya da çalışmak özgürleştirir" tarzı açıklamalarla ülke için çalışmaya mecbur kılmak gerekir. bunlar için bir dakikamızı, bir kurşunumuzu, bir askerimizi, bir kuruşumuzu bile harcamaya gerek duymamak gerekir. ü harfini bile vermemek gerekir.
edit : entryi okumadan başlıktan yola çıkarak saçmalayın.
kocaeli üniversitesi rts bölümünden bir grup arkadaş olarak izmit'te çektiğimiz bir kara mizah filmidir. 14 dk'lık süresine aldanmayıp 1080p izlemenizi tavsiye ederim.
herkesin yaşadığı ama çok fazla dile getirilmemiş hadisedir. benim için bir sorunsaldır. yani şöyleki mesela dün yarım saat boyunca 89C otobüsünde, camdan güzel bir hanımefendiyle kesiştik. kız da cama bakıyordu ben de. ama camın yansımasında kız bana bakıyordu. ben de ona. anlayamadığım nokta şu. mantık olarak kızın bana bakmayacağını söyleyebilirim. ama bilimsel olarak kızın bana bakma ihtimali nedir? yani kesişme noktamız gerçeği mi yansıtıyordu? kafamda deli sorular.
edit : mevzubahis kişi böylelikle kendini belli etmiş oldu. cama bakıyormuş. peki.
mhp'de partiye yakın biri olarak söyleyebilirim ki parti içinde %95 oranında bir meral akşener hayranlığı var.
oktay vural hariç herkes bahçeli'den sonra meral akşener'in partinin başına geçmesi için destek vermeye hazır.
devlet bahçeli bu durumdan haberdar.
sanıldığı gibi bahçeli'nin meral akşener ile sorunları olduğu, kıskandığı düşüncesi doğru değil.
meral akşener de bahçeli'yi babası gibi görür.
bahçeli, tuğrul türkeş'in ihanetinden sonra partideki demirbaşların davaya sadakatini ölçmeyi düşünüyor.
bahçeli için seçim kazanmak, koltuk, para hiçbirşeyin önemi yok.
tek amacı dava partisi olarak ayakta kalabilmek.
meral akşener'i aday göstermeyerek partinin yükselişini durdursa da meral akşener'in bu süreçten sonra göstereceği tavır çok önemli. davaya sadık olursa bahçeli meral akşener'e mhp genel başkanlık koltuğunu bırakacaktır.
Türk halkı uykusundan uyanmadan önceki zamanlarda, tükürükle boğarız, öz savunma yapıyoruz, özerklik, demokratik özgürlük falan filan ne kadar çakma solcu öğreti varsa esip gürleyen hdpli kürtlerin şuan acaba bizi de yakacaklar mı diye tir tir titreyip. barıştan, kardeşlikten, ağlayan çocuklardan, savaşın kötülüğünden bahsetmesidir. Evet yakacağız ulan. Hepiniz gebereceksiniz. Barış, kardeşlik, eşitlik gibi laflar zavallı ve ezilmiş toplumların türk ile aynı seviyeye ulaşma hilesidir.
