iksv'nin düzenlediği 17.uluslararası tiyatro festivalinin açılışında sahnelenecek, selim atakan'ın Shakespeare'in metin ve şiirleri üzerine yaptığı bestelerden oluşan müzikli gösteri.
adını bildiğiniz ve siteye üye herkese mesaj gönderip, kendi arkadaş listenize ekleyebileceğiniz internet sitesidir. ancak eklemek için karşı tarafın da onayı gerekir.
bu sayede uzun zamandır görüşmediğiniz pek çok eski arkadaşınıza ulaşabilirsiniz.
siteye üyelik az da olsa ingilizce bilgisi gerektirir.
eski sevgililerinizin sizi bulma ihtimaline karşı, profilinize en güzel göründüğünüz fotoğrafı eklemeniz tavsiye olunur.
başınıza gelen olay karşısında, ne diyeceğinizi bilemeyeceğiniz kadar şaşırmanız anlamına gelir.
bir örnek ile açıklamak gerekirse;
erkek arkadaşınızla cilveleşme döneminizdir. size türlü şaklabanlıklar yapar. ilginç figürlerle dans eder. onun sevimliliği ile dalga geçer çok eğlenirsiniz.
buraya kadar sorun yok.
ancak, erkek arkadaşınızla ilişkiniz ilerler nişanlanır veya evlenir, bir yakınının düğününe gidersiniz. sonra bir bakmışsınız ki, erkek arkadaşınızın dalga geçtiğiniz ve şaka yapıyor sandığınız, dans figürleri ile bütün yöre ahalisi hep birlikte dans ediyor!
işte bu an nutkunuzun tutulduğu andır!
http://www.uludagsozluk.com adresine girilir. uzunca bir süredir yazar alımının kapalı olduğu biline biline, bir şans diyerek üye ol kutucuğu tıklanır.
o da ne! yazar olmanız için gerekli bilgileri girmeniz gereken ekran geldi. süper.
heyecanla bilgiler girilir.
elektronik posta satırına t yazılır yazılmaz, otomatik olarak mail adresi bilgisi oraya taşınır, enter ile bakılmadan geçilir.
tüm bilgilerin girimi tamamlanınca, aktivasyon maili beklenir, beklenir, beklenir.
Alla alla neden gelmez ki! Back tuşları ile girilen bilgilere bakılır, veeee
tapir@gmail.com yazılacağına tapir@mail.com yazılmıştır.
tekrar üye olmak için üye ol tıklanır, o da ne yazar alımı yine kapalı.
sonra mail.com'da tapir adı kullanılmıyor olsun diye dua edilir. girilir 10 dolar bayılınıp, bu adres satın alınır. aktivasyon mailine ulaşılıp, okey verilir. ilk iş giriş yapılıp mail adresi değiştirilir.
Siz siz olun, sözlüğe üye olurken girdiğiniz mail adresinizin doğruluğuna çok dikkat edin!
bu durum daha çok babalarda görülür.
çoğu ilin takımı, meşhur istanbul takımlarından çok daha sonra kurulduğundan, babaların gençlik yıllarında istanbul takımlarına hayranlık duymaları çok normaldir.
ama belirtmek gerekir ki; sözkonusu istanbul takımı ile memleketin takımı maç yaptıklarında, memleket takımı tercih edilir!
size ulaşana kadar soğuk zincirin korunduğuna emin olduğunuz yerlerde yaptırmanız gereken, ilk yapıldığında kendinizi biraz kırık hissetmenize yol açan, şahsen faydasını gördüğüm aşı çeşididir.
hamilelik esnasında veya bebek doğar doğmaz karar verilmesi gereken önemli bir meseledir.
en büyük kaygılar, çocuğunuz büyüdüğünde bu ismi sevecek mi, arkadaşları onunla dalga geçer mi, balkondan anne bağırırken tınısı uyuyor mudur.
her isimde, anne babadan birinin mutlaka sevmediği bir kişi vardır. ikisinin de, hatta bazen büyük anne babaların da, o isimde tanıdığının olmadığı isimler araştırılır.
orjinallik çoğu kişi için önemlidir. bazıları anne baba adlarını birleştirip, ortaya anlamsız, gereksiz isimler çıkarırlar. Örn; adı Selma ve Bayhan olan anne babanın çocuğuna Selhan adını vermesi gibi.
ama bu konuda, ebru hocam Hikmet Barutçugil'in söylediği bir sözü hiç unutmam. Kendisi der ki;
bir insana konulacak isim çok önemlidir. o insanın, koyduğunuz ismi hayatı boyunca ne kadar çok duyacağını ve o kelimenin anlamının kendi üzerinde tezahür edeceğini unutmayın. bu nedenle konulan ismin güzel manalı olasına dikkat edin!
marketler genellikle, ne lazımdı, düşünceleriyle sessizce dolaşan insanların bulundukları, sessiz mekanlardır.
yüksek tavanları sayesinde oluşan akustik, çok bağırılmasa da yüksek sesle telefonla konuşulması halinde, diğer alışveriş yapanların dikkatinin konuşan kişiye yoğunlaşmasına neden olurlar.
bu nedenle marketlerde telefonla konuşulması, hele uzun uzun kahkahalar atılarak sohbet edilmesi çok da şık bir davranış değildir. diğer insanların dikkatini dağıtır, o kişinin olduğu reyondan koşarak uzaklaşma hissi doğurur, listesi yoksa alacağını bile unutturabilir.
bu mekanların ortak kullanım için olduğu, sizin özgürlüğünüzün, diğerlerinin özgürlüklerinin başladığı yere kadar olduğu unutulmamalıdır.
