O kadar alisilmistir ki uzak kalinmaya, nasil baslik acilir o bile unutulmustur sozlukte. Hani o kadar uzak kalinmistir ki sol framedeki her konu anlamsiz, entrylerdeki yazarlar bir o kadar yabanci gelir. Oysaki eskiden oyle miydi ? Butun(en azindan taninmaya deger) yazarlar taninirdi. Kimin hangi baslikta ne yazacagi tahmin edilirdi. Peki kisa bi' emeklilikten sonra öyle mi ?
Bir online yazarlar listesine bakarsin. Bir tane mi tanidik yazar cikmaz. Sanirim ne kadar cok yabanci yazar, o kadar uzak sozluk. Bari ortam a tiklayayim, kovalanir belki bi'seyler. Fakat o da ne. Zirveye ortalama katilim insan sayisi 1,5(bursa daha fazla olabilir.). iç düşünce, -eskiden boyle miydi hey gidi-.
Zamaninda ünlü ama artik ününden eser kalmamis pabucu dama atilmis gibi hissedilir. Kendi kendine tribe grilir sanki baskalarinin cok umrundaymis gibi. Şu fark edilir ki; herkes aktif oldugu kadar ekmek yiyor burada.
- An itibariyle çalan şarkının Why'd you only ever call me when you're high? - Arctic Monkeys olması
- An itibariyle sözlüğe en son yazdığım doğru dürüst entry'nin üstünden 1 yıldan fazla geçmiş olması
- An itibariyle sözlükte tanıştığım & takıldığım insanların özlenmesinin
- An itibariyle sözlükteki yeni yazarları gördükçe kendimi yaşlı hissetmemin
- An itibariyle en önemlisi bu entrynin bu kadar sikko olmasının bu denli farkında olmamın farkında olduğumu itiraf etmem.
Hayal meyal hatırladığım kadarıyla güzel zirve idi.
videoda o bilgisayarın başında sanki playlisti ben ayarlıyor gibi takılmamaydım iyiydi. ah bide o bilgisayarın başında ne halt yediğimi hatırlayabilseydim.
öyle bir zirvedir ki, daha geçen günlerde olm objebi böyle böyle bir zirve ayarlamışsın beni de organizator olarak yazmışsın ne hınzırsın sen öyle dedim. objebi de buyurdu ne zirvesi olm ne diyorsun ?
tybyo - ne biliyim olm ayarlamışsın beni de organizator olarak yazmışsın işte.
obj - valla bilmiyorum ki belki geçen sene ayarlamışımdır.
tybyo - be cemreciğim geçen yıl ayarladın da biz bunu neden 2 hafta öncesinden fark ettik ?
obj - error, mavi ekran, error...
ey moderatorler çok aradık bu zirveyi ben mi ayarladim yoksa objebi mi ama bulamadik. eğer bu konuda yardimci olacaksaniz pm atiniz lutfen.
ama her şey bir yana 18 mayıs cumartesi günü kesinlikle çok güzel bir zirve olacaktır. zirveye gelen her yazara bizzat migrostan en az birer tane tuborg gold ısmarlacağım. hatta daha da ötesinde başka güzel sürprizler de olacaktir. *
an itibariyle zirveye katılma talebinde şey eden yazarlar;
2013 yilindakine iştirak edeceğim festivaldir. buradan https://galeri.uludagsozluk.com/r/434865/+ 25 Nisan itibariyle açıklanmış Line Up i gorebilirsiniz. çok sağlam gruplar yer almakta listede. benim ise en çok merak ettiğim kraftwerk. festival 12-14 temmuz arasi edinburgh'a otobüsle 45 dakika mesafe uzaklikta kinrossta düzenlenecek. hazir oralara gitmişken edinburghu, highlandsi gezmemek de olmaz. bu sene için böyle bir plan yapmış olan ya da yapmayı düşünen mesaj kutumu yeşillendirmekten çekinmesin.
bu cümleyi söyleyen herhangi bir sevgilide olabilir.
mantıken baktığımız zaman güncel sevgiliden böyle bir teklif aldığımızda bu teklif fuckbuddylik olmaz. sonuçta fuckbuddylik dediğimiz kurumda sevgiliğinin esamesi okunmaz. e peki bu teklif neden yapılır o zaman? söyleyipte bozmamayım moralleri ama fena tehlikelidir. kesinlikle kabul edilmemesi gereken, bir an önce reddedilmesi gereken kızdır.
2006 yılından beri istanbul'da ikamet eden biri olarak söyleyebilirim ki fiyatlarıyla olsun ortamdaki otantik havasıyla olsun çaldıkları müzikleriyle olsun kesinlikle beyoğlunun en bozulmamış mekanlarından birisidir. bu kalitedeki bir yer nasıl diğer mekanlar gibi popüler olupta bozulmamış aklım hayalim almıyor. muhtelemen sebebi bulunduğu lokasyon yüzündendir. taksime eğlenmeye gelenlerin hakkaten burayı keşfetmesi imkansıza yakındır. bu yüzden bu mekan için diyebileceğim şeylerden birisi de; bilen bilir lafıdır.
Sanırım dünyadaki en kötü kahküllere sahip insanlardan birisidir. Bacım o saçlar nedir öyle ya. Sanki yüzü bize kendini göstermek istiyorda saçları engelliyor gibi. bir tuhaf işte.
Öncelikle 6 aydır var olan bu başlık nasıl ola ki sadece 2 entrye sahip ? Oysaki Sorarım size kardeşlerim özellikle bazı başlıklarda hangimiz bunu yapmadık ki, hızlıca fareyi aşağıya kaydırırken önce nicke odaklanıp akabinde sadece ilgimizi çeken nickin entrysini okumayı ? Evet ben de böyle yazarlardandım, şu an kimseyi tanımadığım için yapamıyorum gerçi. çok zormuş be tanımadığın yeni nesil yazarların entrylerini okumak. resmen insan kendisini yaşlı emekli hallerde falan hissediyor. Yaşlandık mı ne ?
Tanım olarak yazacağım şey;
sözlüğü kendi amaçlarını dahilinde kullanan samimi yazarlarımızdır bunlar. seviniz bu yazarları. *
2008 yılının ortalarında Gökhan MANDIR ve Hakan ÜNALAN, o yıllarda beraber çaldıkları grubun dağılmasıyla birlikte yola iki kişi olarak devam ederler. Beyoğlu'nun eski adı olan Pera'nın, duyum olarak kulaklarına hoş gelmesi ve nötr tavrının müziklerini kısıtlamayacak olması sebebiyle gruba bu ismi verirler. PERA'nın Ankara'lı bir grup olmasına rağmen istanbul ile özdeşleşmiş bir ismi tercih etmesi başlarda bir çok eleştri almıştır; fakat, grup her zaman "ismilerin kişilere değil kişilerin isimlere anlam kattığı" fikrini benimsemiştir.
Müziğinde alternatif rock ve hardcore yapısı barındıran grup, şarkı sözlerinde de bu türlerin taşıdığı genel tavrı koruyarak oluşturduğu besteleri kaydetme kararı almıştır. Parçaların söylemleri sebebiyle de sosyal sorumluluk sahibi organizasyonlarda bir çok kez yer almışlardır.
Bu süre zarfında bir çok müzisyenle çalışan PERA, 2010 yılında başladıkları kayıtlar sırasında - aynı zamanda albümün prodüktörlüğünü üstlenen, Crossfire'dan Kaya SEViNÇ'in de gruba dahil olmasıyla birlikte bu albümün kayıtlarını 2011 yılı içerisinde tamamladı. ilk albümlerine, herkesin içten içe daha güzel bir dünya arayışı içinde olduğunu düşünerek "Bir Başka Dünya" ismini verdi.
Bir yandan da Türkiye'nin çeşitli illerinde ve üniversite festivallerinde sahne alan PERA, 12 şarkının yer aldığı "Bir Başka Dünya" isimli albümünü Çimen's etiketiyle 27.04.2012 tarihinde müzik severlerle buluşturmuştur.
Gökhan MANDIR: Gitar/Vokal
Hakan ÜNALAN : Davul
Kaya SEViNÇ : Gitar
Arın Belenlioğlu: Bas Gitar
Albüm lansman perfonmansını izleyen biri olarak bu grupta iş var diyebilirim. Sahnedeyken sergiledikleri performans olsun, seyircilere verdiği enerji olsun takdirimi kazandılar. Seyirci kitlesi Duman seyirci kitlesiyle benzer olacaktır.
ilk kliplerini de aşağıdaki linkten izleyebilirsiniz efendim. Klibin sonunda görünen Janset gerçekten hoş bir sürpriz olmuş.
bugün sağ frame i kurcalarken ilk defa daha önce şikayet ettiğim yani gammazladığım entrylere bir göz atayım dedim. bu zamana kadar topu topu 9 tane entry gammazlamışım. buradan da bu işlerle pek uğraşmadığım anlaşılıyor sanırım ama dikkatimi çeken bir şey oldu.
9 entry den 5 tanesini şikayet sebebim beğenmek kelimesini beyenmek şeklinde yazan, diğer 2 tanesi de bilumum kelimesini bilimum şeklinde yazan yazarlar yüzünden olmuş.
evet sevgili sözlük yazarları, bu sözlükte hala beğenmek yerine beyenmek kelimesini kullanan bir çok yazar var. hatta bunların bir çoğunun nesli de altıdan düşük. yazar olduklarından beri geçen bu iki yıl sürecinde bu alışkanlıklarından nasıl vazgeçememişler hala anlayamadım doğrusu.
not : eminim bu entryde gammazlanacak çok hata yapmışımdır.
bu duruma alkol, ot vs kullanmak eşlik ediyorsa hiç bir şey yolunda demek değildir.
ama aslında yolundadır da.
ölüm yolunda...
yaşayan ölü derler ya öyle bir şey olsa gerek bu. hani gün geçtikçe arkadaşlarla muhabbeti azalan, sosyalliğin asosyalliğe döndüğü, yavaş yavaş kendini eritme yolunda..
aslında orjinali eski sevgiliyi hatırlatan şarkıları ısrarla dinlemek olacaktı ama olmadı.
bilmiyorum eski sevgiliden nefret etmek için mi yoksa onu yad etmek için mi dinlenir bu şarkılar. tek bildiğim varsa o da her koşulda bu şarkıların onu veya onla geçirilen anıları anımsattığı gerçeği.
sanırım ömrümün sonuna kadar bu duygudan kurtulayamayacağım.
içecek ikram ederken, kolayı ve fantayı kast ederek "siyahından mı olsun yoksa sarısından mı ?" diye soran insandan daha asil duygulara sahip insandır.
film başlarında bi' ön yargıyla 'aha kesin sıkıcı bir film' dedim. başları dediysemde ilk 10-15 dakikasıdır heralde. ama tam tersi beni şaşırtacak derecede acayip tatlı, samimi, sıcak, masalımsı bir film olmuş. çağan ırmak demek dram dışında böyle güzel türde filmde yapabiliyormuş.
filmde bol bol klişelere gönderme yapılmış hatta alenen dalga geçilmiş. çok hoşuma gitti bu.
oyuncuların hepsi güzel oynamış ama çağlar çorumlu ve genco erkal için ayrı bir parantez açmak gerekir.
birde öyle bir anlatırlar ki; sanki kadınla yatarken sadece kendisi zevk alıyormuş da, kendisi o kadına ceza veriyormuşçasına onu yok şöyle becerdim yok böyle.. ne demek ki şimdi bu ?
bkz : cinselliğin tek taraflı zevk eylemi olduğu sanılan ülkede yaşamak.
hiç kuşkusuz ki dünyada bir insanı en çirkin gösteren alettir bu. hele ki bu alet kulaklarınızda iken profilden internet kafe kamerasıyla fotoğraf çekildiyseniz vay halinize. adriana lima olsa yüzüne bakmam valla. bu aletin nasıl bir tılsımı varsa ne kadar süslensenizde püslensenizde ıı-ıh güzel/yakışıklı falan olamazsınız.
alın size internet kafe webcamiyle kombine olmuş internet kafe kulaklığıyla webcam güzeli rojat.
hiç bir zaman eskimeyecek, 80ler dendi mi hiç kuşkusuz ilk akla gelecek şarkılardan biri. aynı zamanda bu şarkı duyulduğunda da akıllara o 80lerin diskoketlerini, eski türk filmlerinifalan getirir.
ama ben geçen gün farkettim ki bu şarkıyı duyunca artık aklıma 80ler değil, başka bir şey başka bir varlık geliyor. güzelim şarkıyı katlettim o videoyu izleyerek. keşke hiç izlememiş olsaydım. resmen sokakta orada burada duyduğum zaman aklıma o surat ve o tuhaf hareketler geliyor. dertliyim be sözlük.
alın buda video. utanarakta söylemeliyim ki saat sabahın 5:12si google'da 10dakika uğraştım bulmak için.