tanrinin uvey evladi
-14 (nihilist)
yedinci nesil silik 3 takipçi 1.70 ulupuan
entryleri
oylamalar
medya
takip

    tanrının kadına verdiği en baş belası duygu

    1.
  1. kadın ırkının tabiatında biten zararlı otlardan herhangi birisi, hatta erkeğin taşşaklarını en çok ağrıtan duygulardan birisi. götlerinden uydurdukları bir kıskançlık var, her yerde kafa sikerler bunun üzerinden. el ele yürürken hiç tanımadığın bi kaşarla tesadüfen göz göze gelsen bile bu duyguyla hemen kolunu çimdiklemeye başlar. bununla da kalmaz, bütün gün gözlerini hapseder, gittiğin her yerde çay kahve yerine zehir içirir. bu lanet duygu kadının tabiatına o kadar işlemiştir ki o'ndan nefret etmek saniyeler sürebilir. baş belası duyguyla kuşanmış bir yaratığa dayanmak bazen sadece formalite icabıdır. ama bu duygu her zaman can sıkmaz, bazen 2 kadını birden yatağa atmak için eşsiz fırsatlar sunar. kadınların kendi aralarındaki rekabet sikimde değil aslında, herkes birini bulup sevişecek zekaya sahiptir. esas can sıkıcı olan bu lanet duygunun ilişkilerin ivmesi olmasıdır. onun kıskançlık krizi olmadan seviştiğim 1 gün hatuna 4 posta atarken, kıskançlık krizlerine girdiği zamanlarda benim gücümü emdiği için 2 posta bile zor atıyorum. yani bana kaç posta attığımı buraya yazdıracak kadart, lanet bir duygu işte. kıskanan yerlerini çatır çatır sikeyim senin, kıskandıklarının ağzına vereyim!
    2 ...
  2. tanrının verdiği çiçeklerin hemen solması

    1.
  3. içlerinde belki avuçlarıma değmiş yüzlercesi olan estetik zehirlerin vedası. soluyor, solmuyor, soluyor, solmuyor, soluyor, solmuyor, soluyor, solmuyor, soluyor, solmuyor... kimisi ortasından yırtılmış bir göçebe çadırında sönmek üzere olan çıra gibi, kimisi çarşafımın altında uzanmış sünger gibi; sokucam benzetmesine, soluyorlar işte. inkar etmek istiyorum tanrım ama pencerede ölen papatyaları, gömleğimde izi kalmış gülleri, sinirden yumruk attığım vazonun kırılan orkideleri...hepsi soldular, vajinan bile soldu biliyor musun karanfil kokulu orospu! yaktın ya giderken papatya tarlalarına kondurulmuş düşlerimin sapsarı sayfalarını, sahi papatyalar ne ifade ederdi bilir misin sen, menekşe moru kalçalarını siktiğimin begonyası. bak öğreteyim sana bekaretini avuçlarıma bırakmış zambağım! ne zaman papatyalar aklıma gelse ''senin sevme eşiğine sokayım'' diye kendi kendime küfrederdim ya hani, hala öyleyim. opak çoraplarının üzerinde gezdirilmiş bir parmağın göğüslerinde yasemin çizişini anımsar mısın, sanmam. saksılarına sokayım senin! yok bende, yakasına gül takan pezevenklerin romantizmi, yok ben de; dün gece aynaya kafa attıktan sonra akan kanımın vahşetinde yüzdürdüm seni, parmaklarımla adını yazmaya çalıştım ama yetmedi, kanım bile soldu, adet kanını aradım bulamadım, ismin bile yarım kaldı be orospu, tüm solan çiçekler gibi, yine yoktun ve ben kanımı boşa akıttım oysa ben oysa ben oysa ben portakal kabuğu kokan turuncu vajinanı kanatmak isterdim, spermlerimle alnında gelincik çizmek isterdim, neler isterdim neler be ah romantizminde attırdığımın fulyası!
    2 ...
  4. tanrının sevgililer gününü lanetlemesi

    1.
  5. sevgililerin diğer insanlardan bir farkı olmadığını bilen tanrının yeryüzüne, benim de terk edilmişliğimin üzerine spermlerimle yazdığım siyah beyaz kanun.
    2 ...
  6. tanrının geceleri

