Ist meine Hand eine Faust machst Du sie wieder auf
und legst die Deine in meine.
Du flüsterst Sätze mit Bedacht durch all den Lärm
als ob sie mein Sextant und Kompass wärn.
Applaus, Applaus
Für Deine Worte.
Mein Herz geht auf,
Wenn Du lachst!
Applaus, Applaus,
Für Deine Art mich zu begeistern.
Hör niemals damit auf!
Ich wünsch mir so sehr,
Du hörst niemals damit auf.
Ist meine Erde eine Scheibe, machst Du sie wieder rund.
Zeigst mir auf leise Art und Weise was Weitsicht heißt.
Will ich mal wieder mit dem Kopf durch die Wand
Legst Du mir Helm und Hammer in die Hand.
Applaus, Applaus
Für Deine Worte.
Mein Herz geht auf,
Wenn Du lachst!
Applaus, Applaus,
Für Deine Art mich zu begeistern.
Hör niemals damit auf!
Ich wünsch mir so sehr,
Du hörst niemals damit auf.
Applaus, Applaus
Für Deine Worte.
Mein Herz geht auf,
Wenn Du lachst!
Applaus, Applaus,
Für Deine Art mich zu begeistern.
Hör niemals damit auf!
Ich wünsch mir so sehr,
Du hörst niemals damit auf.
Zamak bir metal alaşımdır ve ana bileşenlerini çinko, aluminyum, magnezyum ve bakır oluşturur. Bu metaller değişik zamaklarda degişik oranlarda bulunur. Zamak 3- zamak 5 gibi degişik sertlikte alaşımlarında bu maddeler degişik oranlarda bulunur.
The New Jersey Zinc Company tarafından 1920'lerde bulunan Zamak, Almanca çinko (Zink), alüminyum (Aluminium), magnezyum (MAgnesium) ve bakırın (Kupfer) baş harflerinden oluşturulmuş bir isimdir. Son derece sağlam kopmaya, esnemeye, kırılmaya dayanıklı bir alaşımdır. Dünyanın pek çok ülkesinde üretilir. Türkiye'de pek çok üreticisi vardır. Hindistan ve Çin'de çok fazla üretilir ve satılır.
Zamak pres dökümde kullanılan bir malzemedir. Günümüz diliyle söylersek metal enjeksiyon sanayisinde çok yaygın kullanılır. Bazı ülkelerde MAZAK adıyla tanınır.
piyasaya çıkacağı günü sabırsızlıkla beklediğimiz oyun. yıllarır ettiğimiz dualar kabul oldu ve nihayet duyuruldu.
(bkz: en büyük blizzard başka büyük yok)
kendisine sınav konularını sözlüğe girmeyi tavsiye ettiğim yazardır. sınava yönelik pek faydası olmasa da hiç olmazsa çalışıp biraz akılda bir şeyler kalmasını sağlıyor. hiç çalışmamaktan daha iyidir. *
makina bölümündeki bir hocadan duyduğuma göre zamanında üniversitede matematik hocası sayısı azdır. hocalar ne yapsak diye düşünürken yeni bir matematik bölümü kurmaya karar verirler. okul da teknik üniversite olduğu için en iyi karar matematik mühendisliği kurmak denir. bölüm giderek ilgi çekmeye başlar ve diğer üniversiteler de bu bölümü açar.
ilk ve orta okul yıllarımı mahfetmiş sorulardır. insanı sinir eder. ne öğrenciye bir katkısı olur ne de okuduğunu anlamaya. sırf bu sorular yüzünden okumaktan soğumuşumdur.
Daniel Gabriel Fahrenheit, ya da Gabriel Daniel Fahrenheit, 24 Mayıs 1686 Danzig'da doğdu, 16 Eylül 1736 Lahey'de öldü; Alman fizikçi.
Hollanda ve ingiltere gezilerinde deneysel fizik ve meteoroloji alanlarında kullanılan kimi araçların yapımını öğrendi. 1710 da yaptığı termometre başlangıç noktası olarak soğuk bir karışımın sıcaklığını bitiş noktası olarak da ağız boşluğunun sıcaklığını ilke saydı. Daha sonra bu termometreyle ölçtüğü suyun donma sıcaklığını 32, kaynama sıcaklığını da 212 derece olarak saptayarak kısaca °F simgesiyle gösterilen Fahrenheit derecesi ölçeğini ortaya koydu. 1720 termometresini daha da geliştirerek ispirto yerine ilk kez civayı kullandı. ingiltere'de, Royal Society üyeliğine seçildi. Maddenin kaynama noktasının hava basıncıyla değiştiğini gösterdi. 1721'de suyun aşırı soğuma özelliğini 1724'te de içine tuz karıştırılan suyun donma ve kaynama sıcaklıklarının değiştiğini ortaya koydu.Günümüzde ingiltere ve ABD'de sıcaklık ölçü birimi olarak kullanılmakta olan Fahrenheit derecesi ile Celcius derecesi arasında
Amerikan: hey dostum burda bir problem mi var ?
Turk: noluyo lan burda ?
Amerikan: nasil gidiyor mike?
Turk: napiyon lan?
Amerikan: korkarim seni oldurecegim!
Turk: salavat getir pezevenk!
Amerikan: oov dostum hic cool olmamissin.
Turk: bu ne lan götüme benzemissin.
Amerikan: hey steve, neden kendine bir icki
koymuyosun?
Turk: la suleyman, kap iki bira gel bakim hemen!
Amerikan: lanet olsun sana christine!
Turk: allah belani versin nurcan!
Amerikan: tanri askina brad kes sesini artik!
Turk: allahim sabir ver, sus lan yeter!
Amerikan: aman tanrim simdi napicaz?!?
Turk: ha siktir sictik?!?
Amerikan: help me please...
Turk: baksana lan!!!
Amerikan: ne derler bilirsin jack, hayat beklenmedik
surprizlerle doludur...
Turk: valla oglum bir soz var hani, kaderde varsa
düzülmek neye yarar üzülmek...
Amerikan 1: dante'nin bu kitabini okudun mu micheal?
Amerikan 2: aaa evet , gercekten edebi degeri olan bir
calisma.
Turk 1: abi da vinci sifresini okudum super!
Turk 2: lan birak! iyice entel dantel oldun ! Layt
herif !!
Amerikan:: hey jerry gel pizza ye dostum...
Turk: sülo gel lan buraya mis gibi menemen yaptik...
Amerikan:: fbi... bir kac soru sorabilir miyim?
Turk: polisim ben! nerdeydin lan dun esek?
Amerikan:: (ses cikarmadan el i$aretiyle) sen oraya
sen buraya sessiz olun...
Turk: dagiliyoruz haydaaaaaaaaa! !!