beni hayretlere düşüren uygulama olmuştur kendisi. efendim youtube açılır ve herhangi bir video playe basılır. bu sırada ekranda video yükleme işareti dönmeye başlandığında mouse işaretçisi ekranın ortasında dönen yuvarlağa bir kez tıklanır ve yön işaretleri ile snake hayvanımız yönlendirilir. bol bol eğlenceler.
iphone da bulunan süper eğlenceli bir oyundur. şişko bir amca ip üzerinde yürümeye çalışmakta ve siz onu yönlendirmektesiniz. anlatınca güzel gelmiyormuş.
efendim şahsımın başardığımı desem gerçekleştirdiğimi desem bilemediğim durumdur. 2 yıl çalıştığım şirketimden alan değiştirmek anlamında istifa ettikten sonra yeni işimde ise tamamen üslup sorunlarından dolayı istifa etmiş bulunmaktayım. geriye dönüp baktığımda bu iki kararımdan en ufak bir pişmanlık duymamaktayım. etrafımdan gelen herkesin deli gibi istediği şirketlerde çalışıyorsun zorun ne senin laflarına ise hiç kulak asmadım. tabii şimdi yine bir iş arama süreci mülakatlar ile karşı karşıyayım ancak sanırım hayatta iş anlamında ne istediğini bilmek en önemli şeymiş.
buğday plasentası ile yapılan şampuanı mevcuttur. uzun süre kullanımında saç dökülmesini durdurduğu rivayet edilir. en azından diğer şampuanlar gibi kimyasal maddeler içermediğinden faydası olmasa bile zararınında olmayacağını düşünmekteyim. deneyimlerimi bildiricem efendim.
vedat milor amcanın fetişi olduğu hayvandır kendisi. programını ne zaman izlesem bir kuzunun mutlaka kekik yemesi gerektiğini vurgulamakta ve o tadı hissetmek istediğini söylemektedir. korkarım bir gün kuzu tam kekik yerken kendisi de kuzuyu yiyecektir.
insanoğlunun anlamsız bir gurur ile belki özgüven eksikliği ya da utanma ile gerçekleşen hareket biçimidir. eğer aynı ortamta ise iki kişi, hoşlanan taraf karşı tarafa uyuz uyuz ve daha bir soğuk davranmaya başlar. böylelikle ya bak nasıl siklemiyorum seni umurumda değilsin imajı çizip kuyruğu dik tutmaya çalışır. ama bu esnada kahramanımız saçma sapan trip atmaların laf sokmaların ortamda aşk kokusu olarak sezildiğinin farkında değildir. hem birlikte olmak isteyip hem soğuk davranıp gurur yaparsın ama güzel kardeşim açılmazsan bir ilişkiye yelken açmanın ne kadar zor olduğunun farkında değilmisin ya da değilmiydim zamanında. insanoğlu garip yaratık işte.
ülkemizde sürekli yolların bir şekilde 12 de kesişmesidir. 12 referandumu ile yeni bir bilinmezliğe giriş yaparken 12 dev adam ile dünya da farklı bir konuma geldik. bir sonraki 12 den korkmaktayım.
son zamanlarda gösterilen telefonunuz çekmiyorsa 3 dakika ödünç alın temalı reklam filmidir. reklamda gökdelenin tepesindeyim deniyor ancak camdan hemen caddeden arabaların geçtiğini görüyoruz. efendim bahsedilen gökdelen 3 katlı bina ise sorun yoktur ama gökdelen tanımın 3 kattan oluştuğunuda düşünmüyorum. dolayısıyla reklam ajansı yönetmen bu ayrıntıyı gözden kaçırmıştır.
evet kabul ediyorum pek iç açıcı bir başlık değil ancak hangimiz şu fani hayatımızda kusmadık? efendim hastalık ya da araba tutması ya da fazla alkol alınan gece sonrasında miğdenin hafifçe ağıza gelmesiyle ve yemek borusu kaslarının ters çalışmasıyla hafiften bir kasılma gerçekleşir bünyede. tam bu sırada kişi torba kova klozet lavabo tarzı uygun bi yer bulduktan sonra o anda nefes kesilir, işte o an insanın hayatta yaşadığı en çaresiz anlardan bir tanesidir sanırım. geçiceğini bilirsiniz ama o saniyelik nefes kesilmesi bile yıllar gibi gelir. herkese geçmiş olsun.