    1.
  7. yeni bir günün paketini hazırlamak için çalıştığı atölyelerdir.
    1 ...
  8. tanrının verdiği sadık erkeği aldatan kız

    1.
  9. tanrının en kutsal emanetlerinden birisine ihanet etmiş vajinasına kafa sokulası hain. be tabanlarını siktiğimin orospusu, sen değil misin '' aşk aşk, sadakat sadakat'' diye inim inim inleyen! tanrının verdiği en kutsal emanetlerden birini aldatmak ne demek, sen bilir misin bu adam onlarca yıldır taşşaklarına giren ağrıları başka bir vajinada zevke dönüştürmeyecek kadar sadıktır senin vajinalarının dudaklarına, koltuklarının altına, saçlarının düştüğü pürüzsüz boynuna, çöpe atmak için can attığın pedinin kokusuna... ahhh ahhh sadakati hiçe sayan master kaltak, benim sikimi hiç mi düşünmedin, taşşaklarım diyorum lan sana; sadakatın günlerce süren bir taşşak ağrısından başka bir şey olmadığını düşündürmeyi nasıl başardın bana, seni gökkuşağının altında rengarenk siktiğim günlerin hatrına lütfen söyle! siyah tuniğinin altından okşadığım kahve kokan bacaklarının kilodumda öldürdüğü spermleri hiç mi düşünmedin? düşünmeni sikiyim, idealar dünyasında gezinen hayaletlerine kamasutra yapayım benim sadık sperm harcayan kaltağım, düşünme! vajinanın kokusuyla tıkanan burun deliklerimin kıllarıyla resmini çiziyorum şu anda, senin amına koyayım.
    8 ...
  10. tanrının sözlüğe sunduğu kaşarlar

    1.
  11. hemen hemen bütün başlıklarda rastlanan kaşar türüdür. bu kaşarlar herhangi bir sebepten önce mesaj atarlar, egolarını siktirirler, sonra da beni niye siktin diye anırmaya başlarlar. offf bu bacaklarında çamaşır suyu kokusu biriken kaşarların ne kadar fazla çeşidi var sayamıyorum biliyor musunuz. bu sadece sözlüklerde ve internette dolaşan kaşarların protipi değil, hiçbiri umrumda değil aslında hepsinin vajinasına şekspirin sonelerini yazabilecek romantizmim, hepsini sikecek sad kırmızısı libidolarım var. kaşarlık doğaya nereden yayıldı sanıyorsunuz, 450 çeşit fransız peyniriyle hiçbir alakası yok. kaşarlık buralarda sürten sözde amına koduğumun kaltaklarının göz kapaklarımıza bulaştırdıkları bir is'in sise dönüşümünden başka ne olabilir ki! götünü kardan adama siktirecek kadar düşmüş ve üşümüş vücutlarınızı sırayla domaltacağım ama biraz bekleyin, suratınızda kaç posta gideceğimi hesaplayayım, kapıyı da kapatın ayağım üşüdü hayallerinize boşalırım, beni kızdırmayın. kızgın olurum sikmeden önce, çünkü penisimin kızgın demirler gibi yanmasını beklerim, öyle ya bu kadar yalancıyı ve orospuyu aynı potada eritmek, amından cızzzzzz diye ses çıkarmak vakit ister, erime noktasını yakalamak kolay değil. ketılın suyu kaynar kaynamaz geliyorum, kaşarlaşmış götünüzde ve aldatmaya pusu kurmuş kafanızda 31 çekmeye, duvarları çatlatana kadar sizi bağırtmaya, penisimle sırtınızı kamçılamaya geliyorum amına koduğumun duygusuz, ruhsuz, şehvetsiz sindirelladan bozma rapunzelleri. domalın!
    1 ...
  12. tanrının verdiği regl kanını boşa akıtan kız

