küvetin içini doldurup küçükken lastik deliklerinde ki patlağı arıyormuş gibi delik mi acaba yoksa değil mi? diye şöyle bir kontrol etmek. eğer baloncuk çıkmıyorsa yaşadınız a canlar.
paradoxun başladığı yer, bugün islam dünyasının hala bu düşünceyi (4-kadınla evlilik) savunuyor olup aynı zamanda çağdaş, batılı zihniyetli avrupa-amerika sentezinde beslenmiş "kadın-erkek eşittir" düşüncesiyle beraber topluma sunmalarıdır. tabi ki arada iran gibi şeriatla bezenmiş sadece şeriatsal hükümlere göre 4 kadınla evlenmeyi ön gören devletler var. ama bu türkiyede biz islamı yaşıyoruz, en sağlam yol bizim ki , asrın mücedditi bizde diyen zihniyetlerin bu sünnetten yoksun yaşamalarıdır. sebebini söylemezler ama aile dışında müridlerine 4 evliliği uygun görüp yatakta, evde köpek gibi eşlerinden tırstıklarından dolayı tek evliliği benimseyerek yaşar giderler. dersanelerinde, normal hayatlarında kadın sesi duyup kendi dinlerine göre zina ede ede bunun çarpıklığını söylediğin zaman 20. yüzyıl efendim diye üstünü kapamaları da ayrı bir olaydır da neyse.
-marjinal olarak yaşadıklarını sanıp, köstebek gibi bitki kökü yiyip kendi hayat tarlalarını kurutmaktan başka hiç bir işe yaramayan siktiriboktaninsanevladı. en iyi ihtimalle annesi inektir diyorum, babasının piç bir tosun olduğu bariz ortada çünki.
-saçlarını baklava dilimi şeklinde öne tarayıp nemli kalması için yanında ki su şişesinden çaktırmadan eliyle saçını yağlayan gitarcı arkadaşlarla çimde oturmayınız.
-şu "ıyy itici" olaylarından bi vazgeçiniz, hayatından içinde olup gözünüze hoş gözükmeyen insanları kendinizden itmeyiniz, çok bariz bunu yapmacıklık niyetine yaptığınızı biliyoruz.
-hasta olduğunuz zaman. lütfen doktora gidin, karın ağrıma durumları falan varsa buna hastalık demeyin, bilmiyoruz sizin karnınızın ağrıdığını doktora götürelim diyoruz "yok" diyorsunuz bide üzerine gelen naz olaylarıyla beraber emin olun bizimde sizin kadar karnımız ağrıyor.
-bir kız arkadaşınız bir mağzada bişey deneyip üzerine cillop derecesinde oturduğu zaman neden "güzel bunu al" demek yerine, "..hmm iyi oldu, daha mı açık renkli alsak?..bilmem ki .." gibisinden soğuk tepkiler veriyorsunuz, doğru olmakta yarar var. bu tavrınızdan vazgeçiniz.
-annenizin, babanızın, abinizin yanında neden mükemmel derecede masum kız ayağına takılıp hatta ebeveynlerinizin eleştirdiği kızları birde siz eleştirip, eleştirdiğiniz kişinin hayat tarzını benimsercesine yaşıyorsunuz anlamak güç. kendiniz olunuz.
-herhangi bir parti,mezuniyet balosu vb aktivitelerde partneriniz başka erkeklerle ilgilendiği zaman siz neden o ilgileniyorsa bende ilgilenirim havasına girip kolunda pırıl pırıl parlamak yerine başka deryalara dalıyorsunuz. erkek arkadaşlarım adına rica ediyorum lütfen kolumuzda kalınız.
-evden çıkmadan 2 saat önce hazır olduğunuzu söyleyip çıktıktan sonra biriyle karşılaştığımızda " ay bi aceleyle çıktım" olaylarına giriyorsunuz, bizi düşündürüyorsunuz, bunu söyleyincede tavır atıyorsunuz, evli abilerimizi cinsel olarak cezalandırıyorsunuz çok ayıp. inanın teyit etmiyoruz.
-"o kadının nasıl baktığını gördüm" neden öyle bakıyor diye neden bizi azarlıyorsunuz? kadının gözleri bizemi bağlı? lütfen bu tür olaylardan vazgeçin.
-en ayar olduğum olayda otobüste yer olayı, 70 yaşına gelmeyip ayakta duramayan bir nene olmadığı sürece yer vermiyorum arkadaşım. ben işten okuldan geliyorum pestilim çıkmış. hatun takımı ya günden ya kafeden geliyor. sikerim böyle işi vermiyorum lan yer falan. ayakta kalın.
