bunun zaman içinde şahsım tatafından sesizldiği ve şahsıma inandırıcı gelen bir gerçek. ve evet çıkıyorum bu faşist ortamdan ha bu yazdığımı da ister yayınlayın isterseniz bi taraflarını okuyun, gidişatın iyi olmadığını söylemek isterim ve insanca bir uyarı olarak kabul edin bunu gerisi sizin bileceğiniz iş.
insani vasıfları bir kenara itip onları içinde yer ettikleri siyasi görüş çerçevesinde değerlendirmek diyelim tanım olarak ama şu ki insanı kendi başına düşündüğünde aslında edindiği siyasi görüşü ne şekilde kazandığı bir araştırma konusu çünkü bunun bir çok değişik nedeni olabilir tabi eğitim seviyesi bi yerde önemli ama ben bunu pek önemsemem çünkü kişilerin öz karakterleri ve yaşam standartları da çok etkilidir bu anlamda.
aslında konuyu sağlam bir temele oturtmak gerekirse insan dediğimiz yapı, organizma, bir bakıma akıl ve kalbin değişik katkılarının olduğu vijdan otoritesine sahip canlı, bir takım düşünceleri bu vasıflarının herbirinden belli şekillerde alarak oluşturur siyasi görüşünü. bunların bir yerde eksikliği ve ya fazlalığı görüşlerini meydana getirir diyelim. karar mekanizmasının kendi özünde olması çok önemli çünkü budur onun karakter ya da ahlak anlayışı- ahlak anlayışı da diyebilirsininiz çünkü temelde ortaya konulan hiçbir ahlak kuralını kendim için sınınrlayıcı bulmuyorum-nı meydana getiren. ama bu konuda bir yerde kendimle çeliştiğimi söyleyebilirim ya da eğer milliyetçilik kimine göre bir temel siyasi görüşse çünkü bence bu bir anlayıştan çok toplumun - ahlaksal olarak- dayattıklarından öte geliyordur yoksa zannetmem hiçbir kişinin bir milleti göklere çkarmak için türlü saçmalıklar yapacağını. ha kendimle şu noktada çeliştiğimi söyleyebilirim hiçbir siyasi görüş kişinin ahlak anlayışı hakkında görüş belirtmeme müsade edemez diyemiyorum ama milliyetçi görüşü savunan için ciddi bir ön yargı içerisindeyim nedeni ise bu anlayışın toplum tarafından aşılanması ha her görüş aşlıanmaz mı denilecektir ama bu öyle değil bunun temelinde ciddi bir gelenekçilik yatıyor işte kafa kurcalayıcı tarafı burdan geliyor. eğer bu bir çeşit toplumsal araşrırma gerektiriyorsa soruların bir kısmı 6-10 yaş arası diye belirledim kendi içimde, bu yaş gurubuna sorulabilir nitekim bu yaşta çocuklara ağlaya ağlaya istiklal marşını okutan birilerinin varlığından şüpheliyim aynı şey kürt çocukları için de geçerli zira kenarda böyle bir kesimin yetiştiğini de söyleyerek bir öz eleştiri yapma ihtiyacını hep duymuşumdur. siyasi görüşün ortaya çıkışında ahlak önemlidir ya da değiştirici bir etkendir.
dersim katliam değildir zaten bir şehirdir. ha dersim'de katliam yapılmadı da bir isyan vardı o bastırıldı diyorsan söylenecek çok şey var. isyan bastırmada canlı bir tek varlığı bile sağ bırakmama gibi bir anlayış mı var? ya da uyutuluyor muyuz ne. kişisel görüşü mü kalmış bunun be...
sabahlar, akşamlar birken ey sevgili!
ey! senin yüzünden fikir kalmamış serde
he ustam halımız böyle, şimdi bir kalmışım
şimdi beynim özgürleşecekse
yari gözden çıkarma vakti gelmiştir.
özgüven ve biraz cesaret istiyorum sizden tabi patavatsız olmayıp erdemliliği elinizden bırakmamak kaydıyla biraz mevlana, pek fazla şems olmak gerek size.
küçüktüm tam hatırlamamakla beraber bir otobüs terminalindeki sahne geliverdi aklıma o zaman küçüktüm ya küçük kalbim de nasıl burkulmuştu ya da nasıl algılamıştı bu durumu bilinmez neyse... yaşlı bir kadın oğluna engel oluyordu gitmemesi için. yalvarıyordu, bağırıyordu, ağlayarak. oğul da koşuyordu. kurtarmaya çalışıyordu kendini annesinin ellerinden, kadın öyle bir sarılmıştı ki belinden nasıl birşeydi bilmiyorum genç adam kuvvetiyle annesini itti ve kaçıp gitti. o otobüse bindi son anda. kadın ağladı ama çocuk gitti...niye gitti bilinmez.
mecliste tekrar bir kürtçe konuşma yapmasını sabırsızlıkla bekledeğim onurlu bir kadın, bir halkın temsilcisi dışında halkın ta kendisi, halkın canı ciğeri...
hmmm: he aferin uçmuşuz gene...
ntv deki banu güveni taklit ettiğini düşünüyorum ayrıa bi programda bakanlardan ulaştırma bakanını konuk etmiş, bakan icraatları anlatacak ama haberci hanımefendi hep icraatları destekleyici şekilde konuşup bakana sıra vermemiştir. yahu bırak ta adam anlatsın icraatları da sende şüpheci, araştırmacı sorgulayıcı falan haberciliğinle biraz muhalif ol dimi. ne o öyle herşeye alkış tututyorsun ve evet itici.
"ne olacak anayasaya ana dilde eğitim hakkı girince karnınız mı doyacak." dimi ya ne yapacağız biz ana dile, özgürlüğe falan karnımız doysun yeter bize. biz hayvanız ya bi insan olan sensin be hey gözü görmeyen, kulağı eşitmeyen, be hey anlayışsız...
bu geceler çok uzun da sürebilir ki dengbejlerin söyedikleri destanlar veya uzun hava benzeri türküler( en doğrusu "kılam" olur heralde) çok uzun süren eserlerden oluşur. eserler geleneksel kürt müziğinin temelini oluşturmaktadır. bu geceler çok hoş sürermiş ve civar köylerin ya da bölgenin önemli dengbejleri toplanırlarmış. uzun kış gecelerinde de bi o kadar güzel ve duygulu geçtiğini tahmin edebiliyorum ancak. çünkü o hoşluğu sadece büyüklerimden duymuşluğum vardır. mehemed şexo'dan ay le gule ve ey felek tavsiyelerim arasındadır.
güzel bir gün. sabah uyandım bir baktım güneş açmış zira yaklaşık bir haftadır yağmur hep buralar. evimin karşısında demir yığınları. paslı kirli görüntü gitmiş her taraf yeşil. sarı çiçekler açmış, çiçek tarlası olmuş yani. dün geceden yarım bıraktığım herşey bugün gene yarım ama bunlar sadece düşünceler çünkü pratikte yaptığım pek birşey yok, bu bir iki aydır böyle ama olsun bugün güzel bir gün ya hani. yarın da böyle güzel olsun ne olur...