    1.
  13. üzerinde daha fazla düşünüp israftan kaçınması gereken kan düşmanı. sen nasıl akıtırsın lan o güzelim kanını çarşaflara, yastıklara ve anlamsız ped parçlarına. şimdiye kadar boşuna akıttığın kan için vajinana madalya mı taktılar be kaltak. en azından biraz daha tutumlu olabilirsin, bak yanı başında ben varım. belki senin kanındaki vitamin ile seni daha çok seveceğim, her sabah bir bardak pekmez niyetine aç karna seni düşünerek içeceğim ki içerim senin romantik ve çağıran bakışlarına çok iyi meze olmaz mı? seni özlediğim zamanlarda baş ucumda duran litrelik regl kanın ile avunduğum hiç mi aklına gelmez? bu kadar müsrif olamazsın, benim orkideler üzerinde sevişen kelebeklerden daha ürkek müsrifim. her karnın ağrıdığında nefret ettiğin regl sendromlarının savaşçısı olmak için napabilirim. deli gibi sevişmek yetmiyor, regl kanın ile süslemeliyim her yeri, saçlarıma şampuan niyetine sürmeliyim, kokusu penisime kadar sinmeli. bütün ceketlerim, açık renk gömleklerimi, kazaklarımı, atletlerimi.. kanına yatırmalıyım. ahhhh benim kanını boşa akıtan regl aptalım, ahhh benim gün ışığına sırtını dönmüş ay çiçeğim... kanının tek damlasını boşa akıtma, getir ben içerim, regl aptalım...
    1 ...
  14. tanrının başarısızlıklara mahkum ettiği kişi

    1.
  15. içimizden herhangi birisi ama en çok da ben. başarılar ve insanlar ne kadar iğrenç bir tablo. tiksiniyorum başarılı olan insanlardan, egolarını siktiğimin götverenleri. her ilanda bayan eleman aranıyor yazdıkları parmaklarına attırayım onların. kilise papazının ayin salonunda patlasın başarıları. götü soğuğa değmemiş komşunun orospu çocuğuyla kıyaslamaktan bıkmadınız gitti lan. hepimiz aynı şartların adamları değiliz, başarılarınızı kağıttan uçak yapan amcalarınızdan yok benim kol saatini siktiğimin zavallıları. anlayın artık sizin lüks arabalarınız ve güzel karılarınız için bizi harcadı tanrı. ben hep kaybettim, kaybettiğimin farkında olmadan yaşamama bile izin vermediniz lan, karşıma geçip sırıttınız , palyaço suratlarınıza 69 yapayım şerefsiz piçler, balgam toplayan boğazlarımın sebebi sizin kahpe başarılarınız. sizin kaltaklarınız buralarda dolaşanlar, bu başlıklarda gülücük saçanlar. hanginizin amına koysam bilmiyorum ki, hanginizin diplomasını mühründen den siksem bilmem ki, sikimi de bulaştırmak istemiyorum ki nasıl olsa ben bir hiçim. kravatlarınızı dolayıp götünüze sokayım, patronlarınızın fırçalarıyla kızaran yüzlerinizdeki kıvrımları domaltayım! elin veya komşunun başarılı orospu çocukları dinleyin beni, başarınızı bizim başarısızlıklarımıza borçlusunuz, unutmayın bunu, anılarınıza boşalayım sizin, tanrı bizi harcadı...
    3 ...
  16. tanrının armağan ettiği erkeğin kalbini kıran kız

    1.
  17. kalbimize meşale batırıp kaçan orospu. emanet kalp kırılır mı, tanrının hediyesi çöpe atılır mı? sen attın, sen sen sen sen hatıraları sıcak renklerle boyadın, soğuk renklerle sevişme nöbetlerinde titrettin beni siktiğimin orospusu. regl kokularınla doldurdun bütün çarşafları da düşlerimde istifra ettiğim göğüslerine, ellerine, kürek kemiklerine, clitorisine isyan ettirdin. orgazmdan yeni çıkmış penis gibi bıraktın siktir oldun gittin be kaltakların efendisi. haberin yok, evin duvarlarına spermlerimle adını yazdım, yastıklara çökmüş saç tellerinle nokta koydum. bacaklarının arasındaki yaz sıcaklarını, buzul soğuklarıyla doldurdun penisim kardan adamla akraba oldu.

    ey sen kalbimi balyozlayan amazon!

    ey sen göğüs kafesimin yer altılarında eteklerini sürüyen fahişe!

    ey sen sen sen sen sen sen!

    alt dudaklarının kırıklarına sokayım senin, kırdığın onca şey varken ben bir alt dudağını siksem, tane tane döksem suskunluğunu göğüslerine nolur ki. kırık kalplerimle bile sabahlara kadar boşalırım içine, sen benim saçlarının arasına mor menekşe sokarken göz yaşını yakaladığım sen sen sen....
    4 ...
  18. tanrının yarattığı metropol orospuları

