babalarımız, analarımız, bizler emek veriyoruz. allahsız şerefsizler tek derdimiz borçsuz bir hayat. ya sizler? bu kadar israf haramdır beyler. bu israflarınız için mi çalışıyoruz günde 10 saat?
asgari ücretini cebine koyup aynı gün meyhanede savuran ertesinde de 300 liraya ''bayan'' tutan devrimcidir. çoluk çocuk evde aç, devrim evleri sefil, umutlar tükeniyor... bre devrimsiz sefil! o paradan eşine 200 lira pazar harcı görmesi için versen seni bey, evini de saray yapar. devrimden sonraki gün yüzünüze tükürmezsem stalin mezarında ters dönsün.
devrim kendi içinde milliyetçilik barındırır lakin devrimin milliyetçilik tanımında tüm insanlar bir millete mensuptur. bunun adı ütopyadır.
devrimci kızlar makyaj yapmazlar evet. çünkü devrim yoluna gençliklerini harcamışlardır. onların duş sonrası saç kremleri yoktur, onlar devrim yoluna saç süpürge etmişlerdir. paralarını emperyalist şirketlerdeki kahvelere yatırmazlar. okurlar hep okurlar...
ülkücü kızlar ise ülkücü gençlerin sevgilileridir.
ucuz mallara yönelmeyin. standarttan ucuza satılan her malda bir emekçinin parası ödenmemiş gözyaşı vardır. sermaye patronları eve ekmek götürememenin yaşattığı acıyı, alacaklıya yalan söylemenin verdiği utancı, stresten pipinin kalkmamasını anlayamazlar.
para ile emeğe sahip olmaya çalışan adamdan devrimci olmaz.
bir gün burjuva yıkılacak, dünya eşit haklara sahip insanların emeğiyle yeniden yorumlanacak. o güne kadar vuruşmalar olacak elbet. lakin biz haklıyız ve mermiyle gelecekse bu adalet ona da varız.
işte o mutlu günün ilk sabahında kandan devşirecek çiçekler, gök kızıl çıkacak, sular kötü kokacak. o gün emekçi yoldaşlarım topraktan önce baba ve kardaşlarını toplayacak.
bre devrimsiz dürzü, şu yaşıma kadar bir kadeh şarap içtim 60 yıllık, içim acıdı şehit yoldaşlarımdan artı bir haz tattım diye. ana baba parası biter devrimsiz kardeşim. bir amaçla kitlen yaşamaya yoksa fena kitlerler hesabı öte dünyada.
devrimin kol gezdiği her yürekte çarpan gerçektir. islam dini ahlaksızca toplumu sömüren her sermaye babasının emrinde çalıştırdığı işçiyle günde 5 vakit aynı safta rukü etmesini emreder. islam dini kusursuzdur. he ışid falan filan... fidel' de che' yi rus emperyalistlere satmıştı. kahrolsun devrim, kahrolsun sosyalizm mi diyek?
içi zemzem değmemiş devrim ateşiyle yanarken, başka bir ateşle kor olmak istemeyen militan sözüdür.
bekle! günün birinde ama mutlaka...
herhangi bir mecliste toplanıp tüm ölü devrimciler, koşacağız uğruna şehit düştüğümüz gül kokulu yarlara. işte o gün, tüm milletler bir, tüm sınırlar bir, tüm diller bir, tüm dinler bir olacak. işte o gün elimizin kanı, tertemiz döl olup düşecek rahimlere. o günden sonra bir daha kan dökülmeyecek.
iddia ediyorum ki atatürk' ün izlediği politikanın benzeri şu anda erdoğan tarafından izleniyor. 1. dünya harbinden sonra ülke sınırlarını muhafaza etmek için 2 kritik anlaşma imzalanmıştı. bunlardan biri balkan devletleriyle imzalanan balkan antantı, diğeri ise doğu devletleriyle imzalanan sadabat paktı' ydı. bu iki anlaşmanın küresel çaptaki önemi: anlaşmaya imza atan devletlerden herhangi birinin saldırıya uğraması halinde diğer ittifak devletleri olaya müdahale edecekti. ulusal anlamda toprak bütünlüğünü garantilemiştik. çok yaşa adamsınnnnnn kemal paşa.
gelelim bugüne. erdoğan ı yerli yersiz pek çok kez eleştirdik ama yiğidi öldür hakkını yeme. bugün bir turan birliği nden bahsediliyorsa bu türkiye' den kırgızistan' a, özbekistan' a, kazakistan' a, azerbaycan' a, bilcümle türk ülkelerine giden yardımlar (!)neticesindedir.
olası bir dünya savaşında tayyip erdoğan' ın hedefi bu devletleri kullanarak cephe açmak ve saldırıları yavaşlatmaktır. 1. dünya savaşı nda çok uluslu devletlerin başına milliyetçilik akımıyla gelenleri biliyorsunuz. her biri içindeki milletlerin ayaklanmasıyla hızlı bir çöküşe geçti. ama milliyetçilik burjuvanın en önemli kozudur ve para aktıkça mevcudiyetini sürdürecektir. farklı coğrafyalardaki türk devletleri olası bir 3. dünya savaşı' nda toprak karşılığında türkiye için ayaklanabilirler. bu da taaa teşkilat- ı mahsus' dan beri atatürk' ün de düzenlemesiyle istihbaratın, düşman devletlerin iç işlerine karışması gerekliliğini tayyip erdoğan tarafından düşünüldüğünü göstermekte.
''göçmenler kaybedilen topraklarımızın hatıralarıdır.''
'' türk birliği için çabalayın''