askeri vazifem esnasında sürekli kaçıp 15-20 gün sonra geri gelen bir tiple karşılaşmıştım. birliğe her teslim oluşunda 3-5 gün kadar takılır, durumu bilmeyen zavallı askerlerden kişi başı 50-100 lira kadar toparlar sırra Kadem basardı. arpası bitince 15-20 gün sonra tekrar gelirdi.
her firarı takip eden yat yoklamasının akabinde bizler de 3-4 saat boyunca onu kışlanın her yerinde arardık. olur da bir yerde düşüp kolunu bacağını kırmış olmasını yürekten istediğim zamanlar olmadı değil ama şanslıydı pezevenk.
bu kısır döngüye 3 defa şahit oldum. adam firarı meslek haline getirmiş. hâlâ devam ediyor mudur acaba?
bizde mehmetler fazla olduğu için her birinin lakabı mevcuttur. buyrunuz:
acele mehmet
esas mehmet
yamçi mehmet
komser mehmet
davşancı mehmet
inzibat mehmet
zabıta mehmet
maça mehmet
coruk mehmet
ingiliz mehmet
töm mehmet
kel mehmet
gocaman mehmet
gücelek mehmet
gödeç mehmet
aklıma bu kadarı geldi ve bu yarısı bile değil. Hatırladıkça güncellerim.
Aslanapa Kütahya ilinin bir ilçesidir. daha önceleri Merkez ilçeye bağlı Nahiye Merkezi iken Özal döneminde Şaphane ve Dumlupınarla birlikte ilçeliğe hak kazanmıştır. il'in ve Türkiye'nin en küçük ilçe mekezlerinden biridir. Nüfusu 1.893'tür. ismi üzerinde birçok görüş mevcuttur.
ilk etapta akla gelenler pervaz, ingiliz anahtarı, krem peynir, merdaneli çamaşır makinesi, traktör lastiği ve arazöz gibi ıvır zıvır şeylerdir.
bu liste böyle uzar gider. zihninizin gri renkli hücrelerini azıcık zorlayarak siz de kendi bilim-kurgu tarhinizi oluşturabilirsiniz. hatta uslu bir çocuk olursanız şirinleri bile bu listeye ekleme hakkınız olur.
haa unutmadan o olduğu halde gargamel nasıl olabildi hayret
propagandanın tartışılmaz etkisi sayesinde doğru gibi algılanmış önerme.
ateistlerin fazla şişirilmiş fikirleri dünyaya şekil vermekten daha çok dünyanın başına bela olmuştur.
3 kişilik çekirdek kanka grubumuzun birisi dün birisi de bugün nişanlandı. ben de mal gibi onları izledim.
hatta üstüne üstlük (bkz: http://www.uludagsozluk.com/e/25351973/)
arkadaş, bu adamlarla yediğim içtiğim ayrı gitmez ne ara işi bu noktaya getirdiler anlamadım.
annem ve beraberindeki dokuz adet teyzemin ustalıkla ifa ettikleri sosyal sorumluluk.
neleri kaçı rdım onların yüzünden bilemezsiniz.
arkadaşlarla bilye oynamanın, nasıl feci bir ölüme bağlandığı konusunda annemin ortaya attığı hipotez, hollywood yapımı korku-gerilim filmlerini bile gölgede bırakır.
caddelerde bulunan ağaçların budama alt sınırının -1.70'e ayarlanması.
kardeşim bu memlekette uzun insanların da olduğu hiç mi aklınıza gelmiyor? eğilerek yürümekten gına geldi. sesimizi duyun lan.