    1.
  19. büyük şehirlerde büyük günah işleyen röfleli fahişeler grubudur. aşk diye zangırdayan kalplerini pahalı mağazalarda harcayan kaltakların yaşadığı şehirlerde bekaret kokusunu duyamazsınız. ey özgür ruh! ey isyankar rüzgar ! okşayın bu fahişelerin yağlanmış kıçını. yoksa ben geleceğim çin seddinde duran şehvetlerimi ayıklayarak. mola vermeden sikerim göz yaşlarını, kapıya düşmüş gölgelerim papatyaların yaprakları gibi açılır kapanır ama ben yine de kırışmış vajinalarını takip ederim. siktiğimin orospuları, banliyo olmuş matruk vedalarımı yutturamazlar bana. yağmur damlası gibi girerim sırtlarına, kocaman orgazmlar yaşatırım size amına kodumun çanta suratlı ucubeleri. 200 gram sadakat ile duran dilinizi kökünden sikerim, kelimeler ile hoplatırım sizi ve ben arkama bakmadan votka şişeleri sokarım karakterinize. bakışlarınızı tanrıdan ödünç alır, gamzelerinize attırırım hiç utanmadan. okuduğunuz gazetelerin 3. sayfasını yırtar adet kanınız ile üzerine resminizi çizerim. pastel renklerle ilkokulda bacası tüten evinizin şöminesine 3 posta giderim, van goch un çıldırdığı sarı renkler ile sonbaharınıza oral yaptırırım. ey metropollerde topuklu ayakkabılara göt veren fahişeler, siz oralarda pazar sabahları uyurken ben rüyalarınızla grup yaparım. tanrısı aynaya kilitlenmiş rengarenk putenler, paranın zinciriyle dolaşan 30luk bakirelerin vajinasına benzeyen cümlelerinize altın yaldızlı yüklemler sokarım, yağmurluğunuza yağmurdan önce boşalırım ki ellerimi başıma koyar orgazmı yaşarım. bindiğiniz arabaların tekerinin üstünde striptiz yapan melankolinize tokum, yalandan çürümeye yüz tutmuş bileklerinizi spermlerimle kırarım, sizi sadece siker ve penceremden tebessüm ederim, karnınızda atıl duran doğum izinizi emerim.
    4 ...
  20. tanrının başımıza sardığı orospular

    1.
  21. her zaman her yerde karşımıza çıkabilen orospulardır. özelikle sözlük ve benzeri yerlerde çok sık rastlanır bunlara. kendilerini bir bok sanarlar, 2 mesaj attıktan sonra havaya girer orospular. lan sen kroların altında inleyip burda kendini prenses sanıyorsun. ben senin tohumunu baharda yaz da siktim, bilgisayarın arkasından namuslu ayağına yatsan kaç yazar. kariyerin de paran da olsa orospusun, tek gecelik ömrün var. ben yüzümdeki izleri senin gibi orospuların paslanmış oyunlarıyla keser miyim. benim tırnağım senin vajinandan çıkan 100 çocuktan daha değerlidir. 300 kişiye siktirdiğin kalbini napayım senin, altı üstü sözlük orospususun. senin o egolarını götüne sokacak kadar soyut düşünebilirim, sen beni ne sanıyorsun. ayın ışıklarını ellerime alıp vajinana sokacak kadar romantiğim, senin leş duyguların benim taze umutlarımı kafesleyebilir mi be siktiğimin fahişesi. bir boşluğun ortasında durmuşsun, kaşarlığının zirvesindesin, nasıl mutlu olacaksın. senin mutluluklarına boşalayım, şopen in preludleriyle içine boşalayım, vals ile sikerim senin kutsallarını. buralarda gözüme çarptıkça sütyen tutmayan göğüslerini ve bana siktirmek için can attığın vajinanı hatırlatacağım sana, tanrının başıma sardığı lekeli orospu.
    9 ...
  22. tanrının kadınlara bakış açısı

