bircok insan gibi fazla beklenti olmaksizin gidilmesine rağmen meryl streep'ten (ki oscar bile azdir kendisine) gozlerimizi alamadigimiz, basindan sonuna nese ve keyif veren, sinema koltugunda dans etmeye sebep veren film.
entry: hoş karşılanmayacak davranış, hem yazarlarca, hem moderatörlerce. ancak henüz böyle bir çaylaklık nedeni olup olmadığı bilinmiyor, bugün artık durmazsam sanirim buna benzer bir sebepten çaylak yapmak zorunda kalacaklar.
silinme sebebi: başlık silindiği için...
itü sözlük'le ilgili ne kadar az entry girilse o kadar iyi mantığının bir ürünü herhalde.
ya da "canım istedi siliyorum" da olabilir.
komik mi diyeyim, trajik mi diyeyim, çelişken mi diyeyim, öyle bir durum. bir moderatör bu kadar aciz olmamalı gibi geliyor bana.
siyasi görüşünü sözlükte tepki çekmesin diye belli etmeyen moderatör için daha etik bir yol değildir fake nick alıp döktürmek. hangisi daha doğru bir davranış?
ya da bu sözlükteki kaç yazar acaba tanımadıkları zall'ın fake nicklerle siyasi entryler girmesini, kendi nickiyle görüşünü belli etmesine tercih eder?
ignorance is bliss kuralının geçerli olduğu nedenler. çünkü bu sözlüğün ve yöneticilerinin aslında ne olduğunu öğrendikçe mide bölgesinde sorunlar başlıyor.
2- only want to be exist, kim olmaktadır da ikinci nesil olmasına rağmen habire nick değiştirmektedir?
3- (bkz: zall/#2601440) şu entry'yi nasıl kimse okumaz, nasıl zall'ın sözlükte yazmaya cesaretinin yetmediği şeyleri başka sitelerde döktürdüğünü fark etmez?
4- neden itü sözlük, fethullah gülen ya da fenerbahçe'yi, ama özellikle de itü sözlük'ü konu edindiğiniz zaman o üç kişilik moderasyon aslan kesilip başka başlık altında olsa silmeyecekleri entryleri silmek için hırs yapar?
ısrarla itü sözlük le ilgili entry girmek eyleminin bir farklı çeşidi. bu konuda henüz yeteri kadar araştırma yapılmadı, bu sebeple "eee sıktın ulan" diye yazarın çaylak yapılıp yapılmayacağı henüz bilinmiyor.
ama ısrarla itü sözlük le ilgili entry girmek'ten farkı, bu konuda entrylerinizin o kadar büyük bir şevkle ve inanılmaz bir hızla silinmiyor oluşu. diğeri karizma açısından daha kötü tabi, silmek lazım. hatta olmadı başlığı sol frame'den engellemek.
bu da emin olunmayan bilgi diye silinirse fatih altaylı gibi anıracağım. o zaman da forum/chat tarzı diye çaylak olabilirim ama artık bakacağız.
yazarları salak zannetmeleri kendilerini zaman zaman komik duruma düşürmelerine neden oluyor. bu insanların kafası sandığınızdan daha çok çalışıyor ve gözleri daha iyi görüyor sayın moderasyon.
çözümü daha çok başlık açmak olabilir. sol frame'de üç milyon tane başlık olunca ek$i'yi geçiyoruz ya o bakımdan. ağızlarının payını vermiş oluruz, değil mi ama?
sürekli nick değiştiren, iki gün sonra "şöyle bir yazar vardı" diye baktığınızda "böyle bir yazar yok" olduğunu gördüğünüz garip yazar.
hatırlayan var mı bilmem, alimacgraw uludağ sözlük'ten ayrıldığında itü sözlük'te buradaki moderatörlerin fake nicklerini yazmıştı. zall'ın fake'i olduğunu iddia ettiği and it feels right this time nickli yazar birden kayboldu. nereye gitti ki acaba?
