bilindiği gibi rehinenin kendisini esir eden kişiye aşık olması, sevmesi durumunu izah eder bu sendrom.
1925 yılında dergahları kapatılan, 1930 lı yıllarda devlet tarafından kıyıma uğratılan 70 li yıllarda koalisyon ortağı olan milliyetçi cephe ve mit teşkilatının saman altından yürüttüğü operasyonlarla yine saldırılara uğrayan ayrıca inanışları diyanet işleri tarafından hiçbir zaman önemsenmeyen alevilere en son darbeyi de destek verdikleri partinin genel başkan yardımcısı vurdu. anlaşılması zor olan alevilerin bu kadar zor dönemler geçirmesine rağmen hala kendilerini laikliğin ve cumhuriyetin teminatı olarak görmeleri ilginçtir.
onur öymen in o konuşmasından sonra sular yavaş yavaş durulmaya başladı ve belli bir zaman sonrada unutulcak bu olaylar ve alevilerin oyunun büyük bir çoğunluğu yine chp ye gidecek. tam bir stockholm sendromu yaşıyor aleviler galiba.
takıma büyük umutlarla alınan oyuncunun gol atamaması sonucu ezik psikolojisine kapılıp kendini diğer oyunculardan soyutlayarak nazlı çocuk rolüne soyunması olayıdır.
(bkz: daniel gonzalez güiza)
insanın küçük yaşlarda eziklik hissine kapılıp kimsenin kendisini önemsemediğini farkedip aykırı hareketlerde bulunması vardır temelde.
sonra çocuğumuz büyür büyür halk diliyle eşşek kadar olur ama huylu huyundan vazgeçmez işte ve sözlüklere dadanır buralarda meşhur olma yoluna gitmek ister, farklı yazarlara sataşıp saçma sapan giriler girip profesyonel bir sözlük troll u olur...
müslümanım ben gibi bir cümle sarfetmemiş yazardır.
alevilerin çırpınışlarını rahat koltuğunda pis pis gülerek izleyen hayatı national geographic tadında yaşayan içi hayvan sevgisiyle dolu olandır.
mağazaların kapısının önünde durur,bunların çıplak olanları ilginçtir.çıplak olanında mağaza sahibinin müşterilere vermek istemiş olduğu mesaj tüm çıplaklığıyla ortadadır,der ki bizim mağaza çok kazık girerken ona göre dikkat et adamın donunu bile alırız.