    1.
  23. tahmin etmesi en zor açılardan bir veya birkaç tanesi. dairenin 1/4 ü de olabilir, tamamı da, belki de etkisiz eleman olarak bakıyordur. etkisiz eleman olarak baktığını sanmıyorum çünkü annelik yüce bir vasıftır ve bunu en iyi kadınlar taşır. elbette genç ve şehvet dolu bir kızı anneyle aynı kefeye koymuyordur ama kadınların içinden bir yaş ve sıfat grubuna 90 dereceden daha yüksek baktığını sanmıyorum.

    mesela formülüze edersek:

    (anneler ve yaşlı kadınlar>90>genç ve şehvet dolu kızlar>0)

    gibi bir denklemle bakış açısını tahmin etmek mümkün olabilir, eşitsizlik tanrı da bile var.
    2 ...
  24. tanrının armağan ettiği en güzel zaman dilimi

    1.
  25. tanrının canlılarına sunduğu en dinlendirici zaman dilimidir. kimileri bunu doyasıya yaşarken, kimileri de göz kapaklarına bu zaman dilimini satarlar. yıldızlar ne zaman konuşmaya başlarsa işte o armağanı o zaman gerçekten görebilirsiniz. bir sigara yak ve kafanı gökyüzüne kaldır bak, göreceksin tanrının armağan ettiği en güzel zaman dilimini, göreceksin. yıldızların kenarını ısırmak istiyorum gecenin tadı damağımda kalmasın...
    16 ...
  26. tanrının varlığını tek cümleyle açıklamak

    1.
  27. akrep ve yelkovanın titremeye başladığı gün ve öncesinden kalma, 13 milyar yıllık saklambaç şampiyonu.
    5 ...
  28. tanrının en büyük mucizesi

    1.
  29. kimsenin baskısı altında kalmadan, parasız pulsuz ve karşılıksız tanrıya inanmaktır. çıkarsız hiçbir şeyin dönmediği bir dünyanın ekseninde bunu yapabilmek en büyük ve tek mucizedir. i
    5 ...
  30. tanrının sabahları

    1.
  31. tanrının kainata açtığı bembeyaz ve kırışıksız sayfalardır. Tanrı, sabahları sever. Bembeyaz bir sayfaya vücudumuzu yatırmışız, albertine nin kayboluşunu sorgulayan proust tan daha yorgunuz. Tanrının sabahları hah hah hah, prag mezarlığından daha ürkünç.
    1 ...
  32. tanrının herkesi buza çevirmesi

    1.
  33. dünyanın her yerini penguenlerin basması anlamına gelir. tanrı bir gün penguenleri sizden üstün kılabilir, fokların sıçtığı lanetlenmiş bir buz tabakasına dönme ihtimaliniz hep var ve olacak. bütün penguenlerin üzerinde kaydığı bir buz pisti kadar değeriniz olmayacak, bir gün.
    0 ...
  34. tanrının pazartesileri

    1.
  35. tanrının insanlığa verdiği en büyük takvim cezalarından biridir. bu pazartesiler yüzünden sevmiyorum bu dünyayı. salı ve diğer günler de o'na ait, her şey o'na ait bizim olan hiçbir şey yok. yalnızlığıyla başa çıkamayacak kadar aciz olan bir varlığın eline pazartesiyi kontrol et diye vermek zaten düşünülemez. düşünülemeyecek okadar çok şey var ki, ben sadece pazartesiye takılmışım. ben pazartesi günü bir kızı sevmişim ama o cumartesiden başka bir güne dönüp bakmamış. yanağına dokunmak istemişim rüzgar kağıt gibi uçurmuş götürmüş, anlamam seni. akşam vakti balkona çıkmışım , aç karna sigara içmişim bunlar böyle ardışık bir iz bırakmış hafızamda. nefretler sevgiye dönüşürse mutlaka ürünleri olur, hayatımdan kaç pazartesi vardır bilemem ama bir pazartesiyi çok sevicem emimim, nisan yağmurları altında ürünlerim olacak, umut ederim ki...
    1 ...
  36. tanrı nın sözlük hakkındaki olası yorumu

    1.
  37. kimse bilemez ama elbette düşündüğümüz şeylerden bir tanesidir.