nick değiştirdi, bu kadar basit.
emin olunmayan bilgi diye silinmeye karşı önlem olarak belirteyim ki: dediklerimin hiçbirinde ciddi değilim ve bir şey bilmiyorum. sadece varsayım. hah oldu.
fake birtakım nickler alıp yazarları süper bir yerde olduklarına ikna etmeye yönelik entryler girmeyi de kapsaması gereken vizyon. olsa güzel olurdu yani.
kendi nickiyle bunu yazmak bir insana bu kadar zor gelmemeli. sahi, nick değişimi diye bir şey vardı. birazdan tanık olacağız gibime geliyor.
çok yazar, çok entry, çok başlık. bir sözlüğün yöneticisinin vizyonunu aşması zaten mümkün değil ki. daracık bir şeyden bahsediyoruz.
zira mı zira nedir sözünü vizyon mu vizyon nedir olarak uyarlayabiliriz. "ne güzel çok entry giriliyo ehehe"dir bu sözlüğün vizyonu. hatta kendilerine söylesen "ya daha ne olacaktı ki?" cevabını alabilirsin.
ikisi de birbirinden beterdir. uludağ sözlük daha beterdir.
itü sözlük'te yazarlar niye uçtuklarını anlamazlar,
uludağ sözlük'te entrylerin niye silindiğini anlayan yazarlar vardır ama anlıyor olmaları daha çok gülmelerine sebep olur.
itü sözlük ile ilgili bir başlığa entry girdiğiniz zaman katlanan hız. bu tür başlıklar sol frame'de olduğu zaman passiflora içmelerini öneriyorum. böyle baş edilmez.
bir de yüzlerindeki ifadeyi görmek istiyorum, bu da içimde bir uktedir yani.
yanılıyor olabilirim ama, ki eğer yanılıyorsam çok çok özür diliyorum kendilerinden; itü sözlük'le ilgili başlıkları canavar gibi takip edip entry sayısının çoğalmaması ve çok kişi tarafından görülmemesi için büyük çaba harcayan moderasyon, sanırım.
itü sözlük e rezil olmak başlığının sol frame'den engellenmesinin komik olduğunu yazdım bir entryde (ki entry girip denemiştim, gelmiyordu işte yanlış bilgi falan değil) iki dakika sonra başlığın engeli kalktı, tekrar göründü sol frame'de.
tekrar çok özür dilerim, eğer bir kusurum olduysa emin olunmayan bilgi diye siliniz entry'lerimi. saygılar.
bu durumun önemli olan kısmı rezil olunan yerin itü sözlük olması değildir. itü sözlük'ün sinir bozucu bir yer olması, uludağ sözlük'ün rezil olacak durumda olduğu gerçeğini değiştirmiyor.
entry: itu sozluk e rezil olmak başlığındaki entryleri silecek neden aramaktan yorulmuş olsalar gerek ki, çareyi başlığı sol frame'den engellemekte buldular.
öyle başlık engellemeyle, entry silmeyle olmuyor, gören görüyor. böyle görünce daha komik oluyor üstelik.
edit: geri geldi başlık. tamam tamam sakin olun yeterince güldüm bugün.*
silinme sebebi: emin olunmayan bilgi.
eleştiri diye bir şey vardır sayın moderasyon. yanlış eleştiri yapıyorsun diyebilirsiniz, yanlış bir fikre kapılmışsın diyebilirsiniz, ama kendinize yapılan, haksız olduğunu düşündüğünüz eleştirileri "yanlış ulan bu eleştiri" diye silmeniz ve kabul etmediğiniz eleştirileri insanların yazmasına engel olmaya çalışmanız gerçekten "yarıyor". bunun adı ne format uygulamak, ne sözlüğü korumak. ümitsizce çabalamak bunun adı, sırf kendini korumak için.
ne demişim, "olsalar gerek ki..." yani bir varsayım var.
başlık engellendi mi? evet. entry girip denedim. yalan değil.
