komik mi diyeyim, trajik mi diyeyim, çelişken mi diyeyim, öyle bir durum. bir moderatör bu kadar aciz olmamalı gibi geliyor bana.
siyasi görüşünü sözlükte tepki çekmesin diye belli etmeyen moderatör için daha etik bir yol değildir fake nick alıp döktürmek. hangisi daha doğru bir davranış?
ya da bu sözlükteki kaç yazar acaba tanımadıkları zall'ın fake nicklerle siyasi entryler girmesini, kendi nickiyle görüşünü belli etmesine tercih eder?
ısrarla itü sözlük le ilgili entry girmek eyleminin bir farklı çeşidi. bu konuda henüz yeteri kadar araştırma yapılmadı, bu sebeple "eee sıktın ulan" diye yazarın çaylak yapılıp yapılmayacağı henüz bilinmiyor.
ama ısrarla itü sözlük le ilgili entry girmek'ten farkı, bu konuda entrylerinizin o kadar büyük bir şevkle ve inanılmaz bir hızla silinmiyor oluşu. diğeri karizma açısından daha kötü tabi, silmek lazım. hatta olmadı başlığı sol frame'den engellemek.
bu da emin olunmayan bilgi diye silinirse fatih altaylı gibi anıracağım. o zaman da forum/chat tarzı diye çaylak olabilirim ama artık bakacağız.
izmir'den cesme'ye otobandan degil de eski yoldan gidildiginde ıldırı yol ayrımına gelmeden az once sagda bulunan, kahvaltısı muhtesem olan, ayrıca balık ve her türlü et yemekleri de bulunan kır kahvesi.
New York'ta Greenwich Village'ta bulunan bağımsız kitapçı. 1927'de Benjamin Bass tarafından kurulan bu kitapçıda, eski, yeni her türlü kitabı bulmak veya satmak mümkündür. Kitapçının sloganı "18 Miles of Books"tur. 2002'de USA Today, kitapçıyı Amerika'nın en iyi 10 kitapçısından biri olarak göstermiştir.
16 Kasım 1895-28 Aralık 1963 yılları arasında yaşamış Alman besteci, müzik teorisyeni ve öğretmen. Müzik eğitimine henüz bir çocukken Frankfurt am Main'deki Hochsche Konservatorium'un şeflik, kompozisyon ve keman bölümlerinde başlamıştır. 1915-1923 yılları arasında Frankfurt Operası'nda çalışmış, 1921 yılında ise kemancı Licco Amar'la birlikte Amar Quartet'i kurmuş, birlikte pek çok konser ve turne gerçekleştirmişlerdir. 1927 yılında Berliner Hochschule für Musik'te kompozisyon öğretmenliği yapmaya başlamış, bu görevi Nasyonal-Sosyalist iktidarla çatışmaya düşene dek sürdürmüştür. Yeni rejimle ters düşmesinin sebebi ise 1934 yılında operası Mathis der Maler'in Wilhelm Furtwaengler tarafından seslendirilmek üzere programa alınmasıdır. Nazi yönetimi operanın sahnelenmesi yasaklamış, Furtwaengler de Hindemith'i korumak amacıyla bugün de Der Fall Hindemitholarak anılan ünlü makalesini yayınlamıştır. Ancak bütün çabalar operanın sahnelenmesini sağlayamamış, Naziler ve Hindemith arasındaki çatışma Hindemith'in 1938'te ilk önce isviçre'ye, 1940'ta da Amerika Birleşik Devletleri'ne iltica etmesine sebep olmuştur.
Ancak Türkiye açısından Hindemith'in ayrıca bir önemi vardır. 1935, 1936, 1937 yıllarında kısa sürelerle Türkiye'ye devlet müşaviri sıfatıyla gelmiş, müzik kurumlarında incelemeler yapmış, bazen yeni düzenlemeleri kaleme almış ve uygulamaları denetlemiş, bazen de Ankara Devlet Konservatuvarı gibi sanat organlarını kurmuştur.
Tom Cruise, Jack Nicholson, Demi Moore, Kevin Bacon'ın oynadığı film. Küba'da bir erin öldürülmesi bağlamında adalet sistemini, askeri düzenini eleştirir.
25 ocak 1886-30 kasım 1954 arasında yaşamış ünlü alman orkestra şefi. müzik kariyeri tartışılmazken nasyonal-sosyalist dönemde resmi görevlerini sürdürmesi (1934 yılına dek)çokça tartışılmıştır. ancak beethoven senfonileri ve özellikle wagner opera yorumları çok önemlidir.
denise biellmann'ı getirdiklerine ve söylenene göre katarina witt'i de getireceklerine göre azımsanmayacak bir olasılıktır. bütün hayranlarının medyapım'a baskı uygulaması sonucu neden olmasındır.
11 Aralık 1962'de isviçre'de doğdu. 11 yaşından itibaren isviçre'yi buz patenininde temsil etmiş, 14 yaşında ilk Avrupa şampiyonasında gümüş madalya almış, üçlü lutz yapan ilk bayan sporcu olmuş ve kendi adıyla anılan spin'i yaratmıştır. 1980'de ilk kez Dünya şampiyonu olmuştur, söylenene göre 4 Şubat 2007 Pazar günü Buzda Dans'ın konuğu olacaktır. Ayrıntlı bilgi için http://www.denisebiellmann.com
'Çirkin Ördek Yavrusu', 'Kralın Elbiseleri', 'Kibritçi Kız', 'Küçük Deniz Kızı', 'Prenses ve Bezelye Tanesi' gibi ünlü masalların yaratıcısı ünlü masalcı
izmir'in havayolu. herşey o kadar incelikle düşünülmüş ki bayıldım doğrusu. hostesler "güzel izmir'in güzel air'i" sloganına uygun kıyafetleri, makyajları ve özellikle uzun at kuyruğu yapılmış saçlarıyla son derece hoşlar. ikram olarak verilen kumru ve incir de çok iyi fikir. bir izmirli olarak, izmirlice düşünülmüş bir iş olduğunu hissettim. izmir milliyetçiliğime yağ sürüldü...
popstar'ların bana kalırsa artık yapmacıklığın uçlarında gezen sunucu kişisi. zaten dayanması güç olan şimdiki popstar'ı daha da dayanılmaz yaptığı kanaatindeyim.
2012 Marduk'la Randevu ve Fraternis kitaplarının yazarı. özellikle 2012 Marduk'la Randevu ismi nedeniyle -kitabı okumadan önce- bilim-kurgu havası yaratıyorsa da alternatif tarihle ilgilenenler için çok ilginç. Fraternis ise okuması daha zor bir kitap, fakat ana tanrıça kültünün geçirdiği değişimi anlamak için ideal.
perran kutman'ın gençliğindeki tadını yakalıyorum bu kadında. ilerleyen zamanlarda dramatik gücünü de gösterebilecektir şüphesiz. (bkz: babam ve oğlum)
Rus asıllı Marina Anissina ve Fransız Gwendal Peizerat'nın oluşturduğu buz dansı çifti, gelmiş geçmiş en muhteşem çiftlerden biridir. Özellikle Carmina Burana programları tam bir doruk noktasıdır.
en ideal erkeklerdir, zira izmir in kadınlarını bir onlar anlayabilir, bir onlar kendilerine aşık edebilir. çünkü onlar da en az izmir in kadınları kadar karakter sahibidir.