sanırım bayan yarışmacılar için güzellik bir kriter. neredeyse yarışan 10 kızdan 9 tanesi güzellik ortalamasının üstündedir. tabiiki reyting göz önüne alındığından bu tür bir seçim yaptıklarını düşünmekteyim. burada tabii reyting için bayanların bir araç olarak kullanılıp kullanılmnadığıda ayrı bir konudur. ancak onca başvurunun arasında güzellik ortalamasının bu kadar yüksek olan kişilerin yarışmacı olarak alınmasında bir soru işareti var.
her bayramlarda ana haber bültenlerinde gördüğümüz şehitliklerde gerçekleşen roportajlarla yapılan haberlerdir. bu haberleri izleyip insanın gözlerinin dolmaması imkansızdır. mezar taşlarını çocuğu gibi seven anne babaları görürsünüz. insanların bu acılarını görmek ekranda izlerken bile bizlerin içini acıtırken bu acıyı bizzat yaşayanları nası katlanıyor anlamak çok ama çok zor. bu haberler olmalımıdır sorusu aklıma gelince cevap bulamıyorum.ama bu terörü yaratanların vicdanı olmadığından en ufak bi etki yapacağını düşünmüyorum. mekanları cennet olsun.
evet hayır referandum derken kulaklarımda çınlayan söz öbeğidir efendim. her tartışmada en az 5453876546543 kere kullanılır. konuçmacılar birbirine sunucu konuşmacılara konuşmacı sunucuya sürekli bu cümleyi sarfeder. tartışmacıların vazgeçilmezidir adeta.
efendim gözlemlediğim bir anlaşılamaz insanoğlu cimriliğidir. hemen belirtmek isterim kahve yerine sigarada konumuzda yer alır. şimdi bi yere gidip 1 saat oturup kahveye onlarca lira verip ya da sigaraya o kadar para verip iş markete diş macunu almaya gidince direk ucuza kaçma sanatı vardır. yahuu aldığımız sigara 1 gün kahve 1 saat bizi idare edemezken aylarca kullandığımız ve sağlığımız için önemli rol oynayan diş macununa para verirken neden ucuza kaçarız, bunun mantığı nedir anlamış değilim.
ilkokul 1 de kırmızı kurdeladan farklı olan bir uygulamaydı. bizim okulumuzda kırmızı kurdela yerine sınıfta bir ağaç maketimsi ve üzerinde elma figurleri (sınıftaki öğrenci sayısı kadar) mevcuttu. okumayı söken öğrencierin elması kırmızıya boyanır ve buna elması kızardı işlemi denilirdi. ufacık halleriyle bütün herkesin amacı elmasını kzıartmak ve geride kalmamaktı. sanırım o yaşlarda bazı sınavlara hazırlanıyoruz.
bu iki yarışma sanırım insanlık üzerinde bir deney olarak görülebilir. iki yarışmayada aynı yarışmacılar katılmışlardır. varmısın yokmusunda birbirlerinin iyiliklerini isteyen, tam bir sevgi kelebeği olan, birbirlerini 3 günde tanıyıp 40 yıllık dost gibi takılan insanların birbirlerine karşı bir çıkarları olduğu an nasıl değiştiklerini bize göstermişlerdir.bu olay yarışmaya katılan yarışmacılar için değil tüm insanlık için geçerlidir kanımca. varmısın yokmusunda az miktarda para alan yarışmacı arkasından göz yaşı dökenler, varmısın yokmusuna katılıp birbirlerinin kuyularını kazmışlar stratejiler geliştirmişlerdir. bizede zevkle izlemek düşmüştür.
dubai'de burj el arab bölgesinde yer alan devasa bir alışveriş merkezidir. bir alışveriş merkezinde bulunan dünyanın en büyük akvaryumunu ve buz pistini barındırır. onlarca marka içinde yer almıştır ancak henuz maliyetlerini karşılamaktan uzakdır.