    -başlıklara tapmayın, boşluklara bakın!
    1 ...
  38. tanrının filozofları yaratma sebebi

    1.
  39. insanın düşünmeye aciz bir varlık olduğunu bilmesi. bunun içindir ki tanrı evrende düşünecek bir yüzdelik dilim tayin etmiştir. çünkü kimse işinden gücünden, hazzından ödün vermeyecek, herkes dalgasına bakacaktır. nasıl olsa düşünmek, kimsenin görevi değildir, kimseye para kazandırmaz, kimsenin cvsine yazılmaz. kısacası, düşünmek insanın harcı değildir ve tanrı bunun farkındadır. böylelikle tanrının bu iş için tayin ettiği filozoflar insanlığın acizliğini kapatırlar, milyarlarca evcil aptalın staretzleri olurlar, kendi yabanlıklarından sıyrılarak.

    beni dünyaya binlerce yıl önce göndermediği için tanrıya dargınım ; bir zeytin ağacı bile olabilirdim oysa. bu düşünce kuraklığında çoktan kurudum.

    hepiniz acizsiniz çünkü ; hepinizin bir yıldızı, bir burcu, bir ailesi, bir arkadaşı, cebinde biraz parası, arabası ve egoları var ama bir filozofu yok!

    sana bir şey söyleyim mi: kim olduğumu sorgulama, kim olduğunu sorgula!
    2 ...
  40. tanrının armağan ettiği en güzel kadın

    1.
  41. tanrının çirkinlikleri örtmesi ve dokunduğu her yeri güzelleştimesi için gönderdiği kadındır. tanrının göndermediği kadınların kıskandığı kadın olmak ile erkeklerin binlerce yıllık özlemle beklediği kadın olmak arasında 90 derece dik duran bir açısısı vardır. genelde geceleri gelir, yıldızların söylediği kristal bir şarkı gibidir. tek bir hamlesi gökkuşağının üzerinde yürüyormuşçasına mutlu eder. hiç bitmeyen kalemin ucundaki kömür işleviyle hayatı özelleştirir. ayaklarını yere koyduğunda yeryüzü huzura kavuşur ve karıncalar ona sevgi gösterisine bulunur. tanrı onu yanımızdan eksik etmesin...
    5 ...
  42. tanrı nın başkenti

    1.
  43. tanrı kelimesinin en çok kullanıldığı kenttir. hayal kırıklığının başkenti, hayallerin en çok yıkıma uğradığı yer değildir, tanrının şifahen anılmadığı, papazlara ve din adamlarına saygı gösterilmeyen yerdir. bütün hayal kırıklıkları tanrının başkentinden uzaktadır. kimse anılmadığı yerde durmak istemez, hele bu evrenin tapusunu elinde bulunduran yüce tanrıysa asla orada olmaz!

    tanrının başkenti, masumiyet ve saflığın dokusuyla örülmüş umutlar ve yer yüzüne yükselen duaların eko yaptığı gönüller...

    tanrıdan ırak olan başkentinden de ırak olur.
    0 ...
  44. tanrının savaşlara engel olmaması

    1.
  45. ateşkesleri daha çok sevmesindendir. sebebi nolursa olsun evrende kan dökülen bütün savaşları tanrı istemiştir. ve ateşkesler yine onun eseridir. kan dökülen bir savaş yüzlerce yıl evrenin huzurlu yaşamasını sağlamıştır. ya da savaşmadan kazanılmayacağını insanlara öğretmek istemiştir. evet bu olabilir, evrende yaşayan canlıların kazanma yetisini tetiklemiştir. hepsi de olabilir, hiçbiri de...

    tanrı engel değildir, ancak sebep olabilir.
    3 ...
  46. tanrının kötüleri dışlaması

    1.
  47. amerikan yapımı polisiye filmlerin sonu. tanrı, bizi takip eden bir dedektir olduğu halde suç işleyeni yani çevreye zarar vereni ve gunaha batanları takip eder. hakkında deliller toplar, ona biraz daha zaman verir ama nihayetinde bu fırsatları iyi değerlendiremediği için kötüdür ki bizi takip eden dedektif artık kelepçeyi vurur ve onu vicdan hapishanesine gönderir.
    0 ...
  48. tanrının iyileri alkışlaması

    1.
  49. tanrının kulunu cömertlikle onurlandırması. zira cömert insan herkesten en çok alkışı alandır. toplumun sevgisini kazanandır. alkış yani beğendiğini ellerinle onaylamanın ilahi özeti cömertliktir tanrı katında. bazen kulaklarım duymaz olur yönünü bilmediğim bir alkış sesinden. bazen kulaklarınız duymaz olur ya o zaman alkışı hak etmişsinizdir.
    1 ...
  50. tanrının suskunluğu

