beşiktaş belediyesinin düzenlediği bir etkinlik, aşkın selfiesini arıyorlar. burada yazarlar sürekli yalnızlıktan yakınıyor ama biliyorum ki içinizde sevgilisi olan insanlar da var. * onlar da işte intagrama selfie atarak, altına da hasthtag askınselfiesi2017 yazarak böyle bişeye katılıp beki ödül kazanırlar diye umuyorum. umut fakirin ekmeği malumunuz.
Medyanoz ve Üniversite Medya Birliği ortaklığında Türkiye genelinde 25 üniversitede yapılan araştırmayla öğrencilerin yerli ve yabancı sosyal mecralarla ilgili bilgi seviyesi ölçülmüş. aşağıda linkte daha detaylı bilgilendirilen bu araştırmada tabi ki ulu sözlük de var. öyle aradan bir yerden sokmuş kendini. *
--spoiler--
Her 100 öğrenciden 46’sı Onedio, 42’si Ekşi Sözlük, 19’u inci Sözlük, 13’ü Scorp ve 12’si Uludağ Sözlük’ü düzenli olarak takip ediyor.
--spoiler--
filmin imdb puanı 6,2 ama fazlasını hak ediyor daha doğrusu düzgün işlense zaten hak ettiğini alırdı. filmin başında bu ne ya nasıl yani çat diye isim falan veriyorsunuz biz bunları bilmiyoruz ki anlayamadık diye düşünebilirsiniz. klasik bir uyarlama hatası sanırım bu. ama şöyle söyliyim sonunda oha bu neymiş dedirtiyor. yani baştan küsüp bırakırsanız pişman olursunuz.
mevzuat başlıktaki karakter sınırı olduğu için yine anlamsız bir başlık oluyor fakat ola ki belli durumlarda ** ölmek yerine bir hayvana dönüşebilir ve o şekilde yaşayabilirsiniz. artık o teknoloji var. yani yıllarca ekmek elden su gölden yaşayan hayvanlar olduğunu düşünürsek rasyonel bir karar gibi. öyle bir durumda hangi hayvana dönüşür ki insan? ya da ölür mü direk? at mı eşek mi kartal mı? bahisleri köpeğe yatırıyorum ben.
eski bir amerikan çocuk şarkısı. bizdeki versiyonu ali babanın bir çiftliği var şeklinde. çocuklara hayvanların isimlerini ve seslerini öğretme amaçla kurgusal bir şarkı. bir çok dilde farklı versiyonları var ayrıca. *
un women'ın başlattığı kadın-erkek eşitliği hareketi. tamamen kadınlar üzerinden değil aynı zamanda erkeklerin de toplumsal baskılarını azaltmaya yönelik birlik olalım da gelişelim tarzı bir vizyona sahip. daha resmi açıklamasını sitesinden okuyabilirsiniz : http://www.heforshe.org/tr
temsilcisi güzeller güzeli hanım kızımız emma watsondır. ülkemizde bu hareketi ilk olarak koç holding desteklemiştir. ünlülerimiz de desteğini veriyor ve giderek duyuluyor.
mean girlsün bir repliği aynı zamanda da kuralıdır. cosmopolitan, marie claire ve daha birçok moda dergisi ya da bloggerları arada bu sözü referans alıp kombin paylaşır. ruhu bugüne kadar yaşamıştır kısacası.
2010 yılında can yayınlarından çıkan marc levy kitabı. orjinal adı; toutes ces choses qu'one ne s'est pas dites.
--spoiler--
Düğününden birkaç gün önce, Julia babasının sekreterinden bir telefon alır. Önemli bir iş adamı olan babası Anthony Walsh törene katılamayacaktır. Her zaman mesafeli ve sorunlu bir ilişkileri olduğundan, Julia bu habere pek de şaşırmaz, ancak bu kez babasının mazereti haklıdır: Anthony Walsh ölmüştür.
Cenazenin ertesinde onu bekleyen bir sürpriz daha vardır. O güne kadarki en tuhaf seyahatine çıkacaktır; üstelik hiç düşünmediği biriyle ve on sekiz yıl önce kaybettiği başka birine doğru. Julianın, söylenememiş gerçekler, itiraf edilememiş sırlarla dolu geçmişi yaşamına yeni bir yön vermesine izin verecek midir? Babasının ve Tomasla yarım kalan ilişkisinin açtığı yaralar onu nerelere savuracaktır?
--spoiler--
kitabı okuduktan sonraki bir hafta boyunca ölümlü dünya, herşey bomboş, yap/söyle gitsin diye gezer sonra normal hayata dönersiniz.
altın kitaplardan çıkmış 1982 basımı dorothy unhak kitabı. tess gerittsen'ın cerrah adlı kitabıyla bazı ortak noktalar içermekle beraber düzgün işleyişine ve akıcılığına rağmen sonu iyi bağlanamamış. aynı kitap daha farklı bir çeviriyle bugün yayınlansa muhtemelen polisiye severlerin gönlüne taht kurar.
önemli kısmıysa; baltimore il eyalet temsilcisi demokrat emmett burns, baltimore Ravenstan Brendan Ayanbadejo'u gay evliliklerini ve gayleri desteklemesi üzerine kınayınca kluwe burns'e mektup yazmıştır. baya orjinal küfürler içeren bu mektupta kluwe gayleri ve evliliklerini desteklemiştir. *
mektup şöyle:
Sizi temin ederim ki eşcinsellerin evlenmesi hayatınıza hiçbir etkide bulunmayacak. Evinize gelip çocuklarınızı çalmayacaklar. Büyüleyerek azgın bir s-kcanavarına dönüştürmeyecekler sizi. Sosyal Güvenlik yardımları, çocuk bakımı vergi indirimi, sevdiklerinin bakımını üstlenmek için Aile ve Sağlık izni ile eşlerin ve çocukların sağlık hizmeti gibi nüfusumuzun diğer yüzde 90ının sahip olduğu yasal hakları birden edindikleri için hükümeti hedonistik bir sefahate sürüklemeyecekler. Bu haklara sahip olmakla eşcinseller ne mi olacak? Mutluluğun peşinden gitme özgürlüğü ve bunu gerektiren her şeye sahip herkes gibi dört başı mamur Amerikan vatandaşları. Geçtiğimiz 200 yılın medenî haklar mücadeleleri sizin için hiçbir şey ifade etmiyor mu? Son olarak söylemek istiyorum ki, umarım bu mektup tek suçu inandığı şeyi savunmak olan bir adam hakkında yüzsüzce kırdığınız potun büyüklüğü hakkında sizi azıcık da olsa düşünmeye sevk eder. Bir sonraki seçimde bol şans diliyorum, buna ihtiyacınız olacağından adım gibi eminim.
bu konunun üzerine bir kitap çıkarmış, birçok siyasiden de onay almıştır ayrıca. biz merdiven boyamayla, küçük gösterilerin polis tarafından dağıtılması ya da halk tarafından kınanmasıyla uğraşırken onların meseleye bu açıyla bakması farklı bir durum. sen bu mektubun bir benzerini hatta daha hafifini siyasi mercideki birine yazsan başına iş alırsın.
burdan bakınca biraz karışık olan bir olaydır. ama esas durum şöyle; birinden hoşlanıyorsunuz ve sohbetiniz süresinde "neler yaptınız, gerçekten öyle miydiniz, ay harikasınız, siz mi yazdınız" tarzında aşırı kibar bir şekilde konuşuyor.