nightwish'in vokalisti anette olzon ile aşk yaşayan yazar. sözlüğün kampanya düzenleyip şahsımı onunla evlendirmeleri halinde, tüm sözlüğü önce hooters, sonra da kardeşler pide ve kebap salonu'na götüreceğim. troy ibnesi hariç tabii.
şerefsiz ve dallamadır. ulan ne hakla franz kafka okumuyorsun sen? bak ya. hayvanoğlu hayvan. demek franz kafka okumuyor. düşündükçe sinirlerim tepeme çıkıyor lan.
sürekli olarak gülücük yerleştirmek de buna dahildir. gülmüyorum .mına koyim. sen oraya özenle, şevkle, kahkahalar atarak yerleştirsen de gülmüyorum o cümleye.
sözlüğe küstürülmüş ve bunun neticesinde gitme kararı almış yazar. konu ile ilgili açıklaması:
--spoiler--
uludağ dışında bir çok sözlükte yazmaktayım. burada yazmamın amacı sözlüğün daha temiz ve kendini bilmeyen bir kaç haşereta karşı olan eylemlerimden aldığım zevk sonucu kalmakta idim. çok hoş bir oluşum demek için moderasyon kadar zall ın da çalışması gerekmektedir. söz konusu sözlükte bulunan en güzel şey canından çok sevebileceğiniz kimi yazarlarıdır.
moderasyonun bir an önce kendisine çeki düzen vermesi gerekemekte ama bu yazarları böyle çaylak yaparak ellerine ne geçiyor? al işte elinize şu geçiyor;
sözlüğü bırakıyorum. evet bir çaylaklıkta sözlük bırakılır mı demeyin. eğer ki sizi birileri çaylak olmanızı hele ki yazılmış 2700 küsü entry den sonra düşünüyor ise vardır bu işte bir hikmet. başka yerde olsa kendimden şüphe ederdim ama şimdi kendimden çok moderasyonun moderasyon olmadığından şüphe ediyorum. tekrar yazar olup sözlüğe dönmek
benim için söylenen onca sözün altında kalmaktır ki bunu yapmayacağım. arkamdan söylenecek olan bir çok şey olabilir ki bunları büyük bir sabırla okuyacağım.
rahat bir ohh çekenlere tavsiyem, başka sözlükte karşıma çıkmayın. beni seven yazarlara olan sözlerim ise herşeye rağmen sizinle tanışmış olmanın verdiği mutyluluk var. sizlerle her zaman irtibat içinde olacağımı bilmenizi isterim. sizlere uludağ sözlükte bol eğlenceler...
--spoiler--
yer aldığı ortamda bilinçsizlerden, çıkarcılardan, mantıksız ve düşüncesiz hareket etmekten haz alanlardan yorulmuş, sıkılmış hoşgörülü, yardımsever, olaylara değişik bir bakış açısı getirebilen, empati kurma yeteneği had safhada olan, yeterli donanıma haiz muhteşem bir kişiliğin ağzından çıkan cümledir.
yapılan bir yanlıştan sonra onu telafi etmek, kendini affetirebilmek oldukça güçtür. büyük bir özveri, çaba gerektiri. bu yaparken de boş, sade bir şekilde değil, şevkle, azimle yapılmalıdır.
bazı d.llamalar vardır ki, hatasının farkına varamaz ve üzerine sürekli yeni hatalar ekler. böyle hakaretler işitmeye, rencide edilmeye hak kazanmış olur. olur da canı hakaret yemek istemez, gururlu bir y.vşaktır, bunun için muhteşem ve etkileyeci bir cümle kurup, karşı tarafı etkilemesi gerekir.
aksi takdirde ister o ana kadar sevilen bir şahsiyet olsun, ister her daim bir d.llama olarak anılmış olsun, hakaretlerden kaçamaz. adım başı rencide edilir.
sabahın getirdiği tuhaf hissiyatla birlikte neşeli, keyifli bir şekilde kahvaltı yapan insanların göz zevkini bozmak için çaba sarfeden, o muhteşem ambiyansın süregelen mükemmelliğini kendi tarafına çekmek için çabalayan görgüsüzdür.
öğle yemeği veyahut akşam yemeği esnası bu davranış rahat bir biçimde sergilenebilir. lakin sabah kahvaltısının yeri her daim ayrıdır. değişik bir konumdadır. güne iyi bir başlangıç yapabilmenin yolu buradan geçer. hiçbir şeye aldırmadan, sadece ve sadece kendi çıkarları doğrultusunda hareket eden, ortamdaki kişiler yemek yerken su içen bu y.vşak, masadan çeşitli hakaretler ve rencide edici sözler eşliğinde kovulmalıdır.
zihinden geçen planlar, düşünceler her ortamda, mekanda uygulamaya konulamaz lan. nasıl bi toplum bu ya? illa hoşgörülü olmaya çalışıp da, artık bu işe dur demek isteyen ve uyarılarda bulunan insanlar mı gerekli? hiç anlamıyorum.