ancak iş çıkışı,
-hayatım ne lazımdı?
gibi kısa ve net konuşmalara kim birşey diyebilir ki?
taksicilerin özellikle bozuk para bulundurmamaları, sizden fazla para alma amacı gütmelerinin neticesidir.
bu hastalıklarının bilincinde olup, sürekli gittiğiniz güzergahlar için, şu kadar param var, yaklaşık şu kadar tutacak, üzerini verebilecek misiniz diye taksiye biner binmez sormanız gerekir. bu sayede, ne kadar tutacağını biliyorum, sakın gece tarifesi açayım deme uyarısında da bulunmuş olursunuz.
eskiden taksici, bozuk parası yoksa da, kendi aracından iner, çevredeki en yakın büfe, bakkal gibi yerlere bozdururdu. Artık bu kibarlıkları da yok. önce size bir ton laf sayıyorlar, sonra da sizin gidip bir yerlerden bozdurmanızı istiyorlar.
eğer bir şey diyecek olursanız da, taksiciyim, bütün gün trafikteyim, asabiyim, mazeretim var derler. sanki siz meditasyon merkezinde, yoga hocası olarak çalışmaktasınızdır. özellikle büyük şehirlerde hemen herkesin işinin trafikte olmak kadar sinir bozucu ve stresli olduğunu düşünmezler.
annesi geç uyuyup, geç uyanan, okulda hep sabahçı olmuş bir yavrucağın, ezelden beridir kahvaltı yapma alışkanlığı olmadığından, aklına bile gelmeyebileceği olaydır.
haliyle bir kompleks ürünü değil, alışkanlık neticesidir.
çok sayıda ödül sahibi, hem senaryosunu yazıp, hem de yönettiği filmleri;
Hamam
Harem Suare
Cahil Periler
Karşı Pencere
Kutsal Yürek
Bir Ömür Yetmez'dir.
kendi sinemasını; iç keşif, imkansız aşklar, özlemler, geleceğe ve imkansıza olan özlemler olarak özetler.
kullandığı dil kesinlikle takdire şayandır. öykünün içinde öykü anlatımları muhteşemdir. filmlerinin içinde, herbiri ayrı bir film senaryosu yapılabilecek hikayeler vardır.
serra yılmaz'a projelerinde yer verme ısrarına anlam vermek pek mümkün değildir.
bazı senaryolarında homoseksüel karakterlere rastlanması, kendi cinsel tercihinden dolayı olabilir.
mimar sinan üniversitesi, güzel sanatlar fakültesi, seramik bölümü mezunu olan, pop sanatçımızdır.
beyazın alenen dile getirdiği hayranlığında, ikisinin de aynı zamanda seramik sanatçısı olmasının etkisi var mıdır bilinmemektedir.
Ayşegül Aldinç'in yaptığı, üzeri iri çiçeklerle süslü, kocaman bir seramik vazo halihazırda, dayımın evinde bulunmaktadır.
1981 yılında, Eurovision'da, modern folk üçlüsü ile birlikte "dönme dolap" isimli şarkıyla, ülkemizi temsil etmiştir.
Kara Sevda, Al Beni, gözlerin su yeşili, sorma, beni hatırla, en akılda kalan şarkılarıdır.
En popüler olduğu yıllarda da, 45 yaşına rağmen şimdilerde de güzelliği ile dikkat çekmektedir.
Spor yazarı bir babanın kızıdır ve kendisi de köşe yazarlığı yapmaktadır. yazılarındaki üslubu oldukça ilginçtir. kullandığı acayip cümleler, zaman zaman yazının takibini imkansız kılar.
güzeldir, hoştur, zamanında benim de hayran olduğum bir sanatçıdır.
beyoğlunda, istiklal caddesinin girişindeki büfelerin hepsinde bulabileceğiniz, başka yerde rastlamadığım hamburger çeşididir.
içinde kalın sarımsaklı bir köfte vardır ve ekmeği salçalı bir sos ile ıslatılmıştır.
hamburgerlerin bulunduğu hazne, alttan buharla ısıtıldığından, hamburgerler hep nemli kalır.
her yediğinizde ağzınıza, hayvanın muhtelif kısımları gelir. Bunlar kah kemik, kah sinir, kah kıkırdak olabilir. yıllarca beyoğlunda çalıştım bu hamburgerlerden yiyen, oranın çalışanına rastlamadım.
zaten ucuzluğu, içinde kullanılan malzemenin kötülüğü hakkında gayet de fikir vericidir.
ucuz etin yahnisi yavan olur derler ama işin kötüsü ağıza gelen bu yabancı maddeler dışında tadı çok güzeldir.
ancak acısı sonradan çıkar, yiyip de sonrasında mide yanması yaşamadığım gün olmadı.
imkanı olup da, çocuk sahibi olmayanlar hayattaki en büyük mutluluklardan birini ıskalıyorlar demektir. özellikle hanımlar için, belli bir yaştan sonra yaşanacak pişmanlık fayda etmeyecektir.
doğum hadisesinden sonra hayatınız tamamen değişir. hayatınızı, kesinlikle, ç.ö. ve ç.s. olarak ayırabilirsiniz.
eşinizle, önceleri kimin onu daha çok sevdiği, sonraları da onun hanginizi daha çok sevdiği ile ilgili çekişmenize neden olabilir.
anne ve baba olarak bugün gelişen msn diyaloğumuz
b-canımın parçası o, napıyo
a-cüce köprüsü yapmış arabaları geçiriyo, ayrıca asıl benim canımın parçası o, senin katkın mikroskobik!
b-o kobik olmasa çok bulurdun sen o çocuğu
a-olsun banane benim canımın daha büyük bir parçası...