hayat seçimlerle ilerleyen bir süreçse, her an ve daima tercihlerimizle farklılık kazanıyorsa ve seçmekten korkarak yaşıyorsak ve artık bu korku hayatın ta kendisi oluyorsa..
çayı kaç şekerle içeceğinden o gün ne giyeceğin, çalan telefonu açıp açmayacağından başlayan minik binlerce seçim değil mi hayat?
hani okul, hangi insan, hangi iş gibi çok daha önemli sonuçları olacak başka büyük tercihler de hayat değil mi?
ya seçim yapmak zorundayken sonuçlarından korkup devinimsiz kalıyorsan, sadece korkun yüzünden 'miş' gibi yapmayı seçmiş olmuyor musun?
hani hayat, hani hayatını senin yönlendirdiğin gerçeği, hani mutluluk?
hayatın denetimi elinden çıkar diye korkuyorsan korkma, korku senin yarattığın bir duygu, bunu gör. sen istersen korkarsın, izin verirsen.
uçaktan korkan bir sürü insan var sen korkmuyorsun, oysa uçağı sen idare etmiyorsun.havada olduğunu, birşey olursa kurtuluşunun olmadığını ve o aracı başkasının yönettiğini biliyorsun. hem de hiç tanımadığın birisi, kendini ona teslim edebiliyorsun da beynine, yüreğine, doğrularına mı biırakamıyorsun.
korkma, tercihini ve gereğini yap, tercih etmekle yaşamayı seçeceğini unutma. *
o yürek hala içimde,
ve yaşadıklarıyla daha güçlü,
şimdi taşınma zamanı, acılarımı toplayıp paketlerim.
daha büyük bir coşkuyla
dolu dolu ve cömertçe
yoluma devam ederim.
ben düşmem,
sendelerim tökezlerim ama toparlanır yürürüm.
hatta bir süre sonra koşarım da,
bir gün koşarken,
yüreği beni kadar güçlü biriyle karşılaşırım
elele durup dinlenirim,
inanırım, hayal ederim ve varederim.