namaz seberliği, namazla diriliş platformunun kurucularından türkiye satış rekorunun sahibi "sabah namazına nasıl kalkılır" kitabının yazarı olan zat-ı âli..
dünyanın ilk namaz programını sunuyor moral fm'de. ama tek değil ondan sonra başka radyolarda da namaz programları başladı!..
türkiye satış rekorunu elinde bulunduran ,okuyanların birçoğunun namaza başlamasına sebeb olan, zaten kılanların da huşuunun artmasına vesile olan harikulade namaz kitabı!.. şuan 900 bin basıldı çok kısa zamanda da bu sayı 1 milyona çakıcak. kitap yeni değildir yaklaşık 4 yıl oluyor çıkalı.
kitap tümevarım kaidesine göre yazılmıştır. adına bakıp kanmayın aslında tam bir namaz kitabıdır!.. namaz seferberliği ,namazla diriliş platformunun kurucularından cemil tokpınar'ın kitabıdır!..
kitaba internetten ücretsiz ulaşabilirsiniz. http://www.nurris.com adresinde nurris formatıyle hazırlanmış halini ücretsiz edinebilirsiniz. ayrıca bu kitabın eğer bir arama motorunda taratırsanız sesli kitap halinide bulabilirsiniz!..
dini bir konudayız bu yüzden tartışmak için değil paylaşmak için yazıyorum. şimdi ben aşağıya seyyid kutub'un "fizilâl-il kur'an" adlı tefsirinin alâkalı bölümünü yazıyorum.. ben fikrimi bu tefsire dayandırıyorum.
"Allah'ın indirdiğiyle hükmetmeyenler, işte onlar kafirlerdir"
Şart ve cevabı umumî, böyle kati ve kesin bir hüküm..zaman ve mekanın hududunu aşarak, herhangi bir nesil ve herhangi bir cemiyette Allah'ın indirdiğiyle hükmetmeyen her ferde şamil umumî bir kaide..
Bu ağır hükmün sebebini daha önce izah etmiştik,ulûhiyetin reddi demektir.Teşrii hakimiyet, ulûhiyetin değişmez özelliklerindendir.Allah'ın indirdiklerinden başkasıyle hükmedenler,bir taraftan Allah'ın ulûhiyetini ve ulûhiyetinin özelliklerini reddetmekte,diğer taraftan ulûhiyet hakkını ve ona ait özellikleri kendi şahsı için iddia etmektedirler...Bu da küfür değilse, hangisi küfürdür?.. Dilden daha fasih olan fiil,küfrün emrine göre hareket ederken ,dille islam veya iman davasını ortaya atmanın ne kıymeti olur?!.
Bu umumî,kesin ve kati hükümde münakaşa, hakikatten kaçmaktan başka bir şeye yaramaz.Bu gibi hükümlerde tevile başvurmak,kelimeleri yerlerinden tahrif etmekten başka bir gayreti ifade etmez.Vazıh ve açık ayetlerin tetabuk attiği kimselerden Allah'ın hükmünü döndürmek hususunda bu münakaşaların hiçbir tesir ve kıymeti olamaz... (sayfa 256-7/ 4. cild)(hikmet yayınları baskısı)
şu an dünyadaki en güçlü ve en muasır iki müslüman devletin birleşerek müthiş bir islam (hatta hilafet) devleti kurmasıdır!..
iran'la alakalı yalanlar uyduranların acaba iran hakkında bildiklerini yazsanız bir satır eder mi? iran gayet gelişmiş, medeni (hemde Allah'ın kanunuyle idare edilerek ulaşılabilen medeniliğin en ileri seviyesi) , muasır bir devlettir!.. ayrıca halkının %45'i türktür!... birleşsek şarkı bu zilletten kurtarabiliriz!..
bence şeriat düşmanlarına en iyi cevabı kur'an vermektedir!..
