h2 reseptör antagonisti bir ilaç. içeriğinde ranitidin ihtiva eder. karın ağrısının nedenini mideye bağlıyorsanız acil serviste yaparsınız ve hasta kendine gelir.
pantpas yaparım diyenler için her yerde bulamıyoruz onu. ulcuran iyice ayağa düşmüş, ilçelerde bile var.
bir hekim tarafından kesinlikle atlanmaması gereken bir durumdur. o yüzden karın ağrısı şikayeti ile gelen hastanın ivedilikle ağrısının giderilmemesi gerekir. akut batın ekarte edilirse gerisi kolaydır.
bugün hürriyet gazetesi sayfasında iki bikinili, tatilci kıza yer vererek topluma şu uyarıda bulundu.
"facebookta erotik tehlike"
gazete kısaca şöyle diyordu haberinde, aman efendim bir anlık ego tatmini için oranızı buranızı açıp sosyal medyada paylaşmayın yoksa porno sitelerinde şurda burda sizi yayınlar, malzeme yaparlar.
tabii bunu haber yapan gazete konuya örnek teşkil etmesi açısından belki de sorulup danışılmadan iki tatilciyi gazetesinde yayınlamaktan hiç çekinmemiş. hem de bikinili, yarı çıplak, en özel en mahrem halleri ile.
şimdi sorarım sana ey hürriyet, erotik tehlike facebookta mı yoksa bizzat sizin gazetenizde mi?
siz değil misiniz insanların peşlerine hafiye takıp da öpüştüler mi diye görüntüleyen, yatak odalarına kadar girip bunu bütün ülkeye izleten. siz ve sizin sizin zihniyetinizdekilerin kalkıp facebookta erotik tehlike görmesi ne denli samimi?
neyse efendim kısacası hürriyet bir suistimale dikkat çekeyim derken suistimalin kralını yapmış. kendilerini bu ahlaksız haber anlayışlarından ötürü yüzlerine tükürerek kutsamak isterim. amen.
terör sorununu gerçekten çözmek istiyorsak daha fazla atatürk'e ve ilkelerine sarılmalıyız. onu her zamankinden daha fazla sevip daha fazla anıtkabir ziyaretinde bulunmalıyız. aksi takdirde bu sorun ne imralı ile müzakere ederek çözülür, ne ekonomik açılımlarla ne de siyasi açılımlarla. bunların hepsi boş şeyler.
yılda bir defa bile anıtkabir ziyaretinde bulunmayıp sonra neden terör çözülmüyor diyenleri gerçekten anlamıyorum. önce üzerimize düşen sorumlulukları yerine getirelim. saygılar.
kız arkadaşını şirineye benzeten, şirine diyen erkeğin mezhebi geniştir. bursalı olma potansiyeli ise oldukça yüksektir.
şirine kimdir?
şirinler dizisindeki tek dişi karakterdir. yüzlerce erkek ile beraber yaşamaktadır.
ey mezhebi geniş erkek;
sen şimdi kız arkadaşına şirine diyorsun da hiç mi aklına gelmiyor bu şirinler köyündeki yağuşuklu şirin, aşçı şirin ve hatta tembel şirin. şirin babayı söylemiyorum bile.
gece olup da ışıklar söndüğünde şirinler köyünde neler döndüğünü kim biliyor? hangimiz gece şirinleri görebilecek kadar iyi çocuklar olduk?
olamadık azizim, olamadık.
geleceğe dair herhangi bir ümidi kalmamış olup sadece nefes alan kişilerdir bunlar. birisi akciğeri bu durumdan haberdar etsin diye bekler ama nafiledir, nefes alıp vermeye devam eder şerefsiz.
intihara giden süreçte en önemli şey hayattan soğumak, zevk alamamaktır. bir süre yaşamanın gereksizliği iyice anlaşılır ve intihara giden süreç yavaş yavaş sona doğru ilerler.
insanı hayattan soğutan ve intiharı tetikleyen acı deneyimlerdir ki bunların çoğu zaman telafisi yoktur, irreversibldır.
