bunu yapabilmek için askerliğinizin mahkeme kararıylada olsa uzamayacağı bir dönemde yapmanız gerekir.
Yapılması gereken zaman: Yat iştiması(yat yoklaması yani gece 9:30)
yapılırken gereken alet edevat:50 kuruşluk tuzlu çekirdek, bir çift eldiven, 3-5 tane de aynı döneme ait asker arkadaş.
Altı harekette kabuğu fırlatma hareketi:
Komutan iştima almaya gelir
Bir elde çıtlanmış çekirdek kabukları alınır
Diğer elde iki eldiven tutulur.
Komutan geldiğinde oluşan curcunada kabuklar komutanın yüzüne atılır.
Eldiven giyilir ve Roberto Carlos edasında ağız bükülerek ben bir şey yapmadım ki edası yüze verilir.
Bu durumda sizden her şekilde üstün tutulan kişiyi çekirdek çöpüne boğmuş şanslıysanınz bir kaçıda ağzına girmiş şekilde bulursunuz.
(Bu olay askere durduk yere gıcıklık yapanlar için anlatılmıştır.)
Kısa bir süre önce ankara'nın yoğun trafik akışı olan meydanları ile metro ve ankaray'a dev ekranlar yerleştirildi.
bir iki hafta önce de öngörülen şekilde kullanılmaya başladı. Reklamlar, vakıf reklamları, haber, spor, yol, hava durumu, tarih... diye konular sıralanıyor.
Metro ve ankaray duraklarına konulanları izlemesi çok zevkli, her ekranın başına toplanmış kalabalık tren gelene kadar orda ne çıkıyorsa izliyor hemde dikkat tren geliyor yazısı çıktığında millet çil yavrusu gibi dağılıyor.
bu kısımlar büyükşehir insanının hayatına renk katan detaylar ama günün bir kısmına kadar.
Gündüz akşama, akşam geceye dönerken doğal olarak insanın beklentileri de değişiyor. metro ve ankaray saat 00:00 gösterdikten sonra'da taşıma hizmetine belli bir süre devam ediyor. Bu süre zarfınça erotik kuşağın koyulması ankara'nın soğuk gecelerine bir sıcaklık aşılayacağı ve eve gidenlerin daha dinç ve mutlu bir şekilde gideceği apaçık ortadadır. O saatler arası Metro ve ankaray'ın kullanımı artarak kar marjını yükseltip mutlu müşteri sayısı çoğalacaktır.
açılımı sivil toplum geliştirme merkezidir. bir çok ilde plartformlar kurarak bütün konularda sivil toplum kuruluşlarına destek olan bir dernektir. STK'lar* nezninde çok büyük bir veritabanı vardır. 8000'e aşkın ulusal ve yerel STK'ların iletişim bilgileri ve açıklamları mevcuttur. Sivil toplum kuruluşlarının örgütlenmesinde, her ne kadar örgüt kelimesinden korkulsada, yardımcı olup toplum faydasına destek sağlamaya çalışmaktadır.
koşu padoğuna gidip şarkıyı tekrar modunda açtıp gözlerinizi kapatıp* kendini rüzgara ve şarkıya bıraktıkan sonra 15 km kadar bu şarkının gazıyla koşulabiliyor(taa ki bacaklardan biri bittim sinyali verene kadar).
klişe melodi, klişe sözler ama motorun çalışması için gerekli enerjiyi sağlıyor.
Well I've packed my bags
I'm moving on
Yes I've been waiting far too long
Cuz living with you is like a hole in the head
I know that I'll soon be better off
Cuz living with you is like a hole in the head
I know, well I know
That I don't care about anyone
You know that I'm better off (better off)
Well I don't care about anyone
You know that I'm better off
Oh I've explained
Get off my back
Far too long that I've lost track
Cuz living with you is like a hole in the head
I know that I'll soon be better off
Cuz living with you is like a hole in the head
I know, well I know
That I don't care about anyone
You know that I'm better off (better off)
I don't care about anyone
You know that I'm better off
This is as good as it gets
And you know that
I don't care about anyone
You know that i'm better off, better off
I don't care about anyone
You know that I'm better off
I don't care about anyone
You know that I'm better off
I don't care about anyone
You know that I'm better off
I don't care about anyone
You know that I'm better off
I know that I'm better off
bu alışkanlığı lise ve ortaokul dönemlerinde ingilizce dersine gelen ingilizce öğretmenin zorla sırayla paragrafı okutmasından meydana gelmektedir. dikkatsiz öğrenci önünde yazıyı sadece okumaya odaklandığı için gördüğü sayıyı türkçe okuyarak etrafta kopmaların olmasını neden olur.
Daha sonra öğrenci bu durumu düzeltebilmek için kurslara hazırlık sınıflarına yılalrını ve parasını gömer. ama halen bir fragman gördüğü zaman "250.000 people", "iki yüz elli bin pipıl" diye gülümseyerek okumaya devam eder.
kıssadan hisse dikta ve ezbere dayalı eğitim sisteminin küçük sonuçlarından biridir.
bir kişini sorusunu, söylemini anlamadan kendi görüşünü, anlamak istediği kadarına katarak cevap vermektir. böyle yaparken bir şey yaptım zannedilip böbürlenme ve ilerleyen kısa dilimde bir hararetlenme yaratır ama sonunda kendisine dönüp bakınca ne kadar rezil bir duruma düştüğünü anlar yada anlamadan körelmeye doğru yolunu alır.
örnek bir :
A takımı 0 - B takımı 5
a : abi bir a takımlı olarak... (seni tebrik ediyorum)
b : hadi lan ne diyeceğini gayet iyi biliyorum hakem de suç demi, zaten ne zaman böyle olsa hep hakemde suç
a : seni tebrik edecektim.
b : hadi canım, apışıp kaldın dimi anlayınca.
örnek iki :
A öğrencisi 90 B öğrenci 25
a : Abi sorular... (çok zordu)
b : Ulan kaptın puanı, inekledin dimi? hocaya da yalakalık oh...
a : dinle bir zordu diyorum, zor.
tabi bunlar örnek olarak verilebilir. Basit olaylar basit sonuçlar doğurur, ama ekonomi, eğitim, ırkçılık, terim kavgaları, siyasi yalaşımlar, halk meclisleri'nde bu eylem daha sık ve daha vahim sonuçlar doğurmaktadır ve hiç bir zaman çözüme ulaşılamaz.*
Şarkılarında parti, kız, gaz temasını işleyen, Dinlerken ve sonrasında sağa sola amaçsızca saldırmanızı sağlayacak derecede agresif şekilde söyleyen, 80'lilerin rock tarzını benimsemiş rocker.
(bkz: she is beautiful)
pro evolution soccer serisinde vazgeçilmez, sinir edici ve kurtarıcı gol atma taktiğidir.
ceza sahasına sağ ve sol çizgilerine paralel bir şekilde aut çizgisine doğru top sürülür. sonra topla hafif içeri doğru yönlenir. Bu sırada kaleci ve arka çaprazda kalan defans oyuncusu kademesini kaybederek, ön çapraz defans oyuncusunu konturpiye'de bırakır tam o anda o sırada forvet oyuncunuz içeri doğru hareketlenmişse normal pas ile, ters kanat oyunucusu ise ara pas ile pas atılır ve gelen oyuncuya topu tamamlamaktan başka bir şey kalmaz. Bunun içinde en uygun taktik 4-4-2 kanat oyuncuları orta saha çizgisinin biraz daha önünde olmasıyla kusursuz bir kombine oluşturur.
pis müfit golünde tuşlar doğru kullanılırsa 7-8 gole kadar çıkabilirsin ama sonra (özellikle pes 6'da) defans dizilimi kendini o taktiğe alıştırır.
Eğer iki-üç kişiye karşı bir gövde gösterisi yapılcak ise bu göl sizin istedikleriniz sağlayacaktır. winning eleven 3'de ilk karşımıza çıkan bu gol stili ilk başlarda oyun hatası olarak görülüyordu ama sonralarında gol atma yöntemi olarak akıllara yerleşti. Özellikle bu isimle anılmasının nedeni, ankara, istanbul, muğla, marmaris, izmir, diyarbakır ve adıyaman'da bu isimle "abi pis müfit golü yasak" denmesidir. Kademe anlayışını geliştimek ve level cup için hazırlanan pro oyunuclar için karşında böyle bir oyunucun olmasıda paha biçilemez bir nimet olarak adlandırılır.
R.e.m'in, New Adventures in Hi-Fi albümünden. Michael Stipe'in vokaline eşlik eden Patti Smith. insanı başka alemlere sürükleyebilen bir şarkı.*
Look up, what do you see?
All of you and all of me
Fluorescent and starry
Some of them, they surprise
The bus ride, I went to write this, 4:00 a.m.
This letter
Fields of poppies, little pearls
All the boys and all the girls sweet-toothed
Each and every one a little scary
I said your name
I wore it like a badge of teenage film stars
Hash bars, cherry mash and tinfoil tiaras
Dreaming of Maria Callas
Whoever she is
This fame thing, I don't get it
I wrap my hand in plastic to try to look through it
Maybelline eyes and girl-as-boy moves
I can take you far
This star thing, I don't get it
I'll take you over, there
I'll take you over, there
Aluminum, tastes like fear
Adrenaline, it pulls us near
I'll take you over
It tastes like fear, there
I'll take you over
Will you live to 83?
Will you ever welcome me?
Will you show me something that nobody else has seen?
Smoke it, drink
Here comes the flood
Anything to thin the blood
These corrosives do their magic slowly and sweet
Phone, eat it, drink
Just another chink
Cuts and dents, they catch the light
Aluminum, the weakest link
I don't want to disappoint you
I'm not here to anoint you
I would lick your feet
But is that the sickest move?
I wear my own crown and sadness and sorrow
And who'd have thought tomorrow could be so strange?
My loss, and here we go again
I'll take you over, there
I'll take you over, there
Aluminum, tastes like fear
Adrenaline, it pulls us near
I'll take you over
It tastes like fear, there
I'll take you over
Look up, what do you see?
All of you and all of me
Fluorescent and starry
Some of them, they surprise
I can't look it in the eyes
Seconal, Spanish fly, absinthe, kerosene
Cherry-flavored neck and collar
I can smell the sorrow on your breath
The sweat, the victory and sorrow
The smell of fear, I got it
I'll take you over, there
I'll take you over, there
Aluminum, tastes like fear
Adrenaline, it pulls us near
I'll take you over
It tastes like fear, there
I'll take you over
Pulls us near
Tastes like fear.
Nearer, nearer
Over, over, over, over
Yeah, look over
I'll take you there, oh, yeah
I'll take you there
Oh, over
I'll take you there
Over, let me
I'll take you there..
There, there, baby, yeah
1884-1885 tarihleri arasında düzenlenmiş olan bu konferans Sömürgeci ülkelerden portekiz'in afrika topraklarındaki sömürgelerinin tehdit altında görmesi üzerine, sömürgeciliğin belli kurallar çerçevesinde yapılması gerektiği ve sonuç olarakta işgal edilen topraklarda, işgal eden devletin askeri gücünün bulunması gerektiğini söylüyordu. Çünkü Afrika da Yeni bir arazi keşfedildikçe burası benim diyip, hiçbir askeri, ekonomik veya siyasi bir güç göstermeden sömürgeliğine bağlıyordu.
Bu konferansa ingiltere, fransa, Avusturya, Almaya yanı sıra Osmanlı imparatorluğuda katılmıştır.
yapılması yasak olup da, yapılan şeylerin başında gelen bir eylemdir. Genellikle o sırada kağıt bulamamaktan mıdır nedir, bir hesabın beyaz kısmına yazılması ile iş görülür. Ama orjinal fikirlerde vardır.
Bunlardan en dikkat çekicilerinden birisi çocuğunu markete yollayan annenin, alışveriş listesini paranın üstüne yazmasıdır. Çocukta psikolojik bir baskı oluşturarak parayı gördüğünde "ben bu paraya 10 yumurta almalıyım, 2 kilo süt almalıyım..." demesi amaçlanmaktadır kanımca. Bir başka olay ise veznedarın gün sonunda elindeki parayı teslim edeceği zaman kasadaki toplam parayı en üstteki paranın üstüne yazmasıdır.
Benim favorilerimden birisi de; Paranın üstüne "önemli bir şey olduğun da arkayı çevir!" yazısıdır. Çevirince de "önemli bir şey mi oldu salak" tarzında bir şeyle karşılaşılmasıdır. 100 liranın üstüne hangi akıllının aklına yazmak gelmişse, artık para piyasada döndüğü sürece parayı veren kurnaz, alan sazan durumuna düşecek olmasıdır. Asıl komik olan tarafı da parayı alanın kurnaz olduğunu zannetmesidir. Bankadan çıkana kadar paranın ön yüzüne kitlenmiştir. "ben bu şakayı biliyorum, düşmeyeceğim..." demesine rağmen, yüzündeki sinsi sırıtışına rağmen paranın ön yüzüne odaklanıp bayağı bir bakması oldukça komiktir. Zaten paranın üstüne yazı yazmak yasak olmasaydı, böyle şeyler yapılmazdı memleketimde.**
2004 yılından bu yana her yıl yapılan break dans yarışmasıdır. iki kişinin sahneye çıkıp break dansla kapışmasıyla başlar. en iyi gösteriyi sahneleyen bir üst tura çıkmayı hak kazanır.
Figürleri görünce insanoğlu bunuda mı yapabiliyor diye içden geçirmemek mümkün değil. *
Alter Bridge'nin blackbird albümümde ki altıncı parçası.
Sözleri ise :
I couldn't sleep I had to listen
Into a conscience knowing so well
That nothing comes from indifference
I look inside of myself
Will I find some kind of conviction
Or will I bid the hero farewell
Will I be defined by things I could have been
I guess time will only tell
I guess time will only tell
So don't let it be
Before tomorrow comes
Before you turn away
Take the hand in me
Before tomorrow comes
You can change everything
I curse my worth and every comfort
That blinded me for way too long
Damnit all I'll make a difference from now on
Cause I'm wide awake to it all
Cause I'm wide awake to it all
So don't let it be
Before tomorrow comes
Before you turn away
Take the hand in me
Before tomorrow comes
You can change everything
Does anyone care it ain't right what we're doing?
Does anyone care it ain't right where we're going?
Does anyone dare justify how we're living?
Does anyone here care at all?
So don't let it be
Before tomorrow comes
Before you turn away
Take the hand in me
Before tomorrow comes
You can change everything
We could be so much more than we are
We could be so much more than we are
We could be so much more than we are
Oh this much I know
Filmlerde* ve Kitaplarda buram buram kokarak işlenen bir kavramdır. kimi zaman bir jetin üzerine tır uçurarak kimi zamanda birden her şeyi bırakıp gitmek diye karşımıza çıkar.
Ama insanın yaşama bağlanmasındaki temel nedenlerden birisidir. Kız arkadaşına gece geç vakitte çıkma demek, kardeşini bir yere yolladın mı vardığında ara demek, kızın üşümesin diye sobayı onun odasına taşımak, hırsız eve girdiğinde karına bir şey olmasın diye yatağından kalkmayıp hırsızın soymasına izin vermek, bir askerin sınırda uzun uzadıya nöbet tutması... hepsi bu temelde yatıyor gibi. yaşama bağlıyor gibi.
filmlerde ki gibi sevdiğimi koruyacağım diye 500 tane adam vurmasak'da. en küçüğünden en büyüğüne içinde biraz sevgi bulunuyorsa sende, bende, oda herkes gibi sevdiklerimizi koruyoruz. yaşama tutunmaya çalışıyoruz.*
yolda yürürken karşınıza aniden yandaki yapılardan birinde çok kaliteli bir lokanta yada prestijli bir firmanın binası çıkar. ve ismine bakarsınız ki, sizin isminizle aynıdır. ister istemez adınızı taşımanızdan mıdır nedir içi bir mutluluk ve bir götükalkmışlık kaplar. hele ki yanınızda bir arkadaşınız varsa birde isminizde çok sık kullanılan bir isimde değilse iğrenç espriler ardarda patlaması demektir. Önünden geçtikten sonra o şirketin, dükkanın sahibi sizi hiç tanımayacak olsada, kendi ismini taşıdığı için insan orayı unutmaz, hatta yerini bile.
tabi birde bunun sexshop, stripiz klubü olan şelide vardır. Oda ayrı bir konu mevzusudur.
Dünya da yakalanmamış en büyük nükleer(atom) casusu olarak tanınan, rus casusdur. Sovyetler birliği zamanında amerikanın araştırmalarına sızarak, sovyetler birliğinin nükleer anlamda gelişimini hızlandırmıştır.
Kırıkkale üniversitesinde ki ikinci öğretimde ankara'ya gitgel yapanlar için uygulanıyordu. Geçtiğimiz senelerde dolmuş gibi rasgele zamanda kalkan minibüslerde çıkan olaylar ve özellikle kızlara sözlü veya fiili saldırılardan dolayı kendilerini sağlama almaya çalışan aynı bölüm öğrencilerin yaptığı uygulama.