dünyayı 100 sene geriden takip etmek zorunda mıyız?
2050'lere kadar siyahı azınlıklarına ayrımcılık yapan türkler de bu sefer yeni martin luther king'in meclise girmemesi için uğraşıcak sanıyorum.
kendimi hep "onlar eğitimsiz iğrenç bir nesil ve bitecekler" diye avutuyorum ama biliyorum ki yeni nesil de farklı değil.
okulda her sene osmanlı'yı, her sene aynı din konularını, her sene aynı matematik'i anlatacağımıza çocuklara daha çok temel ahlak kurallarını dikte ettirmeliyiz. bak bu hayvan, taşlanmaz, bak bu insan, dışlanmaz, düşün, dinle, özür dile, saygı duy, ayrımcılık yapma...
Bir zamanlar bu sayıklamalardan bana da bir tane yollamışlardı. Kendimi zorlayarak okuyabildiğim bir tanesinde, Kürt Said radyodan bahsediyor, dünyanın bir ucundan söylenen bir sözün kutudan duyulmasını kutudaki meleklerle açıklıyordu.
işte, aşağı tabaka ile birlikte doktor, mühendis ve avukatın da şeyhi, pirî olan, kendisinden efendi hazretleri diye söz ettikleri Kürt Saidin seviyesi budur.
Fizikten, titreşimden haberi olmayan, müsbet bilimin kıyısından dahi geçmeyen bir yobaz, radyo hakkında ancak bu kadar düşünür. Fakat bilgisizliğini de anlamaktan âciz olan o kara cahil, bu katmerli bilgisizliğine bakmadan, Türkler aleyhinde hüküm çıkarmaktan da geri kalmıyor. Nur risalelerinin birinde, Yecüc Mecüc denen ve dünyayı yok edecek olan korkunç yaratıkların Özbek, Tatar ve Kırgız gibi akvâm-ı vahşiyye (yani vahşi kavimler) olduğunu yazmıştı. Sevsinler medenî Kürdü! Özbek, Kırgız ve Tatarlar arasında okuyup yazma nisbeti % 90dır ve aralarında atom bilginleri de olmak üzere her bilim dalında yüzlerce bilgin ve uzman bulunmaktadır.
Atatürk dönemi Türkiye cumhuriyeti devletinin 7 düvele diz çöktürmüş olmasından ötürü büyük liderlerin ayağımıza gelmiş olmasından mütevellit süre gelmiş hede.