Beşiktaş takımının taraftar grubu Çarşı israil'in Filistin'e gerçekleştirdiği saldırıyı protesto ederek Beşiktaş'ın Fortis Türkiye Kupası maçı öncesinde eylem düzenledi.
Toplumsal olaylar karşısında muhalif tavrıyla dikkat çeken Beşiktaş takımının taraftar grubu "Çarşı" ABD'nin Irak işgali sırasında gösterdiği savaş karşıtı tavrını israil'in Gazze'ye yaptığı saldırılar sırasında da gösterdi. Çarşı dün Beşiktaş'ta gerçekleştirdiği protesto eyleminde israil'in yüzlerce Filistinlinin ölümüne neden olan saldırısını kınadı. Sinan Paşa Parkı'nda bir araya gelen Çarşılılar Gazze'de yaşamlarını yitirenler adına bir dakikalık saygı duruşunda bulundu. Eylemde "Tanka Karşı Taş Savaşa Karşı Beşiktaş", "Katliama Karşı Atkılarımız Kefiyemizdir", "Dayan Filistin" "Kahrolsun israil Filistin'den Defol" pankartları taşındı.
Yapılan basın açıklamasında Türkiye'deki Musevi cemaatlerinin derhal israil hükümetini tepki göstermesi istenirken, Çarşılılar israil'in yüzlerce Filistinlinin yaşamını yitirmesine neden olan katliamının durdurulması gerektiğine dikkat çekildi. Eylemde ayrıca "Dayan Filistin Çarşı Arkanda", "Filistin Halkı Yalnız Değildir", "Katil israil Filistin'den Defol", "Hamas'a Selam Direnişe Devam" sloganları atıldı.
mayakovski nin son yurt dışı gezisinde kaleme aldığı kısacık şiiri. en güzeli...
Şu memur zihniyetini
bir kurt bir kuzuyu paralar gibi
paralamak isterdim,
ve en ufak bir saygı duymadım
bu cinsten belgelere
ömrüm boyunca
ve cehenneme kadar
yolu var
tüm evrakların derdim.
Ama bu... bu başka...
Ve daima
gururla çekip çıkaracağım
ceplerimden
pasaportumu:
iyi okuyun sayın baylar:
ve gıpta edin:
Yanılmıyorsunuz evet
Sosyalist bir ülkenin
Yurttaşıyım ben.
Yurtsever Cephe Öğrenci Birliği'nin çağrısı ile biraya gelen ODTÜ'lü öğrenciler israil'in Filistin'i işgalini bir yürüyüşle protesto ederken, dersleri boykota hazırlanıyorlar.
israil'in Filistin'i fiili olarak işgal etmesinin ardından tepkiler gün geçtikçe büyüyor. Dün gece ODTÜ öğrencileri de Filistin'in yanında olduklarını göstermek için bir eylem gerçekleştirdiler.
Dün akşam üzeri ODTÜ yerleşkesinde Yurtsever Cephe Öğrenci Birliği'nin çağrısıyla toplanan öğrenciler, işgale karşı kendi okullarında neler yapabileceklerini tartıştılar. Yaklaşık 150 kişinin katılımıyla gerçekleştirilen toplantıda, işgali protesto eden eylemlerin gerçekleştirilmesi ve de derslerin boykot edilmesi kararlaştırıldı.
Toplantı sonrasında yurtlar bölgesinde toplanan öğrenciler, bir yürüyüş gerçekleştirdi ve ertesi gün yapılacak olan ders boykotunu duyurdu. Yüzlerce öğrencinin katıldığı yürüyüşte Filistinli öğrenciler tarafından Filistin bayrağı taşındı. Yürüyüş esnasında "Katil israil Filistin'den defol", "israil'e karşı ODTÜ'lüler boykota", "Filistinli kardeşim, ODTÜ'lüler yanında" sloganları atıldı. Eylem, iki öğrencinin Filistinli şairlerden derledikleri yurtseverlik şiirlerini okumasının ardından sona erdi.
"ODTÜ'de sadece bir tek ders olacak, o da insanlık dersi!" diyen ODTÜ'lüler, bugün 12.30'dan itibaren derslere girmeyecekler, akşam da israil Büyükelçiliği'nin önünde başlayacak insanlık Nöbeti'ne katılacaklar.
israil'in Filistin'deki kanlı operasyonlarına karşı eylemler sürerken, TKP israil'i protesto etmek için halkı nöbete çağırdı.
israil'in Filistin'de sürdürdüğü katliam bütün Türkiye'de eylemlerle protesto edilirken, Türkiye Komünist Partisi (TKP), Ankara'daki israil Büyükelçiliği, istanbul'daki konsolosluk binası ve diğer bazı kentlerde merkezi noktalarda "insanlık Nöbeti" için halka çağrı yaptı. Hafta sonu gerçekleşen TKP Merkez Komitesi toplantısından sonra yapılan çağrıda "israil'i durdurun, israil'e cesaret veren insanlığın sessizliğidir" denildi. Her akşam 19.00'da başlayacak olan eylemlerin kesintisiz süreceği bildirildi. http://haber.sol.org.tr/m...etler/mansetalt/8351.html
istanbul doğumlu, galatasaray lisesi mezunu beşiktaşlı şair. eli kalem tutan her şair gibi mapushane kapısından girme şerefine nail olmuştur darbe dönemlerinde, güzel sese ve dizelere sahiptir ayrıca. buğulu sesini mikis theodorakis müzikleri ile harmanladığı bir de albüme sahiptir.
YAŞAM ŞUNCAĞIZ BiR ŞEY iŞTE
Yaşam şuncağız bir şey işte
bir defter kalır gidenlerden
ayrı düştüklerimizden bir kitap
yıllar sonra aklına gelir de birden
bakarsın/kuytu dalında bir sayfanın
incecik izler vardır
diretmişliğimizden
Yaşam şuncağız bir şey işte
altı çizilmiştir kimi satırların
gelseydiniz, karışsaydı gözleriniz çayın buğusuna
böyle koymazdı tozutarak esmesi karın
okursun/için burkulur da biraz
derin gizler vardır
birikmiş eski mektupların
Yaşam şuncağız bir şey işte
bir dostun ölüm haberi gelir
bir ihzar müzekkeresi bir arama emri
sen bir ilmek daha arasın acının şiirine
duyarsın/biri sevdiğini öper son kez ağzından
sokaklar iz tarlası
adresin belirsizdir
Yaşam şuncağız bir şey işte
güneş fabrika duvarlarına düşünce
sessiz adımlarla yürür sabahı umut
karışsan yankıların bir ışık salkımında yitişinde
dinlersin/yazılmamış bir tarihin
yalın dipnotudur bunlar
Geçtiğimiz hafta Cuma günü Marmara Üniversitesi Göztepe Kampusu'nun önünde yer alan otobüs durağında ülkücüler tarafından solcu öğrencilere gerçekleştirilen saldırıyı kınayan öğrenciler, kampusta "faşist saldırıları" protesto eylemi gerçekleştirdi. Ülkücüler solcu öğrencilere bu kez eylem sırasında saldırırken, öğrenciler soğukkanlılıkla eylemlerini devam ettirdi. satır ve bıcaklarla üniversitede öğrencilere saldıranlar iki soruyu gündeme getirdi.
soru 1 : teknik bir soru. otuz'un üstünde satır ve bıcak, ögb ve polis kontrolündeki kapıdan nasıl geçebildi?
soru 2 : elektriğe ve doğalgaza yapılmış zammı protesto eden öğrencilere saldıran mhp liler akp nin tetikçiliğini mi üstlenmiştir?
bir rıfat ılgaz şiiridir efendim.*
Sen gidiyorsun ya işine yetişmek için
Saçlarını, gözlerini, ellerini
Neyin varsa toplayıp gidiyorsun ya
Her seferinde bir şey unutuyorsun sıcak
Termometrede yükselen çizgi çizgi
Kim bilir nerelerde soğuyorsun
Senin gözbebeklerin var ya kadın kadın gülen
insan insan bakan gözbebeklerin
Beni tutsa tutsa gözlerin tutar ayakta
Beni yıksa yıksa gözlerin yerle bir eder
Ne gelirse onlardan gelir bana
Çalışma gücü yaşama direnci
Mutluluk gibi kazanılması zor
Mutluluk gibi yitirilmesi kolay
Bir açarsın ki mutluyum
Bir kaparsın her şey elimden gitmiş
abd askerlerinin denetiminde olan incirlik hava üssü, cia nın işkence uçaklarının sıkca ziyaretine maruz kalmaktadır. o uçakların orada işi nedir? ve biz muz cumhuriyetimiyiz? bunlar cevap bekleyen sorulardır.
Türkiye'de, Türk'ü öldüren, Amerikalı yüzbaşı serbest bırakıldı
incirlik te görevli ABD li yüzbaşı, Adana da alkollüyken aracıyla bir kişinin ölümüne neden oldu. Bilirkişi tarafından de 8 kusurlu bulunan Yüzbaşı, tutuksuz yargıladı ve 18 bin YTL hapis cezasına çarptırıldı
incirlik 10 uncu Tanker Üs Komutanlığı nda ABD nin 39 uncu Kanat Komutanlığı nda görev yapan yüzbaşı Sean Richard Lovest, 6 Temmuz 2007 ;de Adana kent merkezinde alkol aldıktan sonra otomobiliyle üsse dönerken aracın direksiyon hakimiyetini kaybetti. ABD li yüzbaşının kullandığı otomobil, bariyerlere çarpıp diğer yola geçerek karşı yönden gelen 01 NV 109 plakalı otomobile çarptı. Bu otomobilde bulunan 31 yaşındaki Hasan Yetiş ölürken, sürücüsü 27 yaşındaki Turgay Köksal ile ABD li yüzbaşı yaralandı.
Kaza sırasında alkollü olduğu anlaşılan ve 8 de 8 kusurlu bulunan Lovest, tedavisinin ardından sadece bir gün gözaltında tutulduktan sonra adliyeye çıkarıldı. Nöbetçi mahkemede ifadesi alınan Lovest, ABD li yetkililerin mahkemeye verdiği taahhütname ile serbest bırakıldı.
1962 dünya kupasına ev sahipliği yapmış stad, darbe sonrası şili deki pinoche diktatörlüğünün toplama kampı ve işkence merkezi olarak kullanıldığı bilinir. 40 binden fazla tutuklu bir araya getirilmiştir. hala büyük bir bölümünün akıbeti bilinmemektedir.
aleviler, yoğunlukta yaşadığı bölgelerde oylarını kendilerini sivasta yakan zihniyetten yani akp den yana kullanmışlardır. hala aleviliği bir kaç alimin yorumu olarak algılayan akp iktidarı bakalım bu sadakat örneğini nasıl ödüllendirecek.
seçimlere sayılı günler kala petkim'i satan akp hükümeti, önceki gün de sabiha gökçen havalimanı'nı sermayeye armağan etti.yapılan ihale sonunda, işletme hakları 20 yıllığına limak-mahb-gmr konsorsiyumuna devredilen sabiha gökçen havalimanı, ihaleyi kaybedenlerin aksi yöndeki tüm açıklamalarına rağmen, kazanan konsorsiyum ve özellikle de bu konsorsiyumun yerli üyesi Limak için büyük bir "kıyak" anlamını taşıyor.konsorsiyum tarafından 1 milyar 932 bin euro'ya devralınan havalimanı için ilk üç yıl beş kuruş ödenmeyecek,toplam para 17 yıla yayılıp küçük taksitlerle ödenecek.bu ödeme planı üzerinden düşünüldüğünde limak'ın cebinden tek kuruş para çıkmayacak. akp nin son dakika kazığı hayırlı olsun.
sosyalist iktidar partisi'nin 6. olağan üstü kongrede adını tkp olarak değiştirmesi var olan geleneğe sahip çıkması, kimileri tarafından tkp adına çöreklenme olarak algılanmaktadır.halbuki yapılan, ayaklar altına alınan bir geleneği temize çıkarma, bu ülkede komünizmi meşrulaştırma mücadelesidir.
tkp adını değiştirdiğinde bu konuda ençok eleştri getirenler bu gün chp içerisinde sosyaldemokratlaşmış eski tkp liler,geleneği ödp nin kucağına bırakıp isim kirliliğine neden olan dergi çevreleri oldu.
bu gün eski tkp lilerin ne yaptığına yada ne yapamadığına dair en küçük bir fikri olmayanlar meseleyi var olan mirasın mirasyedisi olarak yorumlamalarını normal karşılıyorum.
arkadaşlar sip, tkp adını aldığında bu ülkede komünist isimli bir parti kurmak yasaktı.* peki mustafa suphi geleneğinden geldiğini iddia edenler* ne yapıyordu allah aşkına bu ülkede.hiç bir şey...
oblomovluk dan kurtulmaya çalıştığım bir an vladimir dudıntsev in bir yılbaşı öyküsü yetişir imdada.zamanını ve yetenekleri boşa harcayan insanları kurban seçen bir baykuşun öyküsüdür bu.başlangıçtaki söz çok büyüleyici.
gölge gibi birsey sokaklarda yorulmaksızın beni izlemekteydi, ama çok uzaklardan
nasıl da güzel çalıyor ulan bu herif kemanı.çay da soğumuş. ısıtsam mı niye bitti ki bu rakı.başım dönse ya, midem bulansa bile razıyım.boğazım ağrıyor. sigarayı mı değiştirmeli, bırakmalı mı yoksa.nasıldı bunun sözleri"sevdim bir genç kadını."ya sonrası.bunaldım.iyi de çıkaracak bir şey kalmadı ki üstümde.duşun altına giriversem bari.ılık ılık akıverse.yumuşacık,tertemiz.ama daha demin kurulandım, saçlarım bile kurumadı henüz.kenan mı çok seviyor günsel'i ,günsel mi çok seviyor kenan'ı
kaset bitti.çay soğudu.ben hala ayığım.yetmedi ki iki kadeh.lanet olsun.olmuyor, bir türlü veremiyorum kendimi.yazmayı denedim, kelimeler kaçtı,iki tek attım, rakı bitti. çay demledim.tek başıma tango yaptım. bir gün tek başına'yı okudum,okumaya daldım. şiir okudum.türkü söyledim.kovamadım seni.
yok be güzel,hata ettim.tutup şap diye öpmeliydim o küçücük ağızından,avuçlarıma alıp yuvarlacık yüzünü.ya iteleyip tersleseydin ya da.
salı günü miting var,şiir ezberlemeliyim.koca okula ayıp olur elde kağıt şiir okursam. sonar yazmalıyım biraz.ama cümleler benden kaçıyor.aklımdasın.telefonum da açık arada bir dıtlıyor.doğu,çocukları ayaklandırmış.üstü kapalı teselli cümleleri sıralanıyor ardı ardına.karşımda güney.yatırmış başını omzuma,çay içiyor.dolanma be zafer öyle deli dana gibi.az sonra çıkar gelir alt katta ki manya karı."hayırdır oğlum apartmanı mı yıkmaya çalışıyordun" hadi oradan diyemem ki.
aklıma murathan'ın öyküsü geliyor."boyacıköy'de kanlı bir aşk cinayeti"film yapacaktım güya.senaryosunu nereye koydum ki.
adam durakta otobüs bekler. gelin arabası gelir, duru durağın karşısındaki lokantanın önünde.gelin,damat,üç de adam inerler arabadan,girerler lokantaya.adam geline bakar,bir süre sonra da gelinin gözleri kilitlenir adama.yemek biter. gelin,damat ve adamlar kalkarlar.adam duraktan çıkıp,gelinin yanına gelir.elini tutar,"seni seviyorum."der. gözleri açıktır,ama ıslak.sonun başlangıcı gibidir gözleri.tekrar eder,"seni seviyorum. ne'olur gitme."gelin adama bakar,sonun başlangıcını görmüştür o da.gülümser yine de. yine de iki damla yaş süzülür gözlerinden yanaklarına,kimseler görmez.adama döner.daha bir sıkar,elini sıkan adamın elini."çok geç"der,"çok geç kaldın.ben de seni seviyorum ama geç kaldın.bu diyalog kimine göre uzun,kimine göreyse kısacık sürer.adam elini redingotunun cebine sokar.bir silah çıkarır.bir gül uzatır gibi doğrultur geline."seni seviyorum."der,"seni çok seviyorum. ne'olur gitme."gelin gülümser.sonun da sonu gelmiştir."geç kaldın."der,"çok geç kaldın."adam tetiği çeker.
bu benim özetim.öykünün aslı çok daha uzun. benim senaryom daha farklı.istersen anlatırım.
bir de şiiri var murathan'ın,"yalnız bir opera". orada der ki:
"ne sen dönebilirsin bana,
ne de ben kapıyı açabilirim sana."
sen de kapılardan bahsettin bu gün.aralık bıraktığın kapı varya,o kapı işte. sadece seyredebiliriz birbirimizi.ben o kapıdan geçemeyecek kadar büyüdüm.ne sen gelebilirsin bu yana,ne de ben geçebilirim öte yana.
ben de bir masaldan,bir diyalog anlattım sana bu gün.ne kavuşması mümkündür,ne de ayrılması.sen de onayladın.
yok be güzel,hata ettim.tutup elini,bağrıma sokmalıydım.ya kaçardın ya da.
saat 2'ye geliyor.çayı ısıttım,tekrar soğudu.kaset yine bitti.ama bitmedi yazacaklarım.telefonum açık hala.ama neden çalmıyor.5'e çeyrek kalaya var daha.beklesem mi.beklemeli miyim.
bir gün tek başına'yı okuyorum.ama yine yalnız başıma.dizlerin yok ki başımı yatırayım. duymazsın ki sesimi,okusam da beyhude.
üşüyorum güzel.alnımda ter boncuk boncuk ama ben üşüyorum güzel.ne diyordu yunus "ben güzele güzel demem, güzel benim olmayınca."ben diyorum işte,yunus ne karışır.
midem kazınıyor.ağzım zehir,sigaradan genzim yanıyor.yesem mi kurabiyelerinden bir kaçını.yersem biter.toprak çanak bana bakıyor,ben ona.ya sen neredesin.dalga sesleri kulaklarımda.sinsi sinsi yaklaşıyor baş ağrısı.geç kalmıştı, buyursun gelsin.bir o eksikti acıyan yerlerimin yanına.dağılmıştım,artık hiç toparlanamam.
"ne kavuşması mümkündür,ne de ayrılması.zor iş bizim sevdamız.dedi adam.onayladı kadın, "haklısın."hatırlayamadım,oraya da geliyor muydu dalga sesleri.
sevmek güzel şey be güzel.dehşet güzel şey.güzel de,dokunamazsam gül tenine, al al olmazsa yanakların sevgilim dediğimde, ağzından çıkmazsa sevda sözleri, ağzından çıkıp da kulağıma varmazsa ne işe yarar ki sevmek güzel...
yok be güzel,hata ettim.kocaman sarılmalıydım sana.kocaman sarılıp içime almalıydım seni dedim.soğuktun beton kadar.çarptım duvara düştüm. düşerken gördün mü beni güzel.
keloğlan canavarın mağarasında, canavarın uyumasını beklerken, parmağını kesip tuz basarmış yarasına, uyumamak için.yüreğim sancıyor güzel.yüreğim yanıyor, dehşet acıyor. parmağımı kırsam yüreğimin acısını bastırır mı güzel. iyi de duvar neden kaçıyor.ben kanıyorum da sen üşüyor musun güzel.
uyku bastırıyor.kaset yine bitti.çay da bitti.bir sigara daha yaktım yanan boğazıma inat.telefonum hala açık.ama o da bana inat çalmıyor.çalsın be güzel.dalgalar çarpıyor cümlelerime.duyuyor musun dalga seslerini güzel.
yalnızım güzel.çok yalnızım.üşüyorum güzel.gel güzel.kaçma güzel.kırma be güzel, kırdırma.nen varsa al da gel güzel.yükle sırtıma, korkma taşırım ben. gel güzel.gecikme güzel,geciktirme.
flim yugoslavya içsavaşının göbeğinde, balkan gerçeğini gözler önüne seriyor.milcho manchevski flimi sözcükler, yüzler ve resimler olarak üç ana başlığa ayırmış.birinci bölümde cinayetle suçlanan müslüman ve arnavut kızı saklayarak inançlarına karşı hareket eden bir rahip,ikinci bölümde londra da yaşayan bir çift ve son olarakta makedonyaya dönme hazırlığı yapan bir fotoğraf sanatçısının hayatlarını irdeliyor.ayrıca bazı yerlerde flimin müziği senaryonun çok önüne geçiyor.