şu anda yazabileceğim hiç bir kelimenin yeterli olamayacağı, derin duygulardan derin düşüncelere sürükleyen, hayatınızda dinleyebileceğiniz en yaratıcı kadın vokale sahip amerikalı grup.
Norveçliler yine yapmış yapacağını dedirten, suya atsanız eriyecek şekerlikte bir indie grubu.
öyle bir havası var ki, yanına en sevdiğin kişiyi alıp, o direksiyonda elleriyle tempo tutarken sen yan koltukta oturup ayaklarını camdan uzatıp yolu izliyorsun mesela.
1.50 lik bir peri sesli alman. dinlenirken falan tam ideal özellikle de uyumaya çalışılan zamanlarda tak dinle. garip bir ses, çok fazla dinleyince kulak tırmalayabilen, dinletilen her 10 kişiden 9 nun küçük bir çocuk sandığı.
(bkz: das spiel)
(bkz: das liebeslied)
muhtemelen tatil yolculuğudur. baba direksiyondadır.5 kez radara yakalanıp canı yanmış baba bu sefer daha temkinli ve yavaş kullanıyordur arabayı. annenin outlet mağazalarına olan ilgisi, kardeşin çiş molası ihtiyaçlarıyla neredeyse 12 saati bulabilecek bir yolculukla karşı karşıyasınızdır. bunun üzerine bir de mp3ünüzün pili bitmiş ise en abartısız jigsaw'ın eline düşseniz bile daha çok eğlenmeniz, kahkaha atmanız muhtemeldir. arka fonda 12 saat boyunca zeki müren, yan fonda kardeş kolları bacakları, karşı fonda kamyon yazıları...
gazetelerin herangi bir ucubik ürünü halka sunarken halkın " anaaa bak 49 değil 39 da değil bizi çok seviyo lan bu gazete 29 yapmış hemen alalım böyle fırsat bidaha ele geçmez" dedirten sinir sloganı. *
kendisi, bugün görüp dumura uğradığım olayın başkahramanıdır.yolun ortasında ceptelefonundan kulaklıksız müzik dinleyenine- ki bu tip, genelde şebnem ferahtan tut ismail yk ya kadar her türlü müzik dinleyen bir tiptir- rastlamıştım ama, bu kadarı da pes dedirttirdi.nasıl bir zevktir bu anlayamadım.
bir üst versiyonu için :
(bkz: ünlü nokia melodisini dinleyerek kafa boşaltan genç)***
asitinden dolayı ilk defa açıp bardaklara boşalttığımızda aşırı köpük insanın gözünü döndürür, kişinin bardağa abanıp "hüüğğğğğppp" sesi eşliğinde o köpüğü içine çekesi gelir. ne yazıkki saniyelerle sınırlıdır bu muhteşem an hemencecik kaybolur. hatta bazen bu hüzünle, eylemden sonra, aynı tatda,sırf köpükden oluşan bir içecek icat(!) etme fikri beyinde mırr mıırr dolaşır, ancak yapacak daha önemli bir işiniz vardır o sıra, bunu da başka biri düşünsündür.
dinlenebilecek en depresif şarkılardan biri. emiliana torrini o mükemmel sesini öyle bir kullanıyor ki 38 defa ardarda dinledim diyince karşıdaki insanın o kadar da şaşırmaması lazım.hele o kulak gıdıklayan aksanı yok mu bu kadının uçasım geliyor bea! dinleyin kesinlikle!! sözleri de şöyledir bu aşmış şarkının:
once in a house on a hill
a boy got angry
he broke into my heart
for a day and a night
i stayed beside him
until i had no hope
so i came down the hill
of course i was hurt
but then i started to think
it shouldn't hurt me to be free
it's what i really need
to pull myself together
but if it's so good being free
would you mind telling me
why i don't know what to do with myself
there's a bar by the dock
where i found myself
drinking with this man
he offered me a cigarette
and i accepted
'cause it's been a very long time
as it burned 'till the end
i thought of the boy
no one could ever forget
it shouldn't hurt me to be free
it's what i really need
to pull myself together
but if it's so good being free
would you mind telling me
why i don't know what to do with myself
to pull myself together
but if it's so good being free
would you mind telling me
why i don't know what to do with myself
to pull myself together
but if it's so good being free
would you mind telling me
why i don't know what to do with myself
eğer insan üzgünse ve ağlayacak bir şarkı arıyorsa daha iyisini inanın bilmiyorum ve okadar iddalıyım mükemmel bir damien rice şarkısı sözleri de pek iç acıtır.bir bakıma "nikah masası"nın daha bi hoşu*
Cheers darlin'
Here's to you and your lover boy
Cheers darlin'
I got years to wait around for you
Cheers darlin'
I've got your wedding bells in my ear
Cheers darlin'
You give me three cigarettes
To smoke my tears away
And I die when you mention his name
And I lied, I should have kissed you
When we were running in the rains
What am I, darlin'?
A whisper in your ear?
A piece of your cake?
What am I, darlin?
The boy you can fear?
Or your biggest mistake?
Cheers darlin'
Here's to you and your lover man
Cheers darlin'
I just hang around and eat from a can
Cheers darlin'
I got a ribbon of green on my guitar
Cheers darlin'
I got a beauty queen
To sit not very far from here
I die when he comes around
To take you home
I'm too shy, I should have kissed you
When we were alone
What am I, darlin'?
A whisper in your ear?
A piece of your cake?