ülkemde ne kadar güzel bir sağlık sisteminin olduğunu gösteren dizidir. herkes rahatlıkla ultra lux hastanelere gitmekte tek kişilik odalarda kalmaktadırlar.ameliyatların ayrıntıları en ince ayrıntısına kadar konusulurken maddi konulardan en ufak söz edilmemektedir. sonuçta sağlık sistemimiz inanılmaz gelişmiş kimse 5 kuruş para vermeden özel hastanelerden yararlanmaktadır. yalan efendim külliyen yalan.bir ssk hastanesine gidilmesini daha sonra bu dizinin izlenmesini öneririm. bu diziinin herkesin jeeplele gezip villalarda kaldığı dizilerden en ufak farkı yoktur.
bu banka denen kurumların en mal uygulamalarıdır kanımca. kendilerinin müşterileri olduğunuzdan her türlü iletişim bilgileriniz ellerinde mevcuttur. aniden telefonunuz çalar ve bir bayan merhaba bla bla bla diyerek anlatmaya başlar ve sizin için uygun bir kredi modeli geliştirdik 10.000 tl kredi vericez istermisiniz der. yahu ben manyakmıyım kardeşim sen telefon açınca evet ya ne kadar uygun bir kredi hemen almalıyım kaçırmamalıyım bu fırsatı diye yaklaşıyım bu teklife. ulan zaten ihtiyacım olsa gider bankaya başvururum, böyle elma armut verir gibi kredi veriyoruz dangalaklığı nedir.
ülkemizde hizmet veren bankaların kredi reklamlarına kılım efendim. yok bi sms atın hemen kredi verelim, yok mail atın krediniz cebinizde, yok arayın 5 dk da kredi kapınızda. birde bunları sakın bu fırsatı kaçırmayın tarzı yaklaşmıyorlarmı beni benden alıyorlar. ulan sanki bedavaya veriyorsun hibe ediyorsun o parayı. acaba bu reklamları izleyip kredi almak için aklı çelinen oluyormu çok merak ediyorum. hani biri izleyip ya bi mesaj atıcam kredi vericekler ohh mis gibi düşünüp bu bankalardan kredi alıyorsa düşünmek lazım.
sony nin i5 işlemci ile donattığı ve özellikle multimedia uygulamaları için uygun gördüğü bir model olarak 2 hafta önce kendisine sahip oldum. efendim ev kullanıcısı olarak bir adet wireless mouse alarak yolama devam etmekteydim ancak 3 gün sonra gördüğüm üzere touchpad üzerinde bulunan sol ve sağ tıklama aparatlarından soldaki çalışmamakta ve aynı zamanda touchpad üzerindende tıklama yapamamaktaydım. beynimden vurulmuşa döndüğüm gibi hemen sony yetkili servisi olan cihan elektroniğe kendi ellerimle vaiomu teslim ettim. kendileri bu sorunun donanımsal olması durumunda fatura tarihinden itibaren 30 gün içinde bulunduğumuzdan otomatik olarak (bkz: defect on arrival)olarak kabul edip değişim yapacaklarını söylediler ancak yazılımsal bir sorun ise ve güncelleme ile gideriliyorsa herhangi bir değişim söz konusu olamayacağını ilettiler. vaiomu servise vermem üzerinden 2 gün geçtikten sonra kendileri geri dönüş yapıp değişim belgelerimin hazır olduğunu bildirdiler. yeni vaiom ile tanışacağım günü sabırsızlıkla çekiyorum.
elektronik cihazlar için kullanılan bir terimdir. eğer aldığınız ürün fatura tarihinden itibaren 30 gün içinde arıza yaparsa otomatik olarak değişime girer, en azından sony de böyledir.
laptoplar için kullanması gayet hoş olan mouse çeşididir. büyük sayfalarda sağa sola hareket etme rahatlığını sağlamak için aşağı yukarı topunu aynı zamanda sağa sola hareket ettirerekte amaca ulaşılabilmektedir.
sony nin i5 işlemciye sahip güzel bir bilgisayarıdır. ekran kalitesi oldukça yüksektir ve 1 gb ekran kartı ile desteklenmektedir. neredeyse hiç ses çıkarmaz ve ısınmaz bunun yanı sıra hoş bir dizayna sahiptir.
bir denizli izmir karışımı olarak tarhana çorbası yanında yediğimiz klasik bir sebzedir. sıcacık tarhana çorbası yanında çiğ patlıcan boydan boya ince dilimlenir ve tuza batırılarak yenir. ilk başta kulağa garip gelsede deneyince enfes bir lezzet olduğu görülebilir.
