olayı bilmeyen bazı kişiler tarafından kemel kılıçdroğlu'nun baştan mağlup ilan edildiği tartışmadır.
olay şudur: ankara büyükşehir belediyesi yıllardan beri bu ''ön ödemeli'' sayaçların tanesini 168 euro gibi bir fiyattan almaktadır. istanbul büyükşehir belediyesinde ise analog sayaç kullanıldığı doğrudur. fakat istanbul büyükşehir belediyesinin çıktığı ihalede ankaraya sayaç satan şirket bu sayaçları 23 eurodan satmayı teklif etmiştir. yani ankaraya 168 euroya satılan sayaç ile istanbula 23 eurodan satılmak istenen sayacın özellikleri aynıdır. eğer bu şirket, aradaki 145 euroluk bu farkı istanbul'un saygıdeğer mukimlerine, eşsiz boğazına, galata kulesine, tarihi mirasına bağışlamamışsa yani zararına satmayacaksa neden ankaralı doğalgaz abonesi 145 euroyu içinde hissetmektedir.
istanbul büyükşehir belediyesinin 23 eurodan bile almadığı sayaçlara melih bey 168 euro sipaliyi basmayı taahhüt edivermiştir ve konuşmalarına bakılırsa kendisine oldukça güvenmektedir. açıklamalarını merakla beklemekteyiz.
geçmişlerden bir anı: emin çölaşan ile melih gökçek'in tv de yaptıkları tartışmadan önce melih gökçek kandinden çok emin bir şekilde ''emin çölaşan'ın banka hesaplarında yüksek miktarda para olduğunu'' söylüyordu. üstelik bu para yurtdışından yatırılmıştı. melih gökçek bunu ''belgeleriyle'' kanıtlayacağını söyleyerek çölaşan'ı sıkıştırıyordu. sonunda çölaşan resti gördü ve gökçek'in ''belgeleri'' açıklaması için canlı yayında düelloya çıkmayı kabul etti. tartışmayı izleyenler hatırlayacaktır. melih gökçek çölaşan'ın yüksek miktarda malvarlığı olduğunu söyledi ve sıra belge göstermeye geldiğinde kendisiyle çölaşan'ın tün malvarlığının(menkulüyle gayrimenkulüyle)takas edilmesi taahhüdünü içeren önceden hazırlanmış bir kağıdı çıkarıverdi. bu kağıdı kendisi imzalamıştı. çölaşan da imzalarsa malvarlığının o kadar da yüksek olmadığını ispatlamış olacaktı. öyle ya kişinin malvarlığı azsa neden karşısındakiyle takas etmesin? yok eğer imzalamazsa melih gökçek çölaşan'ın hesaplarında milyon dolarlar olduğunu kanıtlamış olacaktı. kanıtladı da(!).çölaşan belgeyi imzalamayıp malvarlığının takas edilmesine yanaşmayarak büyük malvarlığına sahip olduğunu saklayamadı. biz de ekran başındaki izleyenler olarak melih gökçek'in ''belge'' anlayışına hayran kaldık. doğru tabi ya; malı az olsa imzalardı,kaptırmak istemiyor çakal diye düşündük. sonuç olarak melih gökçek belgeyle(!) dövmüştü çölaşanı.
kemal kılıçdaroğlu'nun, menas şirketinin ingiltere'ye hayali ihracat yapmış olduğu ile ilgili iddiasına dmmf'ın aklandığı başka bir davanın belgeleriyle cevap verdiği tartışmadır. zaten gösterilen belgelerden de anlaşılmaktadır bu. kk nun belgeleri idare mahkemesi kararlarıdır. dmmf'ın cevap belgeleri ise adli yargıya aittir. en öenmli konu da budur zaten. ama aynı zamanda anlaşılmayan konu da budur. üzerine gidilirse dengir'in istifası kaçınılmazdır. koskoca dmmf sözünü yutacak değil ya.
ek olarak: akepe fetişisti arkadaşların sesini kesmiş tartışmadır. buraya birşey yazamıyorlar ve eksi butonuna abanıyorlar. yazık.
2. sayfadaki destekçilerini sanırım kaybetmiş kişidir. çok güzel ayar verdiğinden falan dem vurmuş bazı arkadaşlar mazide. birisi de demiş ki chp nin bütün milletvekillerine yeter!!!gördük aslanım.
hayrettin karaman uzun zamandır yenişafak gezetesinde yazıyor ve hürriyet gazetesi 2002den 1007ye kadar akp yi destekledi. yahu emin çölaşan bu uğurda işten atıldı var mı ötesi? şimdi benim sorum şudur: deniz feneri yolsuzluğu ve saf müslümanların söğüşlenmesi olayı meydana çıkınca bu gazetelerin haram olduğu konusunda bir vahiy mi indi? eğer böyle birşey olmadıysa bu açıklama neden şimdi yapılıyor.
hürriyet, milliyet, vatan, cumhuriyet gazetesi almayı star, kanal d izlemeyi haram; bu gazeteleri almamayı, boykot etmeyi Allah'ın emri(farz) ilan etmiş yüce islam alimi.
1-kemal kılıçdaroğlu'nun, ukrayna gümrüğünün şirket ihracat faturalarının sahte olduğu itirazıyla ilgili rapor hazırlayan bürokratı dengir fırat'ın teftiş kuruluna şikayet ettiği ve soruşturma sonucunda gümrük kontrolörünün aklandığı, yani dengir fırat'ın bir iftira attığı yönündeki iddiasına dengir fırat ''anayasal şikayet hakkımı kullandım'' diye cevap vermiştir. burada olay şudur. dengir fırat'ın çıkarlarına zarar veren bir rapor hazırlaması nedeniyle bu kontrolör fırat'ın ''mal varlığı şaibeli'' iftirasına maruz kalmış ve aklanmıştır. yani kılıçdaroğlu haklı çıkmıştır. bu olayın başka bir izahı olamaz. ben desem ki şu devlet bakanı yolsuzluk yaptı. bunu kanıtlarsam ne olur? devlet bakanının yolsuzluk yaptığı kanıtlanmış olur. kanıtlayamazsam ne olur? devlet bakanına iftira atmış olurum. olayı bu derece basitleştirmemin sebebi sayın fırat'ın gereksiz açıklamalarıyla kafaları karışan arkadaşların anlamasını sağlamaktır.
2-kemal kılıçdaroğlu'nun ''dmmf ın yönetim kurulu üyesi ve ortağı olduğu menas aş hayali ihracat yaptı'' yönündeki iddialarına ve gösterdiği ilk derece mahkemesi ve yüksek mahkeme kararlarına dengir fırat alakasız bir başka mahkeme kararıyla cevap vermiştir. böyle yapmasının nedeni dersine iyi çalışmamış olmasıdır. çünkü kılıçdaroğlu'nun iddiası ingiltere ile ilgili bir hayali ihracat olayıdır. dmmf ın aklı ise ukrayna da kalmış ve komik duruma düşmüştür. kılıçdaroğlu'nun en ciddi ve belgeli iddiası karşısında neredeyse 15 dakika boyunca konuyla hiç alakası olmayan bir başka mahkeme kararını sanki ingiltere ile alakalı hayali ihracat olayıyla bağlantılı gibi algılayarak savunma yapmıştır. çünkü o konuda aklanmıştır ve kılıçdaroğlu'nun o cepheden kendisine saldırdığını sanmaktadır. oysa kazın ayağı öyle değil. daha sonra da kılıçdaroğlu'ndan ukrayna konusundan çıkmamasını istemiştir(aklı hala orda garibimin).dikkatlerden kaçan ve kafaları karıştıran konu budur. belgeler basın tarafından incelendiğinde gerçek ortaya çıkacaktır. kimse telaşlanmasın.
3-kılıçdaroğlu'nun gümrükler genel müdürlüğü'nden menas'a ait tırların gümrüklerde kırmızı bölgeye alınmamasını istenen yazıda dmmf ın adı olduğu yönündeki iddiaya dmmf hiç cevap verememiştir.
4-kılıçdaroğlu'nun son iddiası ise oroyin olayıyla ilgilidir. şimdi tır'da oroyin yakalandığına dair şüphe yoktur. tır'ın menas'ın mallarını taşıdığına dair de şüphe yoktur. sorun şudur: acaba oroyin dmmf şirketten ayrılmadan önce mi yakalandı yoksa ayrıldıktan sonra mı?bu konuda kılıçdaroğlu dmmf'ın 01.09.2007de şirketten ayrıldığına dair bir belge göstermiştir.bu belge dmmf ın şirketten ayrıldığına dair dilekçesidir. fakat bu belge her nedense noter tarafından tam 8 ay sonra oroyin iddiaları ayyuka çıkınca tasdik edilmiştir. ayrıca fırat'ın şirketten ayrıldığı 4 haziran 2008 tarihinde ticaret sicili gazetesinde ilan edilmiştir. hukukla ilgili olanlar bilirler ki tacir şirketten ayrıldığını 3. kişilere bildirmedikçe şirketin işlerinden mesuldür. dolayısıyla dmmf ın mesuliyeti şirketten ayrıldığının ilan edilmesiyle sona erer. yönetim kuruluna sunduğu dilekçeyle değil. dmmf bu iddiayı savuşturmak için banka havalelerini gösteriyor. şimdi biz nerden bileceğiz o havalelerin senin sattığın hisseler için ödendiğini. buna senin yakın çevren inanabilir. bazı enayiler vardır onlar da inanabilir. ama tarafsız biri buna inanmaz. belge getireceksin. ayrıca bu konu konuşulurken dmmf tır söförünün zaten oroyin işine önceden bulaşmış ve takipte olan biri olarak lanse etmiş kılıçdaroğlu da ''o zaman böyle bir adamı nasıl işe aldınız'' diyerek lafı yerleştirmiştir. dmmf'ın çifte fatura kullanıyoruz şeklindeki ''itirafını'' da kemal unakıtan'a havale etmiştir.
not: tartısmanın yukarıda anlattığım gibi olmadığını gerekçeleriyle belirtenler mesaj yollayabilirler. istedikleri şekilde editleyeceğime söz veriyorum.
ilk olarak kemal kılıçdaroğlu asıl müfterinin dengir mir mehmet fırat olduğunu ispatlamaya çalıştı. bunu yaparken de önceden chp aday adayı bir bürokratın hazırladığı raporla ilgili olarak dengir fırat'ın ilgili makamlara suç duyurusunda bulunduğunu, adı geçen bürokratın malvarlığının araştırılmasını istediğini, araştırma sonucunda da bir bok bulunamadığını, adı geçen bürükratın tayyip erdoğan imzasıyla aklandığını söyledi. biz izleyenler burdan anladık ki dengir bey elemanı yok yere suçlamış.haksız ithamlarda bulunmuş.
ondan sonra söz sırası dengir fırat'a geçti. şikayet ettiğini kabul etti. elemanın eskiden chp'nin aday adayı olduğunu söyledi. ayrıca benim şikayet etmem vatandaşlık hakkımın kullanımıdır diye bir laf etti. yani kılıçdaroğlu'nun ''iftira'' olarak nitelendirdiği şeyi vatandaşlık hakkının kullanımı olarak değerlendirdi. ilk iddia kısaca bu şekilde karşılık bulmuş oldu. takdir vatandaşındır. ucu dengir'e dokunan bir raporu hazırlayan bürokratın malvarlığının şaibeli olduğu gerekçesiyle oraya buraya şikayet eden dengir'in bu hareketi iftira mıdır yoksa hak kullanımı mı?
ikinci raung hayali ihracat iddiasını belgelere dayandıran kemal kılıçdaroğlu'nun sağlı sollu ataklarıyla başladı. kemal kılıçdaroğlu, dengir fırat'ın yönetim kurulu üyesi ve ortağı olduğu menas a.ş'nin hayali ihracat yaptığına dair ilk derece mahkeme kararını ve kesinleşmiş danıştay kararını çıkardı. ticaret sicili gazetesinden de hayali ihracat yapıldığı sırada dengir fırat'ın yönetim kurulu üyesi olduğunu kanıtladı.
daha sonra dengir fırat bu iddialara kesinleşmiş mahkeme kararlarıyla cevap vermeye başladı. yalnız olayda bir terslik vardı. izleyenler pek bir şey anlamıyordu. bir kopukluk vardı sanki. sonradan sözün kılıçdaroğlu'na geçmesiyle anlaşıldı ki dengir mir mehmet fırat kılıçdaroğlu'nun iddiasına o iddiayla ilgili olmayan bir mahkeme kararıyla cevap veriyor. kılıçdaroğlu bu durumu ben elma diyorum siz armut şeklinde değerlendirdi. bu bölümde belgelerin tarihleri konusunda bir sıkıntı yaşandı. belgeler elimizde olmadığı için o konuda yorum yapamıyor, bilgi veremiyoruz.
üçüncü raunt da kemal kılıçdaroğlu menas'a ait bir tırın içinde eroin yakalandığını söyledi. dengir fırat kabul etti. fakat fırat o tarihte menasla hiçbir ilişkisinin kalmadığını söyleyerek olayın benimle ilgisi yok demeye çalıştı. kılıçdaroğlu buna karşılık menas yönetim kuruluna sunulan ortaklıktan ayrılmaya ilişkin dilekçenin neden eroin haberleri basında yer bulduktan sonra yani dilekçenin yazımından tam 8 ay sonra notere tasdik ettirildiğini sordu. burada bir şaibe yok mu? bundan bir kuşku duyulmaz mı? diye sordu. bu arada da fırat'ın istifa için kesin delil istemediğini sadece emare olması halinde istifa edeceğini belirttiğini hatırlattı. fırat bu iddialara gençlik anılarını anlatarak cevap verdi. bu arada menas aş'nin nasıl kurulduğunu öğrendik. fırat ayrıca tır söförünün zaten takipte olan biri olduğunu ve suçu kabul ettiğini söyledi. kılıçdaroğlu buna karşılık ''madem adam şaibeli neden işe aldınız'' dedi. o bunları söylerken dengir fırat'ın hoşuna gitmiş olacak ki gülüyordu. ayrıca basın mensuplarına ''siz hiç yakalanmış bir uyuşturucu baronu gördünüz mü?'' sorusunu yöneltti. bu iddiasını desteklemek için meclis konuyla ilgili meclis araştırma komisyonunu raporlarını gösterdi. bu rapordan okuduğu bir bölümde uyuşturucu ile mücadele eden güvenlik güçlerine nemsup birinin açıklamaları vardı. genelde işin başındakilerin yakalanma olasılıklarının olmadığını belirten bir açıklamaydı. kılıçdaroğlunun eroin olayı ile ilgili bu açıklamaları kuşkusuz fırat'ı önkabul olarak ''temizdir'' diye nitelendirmeyen insanlar için kuşku uyandıran açıklamalardı. özellikle şirketten ayrıldıktan 8 ay sonra eroin ile ilgili haberler gazetelerde çıkınca dilekçenin noterde onaylatılması tarafsız kafaları karıştırdı.