neyin nefretindesiniz lan siz?
siz tabutunuza yer arayadurun; hrant ahbariğin mezarını her hafta yüzlerce insan ziyaret ediyor.
ha bir de istediğiniz zaman gelin. zira kimse karşı koymaz size. kabakuvvet hayvanlara mahsustur unutmayın.
Şu anda geziparkı olaylarında mağdur olan insanları içeriye sokmamak için kepenklerini dar bir giriş kapısı hariç kapatmış 'dünya markası.'
Bir de bunun üzerine hiç bir şey olmamış gibi twitter hesabından; "Mağazamızdaki misafirlerimizin güvenliği için kepenkler kapalı; ancak mağazamız açıktır. Tüm misafirlerimize hizmet vermeye devam ediyoruz." diye tweet atmıştır.
Bugünden itibaren starbucks'tan su dahi alan adamın gözümde biber gazı sıkan polisten, zulmü görmezden gelen adamdan farkı yoktur.
Oturup kalkmasını biliyorsa, sevgilisine güveniyorsa ve daha da önemlisi etek gerçekten yakışıyorsa doğal olanı yapan erkektir. Ezik değildir, saçma triplere girmeyen, insan gibi insandır. uzun giydirip godoş olacağına açık giydirip delikanlı olmanın daha değerli olduğunu çözmüştür.
Muhtemelen henüz kimseyle sevişmemiş, sağ kolu Mike Tyson'ı kıskandıracak derecede kuvvetli bir şahsın tüyler ürperten, ibretlik tespitidir. Zinadan yola çıkılsa daha vurucu bir yaklaşım elde edilmiş olunurdu aslında.
Taşıdığı kimlik dolayısıyla yadsımadığım bir varlığın iddialı söylemidir. Öyle ki bunların bir model üstü de ördeğe, damacanaya falan halleniyorlar.
Ondan sonra National Geographic canlı hırsızlık görüntüsünü yayımladı mı "noluyo lan" diye ortalarda dolanıyorsunuz.
Türkçe'de bayan diye bir kelime olmadığından, 'mr and mrs'dan türediğinden habersiz olan erkeklerin ne kadar kaliteli olduğu konusunda şüphe uyandıran bir durumdur.
Ayrıca delikanlı olun lan; kızlar tersledi mi hemen klavyeye dayanıp, "sözlük kızlarının götü, sözlük kızlarının memesi, sözlük kızlarının kalitesi" diye sıçar gibi başlık açmayın. O bok attığınız kızlar sizden on gömlek daha kaliteli merak etmeyin aslan parçaları.
Sabahın köründe uyandım sözlük. Zira Antalya'dan büyük bütçeyle çalıştığım müşterilerden bir tanesi istanbul'a geliyordu. 2012 satışlarını ve yeni sezon ürün planlamasını konuşacaktık. Satışların iyi olduğunu yıl içinde aldığım ve hazırladığım siparişlerden ötürü biliyordum. Bu nedenle cumartesi ve pazar günü pazartesinin ne kadar yoğun olacağını tahmin etmeme rağmen havaalanında onları alacağım anı iple çekiyordum. Zira ben özel yaşamımdaki mutluluk kadar iş hayatındaki başarılarla da nefes alan bir adamım.
Babalar geldi. Gayet güzel bir kahvaltı için her zaman tercih ettiğim yere yolumuzun da üstü olmasından mütevellit oturduk. Derken işlerden ve yeni sezondan konuştuk. Ben merakla; "Sizinle birlikte gayet güzel bir sezonu geride bıraktık. Yeni sezonda biraz daha yüksek miktarlarda ve adetlerde çalışmak istiyoruz" cümlesini bekliyorum. Amınakoyayım kelimesi kelimesine olmasında üç aşağı yukarı böyle olsun diye de geçirdim içimden. Sıradan sözlerle lafa girip günümün içine sıçan kararlarını küt diye söyleyiverdiler; "Geçen sezon çok iyi geçti. Ancak ihracatımızda en önemli yeri tutan firma ile anlaşamadık. Kaldı ki bu şartlarda anlaşmamız da güç gözüküyor. Zira maliyetlerimizi yüksek buluyorlar. Maliyetleri düşürmek için sizden aldığımız ürünleri kendimiz üretmeye karar verdik. Bu nedenle sizin özel modelleriniz haricinde sizinle çalışmamız zor gözüküyor. Ancak derseniz ki biz de maliyetleri düşürebiliriz o zaman iş değişir. Oturup konuşuruz."
Olabilir... Bu bir senaryo da olabilir. Gerçek de... Kesin olan şey; yılbaşı keyfimin amınakoydular sözlük... Mutsuzum lan...
çok da iyi bir bok değildir. adamı yorar. bilmez ki adam o sırada toplu taşımada sağlı sollu fordçuların hedefinden uzaklaşmak, iffetine sahip çıkmakla meşguldür.