What am I, darlin?
The boy you can fear?
Or your biggest mistake?
What am I?
What am I, darlin'?
I got years to wait around for you
girdiği entryi "aşırı" beğenen yazardır gurur duyar yazar kendisiyle ya da çok komik bir entry grdiğini düşünür tekrar tekrar güler yazdığına "lan ben ne komik adamım anasını satayım" söz öbeğiyle birlikte ben butonunu da yoklar sürekli...
süper bir aqualung şarkısı sevip de kavuşamayanlara gelsin* ya da sevip de ayrılanlara bilmiyorum ama kesinlikle üzgün insanlara göre bir şarkı.mutlaka dinlenmeli...
büyük uğraşlar sonucu yapılan kardanadama* şöyle bir bakılır, gurur duyulunur, ancak bi eksiklik görülür mesela atkısı yoktur boynu boş kalmıştır bir koşu eve gidilir dönüldüğünde bir de bakılır ki küçük veletler etrafını sarmış kafasını el birliğiyle kendi kardanadamlarına taşımaktadırlar...sinirlenilir hatta veletler biraz daha büyükse dayak bile atılır serbesttir...
portishead in insanın en üstüne üstüne gelen şarkısı hele o son kısımda içini çekmez mi bitirir insanı bu arada güzel bir ayrılık şarkısıdır kendisi...
başarılı bir amerikan* indie grubu özellikle awake ve maybe şarkıları kesinlikle dinlenilesidir...solistinin sesinin punk potansiyeli taşıdığı söylenir*
sözlük ahalisinden seçilecek jürilerle herhangi bir zirvede çeşitli dallarda başarılı yazarların ödüllendirileceği tören...
(bkz: olamaz mı)
(bkz: dünyanın sözlüğün etrafında dönmesi)*
genelikle evcil* balıkların zırt pırt ölmesi sıradan bir olaya dönüşmüştür...
evcil hayvan isteyen küçük çocuklar için aileleri tarafından sunulan son derece zekice bir çözümdür balık ancak bilmezler ki çocuğun ilk balığı öldüğünde yaşayacağı üzüntü hiç evcil hayvanı olmayacağını öğrendiğinde yaşayacağı üzüntüden daha ağırdır...
küresel ısınma acı acı bağırıyor "geliyoruuuum" diye yağmur namına bir şey yok ülkede...
suyun değerini hala anlayabilmiş değiliz ama öyle bir son geliyor ki tokat gibi patlayacak yüzümüze susuzluk...
keçiören semtinde bulunan hacimce küçüklüğüne rağmen manzarasının ankaranın en güzel manzaralarından olması kayda değerdir...sosyal ortam açısından bitiktir zira keçiörenin ortasında bulunan bir okuldan ne beklenir??
öğrencilerinin her birinin okurken lanetler okuduğu ancak mezun olunca kopamayıp zırt pırt geldikleri okuldur...
eğitimine diyecek bir şeyim yok öğretmen kadrosu süperdir...
müdür yardımcısı nam salmıştır* ***
yoğurt yemek için iyi bir karışım...özellikle kişi sıkıntıdan dolabı açıp uzun bir süre dikilip yiyecek abur-cubur birşey bulamıyorsa her zaman bulunabildiği** için alternatif çözümdür...
lily allen denen harikanın harika bir şarkısı dinlemediyseniz şiddetle tavsiyedir
p.s:100 kere dinlense bıkılmaz 101.kez daha dinlenilir
mütiş sözleri şöyledir
Sometimes I find myself sitting back and reminiscing
Especially when I have to watch other people kissing
And I remember when you started calling me your Mrs
All the play fighting
All the flirtatious disses
I'd tell you sad stories about my childhood
I dunno why I trusted you but I knew that I could
We'd spend the whole weekend
Lying in our own dirt
I was just so happy
In your boxers and your t-shirt
Dreams, dreams of when we had just started things
Dreams of you and me
It seems, it seems
That I cant shake those memories
I wonder if you have the same dreams too
The littlest things that take me there
I know it sounds lame but its so true
I know its not right but it seems unfair
That things are reminding me of you
Sometimes I wish we could just pretend
Even if only for one weekend
So come on
Tell me
Is this the end?
Drinking tea in bed, watchin DVDs
When I discovered all your dirty, grotty magazines
Youd take me out shopping
And all wed buy is trainers
As if we ever needed anything to entertain us
The first time that you introduced me to your friends
And you could that tell I was nervous, so you held my hand
When I was feeling down, youd make that face you do
Theres no-one in the world who could replace you
Dreams, dreams of when we had just started things
Dreams of me and you
It seems, it seems
That I cant shake those memories
I wonder if you feel the same way too
The littlest things that take me there
I know it sounds lame but its so true
I know its not right but it seems unfair
That things are reminding me of you
Sometimes I wish we could just pretend
Even if only for one weekend
So come on
Tell me
Is this the end?
clive owen'ın işte budur dedirten filmlerinden biridir...film 2027 yılında insanların çoğalamadığı ve tüm dünyada iç karışıklıkların çıktığı bir ortamda geçiyor..
insanlar kaçak olarak başka ülkelere gidiyor,şehirler bombalanıyor,dünyadaki en genç insan ise 18 yaşındaki bir genç kız...18 yıldır hiç bir bebek doğmamıştır,mucize eseri olarak bir kadın hamile kalır ve theo*onu güvenli bir şekilde ülke dışına çıkarmalıdır.