zamanda seyahat benim için geri gitmek, zaten ilerisinden düşündüğümüz şeyler bir hayelden ibaret. Dolayısı ile insanoğlu sadece zamanda geriye gidebilir veya aynı anda yaşayabilir
itiraf ediyorum bir çok zaman mesafeli ama basit diğer zamanlar samimi ama kaliteli davranıyorum. Bunlar tamamen istemsizce oluyor...
ve artık ağlama krizlerim tutmuyor.. çünkü artık antideprasanım var
Yıllarca kendimin yazdığını düşündüğüm bir deneme..
Beslenme çantamda silah saklamıştım...
Belki de bu yüzden akranlarım; Bruce Lee ve Cüneyt Arkın arasında gidip gelirken,ben yeşil duvarıma Che posterleri,Nazım planları astım.
Ve orta sona kadar veli toplantılarımdan hiç korkmadım...
Sanırım tehlikeli bir ailenin küplerine sır sığdıramayan oğluydum.
Zamanında ergenlik duvarlara çevirirken yüzümü,ben çentiklerimi saymak yerine,uçan balonların üstüne serçe parmağı olmayan saygıdeğer ablaların-abilerin portrelerini çizdim.
Hünerliydim...Değerli dişlerine güvenen genç bir fildim artık.
Evimden ayrılmanın,hayata atılmanın vakti gelmişti.Hem bana göre,
‘’evimiz hayattan iki kat daha çetindi’’
Tükenmeyeceğime ölesiye inandığım öyle öykülerim vardı ki...
Kaçmasın diye öldürdüğünü kuşunu dul babasının suladığı saksıya gömen çocuğu anlatacaktım mesela.
insan anasıyla evlenebilir diye vaaz veren hocayı anlatacaktım,bu hoca cüce olup minarede uyuyacaktı.
Çirkin görünüyor,pis kokuyor diye en mahrem yerini ayakları sanan yeni gelini anlatacaktım oysa.
Yalnızca yemek yerken yakışıklı olduğunu düşünen,bu yüzden sofrasından aynayı eksik etmeyen adamın hikayesi onlarca ayrıntıya girdiğimde nasıl parlayacaktı. ?
Ama ne yazık ki yine kanıma karıştın sen...Bir yudum hafifliğinde,kaygan bir mısra daha içiyorum,karşımda düşlerin...
‘Çocukluktan gayri hemşehrilik yoktu oysa’
Peki ben neden soğudum ilk gençliğimden?
Babayla bir tanışma yaşı olduğunu bile/ bilirken.
Zamanında burnumda bir yara besler,şımartılmak istediğim zaman,bağlanmamış kabuğunu kaldırır-kanatır,evi telaşa verirdim.
Şimdi tapılacağımı bilsem
Burnumu kanatamıyorum.
............Çünkü ben artık değerli dişleri mürekkebe bulanmış,olgun bir filim!
Ve anladım ki.;
Dişlerimden daha değerliymiş,
hadislere dayanarak, islamiyetin bedevi kulturunun bir urunu oldugunu ve hz muhammedin bu yeni dinin gucunu, ganimete ve yagmaya dayanan gocebe bedevi toplumlarinin onderi olarak iktidar alanini genisletmek ve bu yayilmaciligi mesru gostermek icin kullandigini anlatan kitaptir.
kisacasi, halk arasinda da denildigi gibi, hz muhammed araplari "yemis" ve guce kavusmustur. manevi mesrulugunu ispat etmek icin de onceki buyuk dinlerden bol bol doktrin ve sembol odunc almis, kendini onlarin ardili olarak gostermis ve dahasi orwell in ciftdusun u gibi, agresif bir yayilmacilik politikasi izlenirken bir yandan da islam baris ve huzurdur diyerek propaganda yapilmistir.
