küçücük, tazecik, masum, artniyetsiz, yarımelek olan henüz 6.5 - 7 - 7.5 yaşlarında olan ilkokul 1. sınıf çocuklarına sırf atatürk'ü empoze etmek için; savaşı, vahşeti, düşmanı, kanı, acıları, katledilişi anlatan zihniyettir.
ve bugün akıl sağlığı yetersiz, suça meyilli insanların var olmasının tek sebebi; bu köhne, yobaz, faşist zihniyettir, nokta.
öyle ki; yıkılmakta olan bir ekonomiyi, dünyanın en iyi ekonomileri arasına yükseltmiş; ülkedeki gelir adaletsizliği olsun, hukuk adaletsizliği olsun, tüm bu adeletsizlikleri gidermiş; türkiyenin çarkları olan, bu ülke kömürle çalışan bir lokomotif ise bu lokomotifin yakıtı olan, şerefli, namuslu, gururlu emekçilerin, işçilerin üzerinden para kazanıp birde onları aşağılayan beyaztürkleri yani kemalist burjuvayı dize getirmiş; namuslu, şerefli, iyi aile babası; alkol içmeyen, sigara kullanmayan, kumar oynamayan, adam gibi adam ulu önder recep tayyip erdoğan'ın kurmuş olduğu; içerisinde şerefli insanların yer aldığı, dünyanın en iyi ve en başarılı partisi olan ak partiye oy vermeyen insan bu yaptığı nankörlük sebebiyle günaha zerk olduğundan mütevellit, neredeyse bir kafir mertebesine ulaşmış bu şahısla el sıkışmak sonucu oluşacak sakat durumdan, yani sizinde günaha zerk olma ihtimalinize karşı, bir önlem olarak el sıkışılmaz, nokta.
şöyle bir baktım da, bu cumhuriyet iyice geri kafalı bir yönetim şekli halini almaya başladı. dini inancı; her ne kadar da devlet işlerinden ayrı tutmaya çalışsa da din ile sürekli uğraşıp asıl kendisi bu yüce dini devlet işlerinin içerisine sokmakta, ayrıca kapitalizme de açıkçası yardakçılık ve yatakçılık etmektedir.
artık biz türklerin; ileri demokrasiye sahip, insan hak ve eşitlikleri ile donatılmış, dünya üzerinde en iyisi olacak, yepyeni bir rejim geliştirme ve uygulama zamanı gelmiştir. nokta
mustafa kemalin neden tüm ülkenin sevgisini kazanmadığının nedenlerinden birtanesidir.
öyle ki kurtuluş savaşı sırasında milleti milli mücadele içerisine sokabilmek için hacı hoca gibi takılıp hocaları arkasına almış savaş bittikten sonrada bu hocaları bir bir istiklal mahkemelerinde astırmıştır.
önder dediğin ordu gücü kullanarak değil, sevgi, inanç ve tüm türkiye yi kucaklayan, yani; ulu önder recep tayyip erdoğan gibi olmalıdır. nokta
bu cümle öyle bir cümledir ki, uludağ sözlük içerisindeki bazı yazarlarından bu tarz cümleleri kurmakta olduğu entry entry gözlemlenmiş olmasıyla birlikte, bluevelve denilen; gay ve ateist yazarı bunlara rahatça örnek gösterebilmekteyiz ki kendisi çok uzun cümle kurmakta olup, cümlelerinin içerisinde de başından sonuna kadar herhangi bir nokta bulunmamakla birlikte, bol bol virgül ve noktalı virgül kullanarak bu cümlelerin uzunluğunun satırlarca sürdürmesiyle ün kazanmasının yanı sıra, az öncede bahsettiğim gibi ateist gay ve çirkef kişiliğiyle de uludağ sözlük yazarları tarafından tanınmışlığı da epeyce fazla olması ve entrylerinde kullandığı alaycı, kışkırtıcı, edepsiz, saygısız tavır ve üslubu ile uludağ sözlüğün çoğu entry sinde kendisine yer yer hakaret edildiği yer yer eleştirildiği, uludağ sözlüğün gerek akıllı gerek aptal olan yazarları tarafından gerçekleştirildiği zamanda; bir taraftan da bu yazarların kafalarını allak bullak ederek saçma cümlelerinin içerisinde epey bir derinlik olduğu izlenimini doğurduğu sıralarda sol framede arka arkaya gelen başlıkları merak ettiğinden mütevellit, daha sonra okuma arzusu ile ctrl tuşuna basılı tutaraktan başlığın üzerine tıklayıp yeni sekmede açarken; biçimsiz olduğunu düşündüğüm ve hayatı boyunca defalarca yada yüzlerce kez nasıl ve ne şekilde olduğunu bilmediğim yüzlerce ilişki biçiminde, biçimsizce ve hunharca kullandığı; alt ve üst dudaklarını kulaklarına varacak şekilde ayırarak, midesinden gelen bir kahkaha ile kah kah kah gülüp, açtığı başlığın içerisinde tongaya düşmüş şakirt ve antibluevelvecilerin çıldırışlarını, nefretlerini ve hakaret boyutuna varan eleştirilerini; enty formatında, başlık altına kusmakta olduklarını okuyup gülmekte olan bu yazar şahsım adına uludağ sözlüğün en gereksiz yazarı olmasıyla birlikte, ona hitaben yazdığım bu başlığı, bugün bayram olması nedeniyle okuyamayacağını bildiğim için onun sözlükte olacağı güne kadar da bu yazıya nokta koymadan devam ettirmemde bir zorluk olmasından değil de onun bu sözlüğe gelesiye kadar yazmanın çok sıkıcı olmasından dolayı ki şuan dahi bu yazıyı devam ettirmem şu türkiye üzerindeki müthiş ve bir o kadar da harikulade olan bedenime sıkıntı vermekte ki bluevelve gelesiye kadar yazmaya kalkıştığımda sıkıntıdan patlamış olmamın beynimde yer alan düşüncesi, bu siktiğim yazısına, şu siktiğim noktasını koyma düşüncesini son beş satır önce doğurmuş ve beş satırdır da düşünce boyutundan eylem boyutuna dönüşmeden beynimin içerisinde kendisini muhafaza etmekte olduğu sıralar, beynimin bir başka yerinde doğan farklı bir düşünce bu yazıyı sonlandırmamam konusunda bana baskı yapmaya başlamış olmasıyla birlikte tüm bunlar az öncede bahsettiğim mükemmel bedenim üzerinde genel anlamda bir baskı yaratmakta olup ve bu baskıyı artık sonlandırma isteği ile; "yeter ulannnnnnnnnnnnnnnnnnnnnnnnnnnnnn" diye bağırma noktasına ulaşmış sinir sistemime biraz daha sakin olmasını telkin edip, yavaş yavaş bu yazıyı sonlandırma noktasına gelmiş olmakla, bluevelve e selam eder uzaktan el sallayarak noktamı koyarım. nokta
şimdi gözlerinizi kapatmadan bir otopazarın da olduğunuzu hayal edin çocuklar. sağlı sollu dizilmiş arabalar; yıkanmışlar, parlatılmışlar, temizlenmişler, neredeyse bakire kız gibi hanım hanım duruyorlar fakat değiller.
bir tanesini çok beğenip satın alıyorsunuz ve atıyorsunuz kendinizi yollara. siz gazı kökledikçe, sonuna kadar bastıkça bana mısın demiyor. dayıyorsunuz sonuna kadar ama siz bastıkça o gidiyor. sizden önceki sahibi sıfır bir şekilde alıp motorunu hunharca, acımasızca, bağırttıra bağırttıra açmış vermiş gazı köküne köküne, çılgınlar gibi eğlenip, deliler gibi coşmuş üzerinde ve sıkılınca ikinci el pazarına götürüp satmış.
şimdi siz bu arabaya ne yaparsanız yapın banamısın demez gider fakat bir kaç zaman sonra artık dökülmeye parçalanmaya başlar çünkü ilk sahibi acımasızca kullanıp, tüm zevk verecek aksiyonları üzerinde denemiştir, drift yapmıştır, patinaj çekmiştir hatta ve hatta bol bol roketleme ile doldur boşalt bile yapmıştır.
size kalan ise sadece; döküntü, ayağımı yerden kessin, işimi görsün ve getirsin götürsün mantığı ile alınması gereken bir otomobil.
işte bu açıdan baktığımızda; gençliğinde hunharca hoplatılmış, kokusunu bir çok erkeğin yatağında bırakmış ve bol bol zina yapmış bir kız; bildiğiniz ikinci el otopazarların da satılan otomobile benzer. nokta
atatürk'ün; yaratılışa karşı olan düşüncesine sahip olan kişilerin oluşturtuğu, küçük çaplı topluluğun ve bu toplulukta varlığını sürdüren her bir ferdin yaratılışa karşı olan inançlarının tanımı olabilecek niteme sıfatı. nokta
puta tapmak ile saçmalamanın arasındaki ince çizginin üzerinde kalmış insandır.
21. yüzyılda hala böyle insanların olduğunu düşünmek ise midemi bulandırıyor. sessiz bir şekilde, 1 dakika boyunca, kalkmış abazan s2 gibi dikilmenin mantığı ne? ya adam gibi puta tap yada saçmala!!! nokta
mahlasım; her ne kadarda bir troll olabileceğim hissini, siz sevgili yazarlarda uyandırsa da; ben kesinlikle bir troll değilim,ben bir troll den çok daha fazlasıyım...