Hem Tevrat'ta onlara şu hükmü de farz kıldık: Cana can, göze göz, buruna burun, kulağa kulak, dişe diş karşılıktır. Hülasa bütün yaralamalar birbirine kısas edilir.Fakat kim bu kısas hakkından feragat edip bağışlarsa bu, kendi günahları için keffaret olur.Kim Allah'ın indirdiği ahkâm ile hükmetmezse işte onlar tam zalimdirler. (suat yıldırım meali / maide-45)
O Kitap'ta onlar üzerine şöyle yazmıştık: Cana can, göze göz, buruna burun, kulağa kulak, dişe diş... Yaralamalar karşılığında da kısas. Kim kısası bağışlarsa, bu bağışlaması kendisi için günahlara bir perde olur. Allah'ın indirdiğiyle hükmetmeyenler zalimlerin ta kendileridir. (yaşar nuri meali / maide-45)
Onda (Tevrat'ta) üzerlerine şunu da yazdık: Cana can, göze göz, buruna burun, kulağa kulak, dişe diş kısas edilir. Yaralar da kısasa tabidir. Kim de bu hakkını bağışlar, sadakasına sayarsa o, kendisi için keffaret olur. Allah'ın indirdiği ile hükmetmeyenler zalimlerin ta kendileridir.(diyanet meali / maide-45)
ehh kur'andaki hükümlerin genel olduğunu bilenler ; "kim Allah'ın indirdiğiyle hükmetmezse zalimlerden olur" hükmünün müslümanlar içinde geçerli olduğunu bileceklerdir!..
* jiletin üstündeki kâğıdı çıkartmayı unutup jiletin kesmediğini zannetmek!.. hemde bir kişi değil yüzlerce... jilette firması ilk jileti çıkarıdığında bir sürü şikâyet almış bu jiletle kesmiyor diye sonra birde ne görsün şapşal herifler jiletin üstündeki kâğıdı çıkarmayı unutmuşlar!..*
ve daha niceleri ; bu amerikelılar hepimizin malumu aptalın tekidirler daha bir sürü salaklıkları vardır bunların şimdi!.. benim şuan aklıma bunlar geldi!..
not: aslında başlığı sadece amerikalıların yapabileceği salaklıklar diye açıcaktım ama karakter sayısı fazla geldi!.. bende böyle açtım ama yazdıklarımı başlıkla uyumlu hale getiriceğm diye baya kasdım ama galiba yinede olmadı!..
matematikle uğraşan, bu ilim dalını meslek haline getirmiş insana verilen isimdir!..
ayrıca zannedildiği gibi hiçte tabiî hayattan kopuk insan değildir... bildiğimiz ,alelade insandır işte... ayrıca ,bu arada bende nasipse matematikçi olucağm şayet fıttırmadan okulu bitirebilirsem!..
çok ileri seviyede matematikî işlemlerin yapılabildiği bilgisayar programının da adıdır!.. tabi basit işlemler de yapılabilmektedir..
kullanıcı adını teoman sapığının bir parçasından kat'iyen almayan bir yazar!.. hatta adını onun parçasından almak bir tarafa dursun bilakis o heriften nefret eden, verseler bir kaşık suda boğacak olan yazar.. ayrıca peşin hükümlü olmamak için bahis mevzuu parçanın sözlerini okuyup hiç be hiç beğenmiyen yazar!..
ben teoman taşkınından nefret ederim bu böyle biline!..
kendi adımın altına yazı yazdım,bence biraz abes bir durum ama beyân ettiğim açıklamayı zarurî hissettiğimden yazdım!..
başlığı açan şahsın girdiği beyân doğruysa şayet çok üzülmeme sebeb olacak beyâna haiz başlık...
biz zaten bu iğrenç herifler yüzünden batmışız batıcağımız kadar, ötekilerde batmasa bari!.. yani; bize giren girmiş zaten de ötekilere yazık olmasa...