öncelikle bu iddayı ortaya atan ve adına gerçek diyen yazarın, büyük ihtimalle kapsülle beslenip, odasını envai çeşit klima ile katletttiğine inanıyorum.
dünyanın en doğal insanları aborjinler,kızıldereliler ve afrikadada yaşayan yerli kabileler dışında onların belki 3 kat gelişmişi olanı köylülerdir.
doğaldırlar, doğayladırlar çünki. her türlü ipnelikten arınmış toprak kadar saf, vefalı, verimli olan bu insanlar mis gibi toprak kokarlar.
bağrı güneşle yanmış, bıyıkları vitrinlerdeki marka sigaraların dışında garajda satılan tütünle sararmış, çoban kesimi içlerinde en güzel kokanıdır. sabahtan akşama kadar doğayladır deyneğini sabah gün ağarmasıyla alıp, akşam gün batımıyla kurtarır eşeğini semerinden.
gariptir ki bir köylüde düğünde, cenazede, dağda, bayırda, ağılda, tarlada bir diğerine kötü koyuyorsun demez aynıdırlar çünki. ancak bu şekilde vitrin önü malzemeleri aldırmak için -ta çocukken annesinin eteğini, babasının anahtarlığını çekip huysuzluk vererek büyümüş vitrin önü çocuklarının yapmacık koltuk altı deodorantı kokuları gibi yapmacık eleşririye maruz kalırlar. yazık.
aşık adam dertli adamdır yahu. öyle filmlerde gözüktüğü gibi yanaklarına mandal asılmış, gözleri dört dönen yüz hallerine girmez.
aşkına karşılık bulduysa ağırlaşır, asilleşir, sivrilir. tabi bu durumu kafelerde 35 derece sıcakta tişörtünün üzerine kazağını atıp kolundaki dövmeyi milletin gözünün içine sokan göstermelik saçma karizma takımı, ya da her daim söylediğim parlak götlü elit pezevenklerin çocukları için geçerli olmayan şeyler. adam mı adam statüsü için var olan durumlar. sebebiyse basittir aşkına, canına cananına var olduğu için tek zayıf, komik, eğlenceli, sevecen yüzünü ona gösterir zaten aşk durumunda başklarına gösteriyorsa aşk değildir o, olmamıştır.
aşkına karşılık bulamadıysa napsın zavallıcık. abisine, annesine, ablasına, yengesine, bakkala, kasaba, ustaya, aşçıya derdini anlatır. eğer anlatamayacak kadar aşıkşa közün içinde közlenmeye bırakılmış patatesin unutulup közün içinde kül olması gibi kahrolur yahu. umarım böyle durumlarda biz kül olmadan köz çabuk söner. (bkz: (amorti sevinci)
bana gönderilen aylık elektrik, su, doğalgaz faturalarını diğer ülkelere göre kat kat üstünde vere vere , diğer ülkelerin çoğunun standardından düşük yaşayıp aynı zamanda "karar alan bir ülke değilde, karar verilen bir ülke" olan "filistin için brifing verip, incirlikte amerikan üssü bulunduran" ülkemi neden seveyim?
çoğu arkadaşımın içinde bulunduğu durum. elinde olanağı "para" olan insan "parasını", "akıl" olan insan "aklını" ya da bi faişe için "vücudunu" kullanmasından daha doğal birşey olamaz. sorunun başladığı nokta hemen hemen ortalama aynı zengilikte olan bu "parlak götlü elit pezevenklerin çocuklarının" birbirlerinden neden nefret ettiğidir. bana kalırsa bariz çekememezlik biri olanaklarını daha iyi kullanıp kendini geliştirirken diğeri aynı olanakları karı-kız peşinde pileşteyşın salonlarında geçirip yanak kaslarını geliştirip hayatını mahvetmesidir.
bu ülkede yaşayan herkes kendi haricinde idea dünyasında bir filozof. onlar özgürce düşünebilir , onlar dilediklerine hakaret edebilir , onlar dilediklerine diledikleri şeyi söylemekten çekinmezler. karalamayı çok iyi bilip parlak götlü elit pezevenklerin çocukları olan bu grup insan türü hakareti bi lütuf bile sayabilmektedir sebebi ise çok basit okutulan tarih kitapları , yabancı komutanların atatürk hakkında söyledikleri sözler atatürkü hep yerin dibine sokan , onların utanmasına sebep olabilecek sözlerdir (!) ama hakketen yeter artık.
şu an itibariyle aldığım durum. tamam artık bende toplum elemanı olacağım , sanat galerileriyle , çocuk parklarıyla , aşk romanlarıyla , siyasi tartışmalarla vakit harcayıp cinselliği bir sır gibi uygulayacağım insana saklıyacağım. yön değiştiriyorum artık ekisi gibi absürtlükten uzun uzadıya bahsetmeyeceğim.
feci derecede ayar olduğum durum , fakirlik krallıktır burda yaran her daim fakirdir sahip olmadığı şeylerden dolayı zengindir aslında sahip olacağı için asıl yaran odur her daim de o olacaktır. tüm konsolos , ateşe , diplomat , avukat , savcı çocuklarından nefret ediyorum bu denli tuzu kuruluk bu denli yokluktan anlamamak aptallıktan başka bir sik değildir.