bugünlerde ağırlıgını cokca hissettiğim durumdur. bir kaç kere kütüphanede gördüğüm brine hissettiğim platonik aşktan sonra onun artık kütüphanelere gelmez oluşu, ama benim hala ismini bile bilmediğim, büyük ihtimalde bir daha görmeyeceğim bu kişiyi takıntılı bir sekilde düşünüşümdür.
madonna sendromu olarak adlandirılan durumdur. ruhsal bir rahatsızlıktır. madonna sendromuna yakalanan erkek, aşık olduğu kadını kutsallaştırır, tanrılaştırır ve onu br arzu nesnesi olarak hayal edemez. bu tarz erkekler, kadınları evlenilecek ve eğlenicek kızlar olarak kategorileştirirler.
aklına afilli bir söz gelmiş yazarın, sırf beğeni almak için, uydurduğu ya da en azından benim fake olduğunu hissettiğim hikayeye gelişi güzel yapıştirmış olduğu şık ve bir o kadar da orjinal olan başlıktır.
allah sıralı ölüm versin deyişimizden nefret ettiren, o toprağın altında annen yerine, hay soysuz sen olaydın dedirten acınası yazarın girdiği başlıktır. kadın aslanlar gibi gelmiş veliler toplantisina senin için, seni düşündüğü için! hep coca cola ve katkı maddelı hazır gıda ile büyüyen beyinlerin aklından geçen zırvalar bunlar ah!
dudağını büzerek yapmacık bir okadar da gıcık bir ifade ile özçekim yapma. cok iticidir ve de yanında bu olaya şahit olan insanda terlikle tiki kızın ağzının ortasına bır tane çakma hissiyatı uyandırır.
baba şefakati ve desteği görmeyen, babasına öfkesini dışavurarak değil pasif bir agresyon ile hep susarak gösteren çocuk bukowski'nin gitgide kendi iç dünyasına gömülmesi ile başlayan, yazmak ile gitgide perçimlenen mezara kadar da kendisini bırakmayan sadık bir illettir.
ergenligin ileri doneminde sergilenmesi cınsel kimlık çatısmasına işaret eder utanma tepkisinden ziyade. erken yetişkinlik döneminde cinsıyet degıstırme operasyonu geçirme olasılığı da , ergenlık doneminde böylesi sendromlar sergileyenler için hayli yüksektir. tipik bir ergenlik doneminde başlayan rüzgar erkoçlar sendromu...bildiğim kadarıyla kendisinin de bu tarz deneyimleri olmuş ergenlikte ve ileri yaşlarda da kendi bedenine yabancılaşma ve sanki, kadın bedeninde tutsak bir erkek ruhu algısıyla ilerleyerek devam etmiş süreç.