    1.
  51. tamamen yanılsama. gök gürlüyor, ırmaklar çağlıyor, yeni doğan bebek ağlıyor, bataklıktaki kurbağalar vakvaklıyor, safarideki aslanlar kükrüyor...ise tanrı dolaylı yoldan konuşuyordur. zincirleme reaksiyondur bir bakıma bence. doğa susmuşsa, tanrı da susmuştur ya da tam tersi. tencereyi neresinden tuttuğuna bağlı, sapından tutmak gövdesinden tutmaktan farklıdır. ateş devreye girdiğinde bu farklılık tende hissedilir.
    1 ...
  52. tanrının yönü

    1.
  53. en çok ibadet edilen tapınaklar. kanın tarihçesini tutan keşişlerin yüzündeki vakarlıkla sürüp giden ifadelerin ne anlattığına ilişkin hiçbir fikrim yok. görmeyip duymadığım şeyler hakkında nasıl rasyonel tahminler yürütemezsem tanrının hangi yönü işaret ettiğinden öyle habersizim. ben cumaları kılarken, hristyanlar çan sesinde huzur bulur, yahudiler ağlama duvarına saygı duruşunda bulunur. bir an kalpler eti puf gibi yumuşar ve ben nereye gideceğini bilemeyen insanların ayaklarının yönüne inanırım hep. yönsüzlük pusulasında vızır vızır dönen ibrelerin hızında bir saçmalık yok. kimine göre mutfak, kimine göre salon kimine göre de çıkmaz bir sokaktır tanrının yönü. nolursa olsun tanrıya sığınmak isteyen her yerimiz tapınaklarımızdır, tanrının yörüngesi.
    0 ...
  54. tanrının gökyüzünde olması

    1.
  55. tanrının her yeri kaplamasıdır. güzel bir kızın aynanın karşısında kendine hayranlıkla bakması kızın güzelliğinden midir yoksa aynanın sırrındaki parlaklıktan mıdır ikileminin tek bir cümleye sığdırılmasına benzer biraz. yüceliğin simgesidir gökyüzü ve insanların hep üzerindedir. ulaşılmaz olan yere başını kaldırıp bakmak zaten onu tanrılaştırmaktır. güneşten, aydan, supernova yıldızından daha yüksek olan gökyüzü tanrının değişmeyen mekanıdır. tanrı her yerdedir ama en çok gökyüzüne takılır. ben gökyüzüne baktığım için ya da gökyüzünun tahakkümünde yaşadığım için belki o tanrılaştırma.
    0 ...
  56. tanrının futbola bakış açısı

    1.
  57. 1938 dünya kupasında brezilyalı leonidas ın çamura batan kramponlarından kurtularak çıplak ayakla gol atmasıdır. maradona doğru söylemektedir. tanrının eli, 296 gramlık meşin yuvarlağı ingilizlerin kazanması için arjantin ağlarına göndermiştir. bu, tanrının ingizlere kıyağı değildir. futbolun keşfini onlara bahşettiği için bir defaya mahsus bir armağandır. kramponlarla atılamayan her golun hesabını tanrıya onlar verecektir. bundan dolayıdır ki faşizmin gölgelediği pariste yapılan 1938 dünya kupasının gol kralı olan leonidas da silva nın emeğidir, hakkıdır gol krallığı ve zor şartlar altında kazanılan zaferlerdir tanrının futbola bakış açısı.
    1 ...
  58. tanrının şekerlemeleri

    1.
  59. yeryüzünün en dengesiz dengeleri kadınlar. başım dönmeye başladığında hemen o şekerlemelerden bir tane uzanmaya çalışırım kavanozdan. bazen raftaki kavanozu kazara yere düşürür de kırarım, bazen en tazesine uzanır elim. en zor olanı kavanozu yerine koymaktır, hepsini yersem midem bozulur. bir tanesi doyumsuzluktur. sana bir şey söyleyeyim dostum: tansiyonum, inişlerim, çıkışlarım hep bu şekerlemeler yüzünden.

    cadılar bayramının simgesi neden kadınlar sanıyorsunuz?
    0 ...
  60. daha fazla entry yükleniyor...
    © 2025 uludağ sözlük