çağımızın kanayan yarası.. belki çok kılişe oldu ama harbiden böyle!.. yahudî zulmünden önce 70 bin yahudî, 7 milyon müslümanın yaşadığı filistinde bu gün 7 milyon yahudîye mukabil filistinli nüfusu 2 milyon bile değildir ve 4 milyon filistinli şuan mülteci durumundadır!..
toprak parçası olarak biz Türklerin şahsî mülküdür, Ulu Hakan'ımız II. Abdülhamid'in tehlikeyi fark etmesiyle filistini hanedanın şahsî mülkü yapmıştı ama ittihat ve terakki denen tarihimizin en iğrenç topluluğu; filistini devlet arazisini halini getirir ve birkaç ay sonra ingilizler işgal eder filistini. O menfur herifler filistini osmanlı hanedanının şahsî mülkü olarak bıraksaydı bu gün oraların sahibi bizdik çünkü devletler hukukunda insan devletten üstün tutulur ve başka bir devletin gelmesiyle tapulu mal elden çıkmaz!..
tarihi olarak yine bu topraklar bizimdir. evet şaşırabilirsiniz ama bizimdir arapların değil; çünkü filistin tarihine bakıldığında son 1000 yılında takriben 700-800 yılı bizim toprağımız olarak gözüküyor; osmanlı,eyyübiler,selçuklu (ve yine selçuklu ama suriye -filistin selçuklu devleti)... onu kurtaran ve imar eden de bizizdir; selahaddin-i eyyübi hazretleri onu haçlılardan kurtarmıştır, osmanlı sapıtmış memlüklerden kurtarmıştır ve birçok saldırıya karşı korumuştur!..
ama manevi olarak filistinlilerin vatanıdır zaten mühim olan budur mal değil vatan olması!.. onun yoluna şehid olan filistinlidir, onu terk etmeyen filistinlidir!..
bir çok kez dünyanın en güzel kadını gibi makul, en arzulanan kadını gibi edepsiz anketlerde birinci olarak seçilmiş bencede dünyanın en güzeli en azından en güzellerden birisi olan fransız hanım. modellik asıl mesleği gibi gözükmesine rağmen oyunculuğu da var, hani bizdeki mankenlerin dizilerde oynaması gibi onunda bir oyuncu yanı da vardır.. benim hatırladığım "asteriks ve oburiks 1" filmindeki oburiks'in aşık olduğu bir kız vardı (hani filmde büyüyle çoğaltılıp birsürü tane olan kadın),işte o kızı Laetitia Casta oynamıştı.
bir de yanılmıyorsam bu günün tarihi itibariyle 2 kızı var!..
belki kimileri bunu bir vak'a olarak kabul etmeye bilir ama tarihin gelmiş geçmiş ve gelebilecek en önemli, büyük vak'ası Hz. Muhammed(s.a.v.)'in doğması ve risaletidir!:..
ne de olsa doğum hadisesi de bir olaydır ve haddizatında peygamberimizin doğumuyle birer mucize olarak dünyada da çok büyük hadiseler meydana gelmiştir fakat en mühimi onun risaletiyle başlayan olaylar silsilesidir!..
bu risaletle yaşanmaz hale gelen, insanın doğduğuna pişman olduğu dünya tekrardan bir insanlık bahçesi haline gelmiştir!.. işte en büyük olay budur; Hz. muhammed'in doğumu ve risaleti!.. (biliyorum doğum ve risalet iki ayrı olaydır ama ben tek bir olaymış gibi yazdım)
manâsı yol demektir.. arapça çok zengin bir dil olduğundan bünyesinde çok fazla yol manâsına gelen kelime barındırır.. bu yüzden bu kelimeler zamanla bir sıralamaya konulmuştur..
mezhepte; bir dindeki ana fikir ayrılıklarından(ana yoldan) sonra gelen kollardır.. meselâ islam dininde ehl-i sünnet , şiilik ve selefîlik olmak üzre ana fikir ayrılıkları(ana yollar) vardır bunlardan ehl-i sünnette hanefîlik, şafîlik, hanbelîlik ve malikîlik olmak üzre dört mezhep bulunur... ama bu mezhep ayrılıkları aslında dinen hiç mühim değildir mühim olan ana yoldur oda biraz mühimdir öyle çok değil.yani insan istediği mezhepten istediği tercihi yapabilir illede bir mezhebe bağlı olmak zorunda değildir...
(belki yeri değil ama bu bilgi çok iyi bilinmesi gerekir)
hacı bektaş veli yolundan gidenlerin mensublarının oluşturduğu tarikatin adı olarak bilinir.. fakat bir yerde yanılınır; bu tarikat önceleri Türk'ün imanını artıran bir yoldu(ki tarikat yol demektir) lakin daha sonraları iran şii'lerinin ülkemizdeki faaliyetleri neticesinde hacı bektaş veli yolundan saptırdılar. bu iran şii'leri anadolumuzda celali isyanına sebeb olmuşlardı.iran şiiliği biraz yahudiliktan etkilenmiştir bektaşilikte şiilikten etkilenince dolayısıyle felsefesinde yahudi sapkınlıkları barındırır bu bektaşiler..hatta bazı alimlerimiz onlar hakkında sapkın bir zümre bile der -yani müslümanlıklarından şüpheliyiz-!.. en doğrusunu ALLAH bilir!..
Türk dil kurumu tarafından "sayısal" kelimesi karşılık olarak kullanmamız istenilen sözdür.. bende digital kelimesinin bir Türkçe karşılığı olsun isterim ama bence karşılık pek güzel değil.. bu yüzden Türk milleti tarafından kabul edilmeyecek gibi, inşallah yanılırım.. çünkü sayısal'ın bu gün kabul gören asıl karşılığı "sayıyla alâkalı , sayıya dayanan" olmaktadır.. eğer tersinden düşünüp sayısal yerine digital koyarsak bu karşılık tutmaz.. misal; öss'deki sayısal bölüm yerine digital bölüm gibi, yada sayısal loto yerine digital loto gibi...
hasılı manâsı; sayısal'dır!..
yağma , talan manâlarına gelmektedir... ayrıca eskiden şanlı akıncılarımızın bir savaştan önce keşif maksadıyle çıktıkları akında ilk önce, savaş ganimetinden önce elde ettikleri ganimete de bu ad verilirdi(miş)!.. savaş ganimetine nisbeten çok küçük bir meblağ olduğu için bu ad verilmiştir!..
istanbul'la özdeşleştirdiğimiz çiçeklerden birisi.. hatta istanbulla beraber türkiye ile de özdeşleşir ama bu özdeşlik filan eskiden di şimdi lâle ülkesi başka ülkelerden lâle ithal eder oldu... birde şöyle bir durum var ki; hakkâri dünyanın en güzel lâlesinin yetiştiği yerdi ama şuan nerdeyse hiç lâle yok!..
manâsı yol demektir.. arapça çok zengin bir dil olduğundan bünyesinde çok fazla yol manâsına gelen kelime barındırır.. bu yüzden bu kelimeler zamanla bir sıralamaya konulmuştur.. işte tarikatte;bu sıralamada daha çok mezhebin -ki mezhepte yol demektir- bir altındaki basamak olarak kullanılır..
bir din büyüğünün yolundan gidenlerin oluşturduğu cemiyet ve ekol olarak kullanılır!.. katiyen mezhep değildir.. mezhep daha genel bir terimdir.. meselâ; hem mevlevîler hem nurcular hemde nakşibendîler nerdeyse hepsi hanefîdirler ama tarikat olarak birbirlerinden farklıdır!..
netice itibariyle bence böyle şeyler galiba boş yere bizleri bölüp parçalıyor ama bu işi bölünmeden yapanlar da takdire şayandırlar!..
talancı, yağmacı demektir.. başkasının malını alan, hatta zorla alan manâlarına gelir!.. ayrıca halk sözlüklerde tam manâsıyle yazmayan bir kullanımı daha vardır!..
şu örnekte olduğu gibi; Kerkük'te yol kenarına yerleştirilen bombanın patlaması sonucu 1'i polis 2 çapulcu öldü, 4 çapulcu yaralandı. Ölenlerin IKYB mensubu çapulcular olduğu bildirildi.
bilmiyorum ama bence burdaki manâsı talancı değilde şerefsiz miş gibi geliyor. bu yüzden bir diğer manâsıda şerefsizdir!..
eskiden hastalıklar tam olarak bilinmediği zamanlarda vereme ,kansere verilen isimdir. ciğeri çürüyenin sevdadan hastalandığının sanıldığı zamanlarda böyle denilirdi!..
tabi artık kansere sevdanın değilde sigaranın içkinin sebeb olduğu çok iyi biliniyor!..
her sene on gün geriye giderek bütün dünyada bir oruç ahengi oluşturan aydır!..
eğer böyle olmasaydı hep aynı zamanda oruç tutulurdu.. meselâ; ilk oruç Türkiye'de yazın ortasına denk gelen bir zamanda tutulmuş olsaydı biz hep güneşin alnında , saat 8-9'a kadar oruçlu kalmak mecburiyetinde olurduk... halbuki şimdi ahengli olarak değişir , yazdan kışa, kıştan yaza doğru gider oruç tutma zamanı, yani ramazan..
bunun sebebi de bir yılın ay'a göre belirlenmiş olmasından kaynaklanır!..
divan-ı muhâsebat diye de bilenen yada eskiden öyle bir kelimeyle karşılanan müessesedir!..
uydurmacılık zamanında divan-ı muhâsebata mukabil olarak uydurulmuş kelimedir!.. yapılan işin sayışmakla ne alâkası varsa artık!..
yaptığı işe gelince ; eğer daha eski olan adındaki nispet eki olan "i"yi kaldırarak okursak -ki bunun için kelimelerin yerini değiştirmek gerekir- işini çok kolay anlarız: muhasebat divanı, muhasebeler divanı, muhasebe divanı... devletin hesaplarını denetlemekte bu divanın işidir!..
Türkiye'de nerdeyse kimse onu doğru düzgün tanımadığı için hep şerefsizler tarafından adı kirletilen Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusudur!.. iyisiyle kötüsüyle , doğrusuyle yanlışıyle tarihimizdeki büyük ferdlerden biridir.. fakat çok iyi bilinmeli ki; kusursuz değildir, hata yapabilir yapmıştır da.. meselâ dil inkılabı gibi önce uydurukçacı olmuş sonra güneş dil teorisini ortaya atıp türkçeleşmiş her kelimenin türkçe olduğunu uydurukçacılara ispat ettirmiştir...- harika bir yol bulmuş adamları kendi kuyularına düşürmüştür,türk halkına rezil etmiştir-
Fakat çok hazin bir durum vardır ki; adı hep jakobenler, yasakçılar, namussuzlar ve batıcı dalkavuklar tarafından kullanılır!.. atatürkçüyüm diye kesilenler üniversiteleri batırırlar (yök gibi), din hürriyetine kasdederler (chp gibi), vatanı elaleme peşkeş çekerler (akp gibi), türkü askerine karşı soğuturlar (darbeci kumandanlar gibi)...
ve tabi daha bu mukabilden bir sürü misal!..
Türk milleti'nin mustafa kemal'i layıkıyle anlamasını yüce rabbimden niyaz ediyorum!..
kimse alıp okumadığı için belediyelerin bedava dağıttığı, üniversitelerin destekleriyle indirimli satılan gazetecik.. tarihine bakıldığında çok büyük değişimler geçirdiği gözüküyor hemde bir çok kez; 50-60'lı yıllar arasında dinci kesilmiş, bir ara darbecilere karşı durmuş(70-80'ler) ama 28 şubat'ta erbakan'a karşı darbecinin hası olmuştur(1995)... -yani kıraldan daha kıralcı olmuştur- şuan da son olarak laiklik taraftarlığı kisvesi takınmaktadır... islâma çatmıştır...
yaa kardeşim tamam kabul etmiceğimiz bir görüşün olur ama hep o fikirde olursun... saygı duyarız.. her 10 yılda bir değişmeye ne hacet... böyle adamlara anca haysiyetsiz denir, o kadar...
dizi çekmekten başka hiçbirşey yapamayan kanal bozuntusunun sloganıdır!..
haberlerini pornocu bir aşağılığın sunduğu kanalın sloganıdır!..
gelin-kaynana programları, ahu ile deli bir herif vardı onun programları gibi milletin değerleriyle resmen dalga geçen kapansa da kurtulsak dedirten kanalın sloganı!..
başka sloganı yok zaten.. elalem haber için, aydınlanmak için kanal kurar bunlar dizi için kuruyor!...
