Nat.Geo.'da "Köpeklere Fısıldayan Adam" programının yapımcısı. 27 Ağustos 1969 doğumlu. Kitabı Amerikan Best Seller'e 1 numara olmuştur. Ayrıca bu kadar ufak tefek bir adamın 2 şımarık kurdu (evet kurt, kurt köpeği değil) mum etmesine şahit oldum. Adamdaki kontrol takdire şayandır. Los Angels'ta Köpek Psikoloji Merkezi'ni kurmuştur (2009).
(Edit: Hızlı klavye kazası için kusura bakmayın)
(bkz: Rezillik)
Cevap: Waterloo...
1807'de, Fransa, Rusya ve Prusya arasında bir dönüm noktası niteliğindeki Tilsit Barışı'nı imzalayan Napolyon'un keyfi yerindeydi. Bunu kutlamak için imparatorluk Sarayı'nın öğleden sonra bir tavşan avı düzenlemesini önerdi.Bu av, Napolyon'un çok güvendiği kurmay başkanı Alexandre Berthier tarafından organize edildi. Napolyon'u etkilemeye can atan Berthier, imparatorluk Sarayı'nın konuklarını meşgul edecek kadar av hayvanına sahip olduğunu göstermek için binlerce tavşan satın aldı. Parti vakti geldi, av başladı ve av hayvanlarının bekçileri avları saldı. Ama av felaketle sonuçlandı. Berthier yabani değil, evcil tavşan almıştı; bu tavşanlar da öldürülmekten ziyade besleneceklerini düşündüler. Tavşanlar canlarını kurtarmak üzere kaçmak yerine, büyük şapkalı ufak tefek bir adama yöneldiler ve onu kendilerine yemek veren bakıcılarıyla karıştırdılar. Aç tavşanlar saatte 56 km'lik azami hızlarıyla Napolyon'a hücum ettiler. Av partisindekiler (artık tam bir kargaşaya dönmüştü) onları durdurmak için hiçbir şey yapamıyorlardı. Napolyon'un, açlıktan kırılan hayvanları çıplak elleriyle savuşturmaya çalışarak kaçmaktan başka bir seçeneği yoktu. Ama tavşanların şiddeti dinmedi ve imparatoru at arabasına kadar püskürttüler; bu sırada Napolyon'un adamları tavşanları nafile kırbaçlıyorlardı. Bu fiyaskonun günümüzdeki anlatımlarına göre, Fransa imparatoru tamamen hırpalanmış bir vaziyette ve utanç içinde arabasına koşturdu.