sonra tekrar geldi mi? evet. bak duruyor şimdi de.
ee neresi emin olunmayan bilgi şimdi bunun?
kaçılacak son delik "emin olunmayan bilgi". istediğiniz entry'yi silebiliyorsunuz bu sebeple değil mi? ben zall fethullahçıdır diye entry girecek olsam siler misiniz? bence evet.
inanmıyorum burada da mı emin olunmayan bilgi verdim acaba? moderasyonu yüzde yüz doğru şekilde eleştiremediğim için kusura bakmazsınız artık, itiraf ediyorum, yukarıdakilerin hiçbirinde ciddi değilim.
yukarıdakiler derken, kendi entrym içindeki üst satırları kastediyorum. üsttekilere refere diye silmeyesiniz bu sefer de.
uludağ sözlük moderasyonunun hoş karşılamadığı durum. buna benzer bir iddia ne zaman ortaya atılsa canavar gibi entry siliyorlar. eee ne kadar az gündem olursa o kadar iyi.
ayrıca; herhangi bir uludağ sözlük yazarının kolay kolay kabul etmeyeceği iddiadır.
post-edit: yemin ederim gözlerim yaşardı. "çok şeker sözlük, bayılıyorum, daha bugün geldim, hoş geldin diyenlere de teşekkür ediyorum" yazınca kolay kolay silmiyorsunuz ama. gerçekten hayran olunacak format savunucusuymuşsunuz, bir yaşıma daha girdim.
stevemcqueen güzel bir benzetme yapmıştı bu konuda. ne öyle gecekondusu yıkılacak kadınlar gibi bağır çağır savunmaya geçme telaşı? bu sözlüğün ne olduğu belli. yok kıskanıyorlarmış, yok ciğermiş mundarmış, kimse kendini komik duruma düşürmesin bari. hakikaten gecekondusu yıkılan kadın ve çocukları manzarası çıkıyor çünkü.
ulusalcı bir moderasyonun var oluşu en temel sebeplerinden değildir. hatta sebeplerinden değildir. o ulusalcı moderasyon mensuplarından bazılarının ne tür yurtlarda büyüdüğünü bilmesek inanacağız.
30 haziran 2008 itibariyla katildigi show tv'deki sabah programi yeniden baslasin'da cok onemli bir soz soylemis kisidir: "yetenekle egitimi evlendirmezseniz ortaya sanat cikmaz".
yaz-kıs gidilesi, ozel geceler disinda neredeyse hicbir zaman tika basa dolmayan, kucuk fakat oturmasi cok zevkli cafe'leri (assk, chatal gibi) bulunan carsi.
izmir'den cesme'ye otobandan degil de eski yoldan gidildiginde ıldırı yol ayrımına gelmeden az once sagda bulunan, kahvaltısı muhtesem olan, ayrıca balık ve her türlü et yemekleri de bulunan kır kahvesi.
basarili olan her insan degisen derecelerde yalniz olsa da (her insan yalnizdir geyiginin disinda bir seyden bahsediyorum) basarili kadinin yalniz olmasi daha cok gorulen bir durumdur zira toplumsal gorevler bakimindan kadina yuklenen rol evinin temizligini yapmak, cocuk dogurmak ve cogu zaman cocugu tek basina yapmis gibi yine tek basina buyutmek vs. gibi aktivitelerdir dolayisiyla basariya odaklanmis kadini cekebilecek ya da onun aciklarini komplekslerinin otesine gecerek kapatabilecek erkek sayisinin azligi bu duruma neden olur.
New York'ta Greenwich Village'ta bulunan bağımsız kitapçı. 1927'de Benjamin Bass tarafından kurulan bu kitapçıda, eski, yeni her türlü kitabı bulmak veya satmak mümkündür. Kitapçının sloganı "18 Miles of Books"tur. 2002'de USA Today, kitapçıyı Amerika'nın en iyi 10 kitapçısından biri olarak göstermiştir.