kendi halinde takılan, bilgi yoğun, kafa dağıtma mekanı.
ışık hızıyla ilerlemediği için, yazdığınız entry uzunca bir süre kalıyor sol frame'de.
bu iyi bir şey aslında.
kötü'de en çok dikkatimi çeken şey, tek bir görüşe mahkum olmaması.
her kafadan bir ses çıkabiliyor.
format da gayet esnek, fikir özgürlüğüne, sınırlar zorlanmadıkça müdahale edilmiyor...
bir arkadaş, sünnilik eleştirildi diye uyarı falan aldığını söylemiş ya, biraz çarpıtmış konuyu.
uyarıyı, sünnilik için ''şirk dini'' ifadesini kullandığı için almış kendileri... kaynağım sağlam!
yaptığı eleştirilerin yerinde olduğu, güzel noktalara temas ettiği belirtilmiş ve sadece ''şirk dini'' ifadesi yüzünden sıkıntı çıkabileceği, bunun, düşünce özgürlüğü ile bağdaşmadığı kendisine belirtilmiş...
sonrasında ise tribe girmiş durup dururken ve kendi isteğiyle sözlükten uzaklaşmış...
yani öyle ''sünniliği eleştirme sakın'' gibi bir uyarı kesinlikle söz konusu değilmiş...
zaten girip bakanlar, hemen her konuda yazarların, fikirlerini özgürce dile getirdiklerini görebilirler...
valla ne bileyim, açıklama gereği hissettim...
biraz hakkı yeniyor gibi geldi bana kötü'nün...
adam videoda, 2.17'de zaten ''kabile'' kelimesini düzeltti...
2.48'de de yaptığını bir zaaf olarak niteledi...
diretti mi?
hayır...
o zaman ne gerek var büyütmeye?
hakkı devrim gerçekten o manada bir şey söylemek istese söyleminde diretirdi...
fakat şu konu tartışılabilir;
''meydan larousse gibi bir devasa bilgi kaynağının yapımcılarından biri olan bir insan kelimelere anlam yüklerken daha dikkatli olmalıdır!''
rating için çok büyük bir rezalete imza attı gün itibarıyla...
programda tanışıp birbirini beğenmiş olan ve de hayatlarını birleştirmeye karar veren alev-mehmet çifti bugün programda nişan töreni gerçekleştirecekti...
ikisi programa çıktığı an programın sunucusu esra erol'un yüz ifadesi, bir sorun olduğunu alenen gösteriyordu...
ve de o da ne?
esra erol, birazdah nişan törenini gerçekleştireceği alev'e kızmaya, düşük bir ses tonuyla bağırıp çağırmaya başladı...
yok efendim, alev çok çektirmiş yapım ekibine... ekipten biri sinirden ağlamış falan...
iyi de sana ne bundan?
senin amacın ne?
evlendirmek değil mi insanları?
o zaman neden kızı rezil ediyorsun?
yoksa amacın farklı bir şey mi?
rating'in mi peşindesin?
''biraz gerginlik oluşsun, millet tv başına toplansın psikolojisi mi?''
yapma be esra erol...
o kadının(alev) ne hale düştüğünün farkında değil misin?
evet, sıkıntıya sokmuştur ekibi... kapris yapmıştır, trip yapmıştır...
sen eğer o programı yapıyorsan bunlara da katlanacaksın, üzgünüm...
ki yani sen de bir kadınsın.
o kadının halini en iyi senin anlaman gerekir.
nişan törenlerini böyle hatırlamasını mı istedin yoksa?
basının ne denli doyumsuz ve duyarsız olduğunu gözler önüne seren yegane gelişme...
malum resim öğretmeni bir tane çocuğun yüzüne 7,2 yazmış. bunu gören basın mensupları ise o çocuğa müthiş ilgi göstermiş...
e çocuk tabi bunlar. o ilgiyi gören diğer çocuklar aynı ilginin kendilerine de gösterilmesi için yüzlerine 7,2 yazıp çoğalmışlar...
bu basın var ya bu basın, yatacak yeri yok bunların...
yeterki ses getirecek haber olsun... saniyesinde kuruyorlar dümeni.