ikinci aşama acıyı kabullenmek ve ondan kurtuluş olmadığını iyice anlamaktır ki artık bu sürecin sonunda intihar fikri zihne iyice yerleşir.
tek kurtuluş ölmek.
akabinde derin sözlerin, felsefi cümlelerin kurulduğu aşamaya geçilir. bu dönemde kişi kendini diğer insanlardan farklı görmeye başlar, hayatı sorgular, içinden çıkılamaz sorular sorar. bu dönem aslında tam bir geçiş dönemidir. felsefi derinliğin dibine vurduğu bu evrede kendisinden etkilenebilecek bir karşı cins bulursa belki zamanla intihardan vazgeçebilir. başaramazsa işte artık terminal döneme girilmiştir.
sonun başlangıcı dediğimiz bu dönemde artık intihar planları yapılmaya başlanır, hayatınıza son verecek eşyanın tipine karar verilir. sizden sonra insanların neler düşüneceği az çok tahmin edilir, hayaller kurulur. sonunda herkesin sizi kısa sürede unutacağında karar kılınır.
sıra artık son mektuba gelmiştir. bu mektup aslında klasiktir. sevilen kişilere kendilerinin bir suçu olmadığı ve üzülmemeleri gerektiği söylenirken diğerleri diye kategorize edilen kötü insanların ise suçu deklare edilir. bazen klasik olmayabilir, herkes suçlanabilir ya da herkes aklanabilir. sonuçta son mektup ölümden önceki son aşamadır ve artık geriye 1 günden az ömür kalmıştır.
bundan sonra çevrenizi mektuptan haberdar etmeniz gerekir. aksi takdirde siz öldükten sonra neden öldüğünüzü kimse bilemeyebilir ya da öldüğünüzden çok geç haberdar olabilirler. böyle sürprizlere yer vermemek adına sosyal medya, mail servisleri vs kullanılabilir. fakat hiçbir zaman birebir ilişkiye geçilmez.
ülkemizi ziyaret eden liderlerin gündüz temaslarının akabinde akşam verilen yemektir. tatlı yiyelim, tatlı konuşalım mesajı verilmek istenir.
bu yemeklerde iki farklı tablo oluşur.
şayet gelen lider bir avrupalı liderse masada kadınlı, erkekli oturulur. hafif batı müziği dinlenir ve akdeniz mutfağı ağırlıklı olarak tercih edilir.
yok gelen lider ortadoğulu bir liderse masada genelde erkek hakimiyeti vardır, kıraathane atmosferi altında değişik espriler, şakalar yapılır. müzik çalsa da kimsenin umrunda değildir. menüde de kuzu tandır, adana kebap vazgeçilmezdir. 2 de lahmacun söylendi mi ikili ilişkilerin değmeyin keyfine.
sözlükteki huzur ve barış ortamını sağlaması açısından yazılması gereken beyannamedir.
1-bütün uuserlar özgür, onur ve haklar bakımından eşit yazar olurlar. akıl ve vicdana sahiptirler, birbirlerine karşı kardeşlik anlayışı ile davranmalıdırlar.
2-herkes din, dil, ırk, cinsiyet, ideoloji, cemaat farkı gözetilmeksizin eşittir.
3-yazmak, entry oylamak tüm yazarların en temel hakkıdır.
evet var böyle yazarlarımız. yeri gelir manifesto yayınlarlar, yeri gelir greve giderler. bir acayip kafa yaşıyorlar. sıkıntı, stres almış başını gitmiş herhalde, yoksa bunun başka türlü izahı mümkün değil.
size kendimden örnek vermek istiyorum.
yazarlığınız mı silindi? gidin yeni bir yazarlık alın. uludağ sözlük yazar olmanın en basit olduğu sözlüklerden birisi. ne gerek var çingan karıları gibi ortalığı ayağa kaldırmaya? harcadığın klavyeye yazık.
haksız yere entarilerin mi siliniyor, bırak silsinler. yenisini yaz. hayır ne olacak yani o silinen entarin dünyayı mı kurtaracaktı, küresel ısınmayı mı engelleyecekti, ne olacağdı he ne olacağdı?
bırakın dostlar şu sözlüğe bu kadar değer vermeyi. biraz adam olun la.
en güldüğüm tipler de çıkıp işte sözlüğe emek verdim, çalıştım, çabaladım ne için he ne için diye ağlayanlar. bayramda gel lan harçlık verecem, en sevdiğim yazar tipi sensin. *
şu sözlüğü en ideal kullanan yazarlar bence adölesanlar, adam geliyor geyiğini yapıyor, bir iki heyecanlandırıcı entari okuyor, nasıl mastürbasyona başladığını yazıyor ve gidiyor. ne güzel. hayat ona tatlı, ona kolay.
neyse bu arada benim sözlükten aldığım maaş bu ay yatmamış lan, boşuna mı emek veriyorum sözlüğe, entry giriyorum. 24 saat içinde yatsın o para. lütfen...
kol kırılır yen içinde kalır sözünden esinlenilmiş, yeni dünyanın işleyişi ile uzaktan yakından alakası olmayan bir istektir.
bugün her eleştiri aslında uluslararası platformda yapılmaktadır. bunun nedeni de yaygın internet ağıdır.
o yüzden birilerinin ki bunlar genelde koskocaa bakanlar yok efendim yabancılar burdayken bizi eleştirmeyin demesi tam anlamı ile aymazlıktır. eleştirinin yeri ve zamanı olmaz, sadece üslubu olur. onda da esas olan şiddete başvurmamaktır.
türkiye bugün 75 milyonu aşan nüfusu ile avrupanın en kalabalık ikinci ülkesidir. çevresindeki ülkelerle kıyaslandığında ise nüfus yoğunluğu en kalabalık olan ülkedir.
hele hele bazı şehirlerinde metrekareye düşen insan sayısından adım atılacak yer bulunmamaktadır.
ticari manada da gelişen ve ekonomik hinterlandı git gide genişleten türkiye en fazla 20 sene sonra komşularından toprak talep edecek kıcama gelecektir.
bunun için şöyle bir ülke listesi ve istenecek yerleri yazalım.
azerbaycan-nahçivan. azerilerin zaten ulaşım kurmakta zorlandığı bir bölge nahçivan, bu açıdan bize bağlanması daha mantıklı. azeriler bu teklifimizi güle oynaya zaten kabul edecektir.
gürcistan-batum. batum, osmanlı-türk şehirlerinden birisidir, sovyet işgalinden öncede nüfus çoğunluğunu müslümanlar oluşturmaktaydı. bugün açılan sınır kapıları batum'un tekrar de facto olarak türkiye'ye bağlanmasını sağlamıştır. resmen bağlanması da çok uzak görünmüyor.
suriye-halep. antep ve halep ikiz kardeş gibidir. birisine hakim olanın diğerine hakim olmaması düşünülemez. halep'in bugün suriye sınırları içerisinde yer alması fransızların ahmaklığından başka bir şey değildir. antep, hatay ve halep üçgeninde arap-türk kardeşlerimiz özgürce ticaretlerini yapabilecek ve ülkemiz daha da kalkınacaktır.
ırak-ırak'ın kuzeyi. bu bölge kürt bölgesidir ve kürtlerin hamisi, abisi türklerdir. onlar ne kadar bağımsızlık deseler de bilirler ki türk kürtsüz, kürt türksüz olmaz bu coğrafyada.
bunların haricinde istemişken yunanistan'dan batı trakya, lübnan'dan beyrut, abd'den new york da istenebilir. sonuçta isteyenin bir yüzü kara vermeyen zenci.
hasta hasta evlendirme programını sunan esra erol, daha fazla dayanamaz ve uzanır. hastayım, bugün programı yatarak sunacağım der.
hasta olduğunu ispatlamak için de tevfik abiyi kullanır.
"bak ateşime tevfik abi"
ateşe eli ile bakan tevfik abi durur mu yapıştırır cevabı: