El işi yada iş eğitimi, tam adının ne olduğu konusunda kafamda tam bir netlik olmayan ders. Öğrencinin el yeteneklerinin bir miktar gelismesine sebep olması için okullarda bir dönem ders olarak verildiğini sanıyorum. Ama bir boka da yaramayacak olan dallamaca bir ders.
anayasaya dayandırılarak millet iradesine atanan kayyım.
bu kişiler aday olurlarken aklınız neredeydi sorusu sıkça dile getirildi. akp iktidarı bu kayyım atamalarıyla türkiyede erken seçimin yolunu kendi kendine açıyor.
erdoğanın şahane ingilizcesinin yeni bir boyut kazanması.
cumhurbaşkanı recep tayyip erdoğan, üçlü zirve için ankara'ya gelen rusya devlet başkanı vladimir putin'i karşılarken, "nice to meet you. how are you?" (tanıştığımıza memnun oldum, nasılsın?) şeklinde konuştuğu haber kaynakları tarafından servis edildi.
çok yoruma açık bir konu olmadığını düşünerek, bilgi vermekle yetiniyorum.
23 eylül'de new york'ta geçkeleşecek olan birleşmiş milletler iklim zirvesinin öncesinde dünya genelinde hızla yayılan bir harekettir. Edindiğim bilgilere göre dünya genelinde bir çok kentte aktivistler sokaklarda olacaklardır.
herkesin bu grev haftasına bir şekilde dahil olması ve doğaya karşı olan sorumluluğunu bir miktarda olsa yerine getirmesi gerekiyor diye düşünüyorum. aksi taktirde geçtiğimiz 100 yıl içerisinde 1 derece yükselen yeryüzü sıcaklığının artışı hızla yükselmeye devam edecek. iklim değişikliği nedeniyle buzullar zaten erimekte, deniz seviyeleri yükselmekte. Her geçen gün aşırı iklim olaylarının seviyesi bir miktar daha artıyor, sıcak hava dalgaları eskiye göre daha sık bir şekilde meydana geliyor. Tüm bu durumların insanın hayatına doğrudan etkisi de seller, su taşkınları, kuraklık, su varlığının azalması, gıda krizi ve biyoçeşitliliğin azalması gibi olaylarla oluyor.
yani özetle önümüzde ki 20 27 eylül de gerçekleşecek olan bu grev haftası tüm dünya kamuoyunda yer alarak birleşmiş milletlerin iklim zirvesine etki etmeli.
chp genel başkanı kemal kılıçdaroğlu'nun belediye başkanlarının cumhurbaşkanlığı külliyesi'ndeki davete icabet edeceğini açıklamasının ardından çin'de olan chp'li hatay belediye başkanı dışında tam kadro gerçekleşen toplantı.
ilk okuduğumda zaytung haberi sandığım, haberin devamını okuyunca ise feriköydeki bomonti fabrikasının yerine mescit yapılacağını anladığım olay. bu binalar aynı zamanda birer tescilli kültür varlığı statüsündeymiş. ha tabi kim takar yalova kaymakamını? bence bu zihniyet kiliseyi cami yapan zihniyetin aynıdır.
Facebook'a giriyorum.. Her yer hep farklı.. Anlam yüklü görseller, çığırışlar, serzenişler.. Her şey var ama.. Sanki dünyanın içinde yeni bir dünya..
Birinin annesinin kolu kırılmış.. 200 beğeni..Hayal kırıklığı, üzgün ifadeler falan..Altında yorumlar falan..Sanırım büyük dedelerimden biri şuan dünyaya gelse..Çıldırmış bir vaziyette sokaklarda bir oraya bir buraya koşuşturuyor olurdu..
4 yıllık bir bölümü 6 yılda bitirmenize neden olacak olaydır. 4 yıllık bir bölümü 3 yılda bitirdikten sonra asosyel olduğunuzu ispat edeceğiniz olaydır. ya da 4 yıllık bir bölümü bitirmeyerek, sikerim böyle hayatı ben eve gidiyorum tarzında sonuçlandırabileceğiniz olaylar zinciridir. ayrıca alavaradan makarna yemeden izmirde okudum diyemezsiniz.
Ayni zamanda duvarlarinda firma sahibi olan zaatin ibrahim erkal ve zarayla birlikte poz verdikleri fotograflarinin da bulunduğu cig koftecidir.isletenlerin tarzlari da gorulmeye degerdir. Isletme sahibi ressam, paketci tarihci, ustamizsa arkeologtur.
bir kac guzel adam ve kadinin islettigi, nefis kokoya sahip hos mekan. bira ve sarapta var. Ayrica bu insanlar kokocu degil barbar. diksiyon egitimli barbar kokocu. (bkz: babakale)
yazarlığın onaylanana kadar yazdığın girdilerin boşa gittiği düşüncesine kapıldığın, bu düşünceye kapıldığın her anın zehir zemberek olduğu zamanlardır. o anlardan birinde dökülüyor dilimden bu cümleler. öfkeyle karışık bir sitem besliyorum aslında, bir taraftan da yunus emrenin o derin manalı dizeleri geliyor aklıma;
''emeksiz zengin olanın, kitapsız bilgin olanın, sermayesi din olanın; rehberi "şeytan" olmuştur.'' diyorum, kendi kendime. büyük üstadı anarak. sonra da sözcüklerimi sözlükte ki yalnızlığına bırakıp, şehrin gürültüsünden kaçmış bir çocuğun, turuncu sokak lambalarının aydınlattığı.. dalga seslerinin en derin tonlarıyla işitildiği.. mehtabın denizin dibine kadar vurduğu gecede, bütün bunlara hakim olan bir banka oturduğunda aldığı hazza ulaşıyorum. sinir uçlarımın en derin noktalarına dokunup orgnzm tadında bir yazı yazmanın keyfiyle sözlüğe şükranlarımı sunuyorum. (bkz: kaçıncı nesilim lan ben)