''askerliğinin batıda rahat bir yere çıktığını öğrenmek'' bu tarz bir olaya örnek olarak gösterilebilir...
böyle anların pek tabiki zamanlaması ve de psikolojisi de önemlidir.
''hunharca ağlayan 1 aylık erkek bebeğin, annesinin memesine kavuştuğu an'' mesela...
yada ''fenerbahçe ile karşılaşırken alex'in oynamadığının öğrenildiği an''...
sol yükselişe geçtiği an devreye giren din ve milliyetçilik kavramlarından kaynaklanıyor bu durum.
sol büyük bir tehlikedir muhafazakar ve liberal güruhlar için.
zaten o nedenle değil midir kapitalizmin yeşil sermaye olan destansı ilişkisi?
sosyal bir toplum mu ister sağ görüşlü seçmen?
yoksa birilerinin güçlü olmasını, onlar'a itaat etmeyi mi ister?
delikanlı değildir sağ seçmen!
gün gelir demokrat partili olur. sonra bir anda adalet partili bir bakmışsın anaplı bir bakmışsın dyp'li...
akp ile de orgazma ulaşan bir seçmen bu seçmen...
bir oradan bir buraya kayan ama asla yolu sosyal demokrat bir partiyle kesişmeyen...
sporun topluma kattığı sosyalliğin haftaiçi günlerine yansımasına da vesile olur.
tabi olaya empati gözlüğünü çıkartıp kişisel menfaatler doğrultusunda bakan vatandaşlarımız yok mudur?
vardır.
bu turşunun suyu yok mu o suyu...
bir ailenin kopuşuna vesile olmuştur.
filmdir milmdir ama şurası bir gerçektir;
''turşu suyu ile incir çekirdeği arasında enteresan bir ilişki vardır''
kadına ve erkeğe göre farklı bir standartta değerlendirilmesi gereken eşiktir...
malumunuz, kadın milleti her şeye gülerler.
ihi yapmaktan geri kalmazlar asla.
amaç bellidir;
gülünce güller açmasını beklemektedir gül yüzünden.
böylece karşısındaki insana sempatik görünür güzel gelir falan.
erkekte ise öyle midir?
metropollerde yaşayan ''oha falan oldum'' modundaki hököstöleri bir kenara bırakırsak eğer durum kadınlardan çok farklıdır.
erkek gülmez kolay kolay.
sorgular!
araştırır!
inceler!
anlam vermeye çalışır!
belki minik bir bruce willis gülüşü güzel olabilir arada ama şu bir gerçektir;
''erkekler kadınlar kadar gülücük meraklısı değildir''
peki, iyi bir şey midir?
belki öyledir belki de değildir.
ama şurası kesindir;
''erkekler kadınlardan daha gerçektir!!''
taze ekmek gibi bu gazete hemen bitiyor.
yada anadolu'da mı öyle bilmiyorum.
bütün gazeteler rafta 10'larca iken vatan gazetesi ya birkaç tane yada hiç yok!
az mı basıyorlar bu gazeteyi acaba?
nasıl bir mantık anlamış değilim.
çalık grubu gazetelerinin farkı nedir de o gazeteler bir türlü kapalı gişe oynamaz?
2012 avrupa futbol şampiyonası eleme müsabakalarından bihaber insan söylemi.
gerçekleşmiş olsaydı eğer 2012 avrupa futbol şampiyonası play-off turu oynamamız mümkün olmazdı...
burak yılmaz'ın gol attığı ve de takımına altın değerinde puan ve puanlar kazandırdığı o maçlar için;
2012 avrupa şampiyonası elemeleri play-off turunda oynanacak olan hırvatistan maçının 24 kişilik aday kadrosunda kendisine yer bulmuş olan trabzonsporlu file bekçisi...