danimarkalı iki sinemacı lars von trier ve thomas winterberg tarafından 1995 yılında yayınladıkları manifesto. bu manifestoda yalınlığı vurgulayarak, görkemli prodüksiyonların zıt kutbunu oluşturacak bir sinema anlayışını ön plana çıkarıyorlardı. gerçeklik olgusu sinemanın ana temasıdır. manifestoya göre "yapay ışık kullanmamak" "el kamerasıyla çekim" "tür filmi olmaması" filmlerin olmazsa olmazıdır.
japonya'da 11 ve 12.yüzyıl da süregiden iç savaşlarda yoritomonun olaya hakim olması ve isyanları bastırmasıyla birlikte kamakura da kurulan sistemin adı, burda japon imparatoru daha geri planda kutsal anlamlar yüklenerek yönetimde söz sahibi olamıyordu. idare tam anlamıyla askeri karakterli şogun iktidarlarının elindeydi.
hicivli ve otorite tanımaz bir üslubu vardır. bu üslubun oluşmasında zannediyorum ikinci dünya savaşında dresden bombalamasına şahit olmasının etkisi vardır. en başarılı romanlarını savaştan sonra yazmıştır.
özellikle Nikola teslanın zamanda yolculuk üzerine yaptığı çalışmalar bu deney için yol gösterici olmuştur. prestij filminde teslanın çalışmalarıyla ilgili ipucu veriliyor. ama zamanda yolculukla ilgili çalışmaları çoğunlukla şehir efsanesidir.