hz muhammedin cinsel aktivitelerini mesru kilmak amaciyla, peygamberlik sifatinin bedevi kulturune uygun olarak nasil kullanildigina dair kitaptan ornekler: muhammedin bircok karisinin bir tanesini disinda hepsi genc, guzel ve azgindir. muhammed "adalet" icin hepsiyla cinsel munasebetini siraya koymustur, her gun biriyle yatar. daha sonra gelen esrarengiz bir vahiyle artik diledigi karisini one alir, diledigini bos birakir, secim onundur. iste bunun uzerine aise (en favori karisi) dayanamayip o sozu soyluyor "goruyorum ki senin efendi tanrin senin seyinin keyfini icin kosuyor yanlizca"
baska bircok ornek, hadisleri kaynak gostererek verilmis: aisenin 9 yasindayken hz muhammedle gerdege girmesi, karilari arasinda kiskanclik ve kutuplasma, aisenin zina etmesi uzerine supheler ve daha sonra onun zinasini rededen 18 ayetin birden inmesi, esir alinmis 200 aile tam idam edilmek uzereyken, aralarinda guzel bir kizin hz muhammed tarafindan gorulup alinmasi uzerine ailelere "merhamet" edilmesi, hz muhammedin esir kadinlarinin gaziler tarafindan irza gecilmesine musaade etmesi, hz muhammedin karilarinin sayisini kisitlayan ve sonra kisitlamayi kaldiran vahiyler inmesi (bu kisitlamalara cariyeler dahil degil), sevhetine defalarca yenik dususunun ve karilarini ve cariyelerini bile aldatmasinin anlatildigi bircok hadis...
1. karsit gorus: peygamber kadinlara acidigi icin onlari yanina aldi.
kitabin yazarinin cevabi: kadinlarinin kaci yoksul ve caresiz durumdaydi? o yorelerde sayisiz yoksul ve caresiz kadin varken, istese bile, hangi birini alacakti? ayrica yoksulluklarini gidermenin tek yolu onlarla evlenip, yatmasi miydi?
2. karsit gorus: evlilikler siyasi sebeplerdendi
yazarin cevabi: hz muhammed bir peygamber idiyse, boyle ufak siyasi hesaplara ve sebeplere niye gerek duyuyordu, tanrisinin yardimi yeterli degil miydi? ustelik kadinlar nedense cogunlukla, genc ve sevhetli ve bu kadinlarin hepsini ebedi dul olarak birakti. aise ve cuverriye 18 yaslarinda bir daha evlenmeleri yasak bir halde dul kaldilar. ayrica karilarinin yaninda cariyeleri de vardi, siyasi sebepler bunu da mi gerektirdi? hz muhammed cok kari aldi, bunda da ana etken, donemin arap kulturune uygun olarak, erkekligin ve liderligin en onemli geregi olan cinsel istekti.
kitabin ikinci bolumu islamin sanildiginin aksine siddet karsiti degil, yayilmaciligi mesru kilan ve gerektiginde fazlasiyla siddete basvuran bir din oldugunu savunuyor. peygamberin yaslilar dahil esirleri imha emirleri verdigi hadisler bile var. ayrica bariscilligin aksine, kisas sadece pratikte bir uygulama degil, ayni zamanda farzdi: bakara suresi 178. ayet "ey inananlar, oldurmede kisas size farz kilindi, hure hur, koleye kole, kadina kadin"
ek olarak, muslumanligin yayilmasinin tek aracinin fetihler degil, ayni zamanda komsu topluluklara rusvet olarak verilen savas ganimetleri de oldugu anlatiliyor. kuranin orjinallerinin basina gelenlerden ve sonrasindaki degisikliklerden bahsediliyor. islamda hurafe yoktur dogmasini da yalanliyor ve kuran da bile dile getirilen buyu ve buyuye inananlarin etkilenebilecekleri inancina dikkat cekiliyor.
daha fazla ayrintiya gerek yok, yanliz bir kitapcida bu kitabi elinize alirsaniz, sayfa 125, 128, 132, 156, 177, 181-185, 187, 240 ve 248 deki noktalari okuyun. hic olmazsa son bolumlerdeki mektuplari ve zaman gazetesiyle gorusmesini, 289. sayfayi okuyun.
butun bunlardan sorna, sahsen bu adam kesin hakli diyemeyecegim, cunku gosterdigi kaynaklari incelemedim ve yeterli bilgim yok. fakat dediklerinin ve kaynaklarinin ancak yarisi gercek olsa bile, bugun inanilanlarin ne kadar safsatalarla dolu oldugunu gozler onune seriyor. acikcasi ozgur ve analitik dusunebilen bir kafa olmasi bile tek basina, yazilarini okumaya deger yapiyor ve goruluyor ki turan dursun ve karsisinda dikilenlerin arasindaki evrimsel fark inanilmaz boyutlarda. her ayrintiya girmeden, kisaca bir goz gezdirmeniz bile yararli olacaktir.
"this is me" dediğim. Dün, buralara neler yazmışım neler bırakmışım diye bir giri'lerime baktım. Sözlükte ufacık bir azınlığın içerisindeyim, herkesten farklı. Ne yazsam seri eksi yemişim.
Aferim bana