göğüs ölçüsü normalin üstünde olan arkadaş. ya da hafif balık eti oluşundan öyle görünüyor... kıskandığımdan değil yanlış anlaşılmasın güzel de gözleri var ayrıca
ya gelirse? bugün gelecek! hem de tam bir saat sonra akşam yemeğini beraber yiyeceğiz. gibi düşünen niçin beklediğini tam olarak kestiremeyen, beklediği için mutsuz olan, o'nu beklediği için mutsuzluğunun yerini umutla karışık, heyecan verici, az da olsa mutluluk veren bekleme durumudur. düşündükçe gelmeyeceği gerçeğinin, niçin beklediğinin farkına varan yine de bir şeylerin tesiriyle geleceğini sanan,y ine o şeylerin can acıtan taraflarıyla içinde bulunduğu ikilemden çıkıp,geçmişe bir yolculuk yapan ruhtur.geçmiş öyle uzundur ki günlerce susmadan anlatılabilir fakat kelimeler terkedendir tıpkı o'nun gibi.... geçmişi zihninden bir saniyede geçirir. zihninde canlandırdıkları ya da istemeden canlananlar ruhunu bu karışık durumdan çıkarmaya,kaçırmaya yetmez.daha çok bilinmeyene,istenmeye sürükler. artık ne olduğu, olacağı pek umursanmaz çünkü artık o yoktur. öylece beklenir amaçsız ama umutlu...
bu kaosun içinden çıkılamayacağı düşünülür.çıkılamazda...zaman geçer...zamanla etki azalır can yakarak.geçmişten bahsedildiğinde tebessümle anılır o...geçmişin ne kadar güzel olduğu içki kadehlerindedir.artık onu anımsatan yerlerden,kelimelerden,objelerden kaçılır.o'nsuzlukla başbaşa kalmak yapılabilecek en güzel şeydir.yıllar geçer...
yaşanılan şehir değiştirilmiştir. eskisi kadar canlı, eskisi kadar hareketli olmayan, sanki acı çeken bir şehirdir , bu acı çeken ruh gibi. aklın terk ettiğin şehirdedir.ara sıra gidilir,sokaklarında bir şeyler aranır gibi dolaşılır.ne aradığını bilemezsin.o'nu görmeye de dayanamazsın.o seni böyle görmemelidir.kendine kızarsın artık bu yere gelmemeye söz verirsin...yeni yaşadığın şehirde yeni dostlar bulmuşsundur,sokaklarında rahatça kaybolabilmektesindir.alışılmıştır artık bu şehirde yaşanmaya hem de onsuz...bigün karşıdan sana doğru yürüyenler arasında onu görene dek...
herhangi bir konuda yetenegini ya da deneyimi konusturan bir insani izledikten sonra etrafta havali gorunmek icin soylenilen iddialı cumledir. ne var ki is her zaman o kadar kolay degildir oturdugun yerden konusmak kadar.
misal; cogu insan trt 2 de bob ross amcamizi izledikten sonra pek bir istahlanir. "ne var ki spatulayla biraz kazıyosun, sonra iste biraz krizantem kırmızısı, sonra mutlu bulutlar falan... tamam iste" dedikten sonra ortaya tanımlanamaz bir resmin cikınca yıkılanlar çok olmuştur. toprağı bol olsun bu arada adamcağızın
sunnet olan cocugu kucaginda tutan kisinin toplum nezdinde edindiği statüdür. o gunun en zor isi onundur. igneyi, makasi gorup de "katletmeyin lan cukumu, işerim bak üstünüzeee" diye bagiran cocugu zapt etmek hic kolay degildir. adam vakur ve kararlıdır kirve, prpfesyoneldir. kirve olan kendini süperman sanar o da ayrı bir etkisi sanırım mevzunun.
doğumgünü elfiymiş meğer. ölümsüz değil miydi bu ırk? o zaman doğum günü çok da anlamlı değil sanırım. sonsuza kadar pasta kesilmez ki arkadaş...
nice sonsuz yıllara diyorum yine de...
seksapel/erotik hayaller kuran erkekler ağızlarının sularını akıtsalar da her telaffuz edilişinde, kim bilir ne hazin hikayeler taşırlar karmakarışık ruhlarını barındıran bedenlerinde ?
geldim...biliyorum epey uzun oldu.
üşüyorum, buzlu havalarda buharlar çıkaran gülüşünün sıcağını arıyorum. hava soğuk ankarada. sen yine başkette yoksun. başkenti de istanbula taşıyalım olsun bitsin.
özet olarak: son derece sevilen, sempatik ve